“Yeni Müzik” kavramını tanımlamak kolay değil. Yüzyılımız için öncü nitelikte, genel ekonomik ve toplumsal gerçekleri de dikkate alarak, büyük orkestralar değil, küçük ölçekli topluluklar için yazılan, genellikle tonal ve bir programı izleyen,edebi ve felsefi kavramları konu alabilen, içinde elektronikleri de barındırabilen bir müzik diye tanımlayabiliriz. Bu alanda giderek sayıları artan genç bestecimiz eser yazıyor ve bunlarla çoğu kez Türkiye'den önce uluslararası alanda seslerini, adlarını duyurabiliyor. İşte size üç farklı örnek:
Uğurcan Öztekin / Kuşların Konferansı: Amsterdam
Uğurcan Öztekin ( d. 1990) Hollanda’nın başarılı oda müziği grubu Calefax Üflemeli Beşlisi’nin her yıl düzenlediği uluslararası Calefax Besteciler Yarışması'nın bu seneki kazananı oldu. Öztekin'in geçtiğimiz yıl sonunda tamamladığı obua, klarnet, soprano saksofon, bas klarnet ve fagot’tan oluşan üflemeli beşli için bestelediği “Kuşların Konferansı: Amsterdam” başlıklı parçanın öyküsü ilginç. Bestecinin her biri farklı bir şehir için bestelenecek ve “Kuşların Konferansı” üst başlığı altında toplanan yedi eserden oluşacak dizisinin ikinci parçası.
Kompozisyondan önce sanat tarihi eğitimi de almış olan Uğurcan Öztekin'in çıkış noktası, İranlı şair, düşünür Feridüddin-i Attâr'ın “Kuşların Konferansı” adlı tasavvufî eseri. Attar çeşitli simgeler aracılığıyla tasavvufun temellerini, ilkelerini ve tasavvufî inancı anlatmak amacıyla alegorik bir söylem kullanmış. Kuşlar mitolojik Simurg kuşuna ulaşmak için yola çıkıyor. Hüthüt kuşunun önderliğinde yedi ayrı vadiyi aştıktan sonra, tanrıyı temsil eden Simurg kuşuna ulaşıyorlar.
Besteci bu yolculuğu 7 parçalık bir dizide müzikle anlatmayı amaçlıyor. İlk durak Barcelona'dan sonra, ikinci durak Amsterdam'la Calefax Besteciler Yarışmasını kazanarak 2000 Avro tutarındaki para ödülünün sahibi olan Öztekin'in eseri, Calefax'ın yanı sıra, İsviçre’den Nexus Reed Quintet ve Amerika Birleşik Devletleri’nden Splinter Reed Quintet gibi ekipler tarafından da seslendirilecek.
Uğurcan Öztekin'in giderek artan uluslararası tanınırlığı kazandığı bestecilik yarışmaları ve aldığı siparişlerin seslendirilmesiyle Almanya, Bulgaristan, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsviçre, Kanada, Karadağ, Rusya ve Slovenya'yı kapsıyor. “Kuşların Konferansı:Amsterdam” sayesinde bu ülkelere ABD de eklenecek. Öztekin'i kutluyor, yeni eserini dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Emre Eröz /Taproot2020'de Bir Bilkentli
“Yeni Müzik” alanında değişik üniversitelerin kompozisyon bölümlerinden genç Türk bestecilerin, dünyanın değişik köşelerinde düzenlenen bu alandaki festivallere seçilmeleri, davet almaları artık yadırganmıyor. Klasik müziğin büyük salonlardaki alışılmış dinleyicisinin yanında, daha çok küçük topluluklar tarafından icra edilen “yeni müzik” için de bir dinleyici kitlesi oluşmaya başladı.
2020'nin bu alandaki ilk festivali ABD'de üç ayrı kentte bulunan California Devlet Üniversitesi'nin Davis kentindeki yerleşkesinde Taproot2020 adıyla düzenleniyor. Bu festivali Bilkent MSSF kompozisyon bölümü öğrencisi emre eröz de davet edildi. Ayrıca Duke Üniversitesi'nden Eren Gümrükçüoğlu da besteleri festivalde seslendirilecek sekiz besteciden biri. Bilkent MSSF'yi bitirdikten sonra doktora için ABD'ye giden Aida Shirazi zaten çalışmalarını Kaliforniya Üniversitesi'nde sürdürüyor ve festivalde yer alıyor. Diğer katılımcılar da Brown, Brooklyn, Berkeley ve Chicago Üniversitelerinden. Bestecilerin eserleri, Spektral Quartet, Quince Ensemble ve Empyrean Ensemble gibi bu alanın tanınmış toplulukları tarafından seslendirilecek.Emre Sihan Kaleli / ISCM Dünya Yeni Müzik Günleri'nde
Çalışmalarını Avusturya'da sürdüren, yeni müzik alanında sivrilmiş bestecilerden Emre Sihan Kaleli, 2020'de Yeni Zelanda'da düzenlenecek ISCM Dünya Yeni Müzik Günleri'nde Avusturya'yı temsil etmek üzere seçilen iki besteciden biri oldu.
Seçim süreci iki turdan oluşuyor. Öncelikle her üye ülke kendi içerisinde ulusal bir jüri tarafından seçilen eserleri, organizasyona o sene ev sahipliği yapan ülkedeki jüriye gönderiyor ve son karar onlara ait oluyor. Avusturya jürisi 6 eser önerdi ve ISCM jürisinin bunlar arasında seçtiği ikisi arasında emre sihan kaleli de yer aldı. Kendisine “Niye Türkiye adına değil de Avusturya adına?” diye sorduğumda “ ISCM Türkiye Temsilcisi maalesef aktif değil. Aksi taktirde gönül isterdi ki Türkiye'den başvuru yapayım. Yine de bir Türk Besteci olarak bir başka ülkeyi temsil etmek üzere seçilmiş olmak güzel bir duygu” yanıtını aldım.
ISCM'ye bu yıl yapacağı katılımla, Kaleli'nin 2019'da kazandığı uluslararası başarı sayısı beşe yükseldi. Avusturya, İtalya, ABD ve Sırbistan'a böylece Yeni Zelanda da eklendi.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
Bu yazı Andante dergisinin Şubat 2020 sayısında yayımlanmıştır.