Önderliğini uluslararası ödüllü piyanist ve bestecimiz Muhiddin Dürrüoğlu'nun yaptığı beş usta müzikçiden oluşan Kheops Ensemble, 7 Nisan Salı günü A.Adnan Saygun Sanat Merkezi Küçük Salon'da, değişik dönemlerden oluşan bir seçkiyle İzmir dinleyicisinin karşısındaydı.
Piyanoda besteci ve piyanistimiz Muhiddin Dürrüoğlu'nun yanında klarnette BBC genç nesil sanatçısı Belçikalı Ronald Van Spaendonck, viyolonselde Eurovision genç müzisyenler yarışması ödüllü Belçikalı Marie Hallynck, kornoda Herve Joulain, kemanda Ning Kam'dan oluşan Kheops Ensemble, üyeleri her biri çalgılarında usta bir oda müziği topluluğu. Bu konserde grubun kemancısı olarak programda görülen Monte Carlo Master of Masters yarışması 2010 birincisi Rus kemancı Graf Mourja yerine Ning Kam kemancı olarak sahneye çıktı.
Kuruldukları 2006 yılından bu yana ikili eserlerden yedililere kadar uzanan çeşitli oluşumlarla klasik müziğin seçkin örneklerinden çağdaş müziğin en çarpıcı yapıtlarına kadar geniş bir yelpazede performanslar sergilemiş ve her defasında çok olumlu kritikler almışlar. Çaldıkları Beethovenfest, Festival de Wallonie ve Festival des Forets gibi birçok uluslararası festivale hemen tekrar davet edilmişler.
İlk CD kayıtlarını kuruldukları yıl Beethoven'in klarinetli piyano trioları ile yapan grup bu kayıt için ünlü Diapazon dergisinden "5 diapason", Crescendo dergisinden "Joker" ve Classique Info'dan Ring gibi ödüller ve çok olumlu kritikler almışlar.
20. yüzyıl bestecileri E.Dohanyi ve K.Penderecki eserlerinden oluşan ikinci CD'leri, aldığı müthiş olumlu kritiklerin yanında Musicweb International tarafından Aralık 2011'de ayın CD'si ve ünlü Gramophone dergisi tarafından 2012'da Gramophone Choice olarak seçilmiş.
KONSERDEN NOTLAR
Konserin ilk eseri olan Maurice Ravel'in dört bölümden oluşan keman ve çello için Sonat'ını seslendirmek için sahneye gelen Marie Hallynick ile Ning Kam keman viyolonsel ikilisinin en duru ve temiz örneklerini sergilediler. Eserin ikinci bölümündeki yoğun pizzicato bölümleri o kadar ustaca yorumlandı ki bölüm sonunda dinleyiciler kendilerini tutamayıp - artık İzmir'de alışık olunmayan bir şekilde - sanatçıları alkışladı. Onlar da bu beklenmedik alkışa gülümsemeyle cevap verdiler. Son bölümde coşkulu bir final ile eser sona erdi.
Konserin ikinci eseri George Gershwin'in ünlü bestesi Rhapsodi in Blue idi. Konser programında Mavi Rapsodi olarak yazılsa da aslında hüzünlü rapsodi isminin daha çok yakıştığı bu güzel çağdaş eser, bu kez sadece piyano ve klarinet için düzenlenmiş. Bu çok tanınmış eserin şimdiye kadar solo piyanonun dışında orkestra versiyonlarını da birçok konserde dinlemiştik.
İlk kez dinlediğimiz piyano eşliğinde solo bir çalgıyla yapılan bu düzenlemede meğer bizi bir de sürpriz bekliyormuş. Klarinetçi Ronald Van Spaendonck ile Muhiddin Dürrüoğlu müthiş bir uyum ve olağanüstü bir yorumla eserin tam hakkını verdiler. Klarinetin temanın tekrar ettiği bölümlerdeki müthiş puslu soloları eserdeki hüznü salona yansıttı.
Coşkulu bölümlerde temanın piyano ile klarinet arasındaki muhteşem soru-cevap birlikteliği tam bir ziyafetti. Fakat asıl sürpriz eserin sonuna doğru yaşandı. Kornocu Herve Joulain'in son bölümlerde çalgısıyla salonun arka bölümünden esere katılması, sonrasında da eser devam ederken sahneye gelerek esere katılması eşine az rastlanır güzellikte bir sürpriz oldu bizlere. Sanatçılar karşılığını da çılgın alkışlarla aldılar.
TRENLE ANADOLU'DA BOYDAN BOYA
Konserin ikinci bölümünde bu kez topluluk piyano, viyolonsel ve klarinetten oluşan üçlü formuyla sahneye gelerek Dürrüoğlu'nun 2013 yılında Antalya Piyano Festivali için Fazıl Say tarafından sipariş edilen Anadolu'dan Sahneler isimli eserini yorumladı. Eserin bestecisi Dürrüoğlu yaptığı bilgilendirmede eserin Anadolu'da Batıdan Doğuya yapılan bir tren yolculuğunu anlattığını, her girilen istasyonun o yörenin bir türküsünden derlenmiş bir bölümle anlatıldığını ve yolculuğun "Burası Muştur" türküsüyle Muş'ta sona erdiğini söyledi. Üçlünün yorumuyla gerçekten kendimizi bir trenin vagonları içinde ve gittikçe hızlanan tıkırtıları sayarken Anadolu'nun en bilinen ezgileriyle bir yolculuk yaparken bulduk.
İkinci bölümün ikinci eseri Robert Schuman'ın Adagio ve Allegro Op. 70 Korno ve Piyano ikilisi idi. Piyano ve Korno gibi iki farklı karakterdeki enstrüman için yazılmış bu eserde, bestecinin istediği farklılıkların uyumunu da Dürrüoğlu ve Joulain mükemmel birliktelikleriyle yorumladılar.
Konserin son parçası ise Franz Schreker'in izlenimci karakterdeki Der Wind isimli beş enstrüman için yazılmış bestesiydi. Klarinet, Korno, Keman, Viyolonsel ve Piyano ile bütün topluluğun sahnede yer aldığı bu eserde yorumcular eserin isminin hakkını verircesine fırtına gibi bir yorumla dinleyicide rüzgara tutulmuş ve oradan oraya savrulan bir yaprak duygusu yaratarak final yaptılar.
Konser sonrası müzikseverler ağızlarında sık rastlamadıkları çok değişik bir lezzet ve duygu yumağı ile salonu terkediyordu. Teşekkürler Muhiddin Hocam, teşekkürler Kheops Ensemble.
Metin NURBEYLER