Devlet Tiyatroları'yla ilgili yedi kuruluş bir açıklamasıyla, genel müdürlük için görevlendirilme yapılmasının, sanatçıları provake etmeyi amaçladığını, atanmış bir genel müdür olmadığı için yerine imza da atılamayacağını öne sürdü.
Yapılan basın açıklaması şöyle:
“Şu anda Devlet Tiyatroları’nın atanmış bir Genel Müdürü yoktur. Çünkü son yasal Genel Müdür Ağustos ayında üçlü kararname ile görevden alınmış, yerine de bir başkası atanmamıştır. YERİNE imza atılacak bir Genel Müdür olmadığına göre, herhangi bir kişinin Genel Müdür yerine imza atması düşünülemez. Oysaki 22.Ekim 2014 tarih ve 18400177-903.02-1475 sayı ile yayınlanan yazının altına, Genel Müdürlük görevini yürütmekle görevlendirildiğini iddia eden kişi, GENEL MÜDÜR YERİNE diye imza atmıştır.
Aslında bu girişimin tek amacı Devlet Tiyatroları çalışanlarını provoke etmektir. Onları tepki verecekleri bir kişi ile karşı karşıya getirip, bu haksız işleme karşı yapılacak her eylemi ve ağızlarından çıkacak her söylemi Devlet Tiyatroları çalışanları aleyhine kullanmaktır. Kamuoyuna, “İşte, bakın saygın sanatçı dedikleriniz nasıl davranıyorlar,” diyebilmektir.
Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Tabi ki bu susacağımız, eylemsizlik içine gireceğimiz anlamına gelmiyor. Ama her girişimimizi yasal sınırlar içinde ve sanatımıza yakışır biçimde yapacağız.
Genel Müdür YERİNE imza atan kişi bilindiği gibi TÜSAK tuzağının HEVESKÂR TAŞERONUDUR.
Bu tuzağı savunmak adına Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı TÜM Sanat Toplulukları, Sanat Eğitimi veren Konservatuvarlar ile bu tuzağın karşısına çıkan her kesime, her kişiye, her ortamda söz ve davranışlarıyla hakaret etmekten çekinmemiştir.
Bu kişi, bu tuzağı gündeme getiren Bakanlık yetkililerini KORUMA görevi üstlenmiştir.
Ayrıca kurum çalışanlarını meslek ve poziyonlarıyla bağdaşmayan hukuk dışı bir uygulamayla kurum dışı kadrolara atayarak tüm çalışanlara gözdağı verilmek istenmektedir.
Ortadoğu bataklığında insanların boğazlarının kesildiği, toplu kıyımların yapıldığı bir ortamda ayakta kalmamızın en önemli sebeplerinden biri, insan olmanın erdemini sürekli hatırlatan bu sanat kurumlardır. İşte şimdi bu kurumlar TÜSAK adlı yasayla yok edilmek isteniyor. Üstelik TÜSAK yasası çıkmadan fiili olarak etkinleştirilmeye çalışılıyor.
TÜSAK ne?
Tüm ÖDENEKLİ SANAT KURUMLARINI yok etme projesi.
TÜSAK ne?
Tüm ÖDENEKLİ SANAT KURUMLARI’nın var olan yasalarını yok etme projesi.
TÜSAK ne?
Aslında kurumları sıfırlamayı amaçlayan yaklaşımları “erken emeklilik” gibi, “arttırılmış emeklilik ikramiyesi” gibi havuçların arkasına saklayan bir tuzak.
TÜSAK ne?
Savunan heveskâr taşeronlarınca “artık uygulanmayacak, artık askıya alındı” söylemleriyle gözlerden kaçırılmaya çalışılan bir tuzak.
TÜSAK ne?
Toplumu sanatsız bırakıp, karanlığa mahkûm etme projesi.
TÜSAK ne?
Tüm sanatsal etkinlikleri, hükumetlerin iki dudağı arasına hapsetme projesi.
TÜSAK ne?
Tüm sanatsal etkinlikleri hükümetin sansürüne tâbi kılma projesi.
TÜSAK ne?
Tüm sanatsal etkinlikleri taşeronlaştırıp, içini boşaltma projesi.
Cumhuriyetin dişinden tırnağından arttırdıkları ile kurduğu, Anadolu’da yaygınlaştırdığı, görevi toplumu aydınlatmak, sosyalleştirmek, demokratlaştırmak, özgür düşünce sahibi kılmak, çağdaşlaştırmak, kısacası Mustafa Kemal’in deyişi ile, “Muassır medeniyetler seviyesine çıkartmak” olan tüm sanat kurumlarını ve onların yeşerdiği ortamı yok edecek kanun tasarısı taslağı.
İşte bu TUZAĞIN başta gelen savunucularından olan kişi, şimdi Devlet Tiyatroları’nın başına getirilmek isteniyor. Neden mi?
Yukarıda sıraladıklarımızı uygulamaya koymak için…
İşte böyle bir kişi ile idari sorumluluk paylaşmak, bir anlamda aynı uygulamalara ortak olmak değil midir?
Bu kişi ile çalışmak, bu kurumu zayıflatmak değil midir?
Biz hiçbir arkadaşımızı bu konumda görmek istemeyiz. Bu yüzden, şimdilik, seçilmiş temsilciler dışında bütün sanatçı ve teknik yöneticilerin konumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri doğru olacaktır.
Bütün sözleşmeli çalışanların, hizmet sözleşmelerinde belirtilen görevlerin dışında görev kabul etmemeleri, bir takım mazaretlerin arkasına sığınmamaları kurumumuzun geleceği adına en doğru davranış olacaktır.
Sorumuz Kültür ve Turizm Bakanlığına;
Devlet Tiyatroları içinde kurumu tanıyan, kurumun işleyişini ve geleneklerini bilen onca liyakat sahibi varken NEDEN BU KİŞİYİ ATAMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?
Son sözümüz HEVESKÂR TAŞERONA:
Hak etmediğiniz o makamı derhal terk edin.
Saygılarımızla. 27.10.2014
Kültür Sanat Sen, DETİS, TOMEB, TOBAV, İŞTİSAN,
OPERA SOLİSTLERİ DERNEĞİ, TİYATRO PLATFORMU