Almanya Federal Cumhuriyeti, müzik alanında dünya çapında çalışmaları ve kültür-sanat alanında global diyaloğu güçlendiren hayat boyu kariyer ve katkıları nedeni ile alanında sıra dışı kişiliklere 1951 yılından bu yana verilen “Bundesverdienstkreuz” ödülü ülkemizin dünyaca ünlü piyanistleri Güher-Süher Pekinel’e verildi. Pekineller'in halkla ilişkiler firması Privée PR tarafından gönderilen bültene göre, “17 Kasım 2020 tarihinde Federal Almanya Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı Frank - Walter Steinmeier tarafından ikiz kardeşler Güher & Süher Pekinel’e tevdi edilen Federal Almanya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı kendilerine, İstanbul Başkonsolosu Johannes Regenbrecht tarafından 18 .01.2021 tarihinde, Covid - 19 Kısıtlamaları nedeni ile Almanya‘da yapılamadığı için İstanbul Alman Başkonsolosluğu’nda gerçekleşen tören ve ödül seremonisi ile, Covid-19 düzenlemeleri doğrultusunda, sınırlı sayıda davetli eşliğinde takdim edildi.”
Başkonsolos Regenbrecht yaptığı açılış konuşmasında, Pekineller’in uluslararası çapta kendilerini kanıtlamış sanatçılar olmakla beraber, kurdukları 3 müzik eğitimi sisteminin önemini de vurguladı. Toplumsal faaliyetlerle her iki topluma yönelik olumlu katkılarda bulunarak, uzun yıllardır Türkiye ve Almanya arasında kültürel köprüler oluşturduklarını belirtti.
Gönderilen bültende şöyle denildi:
“Olağanüstü şiirsel müzik anlayışları, özgün stilleri içinde mükemmeliyetçi yorumlarıyla, uluslararası müzik camiasında özel bir yerleri olan Güher ve Süher Pekinel, bir imza olarak çaldıkları orkestralar, şefler, en prestijli konser salonları ve konser serileri, seçkin festivaller ve en önemli şirketlerle (Deutsche Grammophon, Warner Classics, CBS, Chandos, Arthaus , Unitel, vb..) albüm çalışmaları ile bugün dünyada, kariyer yapabilen az sayıda tanınmış ve saygın müzisyenlerin ayrıcalığını paylaşmaktadırlar.
Uluslararası köklü orkestralardan biri olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) daveti üzerine , dünyaca ünlü Mezzo TV’de de yayınlanan, geçtiğimiz ay halka açık olarak yeni salon açılış konserini de gerçekleştiren Güher-Süher Pekinel, kariyerleri boyunca pek çok sayıda birincilik, onur ödülü ve madalyaya layık görüldü.
Güher ve Süher Pekinel, 22 yaşından bu yana, eğitimlerini sürdürdükleri Almanya’da göçmen sorunları ve sosyal problemlerin yaşandığı günlerden itibaren, daima “Biz ne yapabiliriz?” sorusu ile hareket edip, o günlerde Goethe Üniversitesi’ndeki çalışma gruplarına, protestolara katılarak, Alman ve Türk kültürü içerisinde sosyal problemlere çözüm aradılar. Cevap: kendileri için birleştirici, iyileştirici ve paylaştırıcı gücüyle müzik oldu. Yaşlı bakım evlerinde, çocuk kreşlerinde , özel öğretim gören çocuklarla , toplantılarda daima müziğin olumlu etkisi ile, farklı düşüncelerin çatışmadan var olması, ahenk, uyum ve kültürlerin hoşgörü ile birlikte yaşaması için çalışmalarını sürdürdüler.
Dünyanın en saygın piyano virtüözleri arasında yerini alan, profesyonel kariyerlerinde sınır tanımayan uluslararası müzisyenler olarak klasik müzik dünyasına katkılarının yanı sıra, öğrencilik yıllarında filizlendirdikleri müzik eğitim sistemlerini çok uluslu vizyonları ile Türkiye’de yeni bir yapı ve form çerçevesinde hayata geçirdiler. Bir toplumun her zaman ileriyi hedefleyerek kalkınması adına, mutlu ve dengeli, ayaklarının üzerine sağlam basan, her yönden kendi ile barışık ve global vizyona sahip bir nesil yetişmesi amacı ile sağlam temellere oturtarak kurdukları müzik eğitim sistemlerini Türkiye’de 15 yılı aşkın süredir büyük bir heyecan ve adanmışlık ile devam ettiriyorlar.
Dünyada örnek, başarı ve sürdürülebilirliklerini kanıtlayan müzik eğitim sistemleri kültürler arasında kopmaz bağlar kurmaya yönelik ilkleri gerçekleştirerek, vizyoner bir ilham kaynağı olmaya da devam ediyorlar.”
GÜHER PEKİNEL'İN KONUŞMASI
Törende ikili adına Güher Pekinel'in de şu konuşmayı yaptığı açıklandı:
“Sayın Başkonsolos Johannes Regenbrecht, Değerli misafirler, Bugün bu özel günü sizlerle paylaşmak bizim için bir ayrıcalık. Öncelikle büyük bir onur olan bu eşsiz ödül "Federal Liyakat Nişanı” için Federal Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'e teşekkür ederiz. Düşüncelerimizi her düzeyde şekillendiren ve ilham veren bu seçilmiş topluluğa katılmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Başkonsolos Sayın Johannes Regenbrecht'in dile getirdiği övgüler bizi ayrıca derinden etkiledi. Kültür dünyası ve eğitim sistemlerine / uluslararası katkı ve vizyonumuzun / olumlu bir şekilde tanınması ve kabul edilmesi ile / derinden anlaşıldığımızı hissediyoruz. Müziğimizin bu kadar çok insanın kalbine ulaşmış olması da ayrıca bir mutluluk kaynağı. Lise ve üniversite eğitimimizi Almanya’da tamamlama şansı ile Avrupa kültürünün temellerini büyük bir özveri ile içselleştirme fırsatı bulduk. İlk birinciliğimizi Almanya'da solist olarak kazanarak onu da kardeşimle paylaşmamız kaderin bir hediyesi. Bu başarıyı ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilik ödülleri takip etti. 1977'de Bratislava'daki UNESCO Uluslararası Müzik Yarışması'nda, tüm radyo istasyonları tarafından seçilerek Alman Federal Cumhuriyeti adına birincilik ödülünü kazandık. 47 yıldır müzikal dilimizle, profesyonel kariyerimizde müziğin birleştirici, iyileştirici ve paylaştırıcı gücünü kültürler arası yoğun diyalog yoluyla iletmeye çalışıyoruz. 22 yaşımızdan beri, üniversite eğitimimiz sırasında yoğun bir şekilde Almanya'daki göçmen ve sosyal sorunlarla ilgilenirken kendimize her zaman "Ne yapabiliriz?" Sorusunu sorduk. Goethe Üniversitesi'ndeki çalışma gruplarına katılarak Alman ve Türk kültürü içindeki toplumsal sorunlara somut çözümler aradık ve cevabı sonuçta yine müzikte bulduk. O andan itibaren, huzurevlerinde, anaokullarında ve özel ihtiyaçları olan çocuklar için müziğin olumlu etkileriyle, farklı kültürlerin çatışmadan uyum ve hoşgörü içinde bir arada var olabilmeleri adına çalıştık. 47 yıllık tecrübemizle, 3 müzik eğitim sistemimiz "Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler", "Güher & Süher Pekinel Anadolu Orff Müzik Eğitimi " ve "Tevitöl GSPekinel Müzik Bölümü" ile yeni nesillere de kültürel diyalog ve müzikle vizyonumuzu aktarıyoruz. Birbirini organik olarak tamamlayan, dünya çapında rol model olarak başarılarını ve sürdürülebilirliklerini kanıtlayan sistemleri 15 yılı aşkın süredir yürütüyoruz. Vizyoner ilham kaynakları olarak bu sistemler, farklı kültürler arasında güçlü ve kalıcı ilişkiler kurmaya devam ediyor. Öngörülemeyen büyük değişimlerin yaşandığı bu dönemde/ insanları / müziğin ruhu zenginleştiren gücüyle/ her zamankinden daha da kuvvetli birbirine bağlamak ve harekete geçirmek / bizler için çok önemli. Zira müziğin asıl insani görevi; uyumun dengesini her zaman yeniden / tümüyle hedefleyerek , aktarmak. Karşılıklı anlayış, hoşgörü, saygı ve dayanışmanın acilen ihtiyaç duyulduğu "Büyük Sıfırlanma" döneminde en büyük önceliğimiz onları bir araya getirerek, insanların ruhlarına dokunmaya, ruhsal nefeslerini teşvik etmeye ve kendilerinin pozitif güçlerini artırmaya devam etmek. Bu ödül vizyonumuzun ayrılmaz bir parçası olarak ve hayatımızın geri kalanında bizi her zaman motive edecek. "Müzik, zenginliğiyle her ruhu kucaklayan , her şeyin ötesinde bir dünya dili"