Daha çok opera, bale alanındaki verimiyle tanınan bir bestecimizdir Çetin Işıközlü (İstanbul, 1939 ). Aktif çalışma yaşamında yurtdışı burslu eğitim olanaklarını, ardından korepetitör ve şef olarak çalışma olanaklarını değerlendirdiği yıllar dışında, 1969' da Adnan Saygun'un kompozisyon, Ferid Alnar'ın şeflik sınıflarından mezunu olduğu Ankara Devlet Konservatuvarı'ndaki hocalık görevine öncelik vermiştir. Emekliye ayrılarak İstanbul'a göçtükten sonra Haliç Üniversitesi konservatuvarında da bir süre hocalık yapmıştır.Işıközlü, günümüze kadar dört bale ve yedi opera yazdı. Türkiye koşullarında bu azımsanacak bir sayı değildir. Üstelik, girişkenliği ile bunların az ya da çok sahnelenmesini, oratoryolarının seslendirilmesini sağlamıştır. Gençlik dönemi verimi “Judith” balesi İngiliz koreograf Alfred Rodrigues’in koreografisiyle Türkiye, Güney Afrika, Japonya ve Almanya'da sergilenmiş, “Ağrı Dağı Efsanesi” operası özgün mekânı olan İshak Paşa Sarayı'nda kendi yönetiminde seslendirilerek TRT'nin uluslarası kanalından canlı olarak yayınlanmıştır. Bu iki yapıt, Viyana'daki WMS firmasınca SCAMV'nın katkılarıyla CD olarak basılarak uluslararası alanda ulaşılır olmuştur.Peki ya oda müziği? Bestecinin bu alandaki verimi az bilinir ve az tanınır. Bazıları prömiyerin yapıldığı konserden sonra hiç seslendirilmemiştir. Neyse ki bunlar kayıt altına alınmıştır. İşte bu kayıtlar, şimdi “ÇETİN IŞIKÖZLÜ / Oda Müziği ve Liedler” başlığı altında CD olarak Türk müzik arşivine kazandırıldı.Albümdeki ilk yapıt, bestecinin 1967-68 yıllarında, Orhan Veli'nin “Anlatamıyorum” başlıklı şiirini söz olarak kullanarak bestelediği “Prelüd ve Şarkı”... Kaydı dönemin iyi sopranolarından Güler Keskinkaya, piyanist Kamuran Gündemir ile şef Hikmet Şimşek, oda topluluğu eşliğiyle TRT Stüdyosunda kaydetmiş. Işıközlü'nün birkaç tanesi hariç, hemen tüm yapıtlarının ilk seslendirme ya da sahnelenmelerine tanıklık ettim. Prelüd ve Şarkı'yı ilk kez bu albümde dinledim ve beğendim. Usmanbaş'ın, Tanç'ın yeni arayışlar içinde olduğu yıllarda, Işıközlü'nün yazdığı bir avangard çalışma örneği.Bilmem, bestecinin bu tür başka çalışmaları var mıydı? Ama giderek bu tarzdan uzaklaşarak,kendine özgü eklektik bir yazı tarzına yöneldiği sonraki veriminden anlaşılıyor. Nitekim bunu yabancı müzik insanları da fark etmiş. Işıközlü albümün kitapçığında anlatıyor.1972'de Santa Cecilia Konservatuvarı'na giriş için yapılan sınavda sonraki yıllardan eserlerinin notalarını da sunmuş heyete:“Sınav bitti, çıktım gidiyorum. Jüri Başkanı Prof. Guido Turchi 'Bir dakika' dedi ve beni durdurdu. 'Tarihlerde bir yanlışlık yok mu?' dedi. Demek istediği ilk yazdığım yani Prelüd ve Şarkı ileriye dönük daha modern olduğu için, daha sonraları yazılmış olduğu gerektiğini düşündüğü için sormuştu. Oysa tarih doğru idi ama ben daha sonraları makamsal ve romantik ağırlıklı yapıtlara dönmüş olmamdan dolayı bir şaşkınlık yaratmıştı.” Albümdeki ikinci kayıt, Işıközlü'nün askerlik arkadaşı mimar-siyasetçi Mehmet Dülger'in şiirleri üzerine yazdığı piyano eşlikli şarkılardan oluşuyor. 2003 yılında MEB Şura Salonunda SCAMV'nın katkısıyla verilen konserde yapılan bu kayda ben de tanıklık etmiştim. Fügen Yiğitgil'in piyanosu eşliğinde sırasıyla şu şarkıları dinlemiştik: Tac Mahal- Tuncay Kurtoğlu (bas), Kandilli Rüyada- Sedat Öztoprak (bariton), Sanaa- Şule Köken (soprano), İstanbul- Hakan Aysev (tenor), Konya-Müjde Çeliktaş (soprano), Hamamet- Pekin Kırgız (tenor).
Mehmet Dülger'in “deneme” olarak nitelendirdiği şiirlerine, piyano eşlikli ve sözleri anlaşılacak nitelikte yazdığı bu şarkılar, albümün başlığında “liedler” olarak yerini bulmuş.
Işıközlü'nün albümü, iki solo piyano parçasıyla tamamlanıyor. İlki, Bilkent'te de ders verdiği yıllarda öğrencilerinden olmuş, şu an HÜ. ADK'nda öğretim üyesi, piyanist Hande Dalkılıç'a ithaf ettiği, “Şu Fıratın Suyu Akar Serindir” türküsü. Özgün söz ve müziği İzzet Altınmeşe'ye ait olduğu ve 1987'de İhsan Öztürk tarafından derlendiği belirtilen bu türküyü başlangıçta şan-piyano için bestelemiş Işıközlü... Bunun solo piyano versiyonunu isteyen Dalkılıç'ın girişimiyle, sonuçta, Elazığ'dan Erzincan ve Erzurum'a kadar uzanan yöredeki çoğu anonim türküleri solo piyano için yazmasıyla, 2013'te “Yukarı Fırat Ezgileri” başlıklı albüm ortaya çıkmıştı. Dokuz parçayı bir arada ilk kez Hande Dalkılıç'tan 26 Aralık 2013'de Ankara Radyosu Stüdyo Konseri'nde dinlemiştim. Şimdi, kendi besteci albümüne Işıközlü “Şu Fıratın Suyu Akar Serindir”i Dalkılıç'ın kaydından almış.İkinci solo piyano parçası ise anıtsal piyanist İdil Biret'in icrasıyla “Ballade”. Bu parçanın da İdil biret tarafından kayda alınmasının bir öyküsü var. Notayı, 1995'te menacerlik ve yapımcılıkla uğraşan rahmetli Ömer Umar, Biret'e vermiş. Ankara'da CSO salonundaki bir resitali sonrası Işıközlü, kutlamaya gittiğinde İdil Biret'ten parçayı çok beğendiğini ve ilk fırsatta yurtdışında kaydedeceğini öğrenmiş. Albümdeki işte bu kayıt.Bestecinin eşi Işıl Hanıma adadığı bu albüm, İstanbul Cerrahi Hastanesi desteğiyle A.K. Müzik etiketi altında yayınlandı. Kitapçığın arka yüzünde Prof.Dr. Ahmet Nuray Turhan'ın bir sunuş yazısı yer alıyor. Albümü edinmek isteyenler şu linki tıklayabilirler: https://www.opus3a.com/u/cetin-isikozlu-oda-muzigi-ve-liedler-cd/99e7faa8a38e52ebce16ad921d21e45eCumhuriyet dönemi çağdaş Türk besteciliği tarihini belgelendirmek açısından önemli bir arşiv çalışması olan albüm nedeniyle hem besteciyi, hem de katkı sahiplerini kutlamak, şef Hikmet Şimşek, piyanist Kamuran Gündemir ve bariton Sedat Öztoprak'ı da rahmetle anmak gerek.Şimdi besteleme sürecini tamamladığını bildiğimiz Işıközlü'nün Yaylı Çalgılar Dördülü'nü en kısa zamanda dinlemeyi bekliyoruz. Bakalım hangi dörtlümüz seslendirecek?ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
11 Ocak 2021, Ankara