Uğur Mumcu'yu da, Ahmet Adnan Saygun'u da Ocak ayında yitirdik. Bestecimiz Adnan Saygun'u 1991'de 6 Ocak'ta rahatsızlığı nedeniyle hastanede, araştırmacı-yazarımız Uğur Mumcu'yu ise 24 Ocak 1993'de...
Meslekdaşım, arkadaşım sevgili Uğur Mumcu'yu yokedilişinin 26. yılında özlemle anarken, sizlerle 2001 yılında yayımlanmış bir yazımı paylaşmak istedim Bu yazı CSO'nun program dergisinde yayımlanmıştı, çünkü o haftaki konser Saygun ve Mumcu'ya adanmıştı.
***
Saygun-Mumcu: Ortak Payda, Uygarlık ve Cumhuriyet
Şefik Kahramankaptan
Türk Beşleri’nden Ahmet Adnan Saygun’u 10 yıl önce yitirdik. 84 yaşında, eceliyle öldü Saygun...
Araştırmacı gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu ise , 8 yıl önce hain bir suikast sonucu kaybettik...
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, bu haftaki konserlerini Saygun ve Mumcu’ya adadı.
Niye Saygun ve Mumcu aynı konserle anılıyor?
Çünkü çok önemli “ortak payda” ları var. Öncelikle de, uygarlık ve Cumhuriyet...
Saygun, Mustafa Kemal Atatürk’ün “uygar bir toplum yaratma” projesinin önemli araçlarından müzik devriminin neferlerinden biri olarak seçilen gençlerdendi. Bu amaçla yurtdışına gönderildi ve dönüşünde öğretmen, araştırmacı, şef ve besteci olarak Mumcu da, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in yozlaştırılması, yıkılarak yerine dinsel esaslara dayalı bir devlet kurulması için çaba gösterenlerin önünde, yazılarıyla, konuşmalarıyla, dalga dalga yayılan güçlü etkisiyle bir engeldi.
Mumcu, aynı zamanda, Atatürkçülük kisvesi altında devleti soyan, yolsuzluk düzeninin devam etmesi için demokratik olanakları sonuna kadar zorlayan bir kısım politikacı ve bürokrat için de bir korkulu rüya idi.
Saygun yıllarca “ulusal çoksesli müzik” için çırpındı. Anadolu kültürünü araştırdı, halkın bağrından kopan türkülerden başlayarak, üzerinde oturduğumuz müzik kalıtını inceledi ve oradan yola çıkarak hem ulusala hem de evrensele ulaştı.
Mumcu da, yıllarca “ulusal, özgürlükçü, demokratik, bağımsızlıkçı” bir anlayışla Cumhuriyet’e sahip çıktı. Türk ulusunun kıvançta, tasada, övünçte gerçekten ortak olabilmesi, ileriye gidebilmesi için kullandı kalemini...
Şu anda içinde bulunduğumuz sergievinden bozma konser salonu, Saygun’u da, Mumcu’ya da ağırladı yıllarca...
Saygun’un bir müzik adamı olarak bu konser salonunda bulunmasından daha doğal bir durum olamazdı.
Mumcu ise samimi bir müzikseverdi. Programdan seçer ve bazı konserleri dinlemek için gelirdi CSO’ya...
Saygun da, Mumcu da, bu Cumhuriyet’in çocuklarıydı, “uygar bir toplum” için çalıştılar. Mumcu uygarlık karşıtı çağdışı güçler tarafından yok edildi.
Şimdi ikisi de ışıklar içinde yatıyorlar. Cumhuriyet ebediyen yaşayacak ve elbet bir gün Atatürk’ün “uygar bir toplum” projesini büyük ölçüde yaşama geçirmiş olacağız.
(26-27 Ocak 2001, CSO Program Notları)