Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yenilenmiş logosunun “çalıntı” olduğu yolunda sosyal medya ve bazı gazetelerde yer alan iddiaların doğru olmadığı, yalan ve uydurma haberleri ortaya çıkaran Teyit.org tarafından da belirlendi. Teyit.org, iddia ortaya atıldığında Sanattan Yansımalar'ın, kısa bir araştırmayla ortaya koyduğu durumu (http://www.sanattanyansimalar.com/cso-logosunu-kim-kimden-caldi/5692/ ), geniş bir araştırmayla belgelendirdi ve hukuksal durumu da ortaya koydu. Teyit.org'un geniş ve görsellerle kanıtladığı açıklamasında “Yani her iki kurumun kurulduğu ve iddia konusu logoları kullanmaya başladıkları tarihlerin yanı sıra, CSO’nun eski ve yeni logosu arasındaki rabıta da dikkate alındığında, CSO’nun tasarımı intihal ettiğini söylemek mümkün gözükmüyor.” denildi.
Teyit.org'un hukuki durumla ilgili ve marka-tescil-telif konularında uzman iki avukatın görüşlerine de yer verdiği, açıklamasının ilgili bölümü de şöyle:
“ Böylesi durumlarda önceliğin kime ait olduğunun tespit edilmesi için bakabileceğimiz bazı hukuki düzenlemeler mevcut. CSO, 1972'den bu yana kullanmış olduğu logoya ilişkin herhangi bir tescile sahip olmadığını belirtmişti. Peki bu durumda iddia konusu tasarım hangi kuruma ait?
Av. Erdem Eren marka hakkının tescil yoluyla kazanılabileceği gibi kullanım yoluyla da kazanılabildiğini hatırlatıyor. "Bu bağlamda başkasının kullandığı ve fakat tescil ettirmediği bir markayı kendi adına tescil ettiren kişi gerçekte marka sahibi olamaz. Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse, marka hakkı kural olarak tescille kazanılsa da kullanım yoluyla da söz konusu hakkı kazanmak mümkündür."
CSO'nun yeni logosu ile eski logosu arasındaki değişikliğin, iki kurumun logolarındaki iddia konusu benzerliğe etkisini sorduğumuz, marka hukuku alanında çalışmalar yürüten Avukat Hande Hançar da olayda dikkat edilmesi gereken birkaç nokta olduğunu söylüyor.
Hançar’ın verdiği bilgiye göre, kurumlara veya şirketlere ait logo olarak anılan tasarımlar, marka hakkının yanı sıra, eser niteliğinde de olabilecek olmaları sebebiyle telif hakkı kapsamında da korunabilirler. Telif hakkı da tescille doğan bir hak olmadığı için, burada tescilin bulunmamasının, önceliğin kime ait olduğunu tespit etmek bakımından doğrudan bir öneme sahip değil:
“Bu noktada hukuki açıdan önemli olan, taraflara ait logolarda asli unsur niteliğinde olan C,S ve O harflerinin stilize bir şekilde bir araya getirildiği bu kompozisyonun öncelikli olarak kimin tarafından kullanıldığının tespit edilmesidir. CSO’nun 1972’den bu yana kullandığı eski logo ile yenisini karşılaştırdığımızda; C, S ve O harflerinden oluşan kompozisyonun renk ve font farklılıkları dışında aynen kullanılmış olduğunu görülüyor. Eski logonun ayırt edici kompozisyonunda korno şeklinin de asli bir öneme sahip olduğu açık; ancak yeni logoda bu kısmın alınmayarak yine asli konumda olan C, S ve O harflerine ilişkin kompozisyonun kullanılmış olmasının yeni logoyu eskinin devamı olmaktan çıkarmadığını düşünüyorum. Conservatoire Supérieur d’Ostéopathie’nin iddia konusu logoyu kullanmaya başladığı tarihin 2017 yılı olduğunu da dikkate aldığımızda, bu kurumun CSO’nun eski logosundan esinlenmiş olması daha olası görünüyor. Zira C, S ve O harflerinin bir araya getirilebileceği çok farklı kompozisyon olmakla birlikte, harflerin birbirlerinin etrafında dolanarak ve birbirleri ile kesişmeleri şeklinde oluşturulan bu kompozisyonun - alelade ve ilk akla gelecek olan değil - özgün bir kompozisyon olduğu düşüncesindeyiz.”
Teyit.org'un araştırmasının tamamına şu linkten ulaşılabilir:
https://teyit.org/analiz-cumhurbaskanligi-senfoni-orkestrasinin-logosunun-calinti-oldugu-iddiasi