15 Nisan 2011'de “Onlar Şimdi Asker” başlıklı yazımda şöyle bir cümle yer alıyor: “...konserde, Kıvanç Tepe'nin “Bu Vatan Bizim” oratoryosundan 'Bir Hilal Uğruna' adlı bölüm de seslendirildi. Buradaki bas partisinde, henüz AÜDK öğrencisi olan Erdem Kapusuz, gelecek vaadeden bir ses olarak dikkatimi çekti.”
İşte o Erdem Kapusuz (d.1988), bu satırların yazılışından dört yıl sonra 24 Nisan gecesi Anıtkabir'de onbinlerce insanın katılıp izlediği konserin bas solistiydi. Acaba orada söylerken neler hissetmişti? Kendisiyle kısa bir söyleşi yaptım:
Anıtkabir’ de söylerken neler hissettin Erdem?
Bu güne kadarki müzik yaşamımın en önemli konseriydi. 30-35 bin insanın huzurunda, Ulu Önderimizin ebedi istirahatgâhının yanı başında Anıtkabir’de… TSK Armoni Mızıkası ile birlikte Yemen’ de, Trablusgarp’ da, Vardar ovasında ve Karahisar kalesindeydik. 2015'de söylediğim tüm eserlerde kurtuluş savaşımızın neredeyse tüm cephelerinde yaşamlarını yitirmiş insanlarımızı ve onların özverili kavgalarından bize kalanları duyumsadım.
Ya konserin tümü?
Konserin tümünü anımsadığımda, Türk ulusunun bütün unsurları ile Anıtkabir’ de olması, TSK Armoni Mızıkası ile müzik yapmak ve binlerce ATA sevdalısı…. Böyle bir gece için görevlendirilmem beni şereflendirdi, onore etti. Biliyorsunuz; aynı gece (24 Nisan 1915) 57. Alayın Çanakkale’deki ünlü yürüyüşünün olduğu gecedir. Bu da duygusal açıdan ayrıca önemsediğim gecedir.
Konserde görev teklifi kimden geldi?
Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümü münasebetiyle Anıtkabir'de "Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal'i Anmak" temalı çeşitli etkinlikler düzenlenmişti. Bu anlamlı gecede yer alması için Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında icra edilen birçok etkinlikte de sahne almış olan Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu sanatçısı olarak bana teklif getirildi.
Hangi parçaları söyledin?
Bando Binbaşı Tarık Tal yönetiminde TSK Armoni Mızıkası Komutanlığı Orkestrası ile birlikte Atatürk'ün sevdiği türküleri (Yemen Türküsü, Çanakkale Türküsü, Çökertme, Karahisar Kalesi, Hekimoğlu, Çalın Davulları, Ah Bir Ateş Ver, Vardar Ovası) ve çeşitli marşları (İzmir'in Dağlarında, Gençlik Marşı, Vatan Marşı, Hoş gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa, Onuncu Yıl Marşı, Memleketim) seslendirdik.
Binlerce kişiye söyledin, ne tür tepkiler aldın?
Konser sonrası yüzlerce insandan duyulan övgüler, dürüstçe söylemek gerekirse, beklenen hâtta alışık olduğumuz durumlar. Anıtkabir konserinden sonra, en çok duygulandıran şey insanların “Size sarılabilir miyim?” demeleri oldu. Yaşlı nineler ve dedelerin yüzümüzü okşayıp “Gözümüz hiç arkada değil oğul, sizin gibi güzel bir neslimiz var bizim...” demeleri oldu. Çünkü bu duygu yakınlığı, içtenliği, onların bir parçası olduğunuzu daha yoğun hissettiriyor insana. Bu açıdan en çok ekiilendiğim şey bu oldu.
Kısa meslek öykünü de öğrensin okurlarımız...
Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera-Koro Bölümünü 2011 Yılında bitirdim, aynı yılın eylül ayında Samsun Devlet Opera ve Balesi'nin sınavını kazanarak 2013'e kadar korist olarak görev yaptım. 2013’den itibaren Ankara Devlet Çoksesli Korosu'nda bas korist sanatçı olarak göreve başladım. Devlet Tiyatroları'nda yardımcı oyuncu olarak da görevler almaktayım Ayrıca; mezun olduğum okul AÜDK’ de 2014 Eğitim- Öğretim yılında Müzik Yorumculuğu Yüksek Lisans programı eğitimime başladım.
Bundan sonrasi için hedeflerin neler?
Mesleki gelişimim sonucunda uluslararası bir düzeye ulaşmak için hem akademik, hem de sanatsal çalışmalarımı hızla devam ettirmekteyim. Son zamanlarda repertuvarıma aldığım Oratoryo, Requiem ve Operaları çalışmalarım ve şan resitallerimde kullanmaktayım. Karşıma çıkan olanakları en iyi biçimde değerlendirmeye çalışıyorum . Bundan sonra gelecek konser tekliflerini de niteliklerine bakarak değerlendireceğim.
Şefik KAHRAMANKAPTAN