Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği İdil Biret Muğla Müzik Festivali 5-8 Ağustos 2019 tarihleri arasında Marmaris Açık Hava Tiyatrosu'nda yapıldı. Marmaris Belediyesi işbirliği ile yapılan festival, anıtsal piyanist İdil Biret adına düzenlenen ilk müzik festivali oldu. Festivalin iki konseri, iki belediyenin kültür etkinliği olarak Marmaris Amfi Tiyatro'da halka açık ve girişi ücretsiz olarak düzenlendi.
İdil Biret Muğla Müzik Festivali'nin açılış konserini Münif Akalın şefliğinde Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası eşliğinde anıtsal piyanist TC. Devlet Sanatçısı İdil Biret verdi. Festivalin açılışında Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ile Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay hazır bulundular. Açılış konserinde F. Liszt 2. Macar Rapsodisi ve S. Rachmaninov 2. Piyano Konçertosu seslendirildi ve tiyatroyu dinleyenlerin coşkulu alkışlarıyla karşılandı.
İdil Biret Muğla Müzik Festivali'nin ikinci konserinde Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası, yetkin piyanistimiz Gökhan Aybulus'u ilk kez ağırladı. Uluslararası yarışmalarda dereceleri olan ve jüri üyeliklerinde de bulunan Moskova Çaykovski Konservatuvarı mezunu, halen Anadolu Üniversitesi DK öğretim üyesi olan piyanistimiz, 7 Ağustos Çarşamba saat 21.30 da Marmaris Amfi Tiyatro'da Münif Akalın şefliğindeki konserde, P. I. Çaykovski'nin Piyano Konçertosunu seslendirdi. Konserin diğer eseri ise A. Borodin'in Poloveç Dansları idi.
Festivalin Kapanış Konseri Muğla Yakınında yeni bir açık hava tiyatrosu olan Prof. Şadan Gökovalı tiyatrosunda düzenlendi. Önce 500 kişilik salonda yapılması planlanan konser, büyük talep üzerine 2500 kişilik bu açık hava tiyatrosuna alındı. İdil Biret, Bilkent Senfoni Orkestrası'nın başkemancısı İrina Nikotina ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Viyolonsel grup şefi Julya Krepak ile oda müziği repertuvarının iki büyük eserini, F. Mendelsshon ve Çaykovski'nin triolarını seslendirdiler. Kapanış konserine Muğla Valisi Esengül Civelek de katıldı. Böylece Vali Civelek, Muğla Belediyesi'nin konserlerine göreve başladığından bu yana ilk kez katılmış oldu.
Festival günlerinde İdil Biret, Muğla Belediyesi'ni de ziyaret ederek onur defterini imzaladı. Biret, festivalle ilgili görüşlerini de muğla belediyesi Basın Bürosu'nun sorularını cevaplandırırken açıkladı:
Konser vermek için Muğla’ya üçüncü gelişiniz. Muğla kenti ve Muğla izleyicisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Muğla Belediye Orkestrasi ile konser için üçüncü gelişim. Bundan evvelki iki konser Stratonikea antik kenti tiyatrosunda olmustu. Fakat, daha önce Bodrum ve Marmaris'te konserler vermek için bölgeye pek çok defa geldim. Örneğin geçtiğimiz Mart ayında Bodrum'da dostumuz değerli kontrbas sanatçısı Numan Pekdemir beyin organize ettiği kültür çalışmaları çerçevesinde bir resital verdim. Sonra da Temmuz başında Bodrum Antik Tiyatroda İzmir Senfoni Orkestrası ile bir Beethoven konçertosu çaldım. Daha önce Bodrum kale içinde pek çok konserim olmuştu. Bu festivalin açılış konserinin yapılacağı Marmaris amfi tiyatrosunda ise 1992 yılında bir solo resital vermiştim. Geçtiğimiz yıllarda Datça amfi tiyatrosunda da iki resital verdim. Muğla bölgesinde fevkalade kaliteli bir dinleyici kitlesi var. Bu nedenle buradaki mekanlarda konser vermek beni çok memnun ediyor.
Geçtiğimiz yıl Yatağan ilçemizde bulunan Stratonikeia Antik Kenti’nde konser verdiniz. Binlerce yıllık bir kentte konser vermek nasıl bir duygu?
Fevkalade bir duygu. Zaman içinde geri gidip o devirde bu büyük tiyatrolari dolduran seyircileri görüyor, orada verilen temsilleri adeta tekrar yaşıyorsunuz. Hatırladığım ilk antik tiyatro konserim 1970 yılında Antalya Aspendos Tiyatrosunda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile verdiğim konser oldu. Sonra, gene Aspendos'ta 1997 yılında tiyatronun iki bin yıllık tarihindeki ilk solo piyano resitalini verdim. Eşim Şefik piyanoya gerekli akustik ortamin sağlanmasi için çok uğraştı. Sonunda orkestra bölümünün tam ortasında karar kıldı ve piyano oraya kondu. Aynı gün 50 cm yüksekliginde 6m2 bir platform yapırıldı marangoza. Üzerine branda bezi koyarak sahne haline getirdik. Tiyatronun en üst sıralarında bile pianissimo sesler duyulur oldu. Efes Antik tiyatrosunda da bir çok orkestrali konserim ve bir de resitalim oldu. Bergama'da Asklepion tiyatrosunda ve Assos tiyatrosunda da resitaller verdim. Büyük sürpriz, daha önce bilmediğim, Mugla Stratonikea tiyatrosuydu. 2017 Temmuzunda ilk prova için geldigimde hayretler içinde kaldim. Fevkalade bir tiyatro ve digerleri gibi akustiği çok iyi. Hele konsere sekiz binden fazla dinleyici gelip tiyatro doldugunda gece görüntü muhteşem oldu. Geçen sene de orda basarili bir konser verdik Münif bey’in yönetiminde Muğla Orkestrasi ile.
Dinleyicilerinizle etkileşim için hangi konsepti daha çok seviyorsunuz? Kapalı salon mu, açık hava mı?
Önemli olan akustik. Antik tiyatrolarin hepsinde iyi akustik olduğundan ve ortam da klasik müziğe çok uygun oldugundan iyi bir iletişim oluyor dinleyicilerle. Ayrıca, onlar kimbilir neler düşünüyor? Mesela Assos tiyatrosunda en ust sıralardan mehtaplı bir gecede Ege denizine ve karşıdaki Midilli adasına bakarak Bach’in Beethoven’in, Chopin’in piyano müziğini dinlerken… Orada konser verdigim gece dolunay vardı.... Yaz konserleri için bu mekânlari tercih ediyorum. Normal konserler ise her zaman kış aylarında kapalı salonlarda yapılır. Solo resitaller için nisbeten ufak salonlar seyirci ile yakın iletişimi kolaylaştırır. Orkestralı konserler ise bugün dünyanın pek çok yerinde fevkalade büyük salonlarda veriliyor. Örneğin, bir defa 1981 yılında Çekoslovakya’nin Prag şehrinde 5000 seyirci önünde senfoni orkestrasi ile konser vermiştim. 2016 yılında New York'ta 3000 kişi alabilen Carnegie Hall 'da Yale Üniversitesinin orkestrasi ile konserim oldu. Buralarda seyirci ile yakin iletişim sağlamak pek kolay değil, en ön sıralarda olan dinleyicilerle belki olabiliyor.
Muğla Konserlerinizde size eşlik eden Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Cumhuriyet müzik devrimi çerçevesine kurulan ve gelişen bütün orkestralarımız, opera ve bale dahil başlangıçta devlet kuruluşları idi. Atatürk ve Inönü’nün önderliğinde gerçekleşen bu olağanüstü devrim sonucu Türkiye Islam aleminde bir “klasik müzik vahası” oldu. Son zamanlarda bunlara ilaveten bazı özel müesseseler, örnegin Ankara'da Bilkent Üniversitesi ve Eskisehir ve Mugla gibi bazı belediyeler, kadrolu belediye orkestraları kurmaktalar. Ben bunu çok destekliyorum. Bu alanda her şeyi devletten beklemeyip özel şahıs ve belediyelerin öncülüğünde orkestralar kurulması, konserler düzenlenmesi bir yerde tabandan yukarı bir hareket olarak devletin çalışmalarını tamamlayıcı unsurlar oluyor. Ayrıca, bölge insani kendi kurduğu ve yaşadığı bir orkestraya da daha fazla bağlanıyor ve destekliyor, kendinin olduğunu hissettiğinden belki. Buna ilaveten, son yıllarda devlet senfoni orkestralarinin emeklilik ve diğer nedenlerle boşalan müzisyen kadrolarına tayin yapılmamasi nedeniyle güvenli çalışma ortamı bulamayan değerli genç müzisyenlerimize de imkan sağlamasi bilhassa önemli. Ben Münif bey yönetiminde Muğla orkestrası ile verdigim Mozart ve Grieg piyano konçerto performanslarından çok memnun kaldim. Daha fazla sayıda müzisyene ihtiyaç gösteren Grieg konçerto ve bu sene çaldığımız Rachmaninof konçerto için diger orkestralardan destek almak gerekti. Fakat, zaman içinde yeni kadrolar tesis edilerek Muğla orkestrasının repertuarın bütün eserlerini çalacak sayıda müzisyeni olacagından ve ülkemizin en iyi orkestraları arasına gireceğinden eminim.
Bu seneki konserlerin 1. Idil Biret Müzik Festivali olarak yapılması konusunda neler söylemek istersiniz?
Bunu düşünenlere çok teşekkür ederim. Bu genç festivali hep beraber büyüterek Türkiye'nin önemli festivalleri arasına girmesini sağlamak umudumuz olmalı. Önümüzdeki yılın Beethoven’in 250. Dogum yılı olması ve pek çok ülkede büyük etkinlikler programlanması nedeniyle 2020'de Muğla'da yapılacak 2. festivalin Beethoven’a adanmasını önereceğim. Orkestra ve genç solistlerimizin de katılımı ile Beethoven’in bir çok eserinin çalınması ve bölgede daha geniş şekilde tanınması da sağlanır böylece.