Adolf Hitler'in yahudilere uyguladığı, toplama-işkence-yoketme edimlerini içeren tarihin en büyük soykırımlarından biri olan “holokost” konusunda İstanbul Yahudi cemaati içinden çıkmış sanatçılar arasında belki de en duyarlı olan isim Renan Koen'dir. Ali Darmar ve Ayşegül Sarıca'nın öğrencisi olan Renan Koen (d.1970), piyanist, besteci ve eğitmenliğinin yanısıra, bu tarihsel gerçekliğin bilinmesi ve unutulmaması için, sanatsal projeler geliştirip uygulayarak kültür-sanat tarihine uluslararası alanda belgeler bırakmakta, katkı sağlamaktadır. İlerde Filistin Araplarından da İsrail'in günümüzde uyguladıklarıyla ilgili benzeri projeleri mutlaka olacaktır.
Koen'in, Nazilerin daha çok yahudi sanatçıları topladıkları, günümüzde Terezen olarak bilinen Theresienstadt toplama kampında yaptığı incelemeler, bulduğu beste ve şiirlerden yola çıkarak geliştirdiği “pozitif direnç” kavramı, buna dayanarak oluşturduğu, eğitimini de verdiği “Holokost Gerçekliği ile Pozitif Direnç” projesinin, herkes tarafından ulaşılabilir sonuçları “March of the Music” başlıklı albümde ortaya konuluyor.
En iyisi, öyküyü kısaca kendisinden dinlemek:
“Bu çalışma, yurtiçi ve dışında gerçekleştirdiğim “Holokost Gerçekliği ile Pozitif Direnç” eğitimini alan öğrencilerin katıldığı bir geziyi içeriyor. Gezi boyunca, II. Dünya Savaşı yıllarında Theresienstadt olan bilinen, şimdiki ismiyle Terezin kentine gidiyoruz. Projenin tek bir şartı var, o da gezi sonrasında öğrencilerin hissettiklerini ve Terezin deneyimlerini ifade eden bir ürün ortaya koymaları. Böylece aldıkları eğitim, yetenekleri ve istekleri doğrultusunda bir ürün ortaya çıkarıyorlar. Ben de ortaya çıkan ürünlerin dünyada çalınmasını, yayınlanmasını veya basılmasını sağlıyorum. Biliyorum ki barışın en önemli şartı, içimizdeki üretici ve yaratıcı ruhla tanışmak ve onu canlı tutmaktan geçiyor.
Gezi, Gustav Mahler: Everlasting Hope / Terezin Composers Vakfı’nın düzenlediği müzik festivalinin bünyesinde gerçekleşiyor. Benim de konser verdiğim bu festivalde, dersler ve konserlerin yanı sıra birçok müzisyen ve müzikolog ağırlanıyor. Ayrıca öğrencilerimi bu şiddet dolu tarihin geçtiği yerlerde de dolaştırıyorum. Getto’da, tutsakların kaldığı mekânlarda kalıyoruz. Bu etkinliğin bir başka ayağı daha var: Theresienstadt’tan kurtulan bir ‘survivor’ ile tanıştırıyoruz. Böylece hayatta kalanların yaşadıklarına ilk elden şahit oluyoruz.
Fiziksel ve duygusal olarak çok yoğun geçen bu programda, ürün yaratma sürecine Terezin’de başlamış oluyoruz. Şimdiki gençler bir hârika.
Onların sayesinde gelecekteki dünyaya daha fazla umutla bakabiliyorum.”
Albümde, Terezin Toplama Kampında yaşamış müzisyenler Viktor Ullmann ve Gideon Klein’ın bestelerinin yanı sıra, kampı gezerek orada yaşananların izlerine tanıklık eden Elcil Gürel Göçtü ve Nurullah Ejder’in yeni besteleri yer alıyor.
Albümdeki eserleri Auftakt Trio, Ekin Güldoğan, Eyüpcan Açıkpazu, Gizem Yılgın, Selim Boyacı ve Renan Koen’in tanıklık duygularını içeren yorumuyla dinlemek, Öykü Üçgüler ve Engin Çetin’in Terezin izlenimlerini de albüm kitapçığından okumak mümkün.
Türkiye Yahudi Toplumu ve İzi Morhayim’in katkılarıyla yayınlanan albüm, savaşın sona ermesiyle Terezin Toplama Kampı’ndan kurtulan; projeye katılan öğrencilerin onunla yaptığı söyleşinin ardından evine dönerken vefat eden, 94 yaşındaki ‘survivor’ Doris Grozdanovičová’nın anısına ithaf edildi.
Lila Müzik'ten yayımlanan, tasarımını Gözde Oral’ın yaptığı albüm itunes ve Spotify'dan dinlenebiliyor.