Yaşam Boyu Onur (Hizmet) Ödülü genellikle yaşı hayli ilerlemiş sanatçılara veriliyor. 50 yaş günümüzde genç sayılıyor. Ama yarım yüzyıllık ömüre, hizmet ödülü hakedecek kadar çok iş sığdıran sanatçı-eğitimcilerimiz de var. Tanıdığım en mütevazi sanatçı olan, hem Batı, hem Türk müziğini bilen, öğünmeyi sevmeyen, yaptıklarının takdirini başkalarına bırakan, virtüozitesi ve eğitimciliğiyle seçkinleşen Cihat Aşkın'a (d.1968) Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Mezunlar Derneği tarafından 2018 Yaşam Boyu Onur Ödülü'nün verilmesini hiç yadırgamadım.
Törene tanıklık için Ankara'dan Afyon'a gittim.
Cihat Aşkın'a Afyon'da duyulan sevgi ve saygı nereden kaynaklanıyor diye sorarsanız, 2001'den bu yana hem icracı, hem eğitimci olarak yaptığı pek çok katkı bulunuyor. Konservatuvardaki akademik orkestranın oluşumu, CAKA projesini son beş yıl içinde geliştirmesi, bir 26 Ağustos şafağında çıktığı Kocatepe için bestelediği eseri orada seslendirmesi, Aşkın'ın Afyon bağlarını gösteren ögelerden bazıları.
Törende Afyon Kocatepe Üniversitesi Çocuk ve CAKA Çocuk Orkestralarının birlikteki verdikleri konseri dinledik. Mezunlar Derneği'nin Başkanlığını, Çocuk Orkestralarının da öğretmenliğini yapan Filiz Yıldız, başkemancı olarak yönetti konseri. Konservatuvar Müdürü Uğur Türkmen'in bestelediği CAKA Marşı ile başlayan konserde, eşlikte Fakı Can Yürük'ün piyanosu ve bir ritm saz eşliğinde, bu kalabalık yaylı grubu bazı film müziklerinden yapılan düzenlemeleri de seslendirdi.
Emel Funda Türkmen yönetimindeki Çocuk Korosu'nun da konseri sonrası cihat aşkın Belgeseli gösterildi ve başta Rektör Mustafa Solak olmak üzere konuşmalar yapıldı. Cihat Aşkın'a törene destekçilik yapan Başkent Müzikevi sahibesi Emel Yeşertener başta olmak üzere, çeşitli kurum temsilcileri tarafından armağanlar sunuldu. Aşkın da tüm katılımcalara, törene sürpriz olarak Ankara ve Eskişehir'den gelmiş olan Kenan Tatlıcı ve Gökhan Aybulus'un piyanosu eşliğinde bir resitali armağan etti.
Nice gençleri müziğe kazandırmış, kimilerinin de müzikle tanışıklığını sağlamış Cihat Aşkın'ın törende yaptığı konuşma, ne denli özgün ve kendine özgü bir sanatçı olduğunu ortaya koyuyordu. Bu görüşlerden bazılarına bir göz atalım:
- Toprak ana bizi yoğurmuş ve bu hale getirmiş. Suyuyla, güneşiyle, sevgisiyle, acısıyla, havasıyla, rüzgarıyla birlikte içinde bulunduğumuz toprak bizim değerlerimizi bize veren yegâne kaynağımızdır.
- Toprak ana bizi doğurduğu gibi günün birinde yine bağrına çeker. O halde yapılacak olan en güzel iş kendi ruhumuzu bu dünyada geçirdiğimiz imtihanda eğitmek, yontmak, hayırlı ve güzel işler için hazırlamaktır.
-Yaşamımı kurmuş olduğum değerler, bizim değerlerimiz. Köylümüzün, şehirlimizin, milletimizin ve toprağımızın değerleri. Ben yaşamım boyunca bu değerleri kullanarak bir çınar ağacı gibi dik durmaya gayret ettim. Eğilmedim ve elimin kolumun uzanabildiği her yere yetmeye çalışarak sahip olduğum kültürü tüm dünyaya ve insanlığa aktarmayı bir ödev bildim. Yurt içinde yapılması gereken çalışmaları memleketimizin her tarafını karış karış gezerek yapmaya çalıştım. Burada en önemli amaç, üretim felsefesidir. Biz millet olarak üretime önem vermeliyiz. Çünkü toprak bizimdir. Bunu biz üretmezsek ve başkasının malını satın alırsak hem biz başkasına bağımlı oluruz ve onların iki dudağı arasında yaşarız, hem de tembelliğe alışırız. O halde millet olarak çalışmamız icap etmektedir. Hem de yaşam boyu çalışmalıyız.
-En büyük onur ise toprağa ektiğiniz tohumların ağaç haline gelip yeşermesi ve başkalarına faydalı olabilmesidir. Sizin yaptığınız faydalı işler başkaları tarafından da benimsenip örnek alındığında dünya bir cennete dönüşebilir. İşte sanat bunun için vardır. Sanat insanları yüceltmek, gönülleri zengin etmek, dünyaya güzellik katmak, insan alemini derin ve uhrevi bir nizama sokmak için vardır. Benim için en büyük onur, beni takip etmiş olan arkadaşlarım, kardeşlerim ve öğrencilerimin aynı yolu benimseyerek ‘faydalı olabilme kaygısını güdebilmeleri ve bu uğurda canla başla çalıştıklarını’ görmek ve yaşamaktır.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
Andante Dergisi'nin 1 Ocak 2019 sayısında "Başkentten Yansımalar" sayfamda yayımlanmıştır.