Günler uzamaya başlasa da, karanlıktan aydınlığa çıkmak kolay değil, Yüreklere biraz su serpmek için, iç açıcı haberlere de gereksinim var. Eskişehir’de Tepebaşı Belediyesi’nin kurduğu “İki Elin sesi Var” Çocuk Orkestrası’nı müzik camiasında duymayan kalmadı. Ama, bu kuruluşun hangi ivmeyi yarattığı, nasıl gelişmelere yol açtığı pek bilinmiyor.
Tepebaşı Belediyesi bünyesinde 22 ocak 2015’de çalışmalarına 7-17 yaş grubu arası 130 çocuk ile başlayan orkestra ilk konserini sadece dört ay sonra 18 mayıs 2015’de verdi. Bu kuruluşu öneren, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim üyesi, çellist Prof. Evrim Ozan Tunca’ydı. Hareket noktası ise Venezuella’daki El Sistema’yi örnek alarak İstanbul’da Barış İçin Müzik Vakfı’nın kurduğu çocuk orkestrasının başarılı gelişim göstermiş olmasıydı. Tepebaşı Belediye Başkanı Dr. Ahmet Ataç’ın bu fikri benimsemesiyle kuruluşu başlatılan orkestranın en önemli sorunu ,doğaldır ki, finansman ve enstrüman gereksinimiydi. Çeşitli bağışlarla yola çıkıldı ve göç hızla yolda düzüldü.
Belediye Başkanı ahmet ataç şöyle diyordu:
“Bu programda her şey birbiriyle bağlantılı. Sosyal boyut ve müziği öğrenme asla ayrı değil. Müzik yaşamı dönüştürebilir, çocukluk çağındaki tehditlere karşı mücadele için güçlü bir araç olabilir. Birlikte müzik yapmak ; Daha iyi bir yurttaş olmak, başka insanları önemsemek birlikte çalışarak yeteneklerini paylaşıp, geliştirmek, tehditlerle birlikte mücadele edip dayanışmayı ve güçlü olmayı sağlamaktadır. Bu program çocuklarımıza ve ailelerine umut , saygı , neşe ve özgüven sağlayacaktır.”
Nitekim kısa sürede bu amaca ulaşmada mesafe katedilmeye başlandı. Belediye, önce orkestra için bir bina kiraladı. “İki Elin Sesi Var” Çocuk Senfoni Orkestrası çalışma alanı Eskişehir Tunalı ve Zafer mahallelerinin kesişme noktasında . Burasının seçilmesinde en önemli etken, bölgedeki çocukların yaşadığı ekonomik ve sosyal imkansızlıklardı.
Bu binayı gezdim, olanaklar içinde değişik çalgı gruplarında yer alan çocukların çalışabilmesi için gerekli bölümler hazırlanmıştı. Çalışmalar sırasında orada beklemek isteyen veliler için bir kafeterya da bulunuyordu.
Çocuklarını getirenler arasında her görüşten aile vardı. Çocuklarda sadece müzik anlamında değil, orkestraya devam ettikten sonra okuldaki derslerinde de daha verimli oldukları anlaşılınca talep hızla artmaya başlamıştı. Şu anda orkestrada tam 250 çocuk var, 150 kadar çocuk koroda, toplam çocuk sayısı 400’e ulaşmış durumda. Bir o kadar da sıra bekleyen...
Bu durum karşısında Tepebaşı Belediyesi, İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası’nın büyüyebilmesi için, orkestra merkez binasına ek olarak oluşturma kararı aldığı eğitim merkezlerine Fevzi Çakmak Beldeevini ekledi.
Buraları, başkan Dr. Ahmet Ataç “Çocuklarımızın sınava, seçmeye, elemeye maruz kalmadan özgüvenle gelip birlikte müziği öğrenebildikleri ve birlikte müzik yapabildikleri merkezler… Onları tüm tehditlerden uzak tutup, insanlığın evrensel değerleriyle olan bağlarını güçlendirecek bir uygulama” diye nitelendiriyor.
ŞEF ALBAYRAK ANLATIYOR
Orkestranın eğitmenleri, Anadolu Üniversitesi Devlet konservatuvarı’nı bitirip kendilerine sürekli iş bulamayan müzisyenlerle, EBBSO’dnun bazı daha kıdemli müzisyenlerinden oluşuyor. Şeflik görevini ise konservatuvarın viyola bölümü mezunu Ramazan Albayrak yürütüyor. İşin içine nasıl girdiğini ve gelişmeleri bakın nasıl anlatıyor:
“Tepebaşı Çocuk Orkestrası kurulmadan önce, Çukurova Devlet Senfoni, Antalya Devlet Senfoni ve Bursa Bölge Senfoni Orkestraları'nda çeşitli zamanlarda misafir viyola sanatçısı olarak görev aldım. Koordinatörümüz Kaan beni telefonla arayıp ‘Çocuklardan oluşan bir senfoni orkestrası kuruyoruz sen de bizimle çalışmak ister misin?’ dediğinde işlerin bu kadar büyüyeceğini hiç tahmin etmemiştim. Proje danışmanımız Prof. Dr. ozan tunca orkestra şefliği konusunda beni yüreklendirmişti ve ben de çok sevdiğim viyola icracılığı mesleğimi bir kenara bırakıp bütün enerjimi Tepebaşı Belediyesi Çocuk Senfoni Orkestrası'na harcamaya karar verdim. Akabinde gelişen masal gibi olaylar...Devlet Sanatçısı Gürer Aykal hocamızın orkestramızı ziyareti, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası konserinden sonra batonunu bana hediye etmesi, Prof. Rengim Gökmen ve Muammer Sun hocalarımızın orkestrayı ziyaretleri, Muammer Sun'un orkestramız için yapmış olduğu beste ve sayamayacağım diğer güzel örnekler.”
Çocuk orkestrası için beste ve düzenlemeler de yapan Ramazan Albayrak, halen Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Orkestra Şefliği Yüksek Lisans programında gelişimini sürdürürken, “ Çocuk Senfoni Orkestrası sadece çocukların hayatlarını değil, biz eğitmenlerin de hayatlarını değiştirip hayata bakış açılarımızı geliştiriyor” diyor.
Şimdiye kadar İstanbul, Ankara, İzmir, Bergama turnelerine de giden Tepebaşı Çocuk Senfoni Orkestrası, 23 Nisan 2017’de de Eskişehir’deki Büyükşehir Belediyesi’nin Adliye karşısındaki büyük salonunda gene halkla ve aileleriyle kucaklaşacak, çocuklar Atatürk’ün armağan ettiği kendi bayramlarını müzikle kutlayacaklar.
Orkestrada çalışmak için sıra bekleyen çocukları işin içine dahil etmek için öncelikli gereksinim başta yaylılar olmak üzere çalgı. Ne kadar bağış gelirse, orkestra o kadar büyüyebiliyor. Kurulduğu günden bu yana neredeyse tamamı bağışlarla sağlanan çalgılarla yürütülen bu programı, Eskişehir halkının başarılı bir imece -destek çalışması olarak nitelendirmek mümkün.
ÇAĞDAŞ SESLER SENFONİ ORKESTRASI
Tepebaşı örneği, halkının büyük bölümü aydınlık ailelerden oluşan Eskişehir’de başka kurumları da harekete geçirdi. Bunların başında, kurucusu pek çok ilki başlatmış Prof. Yılmaz Büyükerşen olan Eskişehir'in köklü okullarından Özel Çağdaş Okulları geliyor.
Okul yönetimi 2016’da kendi öğrencilerinden bir senfoni orkestrası kurmak isteği ile Prof. Ozan Evrim Tunca'ya danışmış. Tunca'nın önerisi ile Eskişehir’de etkinlik gösteren müzik eğitimi kurumu OzArt Akademi bu orkestranın eğitimini üstlenmiş. Böylece Eskişehir'de 63 kişilik yeni bir çocuk senfoni orkestrası daha kurulmuş durumda. Adı da Çağdaş Sesler Senfoni Orkestrası.
Haftada iki gün grup çalışması ve bir gün orkestra dersi yapan çocukların mutluluğu eğitmenler tarafından iftiharla anlatılıyor. Giderek daha sosyalleşmişler.. Aralarından çok özel kulak yetenekleri olanlar şimdiden konservatuvar düşünmeye başlamış. Viyola eğitmeni Mert Kurtçu "Viyolayı kendi isteyip gelen yaklaşık 7-8 çocuk oldu. İşin ilginç tarafı sınıfımızda iki tane ikiz var" diyor. Flüt eğitmeni Armağan Akdemir Çakır "Özel Çağdaş'ın yönetimi orkestraya çok önem veriyor ve çok hevesliler. Bir dediğimizi iki etmiyorlar. Okulda bize çok güzel alanlar ayırdılar. Öğrenciler çok hızlı öğreniyorlar." diye anlatıyor memnuniyetini.. Okulun orkestrasında şu anda 12 çello, 30 kadar keman, 10 tane viyola, 8 flüt, 2 klarnet ve bir kontrbas bulunuyor.
Bu alanda bazı yeni projeler üzerinde çalışıldığını da haber aldım. Onlar da olgunlaştığında müzik caimasını haberdar edeceğim.
Eskişehir örneğinde yoksul ve orta halli aile çocukları üzerinde müziğin etkisinin yarattıklarını şöyle özetlemek mümkün:
Çocuklara, fiziksel, ruhsal ve mental gelişimleri açısından katıldıkları etkinlikler büyük katkı sağlıyor. Sanat, bakış açılarının gelişmesini sağladığı gibi, çocukların kendilerine olan güveni de artıyor. Müzikle uğraşmak, bir enstrüman çalmak ve orkestraya katılmak onların kendilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olduğu gibi; analitik düşünme yeteneği, problem çözme ve sorunlarla başa çıkma becerilerini geliştiriyor. Aynı zamanda çocukların yaratıcılığını geliştirme konusunda da büyük önem taşıyor...
Bunlar saptandığı içindir ki, aileler çocuklarına sıra gelmesi için dört gözle bekliyorlar...
Şefik Kahramankaptan
Andante'nin 1 Şubat 2017 sayısında yayımlanmıştır