Çaykovski Moskova Devlet Konservatuvarı Korona virüs salgını sebebiyle başlatmış olduğu Festival “Moskova Konservatuvarı On-line” çerçevesinde 15 Mayıs 2020 Cuma günü saat: 19.00’da geçen yıl Moskova’da seslendirilen Can Atilla’nın “Gelibolu-57.Alay” adlı 2 Numaralı Senfonisi'nin kaydını yayınlıyor.
Geçen yıl XVII. Uluslararası Sesin Evresi Festivali kapsamında 27 Mayıs 2019 tarihinde Moskova Devlet Konservatuvarı Büyük Salon’da şef Burak Tüzün yönetimindeki Moskova Konservatuvarı Senfoni Orkestrası tarafından seslendirilen eserin solistleri soprano Angela Ahıskal ve çellist Serdar Rasul.
Konserin duyuru linki: http://www.mosconsv.ru/ru/concert.aspx?id=166510Yarınki canlı yayının linki: https://www.youtube.com/watch?v=2kxJ0chw4moAtilla, savaş karşısında insanlığın masumiyetini ve çaresizliğini anlatmaya çalıştığı bu savaş senfonisini geç romantik dönem anlayışıyla, savaşta tüm mevcuduyla şehit olan 57. Alay anısına bestelemiş. Ağıtsal bir atmosferde, yaradılışın tehdit edildiği karanlık bir görkemin tasviri olan dört bölümlü eserde, kaderleri Anadolu insanı ile birleşen, Anzak askerlerini de unutmamış.Eserin birinci bölümü karanlık ve trajik bir giriş ile başlar. “Kader” temasının ardından gelen “kahramanlık” ve “zafer” teması tüm bölüm boyunca devam edecek olan patetik ana tema ile birleşir. Tamamlanan giriş kısmından sonra solo çello ağıtsal ana temayı duyurur.İkinci bölüm askerlerin özlemlerinin ve aşk mektuplarının hikayesidir. Solo çello, inançları ve görevleri arasında kalmış askerlerin duygularının, orkestra ise savaşın gerçeklerinin ifadesidir.Üçüncü bölüm soprano ve orkestra için bir ağıttır. Ulu önder Atatürk’ün Anzak askerlerinin ailelerine bir saygı ifadesi olan anıtsal sözleri orkestra eşliğinde soprano tarafından yüreklere işlenir.Eserin final bölümü Anzak askerleri için yazılmış bir koral ile başlar. Soprano ve viyolonsel tüm bölüm boyunca devam edecek düette Türk ve Anzak askerlerinin kader kardeşliğini dile getirirler. John Le Gay Brereton’un Anzak askerlerinin mezar taşlarında yazılı olan şiiri folklorik bir Anzak türküsü ifadesi ile orkestra eşliğinde duyulur. Sessizliğe gömülerek son bulan temayı savaşın tüm korkunçluğunu gözler önüne seren çok yüksek tempolu ve gerilimli bir bölme takip eder. Aynı zamanda Beethoven senfonilerine bir gönderme olan bu çarpışma bölmesinin ardından sopranonun lirik ana temasıyla senfoni ölümün ötesine geçen bir huzura ererek son bulur.

