Bizde "yeni müzik" diye adlandırılan kavram genellikle "çağdaş, deneysel müziği" tanımlamak için kullanılıyor. Akademideki bestecilerin bir bölümünün bu tür çalışmaları benimsediğini biliyoruz. Aslında "yeni müzik" çok daha geniş yelpazeyi kapsayan bir kavram olarak ele alınmalı. "Yeni"yi sadece "yepyeni, ilk, benzersiz, bu çağın müziği" gibi düşünmemek gerek. Eskinin yeni bakış açısı ve yorumla, yaşanan çağın gerçekleri gözönüne alınarak yenilenmesi bu geniş yelpazenin içinde olmalı. Hattâ caz müziği bile...
Bu kanımı, Mehmet Ali Sanlıkol'un (d.1974) "Resolution" adını verdiği son "jazz" albümünü dinledikten sonra iyice pekiştirdim. Albümü anlatmadan önce Sanlıkol'la ilgili biraz bilgi vermekte yarar var. Annesi Fethiye Sanlıkol piyano öğretmeni olan, küçük yaşlardan itibaren rock ile müziğe gönül vermiş, sonra klasik nedir diye bakmış, 14 yaşında besteci olmaya karar vermiş, İstanbul'da Aydın Esen'den klasik müzik, caz, kompozisyon dersleri aldıktan sonra 18 yaşında Boston'da Berklee'de akademik müzik eğitimine başlamış, Amerika'nın önemli en eski müzik kurumu New England Konservatuvarı'nda master ve doktora çalışmasını tamamlamış, çok yönlü bir müzik insanı.
Belki de en büyük şansı Türk müziğini de Amerika'daki lisans, lisansüstü ve doktora çalışması sırasında bilinçli biçimde öğrenmiş, müziksel analiz ve sentez yapma yeteneğini kazanıp geliştirmiş olması. Günümüzde ders veren, beste yapan, çok sayıda tuşlu, telli, üflemeli çalgıyı çalan, projelerinde kullanan, besteleri Grammy adayı olmuş , saygıdeğer bir Türk bestecisi. Bir artısı da Osmanlıcayı Harvard'da öğrenerek araştırma kapasitesini arttırmış olması.
Mehmet Ali Sanlıkol, eşi Serap Kantarcı Sanlıkol ve meslekdaşı Robert Laberee ile kurduğu Dünya Kültür Sanat Vakfı ile kendi organizasyonlarını yapıyor, albümlerini çıkarıyorlar. İşte, dijital âlemde "çözünürlük" olarak Türkçeleştirilen "Resolution" adını verdiği son albüm, bu etiket altında çıkardıkları yanılmıyorsam 10. ürün. Eşlikte görev yapanları "Whatsnext?" olarak adının yanına ekleyen Mehmet Ali Sanlıkol, bir bakıma "Sıradaki?" diye sorarak gelecek projesinin sinyallerini veriyor. Çalışmalarını Boston'da sürdüren Türk besteci, piyanist Utar Artun'un da grubun bir parçası olduğunu görmekten de memnun olduğumu belirtmeliyim.
Yakınlarda yitirdiği babası Hüseyin Parkan Sanlıkol'a adadığı albüm altı eserden oluşuyor. Bunlardan "Soprano Saksofon ve Caz Orkestrası için Konçerto", çok dikkati çekici bir çalışma. Birinci bölümde çembaloyla arka planda inceden duyulan Türk halk ezgisi, özellikle de çembalo ile seslendirilişi çok yakışmış. Orkestrayı Sanlıkol'un yönettiği seslendirmede soprano saksofonu çalan solist Dave Liebman'ın ton güzelliği takdire şayan. Üç bölümü ayrı ayrı, tek birer parça gibi dinlemek mümkün, yadırganmıyor.
Albümdeki diğer eserlerde toplam 11 müzisyenin oluşturduğu irili ufaklı kombinasyonlar ile seçkin solistler görev yapıyor. Örneğin New Orleans Çiftetellisi'nde Anat Cohen klarnetini konuştururken, iki bölümlük "The Niyaz Suite"de trompetçi Tiger Okoshi ile geleneksel ve sufi Türk müziğinin değişik vurmalılarını da ustalıkla kullanan Antonio Sanchez'in albüme katkısı önemli. Süitin birinci bölümü Bektaşi usullerine göndermede bulunuyor ve Sanlıkol solo ney çalıyor. İkinci bölümde ise bu kez Sanlıkol zurna ile parçaya hafifçe "mehter" havası katıyor. Nedelka Prescod'un "Whirl Around"da vokal desteği var. Sanlıkol "A Dream in Nihavend" parçasında, makamsallığı kendi sesiyle vurguluyor. Daha önce yazdığı Ergenekon başlıklı programlı müzikten caza uyarladığı ve soloları kendi çaldığı Aşk Teması gerçekten dinlenesi.
2016'da çıkan, Anadolu, Amerika, Afrika ve Kıt'a Avrupası değişik dönem geleneksel ve yeni müziklerinin duyumsandığı, caz temelindeki bu müziğe "yeni müzik" denmezse, acaba ne denir?
Şefik Kahramankaptan
30 Ocak 2017