8
Yeni Zevkler, Yeni Dernekler ve Opera
Kaldığımız yerden devam edersek, XIX. yüzyılın başlarına kadar kilise ve saray himayesinde yaşamını sürdüren müziğin, İmparatorlukla beraber gelişen burjuva sınıfı ile mevcut sınırlarını aşmaya başladığını görürüz. Tiyatroların çoğalmasıyla daha da aktive olan kültür hayatıyla beraber Brezilya’nın en yeni ve en gözde müzik türü artık operadır.Brezilya ulusal edebiyatının en büyük ismi olarak kabul edilen yazar Joaquim Maria Machado de Assis (1839-1908), bu durumu biraz da espri katarak şöyle özetlemektedir: “Bir maymun için muz ne anlama geliyorsa, bir Riolu için de bu melodiler o anlama gelmekteydi”.1 Bu dönemde Napoliten türü şarkılarla süslenmiş müzikli tiyatro olarak tanımlayabileceğimiz operanın halk üstündeki etkisi öyle büyüktür ki ruhani sınıf bile halk arasında artık klişeleşmiş muamelesi gören kutsal metinlerin ünlü opera melodileri ile kiliselerde seslendirilmesini teşvik ediyordu. Francisco Maniel da Silva Gabriel Fernandes da Trindade 1833 yılında, ileride yazılacak Brezilya Milli Marşı’nın bestecisi Francisco Manuel da Silva’nın (1795-1865) liderliğinde Toplum Yararına Müzik Derneği kuruldu. Genellikle emekli olmuş müzisyenlerin gönüllü olarak çalıştığı dernek çeşitli yerlerde konserler organize ediyor, çoğunlukla kendi üyelerinin yer aldığı bu etkinliklerle müzik sanatının yaygınlaşması için çalışıyordu. Bu konserlere katılan ünlü isimler arasında orkestra şefi Francisco Manuel da Silva, besteci, tenor ve kemancı Gabriel Fernandes da Trindade (1799/1800-1854), aynı zamanda şair olan besteci, tenor ve gitarcı Cândido Inácio da Silva (1800 ?-1838), fagotçu ve flütçü Francisco da Mota, klarnetçi Bartolomeu Klier, trompetçi Desidério Dorison, şancı Fazzioti ve João dos Reis sayılabilir. Toplum Yararına Müzik Derneği’ni 1834 yılında Filarmoni Derneği, 1850 yılında Fil Euterpe Derneği, 1853 yılında Müzik Birliği, 1856 yılında Congresso do Rio de Janeiro takip etti. Kısa süre içinde en ünlüleri Klasik Konserler Derneği, Musard Konserleri, Kulüp Mozart, Kulüp Beethoven olan daha birçoğu eklendi.1859 yılında bir Hollanda göçmeni olan André Gravenstein (1816-1869) tarafından kurulan ancak çok uzun ömürlü olmayan Musard Konserleri yapı olarak Paris’te bulunan Musard Konserleri Varyete Tiyatrosu’ndan aynen alınmıştı. Fransa taklidi yaşamın Brezilya entellektüelleri arasında çok moda olduğu o günlerde, on üç büyük kristal avizedeki dört yüz iki lamba ile aydınlatılan bin beş yüz kişilik salonda konserlerini veren topluluk, yüz kişilik sanatçı kadrosu ile diğer orkestralara göre çok daha ihtişamlı bir görüntü veriyordu. Kulüp Mozart ise 1867 yılında İngiliz orkestra şefi, besteci ve kemancı John Jesse White (1836-1918) tarafından kurulmuş ve 1875 yılına gelindiğinde beş yüzün üzerinde üye sayısına ulaşmış bir dernekti. Kulüp Beethoven 1882 yılında besteci, orkestra şefi, kemancı ve eleştirmen Robert Jope Kinsman Benjamin (1853-1927) tarafından kuruldu. Kurulan dernekler arasında en zengin ve ünlüsü olan kulüp, kendilerine ait çok salonlu binaları ve kurdukları Beethoven Yaylı Dörtlüsü ile dönemin en aktif kurumuydu. Resmi kayıtlardan kulübün Benjamin’in yedi yıl süren başkanlığı döneminde 140 resital, 136 oda müziği konseri, dört büyük senfoni orkestrasına sponsorluk yaptığını öğreniyoruz. Ünlü realist roman yazarı Machado de Assis’in kulüpte kütüphane görevlisi olarak çalışmış olması ise müzik sanatının yaygınlaşması için verilen emeklere en güzel örnek olsa gerek. Ancak Monarşi yanlısı üyelerden oluşan kulüp ülkede çok büyük bir üne ve tanınmışlığa sahip olmasına rağmen 1889 yılında cumhuriyetin ilan edilmesinin hemen ardından işi başkalarına bırakmadan kendini feshetmiştir.Besteci Charles Gounod’a takdim edilmiş Kulüp Beethoven Onur Diploması, 20 Mart 1886
İmparatorluk'tan Önemli GörevlendirmeMüzik ile ilgili derneklerin, birliklerin sayısının gittikçe arttığı bu süreçte İmparatorluk da boş durmamış, zamanının önemli entellektüelleri arasında yer alan diplomat, politikacı ve müzisyen Manuel de Araújo Porto-Alegre’yi (1806-1879) ulusal müzik eğitim sistemini hazırlamakla görevlendirilmiştir. Porto-Alegre, 4 Aralık 1853 tarihinde İmparatorluk yetkililerine yazdığı mektupta, ülkedeki sanat yaşantısının gelişmesi için Rio de Janeiro’da bir sanat okulu kurulmasını önerir. Portekiz Veliaht Prensi’nin 1808 yılında Brezilya’ya gelişinden başlayarak yaşanan süreçteki kültür hayatının içler acısı durumunu anlatır. Sanat adına bunca zamandır neden gerçekçi bir planın yapılmadığı sorusunu sorar. Bu soruya verdiği cevap ise yöneticilerin cehaletidir. Ülkenin ekonomik ve politik gelişimine paralel olarak keyfi veya geçici olarak alınmış önlemlerin zaman içinde yasalara dönüşmesini tam bir ilgisizlik ve bilinçsizlik olarak yorumlar. Halkın olgunlaşmasıyla beraber sanat algısının da geliştiği saptamasını yaptığı mektubunda, yönetim tara-fından herhangi bir ciddi adım atılmamış ve uzun vadeli tedbirler alınma-mış olmasını sert bir dille eleştirir. Ülkenin içinde bulunduğu atmosferde herkeste bir kararsızlık vardır. Manuel de Araújo Porto-Alegre ulusun kendine ait bir sarayı, hükümeti, hukuk sistemi, yükseköğrenim kurumları olmadığını, değişen tek şeyin koltuğun sahipleri olduğunu ve yönetim tarafından bu geçicilik duygusuyla işletilemeyen karar mekanizmalarının aktif bir hale getirilmesi gerekliliğini vurgular. Porto-Alegre mektubunun sonunda sanat ve mimarlığın gelişmesini sağlamak için özel bir fon kurul-masını ve üretilecek projelerde önceki dönemlerin kopyalanmasını ve modası geçmiş tasarımları engelleyecek bir komisyonun kurulmasını da önerir. Komisyonunun, estetik kavramı ile uyumlu, çağdaş görüş açısına sahip iki mühendis, iki mimar ve iki sanatçıdan oluşmasının yararlı olacağını ifade eder.Yarın:Kız Öğrenciler Sekiz Yıl Bekliyor
1 Assis, M. de, Helena, Melhoramentos, São Paulo, 1978, s. 76.