Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul'daki kültür-sanat projeleriyle ilgili açıklamalarda bulunarak Atlas Pasajı'nın Türk sinemasında yeni galaların merkezi olacağını, Atatürk Kültür Merkezi inşaatının yılsonuna tamamlanacağını, Galata Kulesi'nin müze haline getirilmekte olduğunu, Beyoğlu'nun da bir kültür yolu haline geleceğini bildirdi. Bazı projelerle ilgili olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da yardımını beklediklerini belirten Ersoy, NTV'de katıldığı TV programında turizmle ilgili geniş açıklamalarda da bulunarak iç turizm hareketinin mayıs sonunda başlamasını beklediklerini söyledi.
Ersoy'un İstanbul'daki kültür-sanat projeleriyle ilgili yaptığı açıklamalar şöyle:
TÜM GALALAR ATLAS PASAJI'NDA
“Bu sene inşallah en kısa sürede hayata geçecek. Atlas Pasajıyla ilgili bizim devam eden yatırımlarımızı biz hızlı bir şekilde sonuçlandırıyoruz. Bir terslik olmazsa ki olacağını sanmıyorum, çok hızlı gidiyoruz. 1 Eylül gibi Atlas Pasajı’nın restorasyonu ve binanın restorasyonu tamamlanmış olacak ve orası artık Türk sinemasının yeni galalarının merkezi olacak, bütün galalar orada yapılacak. Beyoğlu’na biz kırmızı halı atacağız ve Türk sinemasının galaları orada yapılacak. Çok aslına uygun bir şekilde çok güzel restore ettik. Ve Atlas Pasajı’nın olduğu binayı da Türkiye’nin ilk sinema müzesi yapıyoruz. Orayı da çok güzel, dünya ile yarışabilecek bir sinema müzesi haline getiriyoruz. Oradaki diğer katlarda da çok amaçlı salonlar yapıyoruz. Onları da kültür ve sanat aktivitelerinin merkezi için kullanacağız, yani dışarıdaki özel galerilerin ve diğer kültür sanat aktivitesi yapmak isteyen, faaliyet yapmak isteyen kurumların kullanımına sunacağız.”
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ YIL SONUNA
“Atatürk Kültür Merkezi inşaatımız da çok hızlı ilerliyor. Orada hedefimiz yılsonuna bu işi yetiştirmek. Tabii koronavirüsten dolayı inşaat faaliyetleri biraz yavaşladı. Ancak biz yine azimliyiz ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz, orayı da yıl sonuna kadar hizmete almak istiyoruz. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezimizi de Haziran başında, inşallah 7 Haziran gibi yetiştirmiş olacağız. Onun içinde biliyorsunuz bir tiyatro, bir cep sineması var. Yine ortada bir salon var çok amaçlı kullanabileceğimiz. Böyle baktığınız zaman bir kültür yolunu aşamalı bir şekilde oluşturuyoruz.
GALATA KULESİ MÜZE OLUYOR
“Galata Kulesi’nin de biliyorsunuz mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçti 2019’un başında. Biz ondan sonra burası için projeler hazırlatmaya başladık ve bunu da Belediyeden geri talep ettik. Yani Belediyenin işletmesinde şu anda, hani Vakıflar Genel Müdürlüğüne mülkiyeti geçtiği için Vakıflar Genel Müdürlüğüyle biz yeni projeler yapmak üzere talebimizi de geçtik. Gerçi Belediye şu anda hukuki süreçleri tercih ediyor, hukuki süreçleri uzatarak projeyi geciktiriyor biraz. Ama biz durmuyoruz, biz projemizi hazırlıyoruz. Orada İstanbul için çok güzel bir proje hazırlıyoruz. Doktor Ayşen Savaş Hocamızın önderliğinde birkaç tane kendisinin dahil ettiği birkaç üniversiteyi, sanat tarihçileri ve mimarlardan oluşan bir çalışma grubu oluşturduk, şimdi biz Galata Kulesi’ni bir müze haline getireceğiz onların projesiyle ilgili. Biliyorsunuz, Galata Kulesinin şu anki işletmesinin içinde kafeteryalar, restoranlar, çalışma ofisler, mutfaklar var. Bu doğru değil galata kulesi açısından baktığınız zaman. Biz buranın içini tamamen boşaltacağız, buraya aykırı olan bütün yapıları çıkaracağız. Zaten baktığınız zaman yangın tehlikesi de yaratıyor; içinde mutfaklar, doğalgaz üniteleri gibi, kule açısından riskli.
Galata Kulesi nedir diye baktığınız zaman, biliyorsunuz orası bir Ceneviz meydanı ve İstanbul’un ilk meydanlarından biri. Ve Galata Kulesi aslında bir yangın kulesi. Üzerinden baktığınızda İstanbul’un kritik noktalarının tamamını görüyorsunuz ve İstanbul’un cazibe noktalarının hepsini görebiliyorsunuz. Şimdi Galata Kulesi bu proje bittiği zaman hem kuleden baktığınızda bütün cazibe noktalarını çok iyi gördüğünüz, hem cazibe noktalarından kulenin çok iyi fark edildiği bir ortama çevireceğiz. Bu özelliklerinden dolayı, bulunduğu pozisyonla birlikte Galata Kulesi’nin müzesini yaratacağız. Yani artık bir müze kule haline de gelecek. O gereksiz kullanılan, personel soyunma odaları, restoran, kafeterya vesaire amaçlı kullanılan mekânları soyacağız, bütün o kuleden gördüğünüz mekânların tanıtıldığı, o cazibe alanına gelmiş turistin o alanlara da yönlendirileceği bir merkez haline getireceğiz. Bu açıdan sadece kuleyle de sınırlamıyoruz, onun önünde bir meydan var biliyorsunuz, meydanın içinde de çok çirkin bir yapı var, onu da inşallah bu devir işlemi bittiği zaman Büyükşehir Belediyesinden o binayı da kamulaştırıp, yıkıp orayı meydan haline getireceğiz. O meydanı da özellikle yazın olmak üzere Bakanlığımıza bağlı genel müdürlüklerin kültür ve sanat aktivite merkezi haline getireceğiz. 1 ay içinde projeyi tamamlamış oluruz, hukuki süreç de inşallah tamamlanırsa. Belediye Başkanımız da ısrar etmezse artık, çok güzel bir proje, bir İstanbul projesi.”
BEYOĞLU'NU ÇOK SEVİYORUZ
“Bakın bu projeyi ben birdenbire yaratmadım. Ben biliyorsunuz Alman Lisesi mezunuyum, ben orada 8 sene okudum. Benim Bakan Yardımcım Ahmet Misbah Demircan sağ olsun üç dönem Belediye Başkanlığı yaptı, beyoğlu Belediye Başkanlığı. Biz ekip olarak Beyoğlu’nu çok seviyoruz ve Beyoğlu’nda yaşadık. Biz yaşayarak geçirdik orada. Kimse gereksiz ısrarda bulunmasalar, bize de destek olsalar, hani destek olmak isteriz diye açıklıyorlar, biz de çok isteriz destek olsunlar. Zaten onların destek olmasına ihtiyacımız var, ne gibi işleriniz var diyorsanız; biz bu projeleri yapacağız, ama bu projelerin çevresindeki mekânların düzenlenmesi de aslında Belediyenin işi. Yani gerçekten samimilerse, Başkanımız samimiyse destek olma açısından, oraları düzenleyerek bize hakikaten kültür yolunda çok ciddi destek olabilirler.
Neler var diyorsanız: Galataport’tan yukarıya çıkacak olan bir Boğazkesen Caddesi var. Biliyorsunuz oralar resim galerileriyle doldu, çok güzel bir kültür yolunun geçiş noktalarından. Orada meydan ve kaldırım düzenlemeleri yapılabilir ve o caddeye paralel caddeler de sokak sağlıklaştırmasına tabi tutulabilir, çok daha keyifli bir kültür yolu içinden Galata Kulesi’ne insanlar Galataport’tan ulaştırılabilir. Yine kulenin bağlantı yolu olan Büyük Hendek Caddesi var, oraya sağındaki-solundaki paralel caddeden de sokak sağlıklaştırılması yapılarak orada keyifli bir trafik yukarıya doğru alıştırmış oluruz. En büyük bir ihtiyacımız daha var mesela. Atatürk Kültür Merkezini biliyorsunuz. Yılsonuna yetiştirmeyi hedefliyoruz. Atatürk Kültür Merkezinin kütüphane tarafı, aşağı tarafında Kültür Merkezinin içinde bir kültür sokağı oluşturuyoruz biz. Yani sadece orada iki tane büyük salon olmayacak, müzeler olacak, galeriler olacak, birçok kütüphaneler olacak, içinde kafeler ve restoranlar olacak, çok şık, 24 saat yaşayan bir kültür sokağı haline getiriyoruz. Büyük kütüphanenin olduğu tarafta, aşağıda çıkış noktasında orada bir İGDAŞ binası var, tam çıkışta çürük diş gibi duruyor baktığınız zaman, bizim projeyi çok rahatsız ediyor. Biz onu Belediyeden rica da ettik, o binanın oradan alınması lazım ve mümkünse oranın park ve yeşil alan olması gerekiyor. Şimdi de rica etmiş olalım Sayın Başkanımızdan, inşallah o çürük dişi oradan alırlar, orayı bir yeşil park-bahçe haline getirirler, bütün İstanbul için güzel bir hem kültür yolu haline getirmiş oluruz, hem de Beyoğlu’nun eski, özlenen kimliğini kazandırmış oluruz. Unutmayalım ki, biz de devlet olarak, biz de İstanbul’da, özellikle ben ve benim Bakan Yardımcım Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu insanları olarak biz de Beyoğlu’nun bir yere gelmesini ve İstanbul’un örnek bir kültür şehri olması için çalışıyoruz, bütün arzumuz, bütün çabamız bunun üzerine.”