“İpek Yolu’nda Müzik Kültürü ve Eğitimi” başlıklı MÜZED Bölge Konferansını yaygın medya görmezlikten geldi. Oysa uluslararası alanda atılan önemli bir başlangıç adımıydı bu. Konferansın düzenlenmesinde lokomotif rolünü MÜZED'in uluslararası ilişkiler sekreteri, İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Uğur Alpagut yaptı. SANATTAN YANSIMALAR, Müzik ve sanat camiasının konuyla ilgili bilgilenebilmesi açısından Prof. Alpagut'la konuştu.
ISME “Uluslararası Müzik Eğitimi Birliği” hakkında kısa bilgi verir misiniz?
Unesco’nun çağrısı üzerine, ilk kez 1953’de toplanan ISME (Uluslararası Müzik Eğitimi Birliği), dünyanın farklı kentlerinde 2 yılda bir “Dünya Müzik Eğitimi Konferansı” düzenliyor. Bu önemli toplantılarda 80'in üzerinde ülkeyle farklı kültürlerin bir araya geldiği, çok yönlü etkileşime dayalı bir ortam yaratılıyor. Başta müzik eğitimcileri olmak üzere, müziğin farklı alanlarında uzmanlaşmış delegeler, sanatçı veya öğrencilerden oluşan ortalama 1500-3000 kişi bu konferanslara katılıyor.
ISME ile MÜZED “Müzik Eğitimcileri Derneği” arasındaki ilişkiler resmen ne zaman başladı ve nasıl ilerledi?
2018 yılında 33. ISME Dünya Konferansının ülkemizde yapılması için, Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED) yaklaşık 2 yıl önce gerekli çalışmalara başladı ve öncelikle ISME’ye üye oldu. Etkili çalışma ve girişimler sonucunda, MÜZED 2012’de Selanik’de yapılan 30. Dünya Konferansı’nda ISME nezdinde “INA” (ulusal mesleki temsil yeteneğine sahip olan kurum) seçildi. Selanik Konferansında yer alan ilgili toplantıda MÜZED Başkanı Refik Saydam ve “Müzed Uluslararası İlişkiler Sekreteri” sıfatıyla benim katılımımla bu anlamda ilk ve önemli adım atıldı.
Yâni İstanbul'daki bölge konferansı, 2018'in bir nevi provası mıydı?
Evet, öyle sayılabilir. ISME’nin bizden istediği yol haritasında önemli bir mihenk taşı olarak algıladık bölge konferansını... Uluslararası katılımcıların birbirlerinin kültürlerini anlamaya çalıştığı ve çok yönlü etkileşim oluşturduğuna inandığımız “İpek Yolu’nda Müzik Kültürü ve Eğitimi” başlıklı MÜZED Bölge Konferansını, 17-19 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul'da yaptık. Konferansı dönemin saray mimarı Fransız kökenli Alexander Vallaury'nin önemli yapısında, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu kıymetli Tıp Okulu'nda Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de düzenlemekten ve konuklarımızı bir Osmanlı yapısında ağırlamaktan çok mutlu olduk. Günümüzde ise bina Marmara Üniversitesi’ne bağlı Haydarpaşa Kampüsü olarak kullanılıyor.
Bölge konferansın amacı neydi?
Bu önemli konferansta, iz bıraktığı coğrafyaya ilişkin Türk müzik eğitiminin ve müzik kültürünün, uluslararası bir ortamda tanıtılmasına olanak sağlandı. Ayrıca, kapsamlı müzik eğitimi alanında dünyanın en büyük ve ciddi kuruluşlarından ISME ile ilişkilerin uzun vadeli olarak güçlendirilmesi ve ülkemizin alanımızda, dünya çapında, köklü ve daha ciddi bir seviye edinmesi amaçlanmıştı. Geldiğimiz noktada; Türkiye, 12 ülke arasından seçilerek, Müzed aracılığıyla “33. ISME Dünya Konferansı”nı 2018 yılında İstanbul’da düzenlemek üzere aday olan 5 ülkeden birisi oldu. Sonuçlar 2014 Temmuz ayında Brezilya Porto Alegre ISME Dünya Konferansında açıklanacak.
Yeterli desteği bulabildiniz mi?
ISME’ye sunulan BID “Teklif Dosyası”nda 3 Bakanlığımızın, İstanbul Valisinin ve İstanbul Belediye Başkanının, 6 Üniversite Rektörümüzün ve çeşitli üst düzey kurumlarımızın destek anlamında, değerli mektupları yer alıyor.
Isme’nin önerisiyle gerçekleştirdiğiniz “İpek Yolu’nda Müzik Kültürü ve Eğitimi” MÜZED Bölge Konferansının ortakları hangi kurumlardı?
ISME “Uluslararası Müzik Eğitimi Birliği”, Marmara Üniversitesi (ev sahibi), İstanbul Teknik Üniversitesi, Türksoy (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı), İstanbul Teknik Üniversitesi MİAM (Dr. Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi), Sevda Cenap And Müzik Vakfı ve Bolu Bağışçılar Vakfı konferansımızın ana ortaklarıydı. Katkı sağlayan kurumlara teşekkür borçluyuz.
Konferansın “keynote speaker” çağrılı konuşmacıları kimlerdi?
David J. Elliott (ABD), Ali Uçan (Türkiye), Lee Higgins (ABD-İngiltere), Düsen Kaseinov (Kazakistan-Türkiye) ve Xie Jiaxing (Çin) konferansın “keynote speaker” çağrılı konuşmacılarıydı. Yoğun birikimleriyle gelişen çok yönlü bakış içeriği sayesinde konferansa renk kattılar.
İçerik hakkında daha ayrıntılı bilgiler verir misiniz?
Konferansta temel olarak, bireysel veya çok katılımlı bildirilerle birlikte 77 adet bildiri sunuldu. Bildirileriyle ABD, Montenegro, Mısır, Azerbaycan gibi ülkelerden katılan akademisyenlerin yanı sıra, yaklaşık 350-400 kişinin katılımcı özelliği gösterdiği geniş bir etkileşim ortamı oluştu. Türksoy’un katkılarıyla, aralarında Orta Asya, Kafkasya, İran ve Türkiye’den konuşmacıların/ müzik pedagoglarının katıldığı ve bölge müzik eğitimi/kültürü konularının irdelendiği özel bir oturum düzenlendi. Bu konuşmacıların arasında Tacikistan’dan bir rektör ve İran’dan dekan düzeyinde katılım oldu.
Başkaca?
Bunun dışında, konferans düzeyindeki konuşmalarında temaya uygunlukla veya farklı konulardan içeriklere yer veren yerli ve yabancı çok değerli konuşmacılar; araştırmaya dayalı içerikle yer alan panelistler/akademisyenler/aktivistler ve açık oturum konuşmacıları, Atölye “workshop” çalışmalarında alanlarında uzmanlaşmış akademisyenler ile (Bilkent ve ADK’dan katılan) geleceğe dair umudumuz olan genç kuşak solistlerinden, değerli sanatçılara değin uzanan zengin bir konser içeriği konferansımızın ana bölümlerini oluşturdu. MÜZED'in ilk uluslararası etkinliğiydi. Türkiye'nin hemen her Üniversitesi'nden katılım gerçekleşti. Farklı müzik türlerinden veya veya farklı müzik çalışma alanlarından kişiler konferansa katılım gösterdi. Keza içerik de bu yöndeydi. Polonya'dan Dr. Gabriela Karin Konkol bir workshop yaptı.
Yabancı katılımcılar geleceğe ilişkin ne gibi izlenimlerle ayrıldılar acaba?
ISME ile uzun yıllara dayanan ilişkileri bulunan D. Elliott, L. Higgins ve X. Jiaxing’in 2018 ISME İstanbul Dünya konferansımızı almamıza yönelik ülkemize ve meslektaşlarımıza ilişkin son derece güzel izlenimlerle ve verilerle buradan ayrıldıklarını söyleyebiliriz. Ayrıca Türk ve yabancı katılımcılardan gelen dönütler; sıra dışı ve zengin içeriğe sahip bu konferansın kendilerine çok yönlü katkı sağladığı yönündeydi. Kuşkusuz eksikliklerimiz veya çoklu organizasyonun gerekleri konusunda da oldukça iyi bir deneyime sahip olduk.
Bundan sonrası için Müzed, diğer ortaklarınız ve öncü müzik insanları olarak hedef ve görev nedir?
Hepimize düşen ödevlere gelince; kanımca, ISME Dünya konferansının alınmasına dönük olarak, kalan kısa süre içerisinde, ISME’ye önemli sponsorluklar yoluyla, maddi yönden ve çok olanaklı fiziksel mekânlar anlamında güvenceler yaratmamız gerekiyor. Olası 2018 İstanbul konferansına en azından ülkemizden 1000 civarında katılım gerçekleşeceği yönünde kararlılığımızı ve inancımızı ISME'ye somut adımlarla göstermeliyiz. Bunun için MÜZED ve ISME’ye olan mesleki duyarlılığın ve üyelik taleplerinin artırılması, hepimize düşen başlıca görevlerimiz arasında olmalıdır. Bu çalışmaların, tüm değerlerimizle ve yeni alışkanlıklarla evrilen/gelişen, ülkemizdeki mesleki gelişmelere yönelik olumlu bir kültürel iklim yaratacağı umulmaktadır.
Son olarak, şayet evsahipliği Türkiye'ye verilirse, 2018 ISME Dünya Konferansı’nın önerilen tema ne olacak?
Müzik kültürü, Dünya tarihinde gerçekleşmiş yanlışlardan ve kötülüklerden insanlığın arındırılmasında, insana özgü çabayı ve güzelliği en etkili şekilde simgeler. Elbette bu kazanımları elde etmek, ortaya koymak ve etkili bir konuma getirmek çok uzun ve zor süreçler gerektirir.
İnsanlık, medeniyetlerin en zor sınavlarından, uzun yolları geçerek günümüze ulaşmadı mı? İnsanlığın önünde aşılacak daha çok uzun yollar yok mu? Zorlukların aşılmasında insanlığın en etkili araçlarından birisi de müzik kültürü değil mi? Anadolu’nun ve Türk ulusunun yetiştirdiği en özgün halk ozanlarından ve “âmâ” müzik ustalarından birisi olan Aşık Veysel’in ünlü deyişi, bu coğrafyaya ve ISME 33. Dünya Konferansı’nın temasına çok uygun düşüyor: “Uzun İnce Bir Yoldayım, Gidiyorum Gündüz Gece”... 2018 33. ISME Dünya Konferansının İstanbul’da yapılması, bu coğrafyanın düşünce – duygu üretimiyle,binlerce yıllık geleneklerinden ve çağdaş yaklaşımlarından oluşturduğu mücevher kutusuna âdeta değerli taşlarla yeni değerler katacak. Kongre kültürüne ve olanaklarına fazlasıyla sahip bir ülke olan Türkiye’nin; kıtaların birleştiği yerdeki konumuyla, fantastik bir tarihsel birikime sahip olan dünyaca ünlü şehri İstanbul’a, 33. ISME Dünya Konferansı çok yakışacak. İnsanlığa dair geçmişin, günümüzün ve geleceğin kültürel bütünselliğine olumlu anlamda somut katkılar sağlayacak olan 33. ISME Dünya Konferansını Müzed ve konferans ortaklarımız olarak İstanbul’a davet etmekten büyük bir onur duyuyoruz.
Biz de Sanattan Yansımalar olarak, aradığınız ek destekleri bulabilmenizi ve 33. Konferansın İstanbul'a konuk olmasını diliyoruz.