Mehmet Okonşar, uzunca bir süredir klasik eserlerin kayıt altına alınmasına ve yeni bestelere yoğunlaşan bir piyanistimiz. Çalışmalarını aylık bültenler halinde internet ortamında geniş bir kitleye duyurmaya çalışıyor.Hedef kitlesi daha çok yurtdışında. Bir süredir uluslararası alanda David Ezra adını kullanıyor. Wikipedia'da kendi resmi web sitesi kaynak gösterilerek yapılan tanımlama şöyle:
David Ezra Okonşar (pronounced Okonschar) (born 20 October 1961, Istanbul) is a Turkish-Belgian (double nationality) pianist, composer, conductor, writer and educator. He was previously known as "Mehmet Okonşar".
Kendisine bu ad değiştirme ve nedenlerini sorduğumda, "özelim" gerekçesiyle yanıt vermek istemedi. Ancak son yıllarda Musevi tarihine ilgisi, son bestelediği eserin Musa adına olması, sanırım bazı ipuçları veriyor.
Okonşar'la yaptığımız kısa söyleşi şöyle:
Kendi oluşturduğun stüdyoda yoğun bir kayıt çalışması yürüttüğünü görüyoruz. CD haline gelen kayıtların sayısı kaça ulaştı?
19 katalog numarası, ve bir 5'li set, bir de 2'li set eklenirse fiziki CD olarak 26 tane çıkarmış bulunmaktayım. Bunların yanısıra 3 adet DVD'im var. 6 tane de partitür yayınladım.
Bunların dökümünü http://okonsar.com/Recordings.html sayfasında en güncel biçimde görebilirsiniz.
CD’ler fiziki olarak mı daha çok satılıyor, yoksa indirme sitelerinden mi? Ulaştığın rakkamlar neler?
CD'ler hem fiziki hem de yasal ve ücretli indirme olarak satılıyor. Her ne kadar yasal indirmelerde bir artış görmekteysem de şimdilik fiziksel ve virtual başa baş gidiyor. Japonya, ücretli indirmelerde en başta görünüyor. Özellikle iTunes - Japonya çok aktif görünüyor.
CD’ler fiziki olarak bazı belli plak mağazalarında bulunabiliyor mu? Yoksa internetten mi sipariş edilmesi gerekiyor?
Plak mağazalarını tamamen anlıyorum, üretimlerimi stoklamakta isteksiz davranmalarını da doğal karşılıyorum. Gerçekten zor şartlar altında ağır ticari bir yükle çalıştıkları için, "sürümü" belirsiz olan üretimlere yer vermekten çekinmeleri çok doğal. Bu tüm dünyada geçerli bir durum. Bu yüzden, en azından kendi alanımda Internet dağıtım ve satışı artık tek çözüm gibi görünüyor. Yaptığım üretim son derece noktasal tüketicilere hitap ediyor, küresel bakımdan bu tüketicilere ulaşmanın en iyi ve belki de tek yolu internet olacaktır diye yola çıktım. Her ne kadar zor bir alan olsa da, yanlış yolda olmadığıma kanaat getirdim. Zor bir alan çünkü doğrudan küresel rekabetin içine giriyorsunuz.
Nasıl bir rekabet bu?
Örneğin bir yılda bir tane Bach Prelüd-Füg albümü satmak az gibi görünebilir ama dünyada bir yılda kaç tane Bach Prelüd-Füg albümü satıldığını düşünürseniz bunlardan bir tanesi olmak o kadar da kötü bir sonuç gibi görünmez. Sonuç olarak şu anda küresel olarak sadece internet üzerinden yasal mp3 indirme ya da fiziksel CD-DVD satışlarım var. Türkiye'de ya da başka bir ülkede dağıtımım yok. Ancak bazı bağımsız mağazaların, toptan CD-DVD alışları oluyor. Umulmadık dükkanlarda üretimlerimden bazıları ile karşılaşmak mümkün olabiliyor.
Kayıtlarını yapmakta olduğun bestecileri hangi mantığa göre seçiyorsun. Önümüzdeki planlarında hangileri var?
Genellikle bir dizi esere hazır olduğumu "hissediyorum". Örnek olarak Mozart'ın tüm sonatlarını 5 CD serisi halinde bu biçimde yaptım, keza Chopin Etütler ya da en son projem, Liszt Etütler böyle ortaya çıktı. Bu durum bir anda âdeta "kendiliğinden geliyor". "Artık zamanı geldi" diyorsunuz. Evet, en son Liszt Etütler'i CD ve DVD olarak kaydettim ve videolarını çektirdim, edit yaptım. Şimdi zamanı gelen ancak uzun soluklu bir proje Beethoven tüm sonatları olacaktır.
Son dönemde “David Ezra” adını kullanmaya başlaman, duyurularında Hebrew alfabesiyle İbranice metinler de kullanman dikkati çekti. Kimi müzikseverler “din mi değiştirdi?” diye soruyor. Kimileri de “bu ticari bir taktik mi?” diye… Bu tercihinin nedenini ve sana katkılarını açıklar mısın?
Bu soruyu çok özelime girdiği için yanıtsız bırakmayı tercih ediyorum.
Konser ve eğitimcilik çalışmaların ne durumda?
Türkiye'de oluşabilecek çok özel durumlar dışında bir konser durumu şimdilik görmemekteyim. Bu konuda tüm yurttaki uygulamanın tersine giden bir kararım var ve buna uymaya gayret etmekteyim. Ben konser için başvurmayı reddediyorum, benden konser isteyenler bana başvurmalıdır diye düşünüyorum. Sonuçta yapacak o kadar çok işim, projem var ki... Eğitimciliğim ise bir avuç seçilmiş gence faydalı olacağını umduğum bir biçimde, bağımsız olarak sürmektedir.
Şefik Kahramankaptan