Manuel adalid (d. 1951), sempatik, insanlarla iyi ilişki kuran ve işini çok ciddiye alarak, severek yapan İspanyol bir gitar yapımcısı. Hacettepe 3. Ulusal Gitar Yarışması sırasında Ankara’daydı. Finalin yapıldığı gün, aralarında bazı Türk gitar yapımcılarının da bulunduğu toplulukla bir sohbet toplantısı düzenledi. Son yaptığı “La Catedral” adını verdiği modeli de masanın üzerindeydi.Uluslararası yarışmalardaki başarılarıyla dikkati çeken, değerli genç gitaristimiz Eren Süalp, söyleşi başlamadan gitarı alarak bir parça çalıp denedi. Süalp’e gitarı nasıl bulduğunu sorduğumda şu değerlendirmeyi yaptı:“Bas ve tiz arasındaki ses dengesi, dinamik dengesi üst düzeydeydi. Notaların uzamasının eşitliği önemlidir, bu da çok iyiydi. Volümü ve entonasyonu da iyiydi. Bu yönleriyle La Catedral’i çok beğendim”. Adalid’le birlikte resim çektirdik ancak SANATTAN YANSIMALAR için özel söyleşiyi orada, kalabalıkta yapamadık. Manuel Adalid, ertesi gün Başkent Müzikevi’nde buluşmamızı önerdi. Kapıdan girer girmez, yarışmada birinciliği elde eden, 10 Aralık 2016’da 15’i bitirip 16 yaşına girecek olan Özberk Miraç Sarıgül’le karşılaştım. Özberk, “Adalid Especial Jacaranda" bir gitarla çalıyor, ikinci Adalid'i de yarışmanın ödülü olarak kazandı. Kendi gitarını yapımcısına kontrol ettirmek üzere gelmiş. Biraz sonra kapı çalındığında ise Özberk’in hocası Kağan Korad’ın geldiğini gördük. O da “La Catedral”i denemek ve Adalid’e merhaba demek üzere uğramış. La Catedral’i eline alıp çalmaya başladığında rahmetli Nejat Leblebicioğlu’nun olduğu gibi korunan ve mini bir çalgı müzesini andıran özel çalışma odasında hepimiz sessizliğe büründük. Korad, “Hârikulade bir tınısı var” dedi. Daha sonra kendisinden kısa bir değerlendirme yapmasını rica ettiğimde şunları söyledi:“Değerli gitar yapımcısı Manuel Adalid'in deneme fırsatı bulduğum son model gitarı Catedral, elime alır almaz beni etkiledi. Çalarken sahip olduğu ses rengiyle dinleyene sıcak bir duygu vermenin yanı sıra volümü, çalım rahatlığı, nüans ve renk zenginliğiyle çalanı motive eden üst düzey kalitede bir konser enstrümanı olduğunu hissettim. Adalid'in Hacettepe Gitar Yarışması’nda ödül olarak el yapımı gitarlarından birini vererek Türk gitaristlere verdiği destekden dolayı da ayrıca takdiri hakkettiğine inanıyorum, bravo.”Artık iki gitarı da Adalid imzası taşıyan ve yanına oturarak arşivi için fotoğraf çektiren Özberk de, La Catedral’i şöyle değerlendirdi:“Çok rahat ve çalması kolay bir gitar. Her ses tane tane, çok net çıkıyor. Baslar biraz önde ama kullanıldıkça tam dengeye geleceğini düşünüyorum. Ses renklerini kontrol edebiliyorsunuz. Renkli bir gitar”.Yan odada kağan korad Ariel Ramirez’in Alfonsina y el Mar'ını çalarken, biz de İspanyolca çevirmenimiz Çağdaş Çörekçi’nin aracılığıyla söyleşiye başlayabildik. *- Baba mesleğini seçenlerden misiniz, yoksa gitar yapımcılığına başka türlü mü merak sardınız?- Babam aslında ünlü bir flamenko gitaristiydi. İspanyol iç savaşı başladığında babam gitar yapımcılığına başladığında ben de hemen yanıbaşındaydım. Babamla başladığımdan bu yana tam 43 yıl oldu. Benim mesleğim baba mesleği.- Markanızın gelişimi nasıl oldu?- 1957'de fabrika haline geldik. 1972’den itibaren ben başındaydım, son iki yıldır fabrika yönetimini oğluma devrettim. Ben daha çok ulusal ve uluslararası pazarlama işleriyle ve sadece benim imzam ile ürettiğim özel gitarların imalatıyla uğraşıyorum. Daha önce babamla çalışırken de, gitar yapımcısı işçileri çalıştırıyorduk, şimdi de çalışıyorlar . Tüm gitarlar el yapımıdır.Teknik sorumluluğu oğluma devrettikten sonra bizzat yaptığım gitarlara daha fazla vakit ayırabildiğimi söylemeliyim.- Adalid yanında bir de Esteve markanız var.- Evet. Esteve ve Juan Hernandez markalarımız var. başkent müzikevi her üçünün de distribütörüdür.- Kaç kişi çalışıyor toplamda ve kaç gitar yapılıyor?- 48 kişi çalışıyor. Esteve markasıyla yılda 50 bine yakın gitar çıkıyor.- Siz Manuel Adalid imzasıyla kendiniz yılda kaç gitar yapabiliyorsunuz?- Ayda iki gitar yapıyorum, yılda yaklaşık 22-24 gitar yapmış oluyorum.- Kaç model çalışıyorsunuz?- La Catedral, Best copy of Hauser, Best copy of Torres bir de Adalid Flamenko gitarı olmak üzere dört özgün modeli bizzat yapıyorum. - Küçük ebatlı romantik ya da barok dediğimiz gitarlardan yapmıyor musunuz?- Yapıyorum, doğru, onu de eklememiz lazım. Fransız L’acote tipi..- İyi bir gitar sizce hangi özellikleri taşımalı?- Benim önceliğim gitarın rahat ve kolay çalınabilir olması. Çok iyi ses çıkarsa bile eğer gitarın çalınması rahatsızsa, çalanı zorluyorsa hiç hoşa gitmez. Mesela eski ve güzel sesli gitarlar var ama çalabilmek için özel teknik geliştirmek gerekiyor. Örneğin Andre Segovia, bu yüzden eski Hauser’ine ekstra bir tel ekliyormuş ….- Kullanılan malzeme de önemli herhalde.- Tabii ki .. Dışardan bakınca gitar yapımı sanki plandan ibaret gibi düşünülebilir ama seçilen ağaç ve ahşap malzeme uygun değilse, ön kapakda gerilim yoksa iyi bir ses de çıkartmaz. Bir gitar 20 desibele kadar ses verebilir ancak seçilen ağaç türü ve titreşim kapasitesine bağlı bu frekans değişebilir. Ne kadar iyi işlenmiş ağaç ve ahşap malzeme , o kadar iyi ses! Sese ruh kazandırmak lazım. Ön kapak (Top) çok inceltilirse yüksek volümlü bir ses çıkabilir ama metalik bir ses olur. Ağacın seçimi de yapımcıya bağlıdır. İki farklı ağaç kullanmak gitarın potansiyelini arttırır. Sedir ve Ladin, gitar gövdelerinde en çok tercih edilmesi gerekenler.- Ankara’daki gitaristler, havanın kuruluğundan şikayet ediyorlar. Nem oranı ne kadar olmalı?- Yüzde 40’ın altında olmamalı. Havadaki nemi ölçen ve arttıran aletler kullanabilirler gitarın bulunduğu ortamlarda.. tabii kutunun içinde değil!-Sizin La Catedral’in methini deneyenlerden duyuyoruz. Adını nasıl koyduğunuza ilişkin ben iki tahmin geliştirdim. Birincisi çoğu kilise ve katedralde rastladığımız iyi akustik. İkincisi de, belki katedral’in çok katlı mimarisinden esinlendiniz. Acaba tutturabildim mi?-İlk tahmininiz doğru. La Catedral’de iyi bir tını yakaladığımı düşünüyorum. Katedrallerde pek çok sanat eseri çalınıyor. Benim gitarımı deneyen ve alanlar da sesin çok güzel akustikle çıktığını, bir gövde kazandığını söylüyor, bu nedenle bu gitarıma bu ismi koymak istedim. La Catedral diye Agustin Barios'un eseri de var. Buralardan da etkilendim.- Nasıl bir teknik ve malzeme kullanıyorsunuz, bir sakıncası yoksa anlatır mısınız?- Ben La Catedral’de geleneksel İspanyol gitarını geliştirerek bu modeli ortaya çıkarttım. Şu an ikinci planla çalışıyorum, yakında yeni gelişmelerle üçüncüyü çalışmaya başlayacağım. La Catedral’de ön ve arka kapağı çift olarak kullanıyorum, yani “double top” yapıyorum. Tercihim kaliteli sedir ağacı.Arka tablada sedirle birlikte Malezya’da yetişen bir ağacı da kullandığım oluyor. Gitar sapının ön yüzünü abanoz , yapıştırmaları doğal sıcak tutkalla yapıyorum. Sapta ortada olası bir eğilmeyi önlemek üzere kaliteli karbondan bir çubuk kullanıyorum. Gitarın ağırlığını ne kadar hafif tutabilirseniz volümü o kadar yükselir. Ancak ben istediğim tınıyı elde edilmek için volümden küçük bir taviz verdim. - Geleneksel İspanyol sisteminin genel özelliği nedir?- Ön tablanın altında yelpaze biçiminde çubuklar yerleştirilir. Ortadaki ses deliğinin altından başa doğru... Bu çubukların sayısı ve konumlandırılması üzerinde çalıştım her model gitarın ayrı planları vardır . Double Top için farklı uygulamalarımız vardır. Örneğin ön iki kapağı bir araya getirirken bazen arada kağıt inceliğinde yapılmış bal peteği görünümünde bir ince tabaka da yerleştiriyorum.- Bugüne kadar yaptığınız La Catedral’ler hangi ülkelerde, kimlerin elinde?- Carlos Rodriguez Quiros tüm resitallerinde La Catedral ile çalıyor. Çin Devlet Konservatuvarı’nın dört gitar hocası, bunların yanında Hong Kong'da iki profesör, Amerika'da Bel Newman... Amerika’da toplamda beş La Catedral gitarım var. Bazılarında ikişer gitarım var. Almanya'da bir, İtalya'da bir, Hollanda'da bir tane,İspanya’da Madrid'de iki, Barcelono'da iki tane.. Madrid için bir daha sipariş daha aldım. Londra'da üç tane var. Avustralya'da da iki tane.. - Pekİ, Türkİye’de?- La Catedral Türkiye'de iki tane var, bir adedi bir konservatuvar öğrencisinde , diğeri Başkent Müzikevi'nde sahibini bekliyor...- Fiyatı nedir?-7500 Euro.- Gelen yorumlar nasıl?- Gayet olumlu, çok memnunum. Amerika’dakiler, “ La Catedral iyi bir gitar ve güzel bir aurası var” dediler. Dönüp geri gelen bir sesi olduğunu, bu sesin renginin çok güzel, tınının iyi bir yorumcunun elinde fevkalade kaliteli olduğu söyleniyor. Tüm bu yorumlar, bana La Catedral’i daha da geliştirebilmek için güç veriyor, özendiriyor.- Daha önce de gelmiş, gitar yapımcılarına seminer de vermiştiniz. Türkiye’ye gelmekten memnun musunuz?- Evet, üstelik Türkiye’de çok iyi gitaristler var. Markamızı burada temsil eden Başkent Müzikevi ile çok iyi ilişkilerimiz var. İşlerini her zaman çok iyi yapıyorlar. Ülkenize gelmekten ve onlarla çalışmaktan dolayı çok mutluyum.Şefik KAHRAMANKAPTAN
Söyleşi
12 Ocak 2017 - 17:13
Güncelleme: 12 Ocak 2017 - 17:48
Yeni "La Catedral" gitarını anlattı
La Catedral'i deneyen üç önemli gitaristin görüşleriyle...
Söyleşi
12 Ocak 2017 - 17:13
Güncelleme: 12 Ocak 2017 - 17:48
Bu haber 19767 defa okunmuştur.
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir