22
Dört Kuşak Besteci Onun Sınıfından Çıktı:
Camargo Guarnieri (1907-1993)
İtalyan asıllı São Paulo’lu besteci Camargo Guarnieri, Brezilya kompozisyon okulunun kurucusu ve piyano sanatının yenilenmesinde katkıları olan bir diğer bestecidir. Ülkeye has genel bir egzotizmin hissedildiği kendinden önceki bestecilerden farklı olarak Guarnieri’de insanın iç dünyası öne çıkar. Guarnieri’nin eserleri diğer bestecilerinkiyle kıyaslandığında o kadar farklı ve alışılmışın dışındadır ki ülkesinde çağdaşları tarafından bile anlaşılamamıştır. Belki de bu sebepten dolayı, ünlü ve ödüllü bir besteci olmasına rağmen eserlerinin kayıt altına alınması ve yayınlanması için elli yaşına kadar beklemek zorunda kalmıştır. Guarnieri’nin Brezilya’da ünlenmesinin ancak yurtdışında elde ettiği başa-rılardan sonra olmuştur.
Lorenzo Fernández ve Francisco Mignone’nin aksine kariyerine Avrupa tarzının etkisi altında başlayan Guarnieri’nin ulusal bir çizgiye gelişi, otantik ve ulusal kaynakları kullanması daha geçtir. Ancak Guarnieri ile Mignone ve Fernández arasında on yıllık bir fark olduğu da unutulma-malıdır. Camargo Guarnieri’nin eser yazmaya başladığı yıllar Brezilya’nın Modern Sanat Haftası1 etkinlikleri sayesinde çağdaş eğilimlerle tanıştığı zamana denk düşer. Ancak Heitor Villa-Lobos’un birçok eserini bu dönem-de yazmış olduğunu dikkate alırsak, müzikte ulusalcı eğilim yolunun bu dönemde halen açık olduğu da görülmektedir.
Guarnieri, müzik eğitimine São Paulo Konservatuvarı Piyano Bölümü’nde başlamış, ileriki yıllarda piyanonun yanı sıra kompozisyon öğrenimini de sürdürmüştür. 1928 yılında dönemin parlak entellektüeli olan Mário de Andrade ile tanışması bestecinin estetik kavramı üzerindeki düşüncelerinin olgunlaşmasını sağlamıştır. Genç ve utangaç Guarnieri, uta-narak Andrade’ye gösterdiği Brezilya Dansı ve Sertaneja Şarkısı adlı piyano eserlerini bestecinin büyük bir coşkuyla takdir etmesinin ardından kendisini onun kompozisyon sınıfında bulur. Guarnieri okul dışında da zamanını genellikle Mário de Andrade’nin evinde geçirir ve evde entellektüel, aydın kişilerin katılımı ile gerçekleştirilen edebiyat, sanat, sosyoloji ve felsefe taştışmalarına katılırdı. Çok sonraları Brezilya Müzik Dergisi’nde yayınlanan bir söyleşisinde, bu ev toplantılarının ona herhangi bir üniversitenin verebileceğinden çok daha fazlasını kazandırdığını söylemiştir.
1938 yılında gittiği Paris’te, Charles Koechlin (1867-1950) ile kompozisyon; François Rühlmann (1868-1948) ile orkestra şefliği çalışır. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte eğitimini tamamlayamadan ülkesine geri dönmek zorunda kalır. Üç yıl sonra Philadelphia’da düzenlenen ve juride Serge Koussevitzky’nin (1874-1951) de yer aldığı bir yarışmada Keman Konçertosu ile ödül alır. Bir yıl sonra Washington’da Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No.2 ile aldığı ödülle bu başarısını pekiştirir. 1946 yılında Detroit’de Amerika Senfonileri Yarışması’nda, II.Senfoni’si ile aldığı ikincilik ödülü başarısının yeni bir halkasıdır.
1950 yılının Aralık ayında Camargo Guarnieri, Brezilyalı müzisyenlere ve eleştirmenlere hitaben bir Açık mektup kaleme alır. Posta yoluyla tek tek müzik kurumlarına ve ilgili kişilere gönderdiği mektupta, Brezilya otantik sanatının korunmasını önerir. São Paulo’nun genç bestecilerini Alman flütçü Hans-Joachim Koellreutter’in etkisinde kalarak atonalizm modasını benimsemekle eleştirir. Koellreutter’ı yaptığı yanlış eğitimden vazgeçirmek için uyarır. Bir süre sonra, O Estado de São Paulo gazetesine sızan bu mektup, bir yıl sürecek sert polemikleri halkın önüne taşıdı. Dodekafoniyi bir formül olarak gören Guarnieri, yetenek ve yaratıcılık istemeyen bu sistem ile eser yazan bestecileri vatan hainliği ile suçlar. Karşılıklı suçlamalar zaman içinde basındaki önemini yitirir, hafifler ve son bulur. Ancak bu mektup Brezilya bestecilik okulunun tartışılması ve bazen ihmalden, bazen de şartlar sebebiyle değinilmeyen soruların ortaya çıkması adına yararlı olur. Ona göre, 1950’li yıllarda dünyanın gerisinde bir müzik sistemi içinde, daha doğrusu yüz yıl öncesi bir duyuşla, ulusalcı eserlerin yazılması düşünülemez. Ancak Brezilyalı besteciler de XX. yüzyıl müzikal unsurlarını kullanırken ezbere hareket etmemeli, bu unsurları özgünleştirmelidirler.
Camargo Guarnieri’nin kompozisyon sınıfından tam dört nesil Brezilyalı besteci yetişmiştir. Bunların içerisinde: Osvaldo Lacerda (1927-2011), Lina Pires de Campos (1918-2003), Marlos Nobre (1939), Almeida Prado (1943-2010), Edmundo Villani-Côrtes (1930), Nilson Lombardi (1926-2008), Maria José Carrasqueira, Eduardo Escalante (1937), Sérgio de Vasconcellos Corrêa (1934), Ascendino Theodoro Nogueira (1913-2002), Olivier Toni, Lutero Rodrigues, Raul do Valle (1936) ve Kilza Setti (1932) sayılabilir. Bütün bu besteciler piyano için eser vermiş, Brezilya piyano literatürüne büyük katkıda bulunarak tarihteki yerlerini almışlardır.
Dança Negra’nın ilk sayfası, 1946
Piyanistlerin konser repertuvarlarında sıkça yer alan Guar-nieri’nin eserleri içinde en popüler olanı 1928 tarihli Brezilya Dansı’dır. Ama besteci ilk büyük başarısını Sonatina No.1 ile elde etmiştir. Guarnieri’nin diğer piyano bestelerinden ayrı tutulan bir başka eseri de solo piyano için yazdığı Ponteios’tur. Ponteios elli küçük parçadan oluş-maktadır. Guarnieri, ritimleri Brezilya folklorunun karakteristik özel-liklerini taşıyan bu eserini 1931-1959 yılları arasında geleneksel tarzda yazılmıştır. 1946 tarihinde yazdığı Dança negra (Siyah Dansı) piyanistler arasında süratle popüler olmuş, hem kayıtları yapılmış hem de repertuvarın ideal bir bis parçası haline gelmiştir.
Camargo Guarnieri piyano ve orkestra için altı konçerto bestelemiştir. 1946 tarihli Piyano Konçertosu No.2 tek bölümden oluşmakta ve temelinde Recife şehrinden bir dans olan Frevo ezgileri yer almaktadır. Guarnieri’nin piyano için bestelediği ve öne çıkan eserleri arasında Beş Etüt (1949-1988) On Vals (1934-1959), On Doğaçlama (1948-1981), Sonat (1972), Sekiz Sonatin ve Choro torturado, Selva’nın Dansı ve Hüzünlü Toada’yı sayabiliriz. Corrêa de Azevedo şöyle yazmaktadır: “Guarnieri’nin sanatında hüzün, sevincin yanında yer alır. Üzüntü ise mutlulukla karışır. Guarnieri, hem karamsar hem de hayat dolu olabilir”2.
1Modern Sanat Haftası Brezilya toplumunu çok heyecanlandırmıştı. 1922 Şubat ayı programı ile genç sanatçılar, yeni ve avangard düşünceler dinleyicilerle buluşturulmuştu.
2Azevedo, L.H.C. de, a.g.e., s. 335.