24
Kendini Eğitime Adayan Alman Göçmeni:
Ernst Mahle (1929)
Koellreutter’ın öğrencileri arasında olmasına rağmen gergin ve hırslı davranışlardan uzak kalmayı, tartışmaların içine girmemeyi tercih eden Mahle, kendini São Paulo Eyaleti’ndeki Piracicaba şehrinde kurduğu okulunda geliştirdiği eğitim sistemine adamış bir eğitimci ve bestecidir. Mahle’nin kendine hiçbir örnek almadan geliştirdiği sistemiyle Piracicaba’nın Brezilya müzik haritasında bir yer edinmesini sağlamış, bu başarısı ile günümüzde Brezilya müziğinin en önemli eğitimcisi olmuştur.
1929 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrinde doğan Mahle, II. Dünya Savaşı’nın ardından 1951 yılında ailesi ile birlikte seyrettikleri bir filmde görüp etkilendikleri Brezilya’nın São Paulo şehrine göç etmeye karar verirler. Almanya’da araba fabrikalarının olduğu bir bölgede yaşayan ve aile mesleği mühendislik olduğu için kendi geleceğini de bu meslek üzerine planlayan Mahle için müzik büyük bir tutkuydu. Kendi kendine müzik yazmaktan hoşlanan, Béla Bartók’un eserlerine hayranlık duyan Mahle, São Paulo’da eserlerini dinlediği Koellreutter ile tanıştı. Zaman içinde aralarında bir öğretmen-öğrenci ilişkisi başladı.
1953 yılında Koellreutter, içinde Mahle’nin de bulunduğu öğrencileri ile beraber konser vermek üzere Piracicaba şehrine gitti. Grup burada şehrin müziğe olan büyük ilgisine ve gelecekteki potansiyeline şahit oldu. Koellreutter’ın de desteklemesiyle Piracicaba’da, São Paulo Serbest Müzik Okulu’nun bir şubesi olarak, İtalyan Kültür Derneği’nin verdiği iki odada Piracicaba Serbest Müzik Okulu adıyla açılır. Supervizörlüğünü Koellreutter’in yaptığı okulun Genel Müzik Direktörü ise Mahle’dir. Koellreutter’in orkestra şefliği öğrencilerinden ve gelecekte Mahle’yle evlenecek olan Maria Aparecida Romero Pinto da okulun eğitmenleri arasındaydı. Solfej-Teori, Armoni, Kontrapuan, Klasik Dans, Çocuklar İçin Temel Müzik Eğitimi, Müzik Tarihi ve Müzikal Estetik okulun ilk yıl programında yer alan derslerdi. Bir yıl sonra Üflemeli Çalgılar, Yaylı Çalgılar, Piyano, Şan, Akordion, Koro, Oda Müziği, Güzel Sanatlar, Hitabet derslerini de programa alan Mahle’nin okulundaki öğrenci sayısı, çok kısa bir sürede tüm São Paulo’daki öğrencilerin sayısını geçmişti. Tüm öğrencilerin blok flütle başladığı eğitim, bir üst seviyede öğrencinin seçtiği ikinci çalgı ile zenginleşerek devam ediyordu. Okulun Blok Flüt Orkestrası ve Çocuk Korosu vardı. Böylece çocukların dört günü bu okulda dolu dolu geçiyordu.
Temel müzik eğitiminde folklorun önemine inanan Mahle, Kuzey Brezilya’ya yaptığı araştırma-derleme gezisinde Kuzey Brezilya yerel müzik kültürünün Doğu Avrupa müzik kültürü gibi zengin olduğunu keşfetti. Hayranı olduğu Bartók’un yolundan gitmeye devam ediyordu. Haftada 40 saat çeşitli derslere giren Mahle, bütün ders materyallerini öğrencilerinin seviyesine göre çeşitli düzeylerde kendisi hazırlıyordu. Görme engelli olarak doğan kızının şarkı söyleyebilmesi, her çalgının solo repertuvarı olması ve çalan öğrencinin seviyesi gibi ölçütleri göz önünde bulunduruyordu. Çocuk Orkestrası, Flüt Orkestrası ve Koro için Brezilya ve dünya folklorundan esinlendiği 130 kadar eser yazdı. Böylelikle yıllar içinde özgün, fonksiyonel ve çok geniş bir dağarcık oluştu. Mahle, eğitim skalasında her yaş grubu için bir koro ve orkestra kurmaya, bu toplulukların kendi seviyelerindeki eserlerle sürekli aktif pozisyonda olmasına önem vermişti. Sistemde, piyanistler bile, burs karşılığında seçtikleri ikinci bir çalgı ile orkestrada yer alırlardı. Devletle müfredat yönünden de bir bağı olmayan bu kurs formatındaki okulda, tüm kararları gerçekçi ihtiyaçlardan yola çıkarak ve hiçbir bürokratik engele takılmadan Mahle veriyordu. Ona göre Brezilya’nın müzik sistemindeki en büyük hatası, müzik okullarının, aynı koşullar altında olmadıkları Paris Konservatuvarı’nı örnek alarak kurulmasıydı.
Ernest Mahle, Sonata 1971’in ilk sayfası
Bestecilik yönünden Mahle’nin Koellreutter’in öğrencisi olarak avangart stilde de eserler verdiğini görüyoruz. Bu eğilimi özellikle piyano repertuvarında daha dikkat çekici bir düzeydedir. Diğer okullar gibi virtuoz sanatçılar yetiştirmeyi öncelikli misyon olarak kabul etmeyen Mahle’nin sistemi, toplumun seviyeli bir müzik kültürü ile donanmasını amaçlarken, öne çıkan isimlerin de kariyer yapmalarını sağlayacak her pozisyona açıktı. Berlin Filarmoni Orkestrası gibi dünyanın en önemli orkestralarına sanatçılar kazandıran Mahle’nin sistemi, çoğu müzik insan tarafından günümüzde sanatın her seviyede, her insan için edinilebilir olduğunun ispatıdır.