İstanbul'da Ağustos ayı içinde, İKSV'nin katkılarıyla Barış İçin Müzik Vakfı tarafından Venezuella'nın El sistema projesiyle işbirliği içinde yapılan El Sistema Avrupa Kampına, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi viyolonsel solisti-öğretmeni Prof. Ozan Tunca da, üç küçük öğrencisiyle katıldı. İzlenimlerini, Sanattan Yansımalar'ın sorularını cevaplarken anlattı:
-El Sistema Avrupa Orkestrası Kampına katıldığını gördüm, izlenimlerini merak ediyorum…
Harika bir tecrübeydi… Birçok ülkeden gelmiş amatör ruh ve coşkuyla dolu öğrenciler ve bir o kadar coşku ve keyifli öğretmenler. Bir müzik adamı daha ne ister? İlk provaya kendi ülkelerinde öğretmenleri ile partileri hazırlamış olan öğrenciler toplu bir orkestra olarak başladılar. Hemen bir coşku ve keyif havası doldurdu salonu. Öğretmenleri yanı başlarında onlarla çalıyor onları hiç yalnız bırakmayarak keyiflerini paylaşıyordu. Öğleden sonra çalgı grupları ayrı odalarda çalışmalarına devam ettiler. Ben ve yanımda gelen minik çellistler bu çalışmaları izledik. Ben gece tüm çalışmalar bittikten sonra yapılan öğretmenler toplantısına katıldım. Her öğretmene söz düştü.En sevindirici olan da İstanbul grubunun, yani Barış İçin Müzik Vakfı çatısı altındakilerin ne kadar hızlı ilerlediklerinin konuşulmasıydı.
Ozan Tunca, El Sistema Avrupa Kampını anlatıyor:
Ozan Tunca, El Sistema Avrupa Kampını anlatıyor:
-Yanında getirdiğin öğrenciler kimlerdi? Birinin oğlun Bora olduğunu biliyorum.
Bora, Alp ve Doğa minik çellistler grubunun başlarından beri en devamlı ve hevesli öğrencileri... Geçen bir yıl boyunca gruba katılıp bir süre çello öğrenen sonra bırakan pek çok çocuk oldu. Çalgı eğitiminde en önemli konulardan biri devamlılık diye düşünüyorum. Ben çocukların özellikle başlangıç seviyesinde haftada birkaç kez gelip bir iki saat toplu olarak öğretmenle beraber çalışmalarının faydalı bir yöntem olduğunu gördüm. Çocukların becerisi, ilgisi ve devamlılığı iyi gittiği takdirde ebeveynlere bir çalgı edinmelerini ve evde çalışmaya devam etmelerini salık veriyorum. Küçük yaştaki çocukların bir konuya ilgisinin ne kadar süreceği belli olamayabiliyor. Bora, Alp ve Doğa bu çocukların arasından seçip getirdiklerim oldu. Sayıları daha da artacak.
- El Sistema ile nasıl ilgilenmeye başladın?
El Sistema benim de pek çok müziksever ve müzik eğitimcisi gibi uzun zamandır ilgimi çeken bir düzen. Geçen yaz yurtdışından bu konu ile ilgili üç belgesel film aldım. Büyük bir hevesle izledim ve biraz araştırdım. İlginç bir tesadüf ile İstanbul’da vapurda karşılaştığım bizim konservatuvarın eski öğrencilerinden Seçkin, bana Barış için Müzik vakfını anlattı ve davet etti. Birkaç hafta sonra vakfı ziyaret etme olanağı buldum. Orkestra provasını izleyip, vakfın yöneticileri ve eğitmenleri ile tanıştım. Son derece ilham verici bir ziyaret oldu. Çocukların ne kadar eğlenerek müzik yaptıklarını görmek çok etkileyiciydi. Yazın filmlerini izleyip hayranlık duyduğum, Venezüella gibi uzak bir ülkede kurulmuş bu düzeni Türkiye’de Edirnekapı’da gerçekleştiren başta Mehmet ve Yeliz Baki ve tüm eğitmenlere büyük saygı ve minnet hisleri ile doluyum. Benim çalışmalarımı da takip eden Barış için Müzik Vakfı beni ve minik çellistleri kampa davet edince çok heyecanlandım. Bu bizler için çok özel bir fırsat olacak diye düşündüm. Kısa sürede elimizden geldiğince hazırlık yapıp çocuklarla kampa katıldık. Benim çocukların yaşları kamptaki pek çok çocuktan daha küçük olduğundan pek yanımdan ayrılmadılar diyebilirim…
- “Çello ile Tanışalım” programın sayesinde pek çok çocuğa ulaştın diye biliyorum, sistem çalışıyor mu halen?
Bu çalışma ilk ve orta öğretimdeki çocukların müzik yeteneklerinin farkına varmalarını sağlamak ve bir çalgı denemelerine olanak sağlamak, bütün bunları keyifli biçimde bir tanışma atmosferinde gerçekleştirmek için oluşturuldu. Çocuklar çello ya da keman çalgısını deniyor ve arada benim kısa performanslarımı dinliyorlar. Etkinlik sırasında müzik yetenek testi ile de çocukların müzik kulağı hakkında bilgi sahibi olmaları amaçlanıyor. Testi etkinliğin içine serpiştiriyorum. Katılanların CD çalardan dinletilen soru ve yanıt seçeneklerini dinleyerek çoktan seçmeli yanıt kâğıtlarını doldurmaları yolu ile gerçekleşiyor. Test sonuçları birer karne olarak bir hafta sonra PDF formatında elektronik posta olarak gönderiliyor. Bu yıl içinde birkaç defa yapmayı planlıyorum bu etkinliği. İlki Eylül ayında okullar açıldıktan sonra İstanbul’da olacak.
Şefik Kahramankaptan