Yedi Besteciden, Yedi Yöremize Ait, Yedi Tema:
Semplice Quartet’ten Yenilikçi Bir Mozaik
Ankara’daki klasik müzikseverler, 28 Nisan 2025 Pazartesi akşamı, Barok’tan günümüze uzanan geniş bir yelpazede projeler geliştiren, uluslararası başarıları ve vizyoner yaklaşımıyla tanınan Semplice Quartet’in sıra dışı konserine tanıklık etti. “Yedi Genç Besteciden, Yedi Yöremize Ait, Yedi Tema Üzerine: Mozaik” başlıklı bu özel program, yalnızca teknik bir mükemmeliyet değil, aynı zamanda kültürel çeşitliliği sanatsal duyarlılıkla harmanlayan bir anlatı sundu.
Konserin ilk yarısında Claude Debussy’nin Sol minör Yaylı Dörtlüsü Op. 10 ile Fransız empresyonizminin melankolik ama derinlikli dokusunu ustalıkla sunan topluluk, ikinci yarıda genç Türk bestecilerin özgün eserleriyle izleyiciyi adeta Anadolu’nun ses ve renkleri arasında bir yolculuğa çıkardı.
Cem Oslu’nun “Nemrut Heykellerin Türküsü” adlı eseriyle başlayan bölüm, geçmişin taşlara kazınmış görkemiyle günümüzün çağdaş armonik dilini buluştururken, Evrim Demirel’in “Seikilos” adlı yapıtı, dünyanın bilinen en eski melodisini elektronik çağın izleriyle yeniden yorumladı. Uğurcan Öztekin’in “The Ruins of Ani” başlıklı eserinde ise sessizliğin içindeki tarihsel yankılar, yaylı çalgıların dokunuşlarında hayat buldu.
Bogatay Köptülü’nün dinamik “Scherzo. Marmara Dörtlüsü”, Barış Lütfi Büyükyıldırım’ın ritmik zenginlik taşıyan “Teke”si, Aslıhan Keçebaşoğlu’nun lirik “Kırık Halay”ı ve Erberk Eryılmaz’ın mizahi dokular taşıyan “Bolulu Ama Rasim” adlı eseri, her biri farklı bir coğrafi ve kültürel koddan yola çıkarak, evrensel bir müzik diliyle konuşmayı başardı.
Semplice Quartet’in üyeleri – Murat Anıl Erginol, Ana Albero, Pınar Dinçer ve Burak Ayrancı – bu zengin repertuvarı yalnızca teknik yeterlilikle değil, içselleştirilmiş bir anlatı gücüyle sundular. Her eserde, hem yerelin tınısına sadık kalındı hem de çağdaş kompozisyonun sınırları cesaretle zorlandı.
Bu konser, yalnızca müzikal bir etkinlik değil, aynı zamanda genç Türk bestecilerin yaratıcı vizyonlarının, köklerinden beslenen ve dünyaya açılmaya hazır birer sanat eseri haline geldiğinin güçlü bir göstergesiydi. Bu özgün sesler, sadece bugünün değil, geleceğin müzik diline de yön verecek potansiyele sahip.
Ve en nihayetinde, bu konser akşamı bir gerçeği yeniden hatırlattı: Genç bestecilerin yaratıcılığı, Atatürk’ün sanatın gücüne ve geleceği emanet ettiği Türk gençliğine olan inancının haklılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sanat, bu genç yeteneklerin ellerinde yaşamaya ve ışık olmaya devam ediyor.
Dr. R. Oğuz Sağdıç
2 Mayıs 2025, Ankara
Fotoğraflar: Oğuz Sağdıç