“Bu eserin tüm yayın hakları Sanattan Yansımalar internet sitesiyle yazarı Mina Tansel’e aittir. Tanıtım için dahi olsa kısa alıntı veya bütünüyle yayın yazarın ve yayıncı internet sitesinin yazılı izni olmaksızın yapılamaz.”
35
İBRAHİM BEY PARİS BARIŞ KONFERANSI'NDA
Osmanlı askerlerinin Kafkasya’dan çekildiği tarihlerde, savaş sonrası yeni dünya düzenini oluşturmak üzere Paris’te bir toplantı hazırlanıyordu. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, varlığını uluslararası topluluğa benimsetmek için Paris’teki bu konferansa katılma kararı aldı. Kuzey Kafkasya’yı Paris’te temsil etmek üzere gidecek dört kişilik heyet1 içinde İbrahim Bey de vardı. O sırada eşi ikinci çocuğunu bekliyordu.Kuzey Kafkas Cumhuriyeti temsilcileri Paris yolundayken Osmanlı 15. Tümen’i Kafkasya’dan bütünüyle çekilmişti.
1. Dünya Savaşında taraflar: Turuncu ile gösterilenler savaşı yitirdi, yeşille gösterilenler kazandı, gri ile gösterilenler tarafsız kaldı.

Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti hükümet üyeleri
Paris Konferansı’na umut bağlamayan var mıydı ki? Galip devletlerin sömürgeleri bile umutlanmışlardı! Önce gemi mutfaklarında, sonra İngiltere’de otel mutfaklarında çalışmış olan Ho Şi Min de, o sıralar şehrin görkemli oteli Ritz’in mutfağında çalışıyordu. Konferans’a Hind-i Çini’nin (Vietnam’ın) Fransa’dan bağımsızlığı için dilekçe veriyor, böylece halkının gözünde birden kahraman olup çıkıyordu.Ama galip güçlü devletler, yeni dünya haritasında yer almak isteyenlere söz hakkı tanımadılar. Onların gündemi başkaydı. Dağılan imparatorluklardan üçünün topraklarında bazı yeni devletlerin oluşmasına zemin hazırlarken Rusya topraklarında yeni devletlerin kurulması konusunda yan çizdiler.
Dört galip devletin temsilcisi Paris'te: Soldan Sağa: İngiltere Başbakanı Llyod George, İtalya Başbakanı Orlando, Fransa Başbakanı Clemenceau, ABD Başkanı Wilson
Kuzey Kafkas heyeti, Clemenceau ile yalnızca bir kez, kısaca görüşebilmiş. O görüşmede de bir yardımcısının adını vererek, “Siz ona anlatın, o bana aktarır” demiş Clemenceau. Heyetin yine de asıl barış görüşmelerine katılmayı beklediği, bu arada -Rusya’dan bağımsızlıklarını onaylatmak için -Paris’te bulunan başka temsilci gruplarıyla görüştüğü biliniyor. Kuban temsilcileriyle bir anlaşma yapıp, Azerbaycan temsilcileriyle son ikisi Haziran’da olmak üzere üç kez bir araya geliyorlar.Öte yandan Rusya’da iç savaş sürmekteydi. Yerel halklara “Bağımsız olun, ama Bolşevik olun” diyen Kızıl Ordu ile Bolşevik karşıtı, “Tek ve birleşik Rusya” ilkesiyle yola çıkan Beyaz Ordu birbirleriyle kıyasıya savaşıyordu. Kuzey Kafkas Cumhuriyeti’nin tanınması için Paris’te bulunan heyet, gelişmeleri uzaktan endişeyle izliyordu. İbrahim Bey, Paris’ten o sırada Kuzey Kafkas Cumhuriyeti Devlet Başkanı olan Pşimaho Kosok’a (Kotsev)2 telgraf çekti: “Hiç olmazsa devletin fasadını (dış görünümünü) koru” diye. Paris’te bağımsızlık için bir yol kat edebilmeleri buna bağlıydı. Ama galip güçlerin dünyanın neresinde neyin nasıl olduğunu bilmemeleri olanaksızdı.Nisan ayı geldiğinde Sovyetler, Çarlık yanlısı Rus güçlerinden bir adım öne çıkarak Kafkasya’da Sosyalist Grup’un kurulmasını başardılar. Buna karşılık, Beyaz Ordu da yerli halk arasında yandaş bulmakta gecikmedi. Kafkasya’ya gönderilen Beyaz Ordu’ya komuta eden, kendisi de Kuzey Kafkasyalı bir Oset olan General Biçerahov, Çerkes General Kılıç Girey’den3 destek aldı. Bu destekle ibre Beyaz Ordu’dan yana döndü. Mayıs’ta Beyaz Ordu Dağıstan’ı artık ele geçirmişti. Bunun üzerine, Paris Barış Konferansı’na temsilci göndermiş olan Pşimaho Kosok (Kotsev) hükümeti istifa etti; yerine Beyaz Ordu’ya yakın duran General Mihail Halilov4 geldi. Artık, bağımsızlığı istenecek bir devlet kalmamıştı görünürde. Paris Konferansı’na bağımsızlık hakkı koparmak için gitmiş olan Kuzey Kafkas heyeti kısa bir süre sonra dağıldı. Heyet üyelerinin üçü ülkelerine dönmemeyi seçip Avrupa’da kaldı.
Versaille Sarayı'nda barış antlaşması imzalanıyor.
“MİTSOUKO”

DEVAMI YARIN
( Yarın: Memleketten Kaçış Başlıyor)
(1) Heyet, bir önceki devlet ve hükümet başkanı Abdülmecit Çermoyev, Dışişleri Bakanı Haydar Bammatov, Ulaştırma Bakanı İbrahim Bey Haydarov ile Dr. Hasan Hadzaragtı’dan oluşuyor.
(2) Pşimaho Kotsev (Kosof) (1887-1962): Çerkes hukukçu. Kuzey Kafkasya’nın birleşmesi, örgütlenmesi ve bağımsızlığı için çalıştı. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nde bakanlık ve başbakanlık yaptı; Kafkasya Bolşevik yönetimine girdikten sonra Türkiye’ye iltica etti. Önce Samsun’da, sonra İstanbul’da yaşadı. Türk hükümeti Kuzey Kafkas Cumhuriyet’nde ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nde görev almış kişilere ev ve maaş veriyordu. Kosok da bu olanaklardan yararlandı. (İbrahim Bey, Türkiye’de mühendislik yaptığı için böyle bir yardım başvurusunda bulunmadı.)
(3)Sultan Kılıç Girey (1880-1947): Çerkes general. Ukrayna’da Süvari Okulu’nu bitirdi. Dünya Savaşı’nda gönüllü askerlerden kurulan Kafkas Süvari Tümeni’nin Çerkes Alayı’na yüzbaşı rütbesiyle komutan olarak atandı. İç Savaş başlayınca, Kafkasya’nın Kuban bölgesindeki yerel hükümete bağlı olarak Kızıl Ordu’ya karşı savaştıktan sonra Aralık 1918’de Beyaz Ordu içinde yer almakla birlikte bağımsız karar almayı sürdürdü: Kuzey Kafkas Cumhuriyeti başbakanı Pşimaho Kotsev’in öldürülmesine vb karşı çıktı; 1920 baharında Beyaz Ordu’nun ülkeyi terk etmesinin ardından Kuban’da direnişi örgütlemeye çalıştıysa da önce Türkiye’ye, sonra Paris’e kaçtı. 2. Dünya Savaşı sırasında Sovyetlere karşı Almanlarla birlikte savaştı, 1947’de Moskova’da asıldı.
(4) Tefrikamızın 36. bölümünde anlatılacak.
“Bu eserin tüm yayın hakları Sanattan Yansımalar internet sitesiyle yazarı Mina Tansel’e aittir. Tanıtım için dahi olsa kısa alıntı veya bütünüyle yayın yazarın ve yayıncı internet sitesinin yazılı izni olmaksızın yapılamaz.”