Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu'nu ölümünün 50. yılında, özel bir yapıtı seslendirerek anacak. Yapıtın bestecisi, 15 yıl ABD'de çalışmalarını sürdürdükten sonra Türkiye'ye dönerek Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başlayan, Erberk Eryılmaz (d.1989).2023, Aşık Veysel'in ölümünün 50. yılı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'nca “Aşık Veysel Yılı” ilan edildi, UNESCO tarafından da anma ve kutlama yıldönümleri arasına alındı.“Bir Büyük Dünya- Aşık Veysel” başlıklı yapıt, provaları yapılarak CSO tarafından seslendirilmeye hazır hale getirildi. Cumhurbaşkanlığı'nın çalışma takvimine göre verilecek bir tarihte seslendirilecek eserle ilgili olarak, besteci-piyanist Erberk Eryılmaz sorularımızı cevaplandırdı.Önceki çalışmalarınızdan halk müziğine ve çalgılarına ilginizi biliyoruz. Aşık Veysel'i müzikle anlatmak fikri nasıl doğdu? Sizden mi çıktı fikir, yoksa sipariş olarak mı geldi?Şef Cemi’i Can Deliorman, CSO Yönetimi ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün birlikte oluşturduğu fikir sonucu olan bir sipariş ile müziği yazdım. Bir Aşık Veysel hayranı ve ondan öğrenmeye çalışan bir besteci olarak öneriyi memnuniyetle kabul ettim ve çalışmalara başladım. Bir devlet kurumunun sanat üretimini önemsemesi benim 15 yıllık Amerika tecrübemde unuttuğum bir durumdu. Türkiye’ye döndüğümden itibaren geçen yaklaşık iki buçuk senede müzisyenlerin yaşadıkları çeşitli sorunlara şahit oldum tabii. Umuyorum bu sorunlar zamanla çözülür. Müziğin yaşayan bir sanat olarak kalabilmesi için bu siparişlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Umuyorum ülkemizdeki birçok bestecinin sesini duymamıza yarayacak sayısız sipariş ve ilk seslendirme olur sanat kurumlarında. Bunun bestecilerden daha çok sanat kurumlarının hayatta kalabilmesi, beraber yaşadığımız toplum ile iletişim kurabilmesi, onların sorunlarını ve mutluluklarını paylaşabilmesi için gerekli olduğunu düşünüyorum.Kendinizin de içinde bulunduğu yedi kişilik Yeni Müzik Topluluğu'nu ne zaman ve nasıl kurdunuz?Bu Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde oluşturduğumuz yeni ders programının bir parçası olarak kurduğumuz bir topluluk. Üniversitenin kapsayıcı ve çoğulcu misyon ve vizyonu doğrultusunda ülke kültürüne yeni eserler üreterek katkıda bulunmaya çalışan bir oluşum. Topluluktaki öğrencilerimizle ilk konserimizi geçen sene CSO Mavi Salon’da vermiştik.* Üniversitemizde her alandan öğrencinin stil/tür ayırt etmeksizin buluştuğu bir topluluk ve aynı zamanda bizim haftada 4 saatlik bir dersimiz. Bu konser için topluluğa üç hocamız da katıldı. Birbirimizi konfor alanının dışına taşımayı hedeflediğimiz ve bu şekilde kendimizi geliştirmeye çalıştığımız bir topluluk. Topluluk olarak esas amacımız üniversitemizdeki bestecilik öğrencilerimizin eserlerini seslendirmek ve burada beraber yeni fikirler denemek. Çalıştığımız bir buçuk senede tahmin ediyorum yaklaşık 25-30 eserin ilk seslendirilişini yapmış olabiliriz.Eserinizde söz, insan sesi bulunmamasının nedeni nedir? Aşık Veysel'in bazı türküleri sözüyle de ünlü olduğu için bu soruyu özellikle soruyorum.Bu müzik aslında tamamen Aşık Veysel’in hayatındaki çeşitli dönemlerde yaptığı kayıtları temel alıyor, yedi solist ve orkestra da oradan yola çıkıyor. Bu şekilde Aşık Veysel sesi ve sazıyla müziğin en önemli öğesi olarak yer alıyor. Hedefim Aşık Veysel’in düşünce ve ses dünyasını günümüz konser sahnesine onu süslemeden, şekil değiştirmeden, olduğu gibi severek taşımaktı. Yani bu çalışma bir düzenleme değil. Aşık Veysel fikirlerini müziğiyle söylüyor, benim yazdığım müzik ise duygusal olarak bu fikirleri açmayı, içindeki derinliğe girmeyi amaçlıyor.Müziği yazmaya başladığınızda 2023'ün Aşık Veysel yılı ilan edileceğini biliyor muydunuz?Hayır, bilmiyordum. Bu yıl hem Cumhuriyetimiz’in 100. Yılı, hem de Aşık Veysel’in ölümünün 50. Yılı olmasıyla iki açıdan önemli bir yıl. Benim için Aşık Veysel, Ahmed Adnan Saygun ile beraber ülkemizin ilk yüzyılının en büyük iki bestecisinden biri. İkisi de ülkemizdeki bestecilik ve müzik teorisi eğitiminin parçası olmuş değil ne yazık ki. Elimizden geldiğince onların önemini sözlerle, fikirlerle, müzikle anlatmaya çalışmamız gerekiyor ve acil olarak akademide önemli bir yer edinmelerine uğraşmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Örnekleyebilir misiniz?Örnek olarak vermek gerekirse, birçok müzik eğitimi veren kurumda müzik teorisi temelleri/solfej, armoni (uyum), konrtpuan gibi dersler veriliyor. Bu kurumlar hala çağımızın çok gerisinde yıllarca süren bir eğitimle Orta Avrupa’nın 1700’lerdeki müzik dilini bestecilik eğitiminin temeli olarak veriyor. Saygun’un yaylı dörtlülerindeki çok hatlılığı kontrpuan olarak düşünmezsek, Aşık Veysel’in sazının düzenini, Cavit Erden’in Silifke Ekibi’nin içerisindeki uyum anlayışını, içerisindeki gerginlik ve gerginliğin çözümünü armoni olarak düşünmezsek, Kore’de, Romanya’da, Hindistan’da, Gana’da hangi diziler, hangi ritim kalıpları, ne tür uyum anlayışları olduğunu müzik eğitiminin temeline getirmezsek ufku dar, müziği 300 küsür yıl geriden takip eden genç nesil yetiştirmeye uğraşıyor olacağız. Tabii ki Avrupa’daki müziğin 800’lü yıllardan günümüze öğretilmesi lazım ama öğrencilere bu perspektifi veremezsek Avrupa Müziği’ni de anlamaları mümkün olamaz. Bu konunun uzun ve tartışılması gereken bir konu olduğunun farkındayım ama acil olarak bu reformları düşünmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.Eserde Aşık Veysel'i nasıl ele aldınız? Hangi yönleri ön plana çıkardınız?Aşık Veysel fikirleriyle ve müziğiyle çok uzaklara ulaşmış bir besteci. Müziğindeki akılda kalıcı fikirleri ve bu fikirleri beklenti kırıcı işleyişi ile besteci olarak ondan çok şey öğrenebileceğimizi düşünüyorum. Bununla beraber bir bestecinin fikirlerinin, müziğinin böyle büyük kitlelere dokunması çok etkileyici bir durum. Bunun üzerine düşündüm ve Aşık Veysel’i acaba nasıl yansıtabilirim, bu müzikle ne katabilirim dedim. Bir Büyük Dünya – Aşık Veysel’de hedefim “vatanseverlik” kavramını Aşık Veysel’in bakış açısıyla tarif etmek oldu. Vatanseverlik kavramı günümüzde bütün Dünya’da anlamını yitirmiş, içi boşalmış ve maalesef ideolojik hale getirilmiş bir kavram. Vatanseverlik kavramını her türlü görüşe sahip insanın ortak noktası olan Aşık Veysel’in anlatmasının daha ikna edici olacağını düşündüm. Aşık Veysel kendi dünyasını Anadolu düşünürü mütevaziliği ile “Bir Küçük Dünya” olarak tarif etmiş ama bu müzikte onun büyük dünyasını, vatanseverlik kavramını dolduran çalışkanlığı, fikir açıklığını, eğitime ve bilgiye verdiği değeri, doğa ve insan sevgisini yansıtmaya çalıştım. Umarım bu müzikle dinleyenlere Aşık Veysel’in bu bakış açısını iletme konusunda birazcık katkım olur. Cumhuriyetimiz’in ikinci yüzyılında vatanseverlik kavramına bu bakış açısıyla bakmamıza ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Yapıt kaç bölümden oluşuyor? Müzik 10 bölümden oluşuyor:I. Bir Küçük Dünyam VarII. Kekliğidim VurdularIII. Seherde Ağlayan BülbülIV. Yüce Dağ Başında Kar Var BuzunanV. Bir Ulu Ağaçtan Bir Yaprak DüşseVI. Uzun İnce Bir YoldayımVII. Kırat SemahıVIII. Kul Olayım Kalem Tutan EllereIX. Ağlayalım Atatürk’eX. Bir Büyük DünyaPeki, bu Aşık Veysel türkülerini-deyişlerini nasıl seçtiniz?Aşık Veysel’in derin ve içten düşünceleri ve usta besteciliği kadar bir diğer önemli yanının da geleneği geleceğe aktaran yüksek duygulu icracılığı olduğunu düşünüyorum. Belki de onun sayesinde kaybolma ihtimali olan bir çok eseri günümüzde biliyoruz. Geçmiş ile gelecek arasında bir hat olma özelliği tarihteki bütün büyük müzisyenlerde gördüğümüz bir durum. Anadolu kültürünü sonsuzluğa aktaran geçmişten gelen eserlerin kayıtları ve onun vatanseverlik anlayışına vurgu yapacak eserleri bu seçkide buluşturmak temel aldığım fikirdi. Benim yazdığım müzikte temel olarak aldığım bu seçkideki her eser için saatlerce konuşabilirim. Aşık Veysel’in bazı olmazsa olmaz diyeceğiniz eserin seçkide yer almadığının farkındayım! Umuyorum Aşık Veysel’in ve diğer büyük düşünür müzisyenlerimizin eserlerinden yola çıkan daha çok eser yazılır.CSO ile eserin provaları yapıldı, yazarken beklediğinizi provalarda çalar ve dinlerken bulabildiniz mi?Manevi olarak CSO gibi tarihimizde önemli bir yeri olan bir orkestra için müzik yazmak benim için çok değerli. Yazarken Amerika’da geçirdiğim 15 yılda yapamadıklarımın üstüne gitmek istedim. Bunlardan bir tanesi orkestranın müzik içerisinde Türkçe şiir okuması ve hatta Aşık Veysel’in türküsünden kesit söylemesi. Bunun yanı sıra solist olarak Türk müziği çalgılarından yararlanmak bana yeni şeyler deneme imkanı verdi. Orkestra ve Türk müziği çalgılarının bütünleşik kullanımıyla orkestranın ses dünyasını Aşık Veysel’in ses dünyasına yakınlaştırmaya çalışabildim. Bunu tabii Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin misyon ve vizyonuna ve bunun gerçekleşmesinde çok büyük emeği geçen Erol Parlak Hocamız’a borçluyum. Bu müziği yazarken hiçbir endişe duymadan girişleri çıkışları, okuması, sayması zor kolay düşünmeden Türk müziği çalgılarımız için yazdım. Gerçekten orkestra üyelerinden Türk Müziği çalgıları çalan solistlerimize kadar, harika bir müzisyen grubuyla çalışıyorum. Şefimiz Cemi’i Can Deliorman ve bütün müzisyenlerle hep beraber yeni bir şey üretmek yolunda takım olduğumuzu hissediyorum. Bu yüzden çok mutluyum. Keşke Avrupa Müziği ile beraber Türk Müziği eğitimi ülkemizdeki müzik eğitiminin her zaman bir parçası olabilseydi ve bu imkanlara Ahmed Adnan Saygun, Ferit Tüzün gibi büyük bestecilerimiz de ulaşabilseydi kim bilir neler yapabilirlerdi diye düşünmeden edemiyorum. Şimdi birçok bestecimiz Türk Müziği çalgılarının farklı çalgılar ile karışımları üzerine çalışıyorlar. Keşke bu 100 yıl önce gerçekleşmiş olsaydı ve biz de günümüz bestecileri olarak bu birikimin üzerine bir şeyler koyabilmek için çalışıyor olabilseydik. Umarım çağımıza yakışır, ana dilimiz olan Türk Müziği’ne ve Dünya’daki her kültürün müziğine değer veren bir müzik eğitimi sistemiyle gelecekteki bestecilerin bizim hayallerimize sığmayacak niteklikte eserler vermesine yardımcı oluruz.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
26 Ocak 2023, Ankara
ERBERK ERYILMAZ KİMDİR?Besteci ve icracı Erberk Eryılmaz yaratıcı ve dramatik bakış acısı ile halk müziğinin enerjisini konser sahnesine taşımayı hedefleyen müzikleriyle Carnegie Hall, Sydney Opera House, Küba Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi ve Washington D.C. Kennedy Center gibi Dünya’nın birçok önemli sahnelerinde yer aldı. 2022 yılında "Dance of the Yoğurt Maker" adlı albümü yapımcısı Judith Sherman ile Grammy Ödülü ve Global Music Awards’da besteci ve icracı dallarında iki altın madalya kazandı.“Ay mıydı, gün müydü yüzü?” adlı eseri NASA, Google, ve Carnegie Mellon Üniversitesi Robotik Enstitüsü işbirliğiyle yürütülen MoonArts isimli proje kapsamında 2022 yılında Ay’a gönderilmesi planlanan titanyum diskte yer alacak ve bu müzik Dünya tarihinde Ay'a giden ilk müzik olacak. Bu eserin ilk seslendilişi NASA’nın merkezinde Dünya tarihinin en büyük roketi Saturn V’nin sergilendiği hangarda gerçekleşmiştir.Eserleri ve performansları birçok kez TRT ve Amerika'da bulunan Ulusal Halk Radyosu, gibi çeşitli radyo kanallarında ve Amerika'nın en yüksek dinleyici kitlesine sahip, yaklaşık 300 radyo kanalına ulaşan Performance Today'de yayınlandı ve müziği Washington Post tarafından "semazenin enerji patlamasi" olarak tarif edildi.Besteci, şef, piyanist ve vurmalı halk çalgıları calıcısı olarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Houston Senfoni, River Oaks Oda Orkestestrası, Austin Camerata, Apollo Chamber Players, Carpe Diem, Del Sol ve Tesla yaylı dörtlüleri, WindSync, ZOFO dört-el düeti ve Bowen McCauley Dans Topluluğu gibi birçok önemli topluluk ve Christopher Zimmerman, Andres Cardenes, Mehmet Ali Sanlıkol, İsmail Lumanovski gibi önemli sanatçılarla sahne aldı.Viyola sanatçısı eşi Laura Krentzman ile beraber direktörlüğünü yaptığı Doğu Avrupa ve Orta Doğu kültürlerinin müziklerini seslendirmek amacıyla kurdukları Hoppa Project ile konserlerine devam etmektedir. Hoppa Project’in projeleri arasında Asia Society Texas Center, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, Rice Üniversitesi ve American Turkish Association ile beraber her yıl ortak düzenledikleri Houston Türk Müzik Festivali bulunmaktadır. Erberk Eryılmaz'ın kazandığı ödül ve yarışmalar arasında "Diemente Onur Ödülü", Van Rooy Müzikal Mükemmellik Yarışması'nda birincilik, Yoğurtçunun Oyun Havaları ve Minyatürler Set No.5 adlı müzikleriyle Carnegie Mellon Üniversitesi'nin düzenlediği yaylı dörtlü için eser yarışması, Tepki 2 "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" adlı müziğiyle Harry G.Archer Orkestra için Eser Yarışması ödülleri bulunmaktadır. Bunların dışında, 2014 yılında Pittsburgh'daki sanatsal etkinlikleri ve çalışmalarından dolayı BNY Mellon şirketi tarafından BNY Mellon Üstün Sanatsal Başarı Ödülü'ne layık görülmüştür.Eryılmaz, sırasıyla Samsun Belediye Konservatuvarı, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, ABD'de Hartt School, Carnegie Mellon Üniversitesi ve son olarak doktor ünvanını aldığı Rice Üniversitesi’nde eğitim gördü. Eryılmaz, Hoppa Project ve misafir sanatçı olarak eserlerini seslendiren topluluklarla sahneye çıkmaktadır ve aynı zamanda Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Kompozisyon Ana Sanat Dalı'nda doktor öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. (Kaynak: erberkeryilmaz.com)