Çağdaş tango topluluğu Chamber Jam Quintet, Türkiye'de ilk kez 1 Kasım 2022 Salı akşamı saat 20.00’da CSO Ada Ankara Ana Salon’da sahneye çıkarak, son albümlerinden bir seçki sunacak. Chamber Jam Quintet, Arjantinli bandoneon sanatçısı Marcelo Nisinman, keman virtüözü Daniel Rowland, piyanist Hanna Shybayeva, gitarist Alberto Mesirca ve kontrbasçı Zoran Markoviç’ten oluşuyor. Chamber Jam Beşlisi, Marcelo Nisinman'ın tamamen yeni, modern tango besteleri ile eski tangoların yeni düzenlemelerinden oluşan bir program seslendiriyor.
Grubun kurucusu ve kemandaki virtüözitesi ile Avrupa’da kendinden çok söz ettiren Daniel Rowland, tango ve Chamber Jam Quintet üzerine soruları cevaplandırdı.
Tango ile tanışmanız, tangonun hayatınıza girmesi nasıl oldu?
2009 sonbaharında Oxford'daki güzel ve tarihi Holywell Müzik Odası'nda Marcelo'nun çaldığını ilk duyduğum anı çok iyi hatırlıyorum. O ana kadar tangonun uzaktan bile böyle çalındığını duymamıştım. Otel odasında gözyaşları içinde olduğumu fark ettim. Bu müzikteki bir şey, muhtemelen Marcelo'nun Oblivion'ın yürek burkan versiyonuydu. Marcelo'nun bu büyülü Piazzolla versiyonu beni derinden etkiledi ve tamamen büyülendim. Derinlik, dürüstlük, ham duygular, neredeyse dayanılmaz hassasiyet, özlem, kayıp duygusu, ateşli tutku... O gün tango dünyasının derinliklerine dalmaya ve bu dili Marcelo ile öğrenmeye karar verdim.
Chamber Jam Quintet’e nasıl dahil oldunuz?
İlk olarak Marcelo Nisinman ile birlikte çalmaya başladık ve harika Kuhmo Festivali, Stiftfestival ve dünyanın diğer renkli yerlerinde ikilimize çok geçmeden mükemmel sanatçılar, parlak müzisyenler, virtüözler, ve benzer fikirli, meraklı, açık sözlü arkadaşlarımızın katılmasıyla bir beşli haline geldik. Benzersiz Ukraynalı piyano virtüözü Natacha Kudritskaya, gitarın büyülü şairi, Venedikli Alberto Mesirca ve Karadağlı kontrbasın devi Zoran Markovic’ in katılmasıyla harika beşlimiz tamamlanmış oldu.
Çalışmalarınızı nasıl ilerlettiniz?
Bir araya geldikten sonra çok geçmeden, tango beşlisinin inanılmaz zengin repertuvarını giderek daha fazla artırmaya başladık. Maja Bogdanovic bize katıldı, bize fantastik bir ses ve derinlik kattı. Ve bize, Piazzolla'nın Rostropovich için yazılmış muhteşem Grand tangosunun Marcelo'nun muhteşem versiyonunu gerçekleştirmemize izin verdi.
Bandoneoncu ve Tango Nuevo'nun kurucusu Astor Piazzolla’nın sizin üzerinizdeki izleri ve etkisi nedir?
Marcelo, Buenos Aires'te büyümüş ve Piazzolla ile çocukken, Astor'un efsanevi beşlisi ailesinin evinde prova yaparken tanışmış. Piazzolla ona “Marcellito, prova yaparken arkamda dur ve basılı notamı takip et ve gerçekten ne çaldığımı dinle” dermiş. Bu kuşkusuz, bir ustanın kendi müziğini yorumlayışına dair, bir insanın hayal edebileceği en doğrudan ve inanılmaz içgörüdür! Piazzolla'nın genç Marcelito'yu çok sevdiğine eminim, çünkü o hem geleneğe saygı gösteren bir yetenek gördü, hem de kocaman bir tango kalbi olan genç bir adam ve aynı zamanda tangonun sınırlarını zorlayacak, yenilik yapmaya devam edecek ve denemeye cesaret edecek birini de gördü. Piazzolla bu şekilde hem bir İkon hem de İkonoklast oldu! Marcelo'nun müziği gerçekten tango dünyasında çok derinlere kök salmıştır, aynı zamanda çılgınca yaratıcı, kışkırtıcı, sınırsız, tangonun daha önce hiç gitmediği bir yere gitmeye cesaretlidir! Bu eşsiz tango dilini hissetmek için Marcelo'nun sembolik "Hombre tango"sunun ya da karanlık, çalkantılı "Pourquoi tu te leves"in vahşi, çılgın enerjisini dinlememiz yeterli.
Bir de sizin için yazılmış bir tango var. Marcello’nun yazdığı bu eser size ne hissettiriyor?
Benim için yazılmış bu çılgınca virtüöz, yüksek enerjili mini konçerto, Marcelo'ya göre 'Daniel'in kafasının içine bir bakış'. Her halükarda, repertuvara müthiş bir katkı, sıklıkla çaldığımız bir parça ve bunun için çok minnettarım!
CSO ADA ANKARA’da Kasım ayında sanatseverlerle bir araya gelecek olmak size ne hissettiriyor?
Unutulmaz bir konser olacak. Harika bir salon olduğunu duydum. Sabırsızlanıyoruz. Tango'nun tüm temel unsurlarını vurgulayan bir program seçtik. Programda tutku, hassasiyet, eğlence ve risk alma duygusu, mizah anlayışı ve derin duygular var. İzleyiciye gerçek bir konser tangosu gecesi yaşatacağız.
Türkiye’de daha önce sahneye çıktınız mı?
Ben eski Brodsky dörtlüsü ile İstanbul’da birkaç kez çaldım. Ama bu Ankara’da ilk konserim olacak. Heyecanlıyım. Genel olarak konuşursak, Türk izleyicilerden her zaman çok etkilendim.
Türkiye’den tanıdığınız sanatçılar var mı?
Yıllar önce çalışma fırsatı da bulduğum büyük Türk piyanist Fazıl Say'ı tanıyorum ve hayranıyım.
Tangoyu bir kelimeyle tanımlamanızı istesek, ne söylersiniz?
Tek kelimeyle Tango: Tutku