TÜRKİYE CUMHURİYETİ’MİZİN YÜZÜNCÜ YILINDA
MÜZİK ÖĞRETMENİ-EĞİTİMCİSİ YETİŞTİRME YAPILANMALARIMIZA
GENEL VE TARİHSEL BİR BAKIŞ
Prof. Dr. Ali UÇAN
ÖZET: Türkiye’de müzik eğitiminin köklü bir geçmişi vardır, müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmeye ise Osmanlının son yıllarındaki başarısız iki girişimden sonra Cumhuriyetimizin ilk yılında girişilip başlanmıştır. Müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmemiz 1924’te yeni başkent Ankara’da Musiki Muallim Mektebi’nin kurulup öğretime açılması ve 1925 Yönetmeliğinin yayımlanmasıyla kurumlaşmıştır. Yüzüncü Yılına eriştiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’mizde başlangıcından günümüze kadar müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmeye ilişkin 30’u aşkın kurumsal yapılanma tasarlanmış, önerilmiş ve gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda epeyce donanımlı, birikimli ve deneyimli bir ülkeyiz. Bu yapılanmalar ana temel kurum olarak Musiki Muallim Mektebi, Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü, Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü, GEF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı odaklıdır. Cumhuriyetimizin başından beri müzik öğretmenini ve onları yetiştirmekle görevli müzik eğitimcilerini yetiştirme yapılanmaları birlikte iç içe düşünülmüştür. Cumhuriyet müzik öğretmenliği-eğitimciliği tarihimiz bu konuda çok yönlü, çeşitli ve zengin verilerle doludur. Bu bakımdan Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında gerekli yeni yapılanmaları düşünme, tasarlama, uygulama ve gerçekleştirmede bu verilerden ve onlara kaynaklık eden donanım, birikim ve deneyimlerden en geniş ölçüde yararlanılmalıdır. Bütün bu yapılanmalarda genel ortak temel öz dilimiz Türkçe-Atatürkçe-Müzikçe’dir. Bu üçlü öz dilimize, dil üçlümüze her zaman, her yerde ve her koşulda tam sahip çıkalım, ödünsüz ve tam değer verelim!
Anahtar Sözcükler: Müzik öğretmeni-eğitimcisi, yapılanma, kurumsal yapılanma, musiki muallim mektebi, müzik bölümü, müzik eğitimi bölümü, müzik eğitimi anabilim dalı.
1. Giriş
Türkiye Cumhuriyeti’mizin Yüzüncü Yılında Genel ve Tarihsel Bir Bakışla Müzik Öğretmeni Yetiştirme Yapılanmalarımızı irdelemeyi gerekli görüyorum. Konuyu ulu önder Atatürk’ümüzün öngörüş, yurdumuzun-ulusumuzun kurtuluş, cumhuriyetimizin kuruluş, çağdaşlaşmamızın işleyiş ve çağcıl uygar insanlığın yöneliş felsefesiyle tutarlı bir görüş, anlayış ve yaklaşımla ele alacağım.
Türkiye’mizde kalıcı Türk müzik eğitimi ilk Türk Beyliklerinde başlar, Selçukluda yerleşir, Osmanlıda kökleşir, Cumhuriyette çağımıza erişir. Bu süreçte geleneksel müzik eğitiminin bin yıllık bir geçmişi vardır. Yeni müzik eğitimine yöneliş ve ilk ön adımı atış yaklaşık 230, başlayış ise 200 yıllık bir geçmişe sahiptir. Müzik öğretmeni yetiştirmeye ise Osmanlının son yıllarındaki iki düşünüm ve başarısız girişimden sonra Cumhuriyetin ilk yılı biterken başlanmıştır. Osmanlı’nın yenileşme evresinde III. Selim’in Nizam-ı Cedit-Yeni Düzen programından kaynaklı ve esinli yeni eğitim, yeni yöntem, yeni okul ve yeni öğretmen ilkeli bir süreç başlamıştı. Bu evre Atatürk’ün Cumhuriyet’le Muasır Medeniyet-Çağdaş Uygarlık ülküsünden kaynaklı çağdaş düzen, çağdaş eğitim, çağdaş okul ve çağdaş öğretmen ilkeli evreye dönüştü. Bu dönüşümün en temel kültür-sanat-eğitim alanlarından biri Müzik, en temel kurumlarından biri Musiki Muallim Mektebi, en temel öğretmenlik kollarından biri Müzik Öğretmenliği, en temel öğretmen yetiştirme dallarından biri Müzik Öğretmenliği Eğitimi olmuştur (Uçan 2018: 275; 2011: 423). Ve böylece çağdaş müzik eğitimine geçilmiştir.
Konumuzla sıkı ilişkisi açısından Nizam-ı Cedit’in ilk tarihsel dönüm noktası olması çok önemlidir. Çünkü onun öncesinde yaşanan Nizam’ı Islahat, ondan önceki Nizam-ı Âlem ve ondan daha önceki Nizam-ı Kadim evrelerine ilişkin ülküsel devlet, toplum, kültür ve uygarlık düzeni anlayışı Nizam-ı Cedite evrildi. III. Selim’in başlatıp ve II. Mahmut’un kalıcılaştırdığı Yeni Düzen izleyen dönemlere temel oldu. Kimi yazarlarca Nizam-ı Asrî denilen 19. Yüzyıldaki Tanzimat ve I. Meşrutiyet ile 20. yüzyıl başlarındaki II. Meşrutiyet dönemlerinin temeli, kaynağı ve esinlenmeleri önemli ölçüde Nizam-ı Cedit’e dayanıyordu. Fransa’daki gelişmeleri yakından izlerken 1789’da tahta çıkan III. Selim’le 1790’larda başlayıp 1910’ların sonlarına kadar yaklaşık 130 yıl süren bu süreç belli evrelerden geçerek adım adım ilerledi. 1920’lerde ise devrimci Atatürk’le Ulusal kurtuluş-kuruluş-egemenleşiş temelli, Çağdaş Uygarlık ülkülü Cumhuriyete dönüştü (Uçan 2022: 14-37; 2011: 423).
2. Cumhuriyetimizin Kuruluşundan Önceki Son Durum
Osmanlı’nın son döneminde Yeni Düzen doğrultusunda Müzik dersi yeni okul programlarına ilk kez 1869 tarihli Genel Eğitim Tüzüğü’yle (Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’yle) girdi. İlk kez Kız Ortaokulları ile Kız İlk ve Orta Öğretmen Okullarında yer aldı. 1913’te Kız Liselerinde, 1915’te Erkek Liselerinin “Ortaokul” kısmı ile Erkek İlk ve Orta İlköğretmen Okullarında yer buldu. İlkokullarda ise 1913 tarihli İlköğretim Geçici Yasası’yla yer aldı (Altunya 2006: 605). Bu dönemde Müzik eğitiminin önce kız okullarında, sonra erkek okullarında verilmeye başlanması ilginç ve anlamlıydı. Böylece ilk ve orta öğretim okullarında müzik öğretmeni istihdamı için gerekli ders ve program zemini oluştu.
Yeni ortaokullar için 1848’de öğretmen yetiştirmeye başlanmıştı. 21 yıl sonra 1869’da kimi yeni okul programlarında yeni müzik eğitimine yer verilirken “Müzik dersi için ayrı bir öğretmen bulma-bulundurma” ilkesi öngörüldü, ama Müzik öğretmeni yetiştirmeye başlanmadı. Ancak gerekli okul eğitimini görmeden kendi kendini yetiştirmiş alaylılar ve askerî müzik eğitimi almış olanlar dışında öğretmen bulmada üç önemli adım atıldı: (1) Öğretmen okullarındaki Müzik derslerinin ehliyetli (yeterlikli) müzikçiler tarafından verilerek güçlendirilmesi. (2) Bu okulları bitirenlerden müzik eğitimi yönü güçlü olanların ilkokul gezici müzik öğretmeni olarak atanması. (3) Yurtdışında müzik öğrenimi görmüş olanların yeni okullarda müzik öğretmeni olarak görevlendirilmesi (Uçan 2011: 424).
Müzik Öğretmeni yetiştirme girişimi ilk Öğretmen Okulunun açılışından 68 yıl ve ilk Müzik Dersinin ortaokul programına konuluşundan 47 yıl sonra 1916’da gündeme geldi ve tasarlandı. Maarif Nezareti’ne bağlı olarak kurulan Darülelhan’da “müzikte uzman öğretmen yetiştirilmesi”, “güzel sanat musikisinin kuralları ve inceliklerine vakıf muktedir muallimler yetiştirmek” amaçlandı (Özden 2019: 22, 33). Ama kimi nedenlerle gerçekleşmedi. Öbür yandan o dönemde Harbiye Nezareti Piyade Şubesi’ne bağlı Muzikalar Komisyonu’nca askerî muzika öğretmeni yetiştirmek için Askerî Muzika Muallim Mektebi açılması kararlaştırıldı. Tüzüğü hazırlandı, çalgıları ve metot-kitapları sağlandı. Ama I. Dünya Savaşı yenilgisi dolayısıyla girişim yarıda kaldı (Gazimihal 1955: 165).
Bu arada İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde müziğe ilgili ve üst düzeyde yetenekli öğrencilere ders içi ve dışı “ağırlıklı müzik eğitimi” verildi. Bu, kendine özgü bir tür örtülü müzik semineri uygulaması gibiydi. Bu uygulamayla çok iyi yetişenler okulu bitirdikten sonra ilkokul gezici müzik öğretmeni olarak atandılar. Bunlardan biri Halil Bedi Yönetken idi. 1917’de İstanbul Erkek Muallim Mektebi’ni bitirip ilkin Bursa’da dört örnek ilkokula gezici müzik öğretmeni olarak atandı, ardından görevini İstanbul’da sürdürdü (Yönetken 1950: 2; Uçan 2011: 425). Kendisi tam 40 yıl sonra 1957’de öğrenim görmekte olduğum İstanbul İÖO Müzik Semineri’nde öğretmenim olmuştur.
Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki Osmanlı’da önce yeni okul programlarına Müzik Dersini koyma ve bu ders için ayrı bir öğretmen bulma, epey sonra Müzik Öğretmeni yetiştirmeyi düşünme ve ön girişimde bulunma yolu izlenmiştir. Cumhuriyet’te ise Müzik Dersi ile Müzik Öğretmenini birlikte köktenci düşünme, üstelik önce hemen Müzik Öğretmeni yetiştirme yolu izlenecektir.
3. Cumhuriyetimizle Birlikte Müzik Öğretmeni-Eğitimcisi Yetiştirmeye Başlayış
Birinci Dünya Savaşı yıllarında beliren müzik öğretmeni yetiştirme bilinci ve düşüncesi Ulusal Kurtuluş Savaşı, Ön Cumhuriyet dönemi ve Cumhuriyetin ilan edilişiyle birlikte kimi ilgililerin ve özellikle Atatürk’ün kafasında hızla gelişti. Cumhuriyet’in ilanından dört ay sonra 1924’ün Mart’ında Devrim Yasalarını çıkarışın hemen ardından tam kesin karara ve köktenci uygulamaya dönüştü.
Müzik Öğretmeni Yetiştirme Kurumunu Gerektiren Yasal Temel-Dayanak: Bu bağlamda 3 Mart 1924’te 429, 430 ve 431 sayılı Devrim Yasaları çıkarıldı. On gün sonra 13 Mart 1924’te 439 sayılı Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu kabul edildi. Yasa “Öğretmenlik Devletin genel hizmetlerinden eğitim ve öğretim görevini üzerine alan bağımsız sınıf ve derecelere ayrılan bir meslektir” der (m. 1). Bu yasayla öğretmenlik bağlamında müzik öğretmenliği de mesleksel öğrenimli ve yeterlik belgeli kendine özgü bir yasal meslek oldu. Çünkü yasa “Resim, Elişleri, Musiki gibi sanat dersleri öğretmenleri meslek eğitimi veren yükseköğretim kurumları mezunlarından ve yeterlik belgelilerden seçilir” diyordu (m. 8). Böylece müzik öğretmeni yetiştirecek bir okul-yüksekokul açmak için gerekli gereksinim ve istihdam zemininden sonra yasal zemin de oluştu (Uçan 2011: 426). Bu zemin 1924’teki Musiki Muallim Mektebi yapılanmasının ilk doğrudan yasal temelidir.
Bu yasanın çıktığı sıralarda Osman Zeki Üngör Atatürk’ün buyruğu üzerine orkestrasıyla konserler vermek için Ankara’daydı. Atatürk kendisini ziyarete gelen O. Zeki Üngör’e “Artık burada beraber çalışacağız” der. Sonraki görüşmede konuyu genişletir ve derinleştirir: “Zeki Bey, memleket için, musiki hakkında fikriniz nedir?” diye sorar. O. Zeki Üngör “[İşe] Evvela mekteplerden başlamak ve ehil muallimler bulmak lâzımdır, sonra hem musiki muallimi, hem de bando ve orkestraya eleman yetiştirecek bir mektep açmak zarureti vardır” der (Üngör 2006: 613-614; Uçan 2011: 425). Ama Atatürk musiki muallimi yetiştirmeye öncelik ve ivedilik verir. Yeni devletin yeni başkentinde ilk kez bir sivil Musiki Muallim Mektebinin (MMM) kurulup açılması çok açık ve kesin olarak kararlaştırılır. O. Zeki Üngör 1 Nisan’da kurucu müdürlüğe atanır, MMM 1 Eylül’de kurulur, 1 Kasım’da açılır.
Atatürk Cumhuriyeti kurduktan hemen sonra neden/niçin müzik öğretmeni yetiştirmeye ve öbür tür okullardan önce yalnızca bunun için ayrı bir müzik öğretmen okulu kurma ve açmaya öncelik-ivedilik ve karar vermiştir? Bunu burada bu aşamada açıklamakta çok büyük yarar vardır. Çünkü O’nun verdiği bu öncelik-ivedilik ve kararın temelinde, öngördüğü Cumhuriyet Kültürü: Yüksek Türk Kültürü yatar. Şimdi bunu ana çizgileriyle yeterince kapsayıcı ve doyurucu bir biçimde açıklayalım.
4. Atatürk’ün Öngördüğü Cumhuriyet Kültürü: Yüksek Türk Kültürü
Cumhuriyetimiz bir devlet, egemenlik ve yönetim biçimi olduğu kadar aynı zamanda bir yaşam biçimidir; dolayısıyla bir kültürdür, kültür biçimidir. Çünkü her devlet, egemenlik ve yönetim biçimi gibi cumhuriyet de kendi yaşam biçimini, yani kendi kültürünü yaratır. Cumhuriyetin yarattığı kendine özgü yaşam biçimine cumhuriyet kültürü denir. Cumhuriyet kültürü ulus kültürdür. Cumhuriyet kültürünün öz niteliği Atatürk’ün kültür görüşünde belirtilidir. Atatürk kültürü yeni Türkiye’nin temeli olarak görür ve kurduğu üniter yapılı ulus devleti “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür, yüksek Türk kültürüdür” diyerek tanımlar (ABE C. 26 2009: 267; C. 28, 2010: 330).
Neden/Niçin böyle tanımlar? Çünkü O’nun önderliğinde bir Kültür Cumhuriyeti kuran Türk ulusunun doğasına ve belgisine en uygun kültür “temeli yüksek Türk kültürü” olan cumhuriyet kültürüdür. Türk ulusunun yurttaş, ulusdaş, kültürdaş insanları ve insan toplulukları cumhuriyet kültürüyle yoğrulur, biçimlenir, yetişir ve çağdaşlaşır. Bu süreç Türkiye Cumhuriyetimizin ulusal öze dönüşüyle birlikte oluşan çağdaş kültür ağı ve örgüsü ortamında tasarlanır, uygulanır ve gerçekleşir.
Atatürk Cumhuriyetimizin Çağdaş Kültür Ağı ve Örgüsü: Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken kültürün çağdaş anlamı ve işlevlerinin tam ayırdında ve bilincindedir. Bu bilinçle çağdaş kültürün ana bileşenlerini, insan odaklı ve yaşam eksenli spor, bilim, teknik, sanat ve felsefe olarak belirler ve öne çıkarır. Genel yaşam bilgisi temelli-eksenli Çağdaş Yaşamda bu bileşenlerden Sporu yaşamda sağlam bedenli/sağlam kafalı ve sağlıklı olmayı sağlayıcı; Bilimi yaşamda en gerçek, geçerli ve güvenilir yol gösterici; Tekniği yaşamda en güçlü ve etkili kolaylaştırıcı; Sanatı ulusun ve bireyin başlıca yaşam damarlarından biri olarak nitelendirir. Felsefeyi, bu kültürel ana bileşenleri çağdaş yaşamın gerekleri ile bireyin ve toplumun gelişmesi doğrultusunda birbiriyle buluşturan, bağdaştıran, birleştiren-kaynaştıran ve bütünleştiren bir akılcı düşünme, gerçekçi değerleme ve yararcı kılma yolu olarak görür. Müziği ise güzel sanatlar içinde en çabuk ve en önde götürülmesi gereken dal olarak belirler. Bunların tümünü çağdaşlaşma sürecinde birbirleriyle tutarlı bir bütün olarak işlevlendirir, kullanır ve değerlendirir. Bunları yaparken kültür ile uygarlığı ve kültür ile eğitimi birbirinden ayırmaz, bir arada, birlikte ve iç içe görür ve yürütür. Yaşamı ve kamusal görevleri boyunca böyle davranmayı sapmaz ve şaşmaz ilke edinir (Uçan 2023: 11; 2018: 321-22; 2011: 422; 2015: 197, 359).
Cumhuriyet İnsanımızın ve Cumhuriyet Ulusumuzun Çağdaş Yaşam Damarları: Türkiye Cumhuriyeti’mizin çağdaş kültür ağını/örgüsünü oluşturan ana bileşenler aynı zamanda birer çağdaş yaşam damarıdır. Bu nedenle Atatürk her ana bileşenin ana işlevini-işgörüsünü vurgulayan özlü sözler söylemiştir. Bunlardan biri “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” özdeyişidir. Bu özdeyiş kuşkusuz sanatın tüm kol ve dalları için geçerlidir, her birine uyarlanabilir. Bundan dolayı çağımızın güncel anlayış ve yaklaşımıyla “sanat ve müzik”, “birey ve toplum” kavramları kullanılıp “insanca ve uygarca yaşam” vurgulaması yapılarak söylenince de özdeyiş özelliği taşır. Öyleyse bu olanak kullanılarak Atatürk’ten Atatürkçe bir uyarlamayla şöyle denilebilir: “Sanatsız-Müziksiz kalan bir bireyin insanca yaşam damarlarından biri kopmuş demektir.” “Sanatsız-Müziksiz kalan bir toplumun uygarca yaşam damarlarından biri kopmuş demektir.” Bu kopmayı önleyen Sanat ve Müzik eğitimi bu damarı açar ve açık tutar, işler kılar ve geliştirir.
5. Müzik Öğretmeni-Eğitimcisi Yetiştirmeye İlişkin Kurumsal Yapılanmalar
Türkiye Cumhuriyeti’mizde Musiki Muallim Mektebi’nin kuruluş ve açılışıyla somutlaşan müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmenin başlangıcından günümüze çeşitli kurumsal yapılanmalar tasarlandı, önerildi ve gerçekleştirildi. Cumhuriyetimizin 1923’ten 2023’e İlk Yüzyılı içinde tasarlanan, önerilen ve gerçekleştirilen başlıca kurumsal yapılanmalar ve yapılandırmalar sırasıyla şunlardır:
1. Musiki Muallim Mektebi Yapılanmaları (1924-1925, 1931, 1934, 1936, 1938-1941)
2. Öğretmen Okullarında Müzik Öğretmeni Yetiştirme Yapılanması Önerileri (1924, 1925, 1926)
3. Yurt Dışında/Batı Ülkelerinde Müzik ve Müzik Eğitbilimi Öğrenimi Yapılanmaları (1925, 1927-28, 1948)
4. Ortaöğretim Musiki Öğretmenliği Sınav Sistemi Yapılanması (1926) (Yeterlik Belgeli Musiki Öğretmenliği)
5. Askerî Muzika Muallim Mektebi Yapılanması Girişimi (1927)
6. Millî Musiki ve Temsil Akademisi Musiki Öğretmen Okulu Yapılanmaları (1934, 1936 BMMM)
7. Türkiye Devlet Musiki ve Tiyatro Akademisi Musiki Pedagojisi Şubesi Yapılanma Önerisi (1934-1935)
8. Devlet Müzik Yüksekokulu Öğretmen Semineri Yapılandırması Önerisi (1935, 1936, 1937-38)
9. Gazi Eğitim Enstitüsü (GEE) Müzik Bölümü Yapılanmaları (Okul Müziği/Okul Müzikçiliği)
1938-39: GEE Bünyesinde Müzik İlk Muallim Mektebi yapılanması (1938-1941)
1974-75: Dört Yıllık Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü Deneme Yapılanması
1978-79:Yapılanması: Dört Yıllık Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü Yapılanması
10. Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü Asistanlık Sistemi (1940’lar, 1950’ler, 1960’lar)
11. Yüksek Köy Enstitüsü Güzel Sanatlar Kolu [Müzik Dalı] Yapılanması (1942 Köy Enstitüsü Müzik Öğretmeni)
12. Askerî Muzika Meslek Okulu Yapılanması (1949 (Askerî Muzika Öğretmeni, Armoni Muzikası İcracı Öğretmeni)
13. Yüksek Öğretmen Okulu Müzik Bölümü Yapılanması (1980 Lisansa Eşdeğer Yapılanma)
14. Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Yapılanması (1982-83 Müzik Bölümü’nden Müzik Eğitimi Bölümü’ne)
15. Eğitim Fakültesi (EF) Müzik Eğitimi Bölümü Araştırma Görevliliği Yapılanması (1982-83)
16. Fen ve Eğitim Bilimleri Enstitüleri Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı Yapılanması
1982-83: FBE Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı Yapılanması
1997-98: EBE Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Yapılanması
17. Gazi EF Müzik Eğitimi Bölümü Anabilim/Anasanat Dalları Yapılanması (1990-1993)
18. EF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Yapılandırması (1997-98)
19. Eğitim Bilimleri Enstitüsü GSE AB Dalı Müzik Eğitimi Bilim Dalı Yapılandırması (1997-98)
20. Ortaöğretim Müzik Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Yapılandırması (1997-98, 2007-08)
21. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGÜ) Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi (MGEF) Müzik Eğitimi Bölümü ve Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü (MGE) Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Yapılanması (2017-2019).
22. Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı Yapılandırması (Orta-Uzun Erimli PFESP, Kısa Erimli Yarı Kurumsal)
23. Müzik Ağırlıklı İlkokul/Sınıf Öğretmeni Yetiştirmeye İlişkin Yapılanmalar
1947-48: İlköğretmen Okulu Müzik Semineri Yapılanması
1951-52: İstanbul İÖO Müzik Semineri Yapılanması
1962-63: Ankara İÖO Müzik Semineri Yapılanması
1985 : Öğretmen Liseleri Müzik Kolu/Bölümü Yapılanması
1989-90: Eğitim Yüksek Okulu Müzik Yan Alan Yapılanması
24. İlkokul/Sınıf Öğretmeni Yetiştirmede Müzik Eğitimine İlişkin Yapılanmalar
1924 Yapılanması: İlk Öğretmen Okulları (“İlk Mektep Muallim Mektepleri”)
1937-1940 Yapılanması: 1937 Köy Öğretmen Okulları-1940 Yasasıyla Köy Enstitüleri
1952 Yapılanması: 6 Yıl Öğretim Süreli Köy Enstitüleri
1953-54 Yapılandırması: Köy Enstitülerinden Altı Yıllık İlköğretmen Okullarına
1973 Yapılanması: İlköğretmen Okullarından Öğretmen Liselerine
1974 Yapılanması: İki Yıllık Eğitim Enstitüleri
1982-83 Yapılanması: İki Yıllık Eğitim Enstitülerinden İki Yıllık Eğitim Yüksekokullarına
1989-90 Yapılanması: Dört Yıllık Eğitim Yüksekokulları
Bunların en önemli ve belirleyici olanları Musiki Muallim Mektebi, Türkiye Devlet Musiki ve Tiyatro Akademisi Musiki Pedagojisi Şubesi, Devlet Müzik Yüksek Okulu Müzik Öğretmen Semineri. GEE Müzik Bölümü, Yüksek Köy Enstitüsü Güzel Sanatlar Kolu Müzik Dalı. GÜ GEF Müzik Eğitimi Bölümü, FBE Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı, GEF Müzik Eğitimi Bölümü Ses Eğitimi, Çalgı Eğitimi ve Müzik Kuramları Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalları. EF GSE Müzik Eğitimi Anabilim Dalı ve EBE Müzik Eğitimi Bilim Dalı yapılanmalarıdır (Uçan 2011: 421-455; 2018: 326-332). Bunlara son yıllarda yeni bir önemli olası belirleyici olarak 2017 yılında Ankara’da kurulan Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin (MGÜ) 2019’da eğitim öğretime başlayan Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi (MGEF) Müzik Eğitimi Bölümü’nün ve Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü (MGE)’nün 2023’te eğitime başlayan Müzik Eğitimi Bilim Dalı’nın eklenebileceği düşünülebilir.
6. Müzik Öğretmeni-Eğitimcisi Yetiştirmeye İlişkin Başlıca Yapılanmalar
(1) Musiki Muallim Mektebi Yapılanması (1924-1925): 1924 yılında beş yıllık ilkokul eğitimi üzerine 5 yıl öğrenim süreli ayrı bir okul halinde İlk Öğretime bağlı olarak kuruldu ve öğretime başladı. Bu tam bir devrimdi. 1925’te Yönetmeliği yayımlandı ve Orta Öğretime bağlandı. Amaç “lise ve ortaokullar ile [ilk] öğretmen okulları için musiki öğretmeni yetiştirmek” idi (m. 1). Kurumsal yapısı 1 yıllık Hazırlık Sınıfı + 4 yıllık Ortaöğrenim olarak belirlendi. Dört yılın ilk 3 yılı öğretime, son 1 yılı öğretmenlik uygulamasına ayrıldı (m. 4). Uygulama (Staj) sınıfına dâhil olanlara stajyer (yetişmen) öğretmen yardımcısı sıfatı verildi (m. 10, 11). Hazırlık ve Öğretim sınıflarında başarısız olanların öbür ilköğretmen okullarına aktarılması (m. 10, 16), Uygulama sınıfının sonunda başarılı olanlara lise ve ortaokullar ile (ilk) öğretmen okulları için Müzik Öğretmenliği Diploması, başarısız olanlara İlkokul Müzik Öğretmenliği Yeterlik Belgesi verilmesi öngörüldü (m. 11, 13). Böylece okula giren her öğrenci yetenek, çalışım, gelişim ve erişim durumuna uygun bir olumlu sonuç alacaktı. Bin bir yokluk-yoksunluk içindeki ülkenin çok kıt kaynakları, eğitimin en tutumlu, en verimli ve en insancıl biçimde olmasını gerektiriyordu. Bu, Atatürk’ün çok önemsediği firesiz eğitim demekti. Okulu seçkin bir yetenek ve başarıyla bitirenlerin yurtta iki yıl hizmet ettikten sonra öğrenimini tamamlamak, daha ileri bir öğrenim ya da uzmanlık için Devletçe Batı ülkelerine gönderilmeleri öngörüldü (m. 17) (Uçan 1982, 1996: 196-198).
Musiki Muallim Mektebi’nde (MMM’de) Sanatçı Öğretmen modeli esas alındı. Modelin yaratıcısı, seçkin sanatçı ve öğretmen nitelikleriyle Osman Zeki Üngör idi. Bu nedenle söz konusu modeli Üngör modeli olarak nitelendiriyoruz. Modelin ana gerekçesi, o dönemde müzik öğretmenine yüklenen yaparak-yaşayarak ve yaptırarak-yaşatarak sanatsal öğretme göreviydi. Ülkede henüz Radyonun-TV’nin olmadığı, çağdaş etkin müzik kurumlarının ve çoksesli sanat müziğine erişimin çok az ve kısıtlı olduğu o dönemde müzik öğretmeni müzik sanatçılığının ve öğreticiliğinin etkin temsilcisi olarak görülüyordu. Yanı sıra cumhuriyet müzik kültürünü yapıcı-oluşturucu-taşıyıcı-aktarıcı-örneklendirici-sergileyici-yayıcı görev üstlenmişti. Bu ilk kurumsal yapılanma yurtiçinde yetişmiş yerli uzmanlarla yerli birikimle gerçekleştirildi. Dolayısıyla büsbütün yerli ve millî, sağlam ve tutarlı bir yapılanmaydı.
MMM 1931 Yönetmeliğiyle “ilk ve orta dereceli okullar için musiki öğretmeni yetiştirmek” amaçlandı, Hazırlık sınıfı kaldırılıp öğrenim süresi 6 yıla çıkarıldı. 1934’te Yüksek Öğretime bağlandı ve Akademi olarak yapılanmaya yöneldi ve ereklendi. Atatürk’ün isteği, O. Zeki Üngör’ün ısrarlı önerisi ve yoğun çabası ve Bakanın kararlı davranışıyla çıkarılan 25 Haziran 1934 tarih ve 2541 sayılı Millî Musiki ve Temsil Akademisinin Teşkilat Kanunu (MMTATK 1934) kapsamına alındı. Akademi (1) Musiki Muallim Mektebi, (2) Riyaseticumhur Filarmanik Orkestrası = Orkestra Şubesi ve (3) Temsil Şubesi’nden oluşuyordu. Ancak yasanın 10. Maddesi aynen şöyleydi:
“Musiki Muallim Mektebi mezunları temayül, istidat ve ihtisaslarına göre ya Akademideki Riyaseti Cumhur Filarmonik Orkestrasına veya Temsil Şubesine ve yahut Orta Tedrisat Musiki Muallimliğine alınırlar.”
Buna göre MMM, MMTA bünyesinde öğrencilerinin eğilim, yetenek ve uzmanlaşmaları yönünden yarı örtülü olarak üç boyutlu işlev yüklenmekteydi. Bu boyutlardan biri MMM’nin aynı zamanda örtülü bir Musiki Mektebi ya da Musiki Konservatuvarı işlevi görmesiydi. Ne var ki bu boyut ve işlev 1936’da MMM bünyesinde Konservatuvar Sınıfları’nın açılmasıyla büsbütün ortadan kalktı. Dört yıl sonra 1940’ta 3829 sayılı Devlet Konservatuvarı Kanunu çıkarılırken Millî Musiki ve Temsil Akademisi Kanunu’nun MMM ile ilgili maddeleri yürürlükten kaldırıldı. Böylece müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmede akademisel yapılanma olanağı büsbütün rafa kalkmış, dolayısıyla tam belirsizliğe bürünmüş oldu. Bu olumsuz durum 1960’lar ve 1970’lerdeki girişimler de olumlu sonuçlanmayınca, 1982’ye kadar tam 48 yıl sürdü.
(2) Türkiye Devlet Musiki ve Tiyatro Akademisi Musiki Pedagojisi Şubesi Yapılandırma Önerisi-Tasarısı: Atatürk’ün 1 Kasım 1934 TBMM’yi Açış Söylevinden sonra 26 Kasım 1934’te Kültür [Eğitim] Bakanının başkanlığında dönemin önde gelen müzik insanlarından oluşan Musiki Komisyonu toplandı. Osman Zeki Üngör ile Ekrem Zeki Üngör’ün çağrılmadığı ve Ahmed Adnan Saygun’un bulunamadığı bu toplantıya ilişkin çalışmalar sırasında “Türkiye Devlet Musiki ve Tiyatro Akademisi’nin Ana Çizgileri” (TDMTAAÇ 1934-1935) başlıklı Rapor hazırlandı. Halil Bedi, Cevat Memduh, Hasan Ferit, Cemal Reşit, Ulvi Cemal, Nurullah Şevket, Cezmi ve Necil Kâzım tarafından imzalanan bu Raporda MMM’nin ilk, orta ve yüksek kısımdan oluşacak Akademinin orta kısmında “Musiki Pedagojisi Bölümü” hâline dönüşmesi önerildi. “İlk mektep seyyar [gezici] musiki muallimi” ve “Orta mektep musiki muallimi” olarak iki tip musiki muallimi yetiştirilmesi öngörüldü.
Bu önemli Rapor Atatürk’ün ve Cumhuriyetin ilk göz bebeği on yıllık koskoca MMM’yi kalıcı okul düzeyinden geçici bölüm düzeyine indirmeyi öneriyordu. Öngörülen bu yapı, beş ay önce TBMM’den geçirilerek çıkarılmış olan 2541 sayılı MMTA Kuruluş Yasası’ndaki kurumsal yapının çok gerisindeydi. Bu, MMM’ye ilişkin Üngör sonrası kurumsal olumsuzluğun ilk habercisiydi.
(3) Devlet Müzik Yüksek Okulu Müzik Öğretmen Semineri Yapılandırma Önerisi-Tasarısı (1935-1936): 26 Kasım 1934 Toplantısından sonra kısa adıyla TDMTAAÇ Raporu Kültür [Millî Eğitim] Bakanlığınca da benimsendi. Bakanlık hemen Avrupa’da yetkin bir müzik uzmanı arayışına girdi. Almanya’da yoğunlaşan görüşmeler sonunda 27 Mart 1935’te T.C. Berlin Büyükelçiliği ilgilileri ile Alman Prof. Paul Hindemith arasında sözleşme imzalandı. Söz konusu toplantıya çağrılmayıp yeni girişimler ve çalışmalardan dışlanan O. Zeki Üngör, büyük emek verdiği MMTA Kuruluş Yasası yürürlükteyken belli nedenlerle MMM’deki görevinden de ayrılmak durumunda kaldı. P. Hindemith sözleşmeyle, ülkenin müzik yaşamını yeniden düzenleme, müzik kurumlarını yeniden örgütleme ve yapılandırmada Bakanlığa uzman-danışman olarak hizmet etmek üzere görevlendirilmişti.
Hindemith 6 Nisan 1935’te Ankara’ya gelip ilgililerle görüştü. Ankara, İstanbul ve İzmir’deki durumu yerinde görüp inceledikten sonra hazırladığı “Türk Müzik Yaşamının Kalkınması İçin Öneriler” başlıklı Raporunu yazıp Bakanlığa sundu. Rapordaki ana kurum önerisi olan [Devlet] Müzik Yüksek Okulu Kuruluş Planı’nda “Seminer” alt başlığı altında MMM’ye ilişkin yeni bir yapılandırma ortaya koydu. Seminer o dönem Almanya’sında öğretmen yetiştiren kurumların genel adıydı. Seminer adı ve başlığı altında okul ve müzik eğitimi türlerine göre müzik eğitmeni-öğretmeni yetiştirmek üzere sırasıyla şu dörtlü yapıyı önerdi (Hindemith 1983: 30-31, 42-43; Kahramankaptan ve Yavuz 2013: 89, 95): “Seminer
a) İlkokul Müzik Öğretmenleri için
b) Ortaöğretim [Ortaokul, Lise ve Dengi Okul] Müzik Öğretmenleri için
c) Anaokulu [Önokul Müzik] Eğitmenleri için
d) Özengen Müzik Eğitmenleri için”
Bu yapılanma modeli kimi yönleriyle ülkemizde daha önce düşünülüp tasarlanmış olan büyük öğretmen okulu yapılanmasını andırıyordu. O yıllarda içten içe düşünülen iki aşamalı müzik öğretmen okulu yapılanmasıyla da benzerlik gösteriyordu. Hindemith’in bu çok önemli önerisinde yepyeni olarak Anaokulu müzik eğitmenliği ile Özengen müzik eğitmenliği ve buna bağlı Çocuk Müzik Okulu, Özengenler Korosu, Özengenler Orkestrası da yer alıyordu. Ne var ki Bakanlık bu çok olumlu öneriyi hasıraltı etti ve altın fırsatı kaçırdı. Ama aşağıda açıklanan olumsuz öneriye sımsıkı sarıldı.
Türkiye için Hindemith Modeli olarak adlandırdığım bu model genel ve özengen müzik eğitimcisi yetiştirme alanlarına ilişkin yapısıyla yeni bir yapılandırma modeliydi. Çünkü müzik eğitimciliği eğitimi ve istihdamı (görevlendirme-çalıştırma) alanında anaokulu/önokul, ilkokul, ortaöğretim okulları ve özengen (amatör) kurslar/okullar için olmak üzere dört farklı öğretmen tipi ortaya koyuyordu. Müzik eğitmeni-öğretmeni yetiştiren kurumsal yapılandırmanın ve program düzenlemenin buna göre oluşturulmasını öngörüyordu.
Bu model özellikle anaokulu/önokul ve özengen müzik eğitimciliği yönleriyle Türkiye için yepyeniydi. Öbür iki birim ise MMM yapısında farklı bir biçimde kapsanıyordu. Hindemith Modeli yalnızca o dönem ve Türkiye için değil, her dönem ve her ülke için önemliydi (Uçan 2011: 433-434; 2018: 333-335). Yeniden kurma ve dönüştürme içeren geniş kapsamlı bir yeniden yapılandırmayı ve örgütlendirmeyi gerektiriyordu. Ne var ki bu dört tip müzik eğitmeni-öğretmeni yetiştirme önerisinin gereği yerine getirilmedi. Alışılmış olan ilköğretim ve ortaöğretime tek tip müzik öğretmeni yetiştirme modelini uygulama sürdürüldü. Aslında çok tip amaçlı düşünülüp özellikle 1931’den itibaren sıkı tek tip olarak uygulanan Üngör Modeli sonraları kimi ad, düzey, süre, konum ve program değişiklikleriyle kesintisiz uygulanmaya devam edildi.
Hindemith’in yapılandırma önerisi özellikle kendine özgü alt yapıları ve programlarıyla her biri diplomalı olmak üzere anaokulu/önokul müzik eğitmenliği, ilkokul müzik öğretmenliği, ortaokul-lise müzik öğretmenliği ve özengen müzik eğitmenliğine yönelikti. Bu bakımından ülkemiz Türkiye için yeni, ileri ve çok gerekli bir öneri idi. Her biri diplomalı çok tip müzik eğitimcisi yetiştirmeye ilişkin bu yapılanma modeli gerçekte Türkiye için yaşamsal önem taşıyordu. Özellikle genel ve özengen müzik eğitimini tüm eğitim ve okul kademelerinde kavrayan altın bir fırsattı. Ama ne yazık ki uygulanmadı, gerçekleştirilmedi. Bu altın fırsat kaçırıldı. Ülke genelinde zorunlu anaokulu/önokul-anasınıfı eğitimi yaygınlaşmakta, özengen müzik eğitimi yeni bir canlılık kazanmakta ve ilköğretim-ortaöğretim müzik eğitimi ayrışması tam belirginleşmekte olan günümüzde bu model yeniden büyük önem kazanmaktadır. Bu nedenle bu doğrultuda yaklaşık kırk yıldır savunduğumuz ve en az yirmi beş yılı aşkın bir süredir ısrarla yinelemekte olduğumuz önerilerimize kulak verilmesi gerekmektedir.
Devlet Müzik Yüksek Okulu Öğretmen Semineri (DMYO ÖS) Yapılandırması özellikle dört tip müzik eğitimcisi yetiştirmeye ilişkin yönüyle ülkemizde 1935 yılına kadar gündeme getirilmiş olan en çok boyutlu ve geniş kapsamlı yapılandırma önerisidir. Ancak ayrı bir Okul olan MMM yerine yeni okulun bir parçası olan Seminer biçimindeki kurumsal yapılandırma yönüyle büyüme yerine küçülme ve çoğalma yerine azalma getiren bir öneridir. Bu nedenle MMM’ye ilişkin kurumsal yapılanmada ilk ve en önemli kırılma noktası olmuştur. Çünkü çok önemli iki olumsuzluk içermiştir. Hindemith MMM’yi sıkı inceleyip kimi yönlerden haklı eleştiriler ortaya koyduğu Raporunda şöyle der:
“[Müzik] Öğretmen Okulu bugünkü hızıyla üretimini sürdürdüğünde gereksiz sayıda müzik öğretmeni yetiştireceğinden yakın günde nasıl olsa küçültülmesi ve yeniden örgütlenmesi gerekecektir. Yeni okul [DMYO] eldeki okul yapısına [binasına] yerleştirilmek ve Müzik Öğretmen Okulu bu [yeni] okula bir Seminer niteliğiyle bağlanmak yoluyla bu değişikliğin şimdiden yapılması en yararlı çözüm olacaktır. Bu yeniden örgütleme birkaç haftalık süre içinde ve hiçbir sürtüşmeye yol açmaksızın kolayca gerçekleşebilir ” (Hindemith 1983: 30-31; Kahramankaptan ve Yavuz 2013: 88).
Görülüyor ki Hindemith 11 yıllık yapıyı ve erişilen sayıyı gereksiz ölçüde büyük bulmuş, koskoca MMM’yi DMYO’ya bağlı bir Seminere indirmeyi ve öğrenci sayısını epeyce azaltmayı önermiştir. Oysa Türkiye’nin yüzlerce ve giderek binlerce müzik öğretmenine gereksinmesi vardı. Zamanla on binlerce müzik öğretmenine gereksinilecekti. MMM bu gereksinmeyi göz önüne alarak adım adım kendini büyütüyor ve öğrenci sayısını artırmaya çalışıyordu. Bu nedenle öneri ülkenin gerçek kurumsal ve nicel gereksinimiyle çelişiyordu. Üngör sonrası ilk büyük olumsuzluğu yaratıp iki olumsuz duruma yol açmıştır. Bu öneri doğrultusundaki düzenlemeyle 151 öğrenci iç sınava alınmış, 48 öğrenci başarısız bulunarak başka okullara gönderilmiştir. Böylece öğrenci sayısı 1936-37’de 151 iken 1937-38’de 81’e indirilmiştir (Uçan 2011: 433-434; Gökyay 1941: 25; Altunya 2006: 616).
Yukarıdaki öneri doğrultusunda gerçekleştirilen kısmî yapılanma, düzenleme ve sınavla 1936’da başlayan yapısal-nicel olumsuzluk 1940’lar, 1950’ler, 1960’lara kadar sürmüş, bir türlü aşılamamış ve giderilememiştir. TDMTAAÇ Raporu’ndan da esinlendiği düşünülen Hindemith’in söz konusu olumsuz saptaması, önerisi ve ona bağlı yapılan ilk iç sınavla küçülme odaklı bir yapısal-nicel kısır döngü başlamıştır. Öyle ki MMM son üç yılında toplam 75, GTE MB ilk üç yılında toplam 28 mezun verebilmiştir. Bu kısıtlı durum ülkenin müzik öğretmeni yetiştiren ikinci Müzik Bölümü’nün 1969’da İstanbul’da açılmasına kadar yaklaşık otuz beş yıl sürmüş ve bir türlü aşılamamıştır. Bunun kurumsal ve nicel bedeli çok ağır olmuştur. Bu bedel her yıl katlanarak büyümüştür. Bunda ülke gerçeklerini göz ardı eden bu öneriyi, ünlü bir uzman önerisi de olsa, tartışmasız kabul eden yerli uzmanların ve üst düzey yöneticilerin sorumluluğu çok büyüktür (Uçan 2011: 435; 2017: 39).
(4) GEE Müzik Bölümü Yapılanması (1937-1938): Millî Eğitim Bakanlığı müzik öğretmeni adaylarının bundan böyle dal öğretmeni yetiştiren yükseköğretim kurumunda yetiştirilmelerini kararlaştırdı. Bu kararı GEE MB kurucu başkanı Eduard Zuckmayer şöyle belirtir (1966: 20; Uçan 2012: 272): “Orta dereceli okullara yüksek müzik öğrenimi yapmış müzik öğretmenleri yetiştirmek amacıyla Gazi Eğitim Enstitüsü’nde bir Müzik Bölümü açılmasına 1936-1937 öğretim yılında Millî Eğitim Bakanlığı’nca karar verilmiştir.” Bu doğrultuda 1937’de GEE’de üç yıl yükseköğretim verecek olan Müzik Bölümü kuruldu. MMM/MÖO son üç sınıfıyla 1938-39 öğretim yılı başında buraya aktarıldı, eğitimini burada Musiki İlk Muallim Mektebi (MİMM) olarak sürdürdü ve bitirdi. Dolayısıyla GEE MB 1938-39’da kendi öğrencileriyle değil, MİMM öğrencileriyle öğretime başlamış oldu. Kendi ilk öğrencilerini ise 1939’da aldı ve kendi özgün eğitimini 1939-40’ta başlattı. MİMM 1940-41’de son mezunlarını verdi. Böylece GEE MB eski MMM’den bayrağı 1941’de tam ve büsbütün devraldı.
GEE Müzik Bölümü yapılanmasıyla ülkemizde ilk kez 1939 yılında ortaöğrenimin üstüne üç yıl yükseköğrenimli müzik öğretmeni yetiştirmeye başlandı. Müzik öğretmenliği eğitimi Cumhuriyet eğitim aydınlanmasının özeğindeki GEE’de yeni bir evreye girdi. Bu yeni evreye girişte Hindemith’in müzik öğretmeni yetiştirmede uzun erimde gerçekleştirilir dediği şu önerisi de kısmen etkili oldu:
“Yüksekokulun kurulmasından uzunca bir süre sonra ülkedeki müzikçiler yeterli sayıya ulaşınca giriş koşulları sıkılaştırılabilir. O durumda Seminer öğretimi de değiştirilerek yalnız ortaöğrenimini bitirmiş öğrencilerin girebileceği üç yıllık [yüksek] öğretim programları [uygulamaya] konulmalıdır.” (Hindemith 1983: 62-63; Kahramankaptan ve Yavuz 2013: 106).
Hindemith’in bu uzun erimli önerisi, önerdiği uzunca bir süre beklenmeksizin Bakanlıkça hemen uygulandı. Bu yeni yapılanmayla, MMM’de 3+3 olarak uygulanmış olan müziksel ortaöğrenim altyapısı büsbütün ortadan kalktı. Çünkü GEE MB’de ilköğretmen okulu ve lise üzerine, güçlü müziksel altyapısı olmayan ortaöğretime dayalı bir yapılandırma oluştu. Bu nedenle GEE’de ilkin zorunlu olarak yarı sanatçı öğretmen yetiştirme modeli uygulandı. Hemen baş gösteren güçlü müziksel ortaöğretim altyapı eksikliği 1947-48’de İstanbul’da kurulan İİÖO Müzik Semineri (MS), 1962-63’te Ankara’da açılan AİÖO Müzik Semineri (Zuckmayer 1966: 23; Uçan 2012: 276) yapılanmalarıyla önemli ölçüde giderildi. Böylece örtülü olarak, Müzik Seminerinden gelenlere sanatçı öğretmen modeli, Köy Enstitülerinden gelenlere yarı sanatçı öğretmen modeli, İlköğretmen okulları ve Liselerden gelenler ise çoğun genel müzikçi öğretmen modeli uygulaması kaçınılmaz oldu.
GEE MB yapılanması kendine özgü bir enstitüsel yapılanma olarak birçok yönüyle MMM yapılanmasından çok farklı yeni bir dönemeçtir. Bu dönemeçte yeni yapının başında P. Hindemith’in önerisiyle 1936 yılında Almanya’dan getirtilip MMM’de ve ona bağlı kurulan DK’de 2,5 yıl görev yapmış Ed. Zuckmayer (1890-1972) vardır. Zuckmayer sağlam donanımı, güçlü birikimi ve zengin deneyimiyle 1938’de başına getirildiği GEE MB’yi 1970’e kadar yönetti. GEE MB’de MMM’den başlıca farklılıklardan biri olarak asistanlık sistemini oluşturdu, geliştirdi. Belli evrelerde başka Alman uzmanlar da önerip görevlendirdi. Okul Müzikçiliği anlayışıyla yönettiği GEE MB sonraki tüm MB yapılanmalarını etkiledi. 1938-1972 Türkiyesi’nin müzik öğretmenliği eğitimine damgasını vurdu.
Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü Asistanlık Sistemi Yapılanması: GEE Müzik Bölümü’nde seçkin mezunları müziğin belli dallarında bölüm öğretmenliğine hazırlamak ve dolayısıyla yüksekokul öğretmeni olarak yetiştirmek üzere 1940’lardan itibaren ön yapılanma, 1950’lerden itibaren asıl yapılanma niteliğinde asistanlık sistemi oluşturuldu ve uygulandı. Bu özgün sistem, bir tür mezuniyet sonrası eğitim işlevi de gördü. Bölümden yüksek başarıyla mezun olup müziğin belli dallarında yüksek donanımlı-birikimli-deneyimli müzik öğretmenlerini önceleri başarıya-kişiliğe bağlı seçme yoluyla, sonraları sınav yoluyla seçip Bölümde kendi müzik dalında hem dal uzmanlığı hem yüksekokul öğretmenliği yönünden yetiştirip bölüm öğretmenliğine hazırladı. Bu gerçekte bölümde öğretmen yetiştiren öğretmenliğe, başka bir deyişle öğretmen yetiştiren yüksekokul öğretmenliğine hazırlama demekti. Bu sistem Gazi Yüksek Öğretmen Okulu döneminde de sürdü.
Bu doğru süreç 1953’ten itibaren asistanları ve en seçkin mezunları yurt dışına ileri öğrenime gönderme uygulamasıyla daha üst bir aşamaya erişti (Zuckmayer 1966; Uçan 2012: 275). Yurt dışı öğrenimlerinden dönenlerin katılımlarıyla 1960’ların başları ve özellikle ikinci yarısından itibaren daha düzenli ve verimli yürütüldü. Böylece mezuniyet sonrası yurtiçi-kurumiçi asistanlık sistemi ile yurtdışında uzmanlık eğitimi-öğrenimi sistemini kapsayan iki ana ayaklı bir yapı oluştu. Bu yolla yetişen, benim de aralarında olduğum kimi öğretmenler 1970’lerde Bölümdeki görevlerinin yanı sıra üniversitelerde lisansüstü bilimsel üniversiter eğitim almaya başladılar. Öğrendikleri bilimsel yöntem ve teknikler Bölüme yansıtılarak sistem daha da gelişti. Giderek kimi asistanlar da kimi öğretmenleri gibi üniversiter eğitime yöneldiler. Bu ortamda her asistan için en az üç yıl süren ve başarılı bir tez çalışmasıyla sona eren sistem 1982 yılına kadar başarıyla uygulandı. O yıl kurumun üniversiteye bağlanmasıyla birlikte asistanlık sistemi ilgili yasa gereği araştırma görevliliği sistemine dönüştü.
(5) Yüksek Köy Enstitüsü Güzel Sanatlar Kolu Müzik Dalı Yapılanması (1942): GEE Müzik Bölümü (MB)’nden ayrı olarak 1942 yılında Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsü içinde Yüksek Köy Enstitüsü [YKE] Güzel Sanatlar Kolu [GSK] Müzik Dalı [MD] kuruldu. GEE MB’den farklı olarak yalnızca Köy enstitüsü müzik öğretmeni yetiştirmek amaçlı üç yıl öğretim süreli yeni bir yapılanma gerçekleştirildi. Beş yıllık köy enstitüsüne dayalı bir üç yıllık yükseköğrenim yapılanması idi. Burada asistanlık yoluyla YKE GSK’ye de öğretmen yetiştirilmesi de öngörüldü. Öğrenciler “her köy enstitüsü öğretmenler kurulunun, son sınıf öğrenci sayılarına oranlı olarak, gösterdikleri adaylar arasından sınavla seçiliyordu” (Altunya 2008: 33). Ama 1947 yılında YKE kapatılınca bu yapılanıma da son verildi. YKE GSK MD yapılanması köye dönük müzik eğitimi yönüyle de çok güçlü beş yıllık köy enstitüsü müzik eğitimi alt yapısına dayanıyordu. Dolayısıyla enstitüler dizgesinde müzik yönünden güçlü ortaokul ve ortaöğretim alt yapısı kendi içinde olan bir yapılanma idi. Her yönüyle özgün bir Türk buluşu olan bu yapılanım ne yazık ki işlevini-işgörüsünü tam yerine getirmesine yeterli fırsat verilmeksizin 1947’de sonlandırılıp yok edildi (Uçan 2016: 261-280; 2011: 438-439).
(6) Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Yapılanması (1982-83): MEB’e bağlı Dört Yıllık Eğitim Enstitüsünden dönüşme Yüksek Öğretmen Okulları Müzik Bölümleri 1982’de 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 1983’te onun yerini alan 2809 sayılı Yasa ile Üniversitelere bağlı Eğitim Fakülteleri (EF) Müzik Eğitimi Bölümlerine (MEB) dönüştürüldü. Müzik öğretmen okulu döneminden sonra eğitim enstitüsü ve yüksek öğretmen okulu dönemlerindeki Müzik Bölümü adlı yapı eğitim fakültesi döneminde eğitim sözcüğü eklenerek Müzik Eğitimi Bölümü biçimini aldı. Bu iki ad-yapı arasındaki fark çok önemlidir. Müzik terimi çoğun Okul Müziğini yani Almancadaki Schulmusik terimini, Müzik Eğitimi ise daha geniş bir kavram olup Almancadaki Musikerziehung terimini karşılar. Bu farklılık yeni köklü dönüşümün en somut ve önemli belirtilerinden biridir. Bu dönüşümle müzik öğretmenliği eğitiminde Lisans derecesine yönelik eğitim-öğretim, araştırma, uygulama ve yayını esas alan üniversiter yapılanma gerçekleştirildi. Bu nedenle öncekilerden çok farklı bir yapılanmadır. Müzik öğretmenliği eğitimi tarihimizde gerçek anlamda ilk lisans eğitimi yapılanması niteliğindedir. Bu yapılanmayla müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmede çok daha yeni bir döneme girildi. Başka yeni yapılanmalara temel, örnek ve esin kaynağı oluşturuldu (Uçan 2011: 439-440; 2018: 328).
EF Müzik Eğitimi Bölümü Araştırma Görevliliği Yapılanması (1982-83): MEB’e bağlı Yüksek Öğretmen Okulları Müzik Bölümleri 1982’de Üniversitelere bağlı Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Bölümlerine dönüştürülürken köklü asistanlık sistemi de araştırma görevliliği sistemine dönüştürüldü. Bu yeni sistem müzik eğitimi bölümlerinde yapılan araştırma, inceleme, uygulama ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen diğer ilgili görevleri yapan bir öğretim yardımcılığı sistemidir. Müzik eğitimi bölümlerine öğretim görevlisi ve öğretim üyesi yetiştirme yolunda çok önemli işlevler görür. Öğretim üyesi yetiştirmenin temel yapıtaşlarından biridir.
(7) FBE Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı Yapılanması (1982-83): Bünyelerinde Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü olan Üniversitelerin önce Fen Bilimleri Enstitülerinde (FBE) sonraki yıllarda Eğitim Bilimleri Enstitülerinde (EBE) Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalları (FBE-EBE ME ABASD) kuruldu. EF’deki Bölüm FBE’de Anabilim/Anasanat Dalı, EBE’de ise Anabilim Dalı oldu. Bu yapılanmayla müzik eğitiminde Tezli Yüksek Lisans, Doktora ve ona eşdeğer Sanatta Yeterlik derecelerine yönelik akademik eğitim-öğretim, uygulama, araştırma ve yayın esas alındı. Bu, ülkemizde müzik eğitimi ve müzik eğitimciliği alanlarında, daha önceki dolaylı yollardan sonra, ilk kez doğrudan lisanüstü eğitim amaçlı-işlevli ilk üniversiter yapılanmadır. Bu nedenle müzik eğitimi-eğitimciliği eğitimi tarihimizde gerçek anlamda ilk lisansüstü eğitim yapılanmasıdır. Bu yapılanma hem hizmet öncesi, hem hizmet içi eğitim işlevi görür. Daha açık bir anlatımla müziğin sanatçılık, bilimcilik ve teknikçilik dallarından gelen öğrenciler için bir tür hizmet öncesi eğitim işlevi gören, öğretmenlik (müzik öğretmenliği) dalından gelenler için ise bir tür hizmet içi eğitim işlevi de gören bir yapılanmadır. Bu yapılanma müzik eğitimciliği eğitimimizi 1980’den iki yıl sonra 1982’de yeniden Enstitü kavramı ve olgusuyla buluşturmuştur. Bu yönüyle de çok anlamlı ve değerlidir.
(8) GEF Müzik Eğitimi Bölümü Ses Eğitimi, Çalgı Eğitimi ve Müzik Kuramları Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalları Yapılanması (1990-1993): Gazi Üniversitesi (GÜ) Gazi Eğitim Fakültesi (GEF) Müzik Eğitimi Bölümü’nde tasarlanıp 1990 ve 1993’te iki aşamalı gerçekleştirildi.
Yapılanmanın 1990 Aşaması: 1990 yılında GÜ Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde yepyeni bir yapılanmayla [Genel] Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı’nın yanında şu üç yeni akademik birim kuruldu: (1) Müzik Kuramları Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı. (2) Ses Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı. (3) Çalgı Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı. Bunların ardından başka yeni anabilim/anasanat dallarının da kurulması gündemdeydi. Bölüm öğretim elemanları bu yeni yapı içerisinde kendi donanım, birikim, deneyim ve yönelimlerine en uygun Anabilim/Anasanat Dalını seçip belirlediler. Ve o dalda yerlerini aldılar. Ardından yeni Anabilim/Anasanat Dallarının Lisans Programlarını hazırlama çalışmalarına geçildi. Bölüm başkanlığım altında etkin yönetim, eşgüdüm ve yönlendirimle yapılan yoğun çalışmalar sonunda söz konusu programlar hazırlanıp ortaya çıktı. Bu üç Anabilim/Anasanat dalı YÖK/ÜAK’ca Doçentlik anabilim/anasanat dalları olarak da kabul edilmişti.
Yapılanmanın 1993 Aşaması: 1993 yılında Müzik Kuramları Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı, Ses Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı ve Çalgı Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalının Lisans Programları yürürlüğe konuldu. Tüm öğrenciler durumlarına uygun dallara yerleştirildi. Böylece GEF MEB yeni AB/AS Dalları Lisans düzeyinde eğitim-öğretim veren bir işlerliğe kavuşturuldu. Yanı sıra Eğitim Müziği Besteciliği Anasanat/Anabilim Dalı ile Müzik Eğitimi Teknolojisi Anabilim Dalı adıyla biri AS/AB, diğeri AB olarak iki Anadalın daha kurulması öngörüldü. Bunların da uygun bir zamanda Lisans düzeyinde eğitim veren bir işlerliğe kavuşturulması amaçlandı. Ancak çeşitli nedenlerle bu iki AB/AS Dalı gerçekleşme aşamasına gelemedi. Bu yapılanma öbür bölümlere genelleştirilmedi.
1993 yapılanması çok amaçlı bir yapılanmadır. Bu yapılanmayla ülkemizde başlangıcından beri süregelen genel müzik kültürü eğitimi ağırlıklı tek tip müzik öğretmeni yetiştirmenin yanı sıra ilk kez müzik kuram eğitimi ağırlıklı, ses eğitimi ağırlıklı ve çalgı eğitimi ağırlıklı olmak üzere üç tip müzik öğretmeni yetiştirme modeli daha uygulamaya konuldu. Böylece öncekiyle birlikte dört tip müzik öğretmeni yetiştirme sürecine girildi. Çünkü çağdaş Türkiye’nin genel müzik eğitimi artık tek tip müzik öğretmeni ile üstesinden gelinemez boyutlar kazanmıştı. Bu durum müzik eğitiminde tek modelli yerine çok modelli bir bütünlüklü öğretmen yetiştirme yaklaşımını zorunlu kılmaktaydı (Uçan 2018: 289-306). Bu nedenle tasarlanıp gerçekleştirilen 1993 yapılanması ayrıca AGSL ve DK Orta-Lise Kısmı için Müzik Alanında Dal Öğretmenliği Programları oluşturma-geliştirme tasarısına da hizmet eder nitelikteydi. Bu nedenle çift dala, çift anadala ve çift diplomaya dönüktü. Ancak tam olarak, koşullar tam oluştuğunda gerçekleşecekti. 1993 yapılanması lisans düzeyinde ilk mezunlarını verdikten hemen sonra yüksek lisans ve giderek doktora ve sanatta yeterlik düzeylerinde de uygulanacaktı. Anabilim/Anasanat, Anasanat/Anabilim ad ve kapsamları verilere göre yeniden gözden geçirilip değerlendirilecekti. YÖK’ün tepeden inmeci 1997-98 yapılandırması buna olanak vermedi.
1993 yapılanması Lisans Programlı olarak yalnızca Gazi Üniversitesi GEF Müzik Eğitimi Bölümü’nde, lisans programsız olarak Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde gerçekleştirildi. Ancak Marmara ve Selçuk üniversiteleri müzik eğitimi bölümü başkanları GÜ’deki lisans programlı yapılanma ve uygulamayla ilgilendiler. AB/AS Dalları Lisans Programlarını edindiler. Ardından öbür müzik eğitimi bölümleri başkanları da ilgilenmeye başladılar. Ama 1997-98 yapılanmasıyla bu yeni gelişmelerin önü tıkandı, kesildi (Uçan 2018: 328-331).
1993 yapılanması oturunca Genel Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalında öteden beri tasarlanıp gerçekleştirilmesi düşünülen aşağıdaki beş Bilim/Sanat Dalı oluşturulup uygulanacaktı:
1. Anaokulu/Önokul Müzik Eğitimciliği
2. İlkokul Müzik Öğretmenliği/Eğitimciliği
3. Ortaokul Müzik Öğretmenliği/Eğitimciliği
4. Lise ve Dengi Okul Müzik Öğretmenliği/Eğitimciliği
5. Özengen Müzik Eğitimciliği/Öğretimciliği
(9) EF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Yapılandırması (1997-98): MEB/YÖK/Dünya Bankası işbirliğiyle yürütülen bir proje çerçevesinde Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Bölümleri Anabilim Dalına indirildi ve yeni oluşturulan Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümüne (GSEB) bağlandı. Kısa sürede tepeden inmeci, dayatmacı ve baskıcı yaklaşımla tasarlanıp gerçekleştirilen bu indiriliş ve bağlanışla müzik öğretmeni yetiştirmenin kurumsal yapısı iyice küçültüldü, daraltıldı, kısıtlatıldı (Uçan 2018: 331). Yanı sıra öteden beri hem Anabilim hem Anasanat demek olan Anabilim/Anasanat ya da Anasanat/Anabilim biçimindeki ikil yapı kaldırıldı ve Anabilim dalı olarak adlandırıldı. Böylece daha çok, giderek neredeyse yalnızca Anabilim Dalı durumuna getirildi. Bu durumda ikil kavramlı/olgulu yapı ortadan kaldırıldı. Müzik âdeta sanatsız bir görünüme girdi, sanatsız bir müzik oldu. Müzik eğitiminin doğasına aykırı olan bu yapılandırmayla birlikte Müzik Öğretmenliği Lisans Programında da önemli değişiklikler ve yeni düzenlemeler yapıldı. 1997-98 Anabilim Dalı yapılandırması, ondan 63 yıl önce 1935’te Hindemith’in önerdiği ünlü Seminer yapılandırmasından 63 yıl sonra 1998’de müzik öğretmenliği eğitim yapısına indirilen en ağır ikinci kurumsal darbe oldu. Bu yapılandırmanın doğurduğu tüm olumsuzluklar 25 yıldır olduğu gibi günümüzde de olumsuz etkilerini artırarak sürdürmektedir (Uçan 2011: 442; 2018: 337-339).
(10) EBE GSE Anabilim Dalı Müzik Eğitimi Bilim Dalı Yapılanması (1997-98): EF Müzik Eğitimi Bölümleri 1997-98’de Anabilim Dalına indirilirken Eğitim Bilimleri Enstitüsü (EBE) Müzik Eğitimi Anabilim Dalları Bilim Dalına indirildi ve Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı kapsamına alındı. Bu durum müzik eğitimciliğinin lisansüstü aşamasını çok olumsuz etkiledi. Bilindiği gibi lisansüstü akademik yapılanımda anabilim dalı açıkça yer alırken bilim dalı açıkça yer almamaktadır. Buna bağlı olarak müzik eğitimciliği lisansüstü eğitiminin her türlü yönetimi, asıl sahibinin elinden alınmış ve çıkmış oldu. Bu arada lisansüstü programlar çok yanlış olarak Müzik Öğretmenliği Yüksek Lisans Programı ve Müzik Öğretmenliği Doktora Programı biçiminde adlandırıldı. Oysa ülkemizde müzik öğretmeni, lisans programıyla yetişmektedir. Ancak geçen yıl çıkan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu kalıcılaşır ve süreklileşirse “Uzman Öğretmen” yetiştirme gündeme gelebilir. Öbür yandan Müzik Eğitimciliği Sanatta Yeterlik Programı yürütülmez-uygulanmaz oldu, unutulmaya bırakıldı. Bu durum müzik öğretmenliği lisans programlarında görevli öğretim elemanlarına ilişkin akademik kadro yapısını sanatsal yönden olumsuz etkiledi, çarpıklaştırdı. Bundan dolayı müzik öğretmenliği eğitimi âdeta sanatsızlaştırılma-müziksizleştirilme sürecine girdi (Uçan 2011: 442).
(11) Ortaöğretim Müzik Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Yapılandırması: 1997-98’den sonra kimi üniversitelerin eğitim bilimleri enstitüsü (EBE) ve sosyal bilimler enstitüsü (SBE) Ortaöğretim Müzik Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Yapılandırmasına yöneldi. Ama bu gerçek bir tezsiz yüksek lisans yapılandırması değildi. Çünkü yalnızca öğretmenlik formasyonu lisans derslerinin kapsandığı pedagojik formasyon eğitimi sertifika programından oluşuyordu. Yüksek lisans adını kullanan bir çarpıtma-saptırma yapılandırmasıydı. Bundan kaynaklanan sorunları gidermek için GÜ Gazi Eğitim Fakültesi GSEB Müzik Eğitimi Anabilim Dalı başta olmak üzere çeşitli üniversitelerde çalışmalar yapıldı. 2006’dan itibaren programlar yeniden düzenlendi. Sözde Ortaöğretim Müzik Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programı 2000’li yılların başlarından beri uygulanmaktaydı. Ona ilişkin 4+1,5 yapılandırması YÖK’ün 2008’de aldığı yeni bir kararla bir yarıyıl kısaltılıp 4+1 olarak 2008-09 öğretim yılı başında uygulamaya konuldu. Bu kısaltma ile öğretmenlik formasyon dersleri 1,5 yıldan 1 yıla indirildi. Böylece öğretmenleşme-öğretmenleştirme süreci çok daha olumsuzlaştı. Bu, öncekinden çok daha yanlış bir yapılandırmaydı. Çünkü bir yanlış başka bir yanlışla, önceki bir yanlış sonraki bir yanlışla düzeltilemezdi, daha berbat edilirdi. Nitekim öyle de oldu (Uçan 2011: 443).
(12) Müzik Dalı Lisans Öğrenimlilere Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı Yapılandırması: Belli koşulları taşıyan, belli ölçütlere uygun eğitim fakültesi veya eğitim bilimleri bölümü bulunan üniversitelerde 2009-2010’dan itibaren Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı (PFESP) yapılandırması olarak gerçekleştirilmektedir. Bu yapı devlet konservatuvarları, müzik fakülteleri ve güzel sanatlar fakültelerinin müzik sanatları, müzik bilimleri, müzik teknolojileri bölüm, anasanat, anabilim, sanat veya bilim dallarını bitirenlere ve o dallarda üçüncü-dördüncü sınıflarda öğrenim görmekte olanlara yöneliktir. Bu yapılandırmayla müzik eğitimciliği lisans öğrenimli gerçek müzik öğretmeninin yanı sıra müzik sanatçı müzik öğretmeni, müzik bilimci müzik öğretmeni ve müzik teknikçi müzik öğretmeni olmak üzere üç tip müzik öğretmeni daha ortaya çıkmaktadır. Bu durumda sanat, bilim ve teknik (teknoloji) dallarının alt dallarına bağlı olarak daha da çok çeşitli alt tip müzik öğretmenlerinin oluşması kaçınılmazdır. Bu durum, müzik eğitiminde ve öğretmenliğinde derlenip toparlanması, eşgüdümlenmesi ve denetlenmesi çok zor, hatta olanaksız uygulamalara yol açabilir. Bu da ülkemiz müzik öğretmenliğinde yeni bir aşınma, karmaşa ve kargaşa döneminin başlaması demektir (Uçan 2011: 443-444).
(13) Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Yapılanması (2017-2019): 2017 yılında yürürlüğe giren 7033 sayılı yasayla Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGÜ) kurulmuştur. Bu üniversitenin bünyesinde yer alan dört fakülteden biri Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi’dir (MGEF). Böylece müzik eğitimi alanı üniversite düzeyinde güzel sanatlar eğitimi alanı ile birlikte ilk kez üniversiter fakülte olarak yapılanmıştır. Bu yeni fakültenin bünyesinde yer alan üç ana bölümden biri Müzik Eğitimi Bölümü’dür. Böylece müzik eğitimi alanı MGEF bünyesinde yeniden Bölüm olarak yapılanmıştır. Ankara MGÜ MGEF Müzik Eğitimi Bölümü ilk öğrencilerini 2019-2020 yılı güz döneminde alarak lisans düzeyinde eğitim öğretime başlamış, 2023 Haziran’ında ilk mezunlarını vermiştir. 2023-2034 öğretim yılı başında üniversitenin Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü (MGE) Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nda ilk öğrencileriyle yüksek lisans eğitimine başlamıştır.
7. Müzik Ağırlıklı İlkokul/Sınıf Öğretmeni Yetiştirmeye İlişkin Yapılanmalar
Ülkemizde müzik ağırlıklı ilkokul/sınıf öğretmeni yetiştirme yapılanmaları çok önemlidir.
(1) İlköğretmen Okulu Müzik Semineri Yapılanması (1947-48): İstanbul İlk Öğretmen Okulu (İİÖO) Müzik Semineri yapılanması olarak gerçekleşti. 1956-59 yıllarında öğrenim gördüğüm bu kurum, kendine özgü bir Müzik Ağırlıklı İlkokul [Sınıf] Öğretmeni yetiştirmekteydi. Ertesi yıl MEB’in “bütçe tasarrufu” kısıtlaması nedeniyle kapatıldı. 1951-52 öğretim yılında yeniden açıldı. Onu 11 yıl sonra 1962-63 öğretim yılında Ankara İlk Öğretmen Okulu (AİÖO) Müzik Semineri (MS) yapılanması izledi. 1965-67’de Keman öğretmeni olarak görev yaptığım bu yapılanma 1930’lu yılların ortalarında Büyük Musiki Muallim Mektebi (BMMM) bünyesi içinde olması düşünülen İlk Musiki Muallim Mektebi modelinin kısmî bir uyarlanmasıdır. Bu yapılanmanın tarihsel kökleri 1914-18 yıllarında İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde Osman Zeki Üngör ve meslektaşlarının örtülü müzik semineri uygulamalarına kadar gider. Ondan yaklaşık otuz yıl sonra gerçekleşen İİÖO Müzik Semineri yapılanmasının baş mimarı aynı okuldur. O okulda öğretmenlik yapan ve benim de keman öğretmenim olan Ekrem Zeki Ün’dür. Bu nedenle bu özgün yapılanmaya Ün Modeli denir. Ekrem Zeki Ün 1910’larda örtülü müzik seminerini gerçekleştirmiş olan Osman Zeki Üngör’ün oğludur. Bu nedenle MMM’de Üngör Modeli ve MS’de Ün Modeli oluşması son derece ilginç ve anlamlıdır.
(2) Öğretmen Liseleri Müzik Kolu/Bölümü Yapılanması (1985): İlköğretmen Okulları 1973’te Öğretmen Liselerine (ÖL’e) dönüştürülürken kapatılan İÖO Müzik Seminerinden esinlenerek kimi ÖL’lerde Müzik Kolu oluşturuldu ve Programı yürürlüğe girdi. Ancak ilgililerce yeterince önemsenmeyip kısa bir zaman sonra işlevsizleşti. İÖO Müzik Seminerini kapatma ve ÖL Müzik Kolunu işlevsizleştirmeden doğan önemli boşluğu da doldurmak üzere 1989-90 öğretim yılında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi (AGSL) Müzik Bölümü kurulmuştur. ASGL Müzik Bölümünü bitirenler müzik ağırlıklı Sınıf Öğretmeni yetiştiren anabilim dallarına değil, Müzik Öğretmeni yetiştiren bölümlere-anabilim dallarına girmektedir. AGSL 2008’de GSL yapılarak yozlaştırılmıştır.
(3) Eğitim Yüksek Okulu Müzik Yan Alan Yapılanması (1989-90): Dört Yıllık Eğitim Yüksek Okulu (EYO) Müzik Yan Alan oluşumudur. Kendine özgü bir Müzik Ağırlıklı İlkokul/Sınıf Öğretmeni yetiştirme yapılanmasıydı. İİÖO Müzik Semineri yapılanmasından yaklaşık 40 yıl sonra gerçekleşti. EYO’nun son iki yılında uygulanıyordu. Bu yapılanmanın gerektirdiği 4 yarıyıllık ve toplam 18 kredilik Müzik Yan Alan Programı YÖK’teki ilgili birimin isteği üzerine tarafımdan hazırlanmıştı. Bu özgün, işlevsel ve yararlı yapılanma da ne yazık ki 1997-98 yanlış yapılandırmasıyla sonlandırılmıştır. Sürdürülseydi EF Anaokulu Öğretmenliği eğitiminde de Müzik Ağırlıklı Anaokulu Öğretmeni yetiştirecek Müzik Yan Alan Programı uygulamasına geçilebilirdi. Bu geçiş için de bir program taslağı hazırlamaktaydım. Ne ki o da sonuçsuz kaldı (Uçan 2018: 333; 2011: 445-446).
8. İlkokul/Sınıf Öğretmeni Yetiştirmede Müzik Eğitimine İlişkin Yarı Yapılanmalar
Cumhuriyetimizin kuruluş öncesinden beri ilkokul/sınıf öğretmenleri Müzik derslerini de yürüte gelmiştir. Bu nedenle öğretmenlik eğitiminde aldıkları müzik eğitimine ilişkin düzenlemeler aynı zamanda yarı yapılanmalar olarak görülür. Başlıca yarı yapılanmalar şöyle özetlenebilir:
1924 yılında İlk Öğretmen Okulları ilkokul öğretmeni adaylarının diğer alanlarla birlikte müzik alanında da gerçek anlamda ulusal ve çağdaş anlayış ve yaklaşımla yetiştirilmelerini sağlamak için yeniden yapılanmıştır. 1937’de Köy Öğretmen Okulları adıyla kurulup 1940’ta yasası çıkarılan Köy Enstitüleri köy öğretmeni yetiştirme sistemidir. Müzik alanında köy müzik kültürü temelinde bölgesel ve ulusal müzik kültürü ile evrensel müzik kültürü etkileşimli biçimde yapılanmıştır. 1952’de öğretim süresi 5 yıldan 6 yıla çıkarılınca köy öğretmeni yetiştirmede müzik eğitimi bir yıl daha artırılmıştır. Köy Enstitüleri 1953’te alınan ön kararın ardından 1954’te çıkarılan 6234 sayılı yasayla kapatılarak Altı Yıllık İlköğretmen Okullarına dönüştürülmüştür. Bu dönüşümsel yapılanmada bu okullardan köy, kasaba ve kent ilkokullarına tek tip öğretmen yetiştirme yapısına dönülmüştür. Böyle olunca köy, kasaba ve kent müzik kültürlerinin eğitimbilimsel bir bileşimi esas alınmaya çalışılmıştır. Ben bu dönüşüm sürecini 1953-54 öğretim yılında İvriz Köy Enstitüsü’nde I. Sınıf öğrencisi iken yaşadım (Uçan 2016). 1973’te İlköğretmen Okulları Öğretmen Liselerine dönüştürülmüş ve bu okullardaki müzik dersi ve eğitimi buna göre yapılandırılmıştır. Bu yapılandırma öbür alanlarda olduğu gibi müzik eğitiminde de yeni bir düzenlemeye neden olmuştur (Uçan 2018: 332; 2011: 445).
1974’te ilk kez yükseköğrenimli ilkokul/sınıf öğretmeni yetiştirmek üzere İki Yıllık Eğitim Enstitüleri kurulup açılmaya başlamıştır. Müzik eğitimi bu yeni yapılanmaya ve onun gerektirdiği alt yapılanmalara göre düzenlenmeye çalışılmıştır. Bu yapı 1982-83’te üniversitelere bağlanıp iki yıllık önlisans düzeyinde öğrenim veren Eğitim Yüksekokullarına dönüştürülmüştür. 1989-90’da bir daha atılıp öğretim süresi 4 yıla çıkarılarak lisansa eşdeğer düzeye getirilmiştir. Müzik eğitimi bu düzeye göre yeniden konumlandırılıp düzenlenmiştir. Günümüzde ise Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı İlkokul/Sınıf Öğretmenliği Lisans Programında AE-Alan Eğitimi çerçevesinde yapılı olarak sürdürülmektedir.
9. Özet, Sonuç ve Öneriler
Türk tarihimizin derinliklerinden süzülüp gelen Türk müzik eğitimi Türkiye’mizde kalıcı olarak ilk Türk Beyliklerinde başlamış, Selçukluda yerleşmiş, Osmanlıda kökleşmiş, Cumhuriyette çağımıza erişmiştir. Bu bağlamda geleneksel müzik eğitiminin bin yıllık bir geçmişi vardır. Yeni müzik eğitimine yöneliş ve ilk ön adımı atışın yaklaşık 230, başlayışın yaklaşık 200 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Müzik öğretmeni yetiştirmeye ise Osmanlının son yıllarındaki iki düşünüm ve başarısız girişimden sonra Cumhuriyetin ilk yılında girişilip başlanmıştır. Böylece çağdaş müzik eğitimine geçilmiştir. Osmanlı’nın yenileşme evresinde III. Selim’in Yeni Düzen programından kaynaklı yeni eğitim, yeni yöntem, yeni okul ve yeni öğretmen ilkesiyle yeni bir süreç başlamıştı. Bu süreç adım adım ilerleyerek Cumhuriyet’in başlarında Atatürk’ün Çağdaş Uygarlık ülküsünden kaynaklı çağdaş düzen, çağdaş eğitim, çağdaş okul ve çağdaş öğretmen ilkesine dönüşmüştür.
Osmanlı’da önce okullara Müzik Dersini koyma, epey sonra Müzik Öğretmeni yetiştirmeyi düşünme ve gerekli ön girişimde bulunma yolu izlenmiştir. Cumhuriyet’te ise Müzik Dersi ile Müzik Öğretmeni birlikte düşünülüp hemen Müzik Öğretmeni yetiştirme yolu izlenmiştir. Bu köktenci işe Cumhuriyetin ilk yılında tam başlanmıştır. Bunun için Mart 1924’te kesin karar alınmış, Osman Zeki Üngör 1 Nisan’da kurucu müdürlüğe atanmış, 1 Eylül’de MMM kurulmuş, 1 Kasım’da açılıp öğretime başlamıştır. Dolayısıyla ülkemizde müzik öğretmeni yetiştiriş neredeyse Cumhuriyet’le tam yaşıttır.
Yüzüncü Yılına Erişen Türkiye Cumhuriyeti’mizde başlangıcından günümüze kadar müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirmeye ilişkin 30’u aşkın kurumsal yapılanma tasarlanmış, önerilmiş ve gerçekleştirilmiştir. Bunlar temel olarak Musiki Muallim Mektebi, Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü, GÜ Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü, GÜ GEF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı odaklıdır. 1924-25 MMM, 1937-38 GEE MB, 1978-79 GEE MB, 1982-83 GÜ GEF MEB ve 1990-93 GEF MEB Anabilim/Anasanat Dalları ile 1997-98 GSB Müzik Eğitimi Anabilim Dalı yapılanmaları öbürlerinden daha kalıcı ve belirleyici olmuşlardır.
Bu bağlamda müzik öğretmeni yetiştirme süreci 1924-25 MMM yapılanmasıyla başlamış, kökleşmiş, kurumlaşmış-kurumsallaşmıştır. 1937-1938-1939 GEE MB yapılanmasıyla ilk kez yükseköğretimleşmiş, 1978-1980 yapılanmalarıyla lisansa eşdeğerleşmiştir. Ardından iki yıl sonra 1982-83 GÜ GEF MEB yapılanmasıyla ilk kez üniversiterleşmiş, lisanslaşmış ve lisansüstüleşmiştir. 1990-93 GEF MEB AB/AS yapılanmasıyla ise ilk kez müzik eğitimi alanının anabilim/anasanat alanlarına temellendirilmiştir. Bu doğru ve ucu açık görünümlü temellendirme YÖK’ün 1997-98 yapılandırmasıyla sonlandırılmıştır.
Bütün bu yapılanmalarda 1924’ten 2023’e yaşanan 99 yıllık sürecin ilk 14 yılından sonraki 85 yılı genellikle Gazi Eğitim odaklı ve özeklidir (Uçan 2007: 590-592). Ancak buna son yıllarda olası bir yeni ek odak ve özek adayı olarak, 2017 yılında Ankara’da kurulup 2019-20’de eğitime-öğretime başlayan Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGÜ) Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitimi Fakültesi (MGEF) Müzik Eğitimi Bölümü’nün eklenebileceği düşünülebilir. Ancak bu, belirgin ölçüde yeni, yepyeni bir yapısal oluşum ve gelişim seçeneğinin gerçekleşmesine bağlıdır. Onun yanı sıra 2023-24’te eğitime-öğretime başlayan MGÜ Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü (MGE) Müzik Eğitimi Bilim Dalı’nın da aynı koşulla eklenebileceğinin olasılığı düşünülebilir.
Ne var ki müzik öğretmeni yetiştirme sistemimiz 1997-98’de özellikle YÖK’te görevli kimi sözde sorumluların başına buyruk çalışmalarıyla yaşanan tepeden inmeci-dayatmacı-küçültmeci EF GSEB ME ABD yapılandırmasıyla çarpıklaşmış ve yozlaşmıştır. 2007-08 yapılandırmasıyla daha çarpık ve yoz duruma gelmiştir. Müzik Dalı Lisans Öğrenimlilere Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı (PFESP) yapılandırması ile müzik öğretmenliğinde yeni bir karmaşa ve kargaşa dönemi başlamıştır. Çünkü 1997-98 ve 2007-08 yapılandırmaları kökten-temelden çok yanlış yapılandırmalardır. Onlardan bir an önce doğru yapılandırmaya dönülmelidir. Eğitim Fakültelerinin GSEB Müzik Eğitimi Anabilim Dalları yeniden Bölüm hâline getirilmelidir. Bu bölümler müzik eğitiminin ana türlerine, müzik eğitimi/eğitimciliği eğitimi ana alanlarına ve müzik öğretmenliğinin yapıldığı-uygulandığı okul tür ve kademelerine göre yeniden yapılandırılmalıdır. Bu bağlamda gereksinime bağlı öncelik ve ivedilikle şu yapılanmalar gerçekleştirilmelidir:
A. Müzik Eğitimi Türlerine Göre: (1) Genel Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat (AB/AS) Dalı, (2) Özengen Müzik Eğitimi AB/AS Dalı, (3) Mesleksel Müzik Eğitimi AB/AS Dalı.
B. Müzikte Ana Alanlara Göre: (1) Ses Eğitimi AB/AS Dalı, (2) Çalgı Eğitim AB/AS Dalı, (3) Müzik Kuramları Eğitimi AB/AS Dalı, (4) Eğitim Müziği Besteleme AB/AS Dalı, (5) Müzik Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı.
C. Müzik Eğitimi Verilen Okul Tür ve Kademelerine Göre:
(1) Önokul/Anaokulu/Anasınıfı Müzik Eğitmenliği-Öğretmenliği AB/AS Dalı
(2) İlköğretim Okulu [İlkokul-Ortaokul] Müzik Öğretmenliği AB/AS Dalı
(3) Ortaöğretim Okulları Müzik Öğretmenliği AB/AS
(4) Müziğin Çeşitli Dallarında Özengen Müzik Eğitmenliği AB/AS Dalı
(5) [A]GSL’ye Müzik Alanında Dal Öğretmenliği AB/AS (Uçan 2011: 450; 2018: 349).
Gazi Üniversitesi Bir Araştırma Üniversitesi Konumundadır. Bunun gereklerini tam yerine getirebilmesi için öncelikle akademik kadro buna göre yapılandırılmalıdır. Bu bağlamda öncelikle öğretim için var olan Öğretim Üyeliği’nin yanında araştırım için Araştırım Üyeliği ve uygulayım için Uygulayım Üyeliği oluşturulmalıdır. Böylece üniversitede şu Üç Tür Üyelik yer almalıdır: Öğretim Üyeliği, Araştırma Üyeliği, Uygulama Üyeliği. GÜ’deki tüm fakülteler, bölümler, anabilim, anasanat ve anateknik dalları akademik kadroları buna göre yapılanmak durumundadır.
Bu bağlamda GEF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü aynı zamanda bir Güzel Sanatlar Eğitimi Araştırma Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dalı aynı zamanda bir Müzik Eğitimi Araştırma Anabilim/Anasanat Dalı niteliği taşıyan bir akademik yapıda olmalıdır. Şu anda Öğretim Üyesi olanlar ve gelecekte olacaklar kesinlikle eğiticilik-öğreticilik formasyonuna sahip olmalıdır. Sahip olmayanlar ivedilikle Eğiticilik-Öğreticilik Formasyonu Eğitiminden geçirilmelidir (Uçan 2018: 348; 2018a: 42). Öbür yandan bilim gerçeği ve doğruyu arayıştan doğar, onu konu edinir, ama Doğru Bilimler denilmez, Bilimler denilir. Sanat ise özgünü ve güzeli arayıştan doğar, onu konu edinir, ama Güzel Sanatlar denilmektedir. Oysa böyle denilmemeli, Bilimdekine koşut olarak Güzel sözcüğü kaldırılıp Sanatlar denilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti’mizin İlk Yüz Yılına ilişkin müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirme tarihimiz bu alanla ilgili kurumsal yapılanmalar konusunda çok yönlü ve zengin verilerle doludur. Bu bakımdan Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında gerekli görülen ya da görülecek olan yeni yapılanmaları düşünür, tasarlar, uygular ve gerçekleştirirken bu verilerden ve onlara kaynaklık eden donanım, deneyim ve birikimlerden en geniş ölçüde yararlanılmalıdır. Ancak bu süreçte iki anahtar kavram ve olgu olan “yapılanma-yapılandırma” ile “programlanma-programlandırma” birbirinden farklıdır, bunun ayırdına-bilincine varıp birbiriyle karıştırılmamalıdır (Uçan 2005: 453, 457-474).
10. Bitiriş
Yüz Yıllık Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze müzik öğretmeni-eğitimcisi yetiştirme sürecimizde genel-ortak-temel öz-dilimiz Türkçe-Atatürkçe-Müzikçe’dir. Bu üçlü öz-dilimiz Atatürk’ümüzün öngörüş, yurdumuzun-ulusumuzun kurtuluş, Cumhuriyetimizin kuruluş, çağdaşlaşmamızın işleyiş ve çağcıl uygar insanlığın yöneliş felsefesine uygun yapılıdır. Bu üçlü öz dilimizde: Türkçe ana, kamu-kültür ve ulus dilimizdir. Atatürkçe düşün, ilke ve ülkü dilimizdir. Müzikçe alan, söylem ve eylem dilimizdir.
Bu üçlü öz-dilimiz yan yana, birlikte ve iç içe bir bütündür. Çok sağlam, güçlü ve etkilidir. Çünkü birbirlerini besler-destekler-kolaylaştırır, tamamlar ve bütünler; birbirlerinden esinlenir, kaynaklanır ve yönlenir. Bu olgu müzik eğitimimizi doğru kavrayış, müzik kültürümüzü doğru yaşayış ve müzik varlığımızı doğru işleyiş süreçlerimizi kökten, içten ve derinden belirler. Öyleyse gelin! Bu üçlü dilimize, dil üçlümüze her zaman, her yerde ve her koşulda tam sahip çıkalım! Ödünsüz yer, önem ve değer verelim! En doğru, tutarlı ve özenli olarak; en etkili, verimli ve yararlı biçimde kullanalım!
Bu üçlü öz dilimiz Yüz Yıllık Türkiye Cumhuriyetimizden Binlerce Yıllık Türk İnsan, Kültür, Sanat, Müzik ve Eğitim Varlığımıza En Büyük Armağandır! Öyleyse bu üçlü öz-dilimizi, dil üçlümüzü sonsuza dek koruyalım, unutmayalım, unutturmayalım!
Bu bitimsiz süreçte en büyük görev ve sorumluluk öncelikle biz müzikçilere ve eğitimcilere düşer. Öyleyse gelin! Türk müzikçiler ve eğitimciler olarak bu soylu görevin tam bilinciyle ve sorumluluk duygusuyla davranalım, hareket edelim, yola çıkalım! Bu kutlu yolda tüm müzikçilerimiz ve müzik eğitimcilerimize kolaylıklar ve üstün başarılar dilerim! Şen ve esen kalın!
Ankara, 23 Ekim 2023
KAYNAKÇA
ABE (2009), Atatürk’ün Bütün Eserleri [ABE] C. 26 (1932-1934), Cilt 26, İstanbul: Kaynak Yayınları.
ABE (2010), Atatürk’ün Bütün Eserleri [ABE] C. 28 (1935-1936), İstanbul: Kaynak Yayınları.
Altunya, Niyazi (2006). Gazi Eğitim Enstitüsü (1926-1980), Ankara: Gazi Üniversitesi Yayını No 3.
Altunya, Niyazi (2008). Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme Deneyimi (1848-2008), İstanbul: Uygun Basım.
Gazimihal, M. R. (1955). Türk Askerî Muzıkaları Tarihi, İstanbul: Maarif Basımevi.
Gökyay, Orhan Şaik (1941). Devlet Konservatuvarı Tarihçesi, Ankara: Maarif Matbaası.
Hindemith, Paul (1983). Türk Küğ Yaşamının Kalkınması İçin Öneriler, Çev. G. Oransay, İzmir: Küğ Yayını.
Kahramankaptan, Şefik ve Yavuz, Elif Damla (2013), Hindemith Raporları 1935/1936/1937, Ankara: Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yayınları.
MMTATK (1934), Millî Musiki ve Temsil Akademisinin Teşkilat Kanunu [MMTATK], Kanun No: 2541, Kabul Tarihi: 25/6/1934, T. C. Resmî Gazete, 4 Temmuz 1934, Sayı: 2743, s. 4090-4092.
MUN (1869, 1977), “1869 Tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi”[MUN], Türk Millî Eğitim Sisteminde Düzenleme Teşkilâtı, Yazanlar: Reşat Özalp-Aydoğan Ataünal, MEB Devlet Kitapları, İstanbul, s. 549-583.
Özden, Erhan (2019), Osmanlı Devleti’nin Konservatuvarı Darülelhan (Arşiv Belgeleriyle), Ankara: AKDTYK Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı.
TDMTAAÇ (1934-1935), “Türkiye Devlet Musiki ve Tiyatro Akademisi’nin Ana Çizgileri” [TDMTAAÇ] http://cevadmemduhaltar.com/muzik-egitimi-komisyonu-gundemi.html İndirme Tarihi: 9.01.2020
Uçan, Ali (2023), “Atatürk’ün Öngördüğü Cumhuriyet İnsanı, Ulusu, Kültürü ve Müziği”, Cumhuriyet Kültürünü Yaşatacağız, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kültür Kurulu Yayını, Ankara, 2023, s. 8-17; https://www.sanattanyansimalar.com/ataturk-un-ongordugu-cumhuriyet-insani-ulusu-kulturu-ve-muzigi/7363/
Uçan, Ali (2022), “İstanbul’un Çoksesli Batı Müziği Yaşamı, Kültürü ve Eğitimi Geçmişine Genel Bir Bakış”, İstanbul’un Çoksesli Batı Müziği Tarihi, Ali Uçan, Aydın Büke, Bilen Işıktaş vd. (Hazırlayan. Serhan Bali), İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları 1. Basım, İstanbul, Ağustos 2022, s. 10-65.
Uçan, Ali (2018), Müzik Eğitimi, Genişletilmiş 4. Baskı, Ankara: Arkadaş Yayınevi.
Uçan, Ali (2018a), “Dünyada Müzik Araştırmalarına Genel Bir Bakış ve KKÜ 1. Uluslararasıl Müzik Araştırmaları Öğrenci Kurultayı”, Online Journal of Music Sciences 3(2), 7-45; Kırıkkale Üniversitesi 1. Uluslararası Müzik Araştırmaları Öğrenci Kongresi (28-30 Mart 2018), Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. https://dergipark.org.tr/download/article-file/586877 s. 7-45.
Uçan, Ali (2017), “Ulu Önder Atatürk’ün Yönderliğinde Osman Zeki Üngör, Musiki Muallim Mektebi ve Eduard Zuckmayer”, Musiki Muallim Mektebi ve Zuckmayer Açık Oturum Bildiriler Kitabı, (1 Kasım 2016 Gazi Üniversitesi Gazi Konser Salonu Ankara, GÜ-MÜZED-GI), Yay. Haz. Belir Tecimer, Refik Saydam, Birinci Basım, Ankara: MÜZED Yayınları No 3, Haziran 2017, s. 16-41.
Uçan, Ali (2016), Atatürk ve Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara: Arkadaş Yayınevi.
Uçan, Ali (2015), Türk Müzik Kültürü, Genişletilmiş 3. Basım, Ankara: Evrensel Müzik ve Yayınevi.
Uçan, Ali (2012), Eduard Zuckmayer ve Cumhuriyet Müzik Eğitimi, Ankara: Müzik Eğitimi Yayınları.
Uçan, Ali (2011), “Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Müzik Eğitimcisi Yetiştiren Yükseköğretim Kurumlarında Yapılanmalar: Durumlar, Sorunlar ve Çözümler”, 5. Üniversite Kurultayı (15-16 Ekim 2010, ODTÜ, Ankara), Yay. Haz.: H. Çağatay Keskinok, BRC Matbaacılık, Ankara, 2011, s. 421-455.
Uçan, Ali (2007), Atatürk ve Müzik Eğitimi”, Cumhuriyetin İlk Yıllarından Günümüze Dil Kültür Eğitim, (Derleyen: Nazife Güngör), Atatürk’ün Doğumunun 125. Yıldönümü-Gazi Üniversitesi’nin 80. Yıl Armağanı, Gazi Üniversitesi Hasan Ali Yücel Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını No 3, Ankara, 2007, s. 543-602.
Uçan, Ali (2005), “Türkiye’de Müzik Öğretmenliği Eğitiminde ‘Yeniden Yapılandırma’nın ve ‘Yeniden Yapılandırma Programı’nın Değerlendirilmesi”, Eğitim Fakültelerinde Yeniden Yapılandırmanın Sonuçları ve Öğretmen Yetiştirme Sempozyumu (22-23-24 Eylül 2005), Yay. Haz. Murat Özbay, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara, s. 449-477.
Uçan, Ali (1982, 1996), Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Müzik Bölümü Müzik Alanı Birinci Yıl Programı'nın Değerlendirilmesi (Yayımlanmış Doktora Tezi), Ankara: Müzik Eğitimi Yayınları/Müzik Eğitimi Araştırmaları.
Üngör, O. Zeki (2006). “Musiki Muallim Mektebi’nin açılış hazırlıkları”, Niyazi Altunya, Gazi Eğitim Enstitüsü (1926-1980), Ankara: Gazi Üniversitesi Yayını No 3, 2006, s. 613-614.
Yönetken, Halil Bedi (1950). “Müzik Eğitiminin Temeli”, Müzik Görüşleri, Sayı 15 (Aralık 1950), s. 2.
Zuckmayer, Eduard (1966). “Kuruluşundan Bu Yana [GEE] Müzik Bölümü”, Eğitim Dünyası, Yıl 5, Özel Sayı, Nisan 1966, Ankara: Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü, s. 20-26; Niyazi Altunya (2006), Gazi Eğitim Enstitüsü (1926-1980), Ankara: Gazi Üniversitesi Yayını No 3, s. 634-639; Ali Uçan (2012), Eduard Zuckmayer ve Cumhuriyet Müzik Eğitimi, Ankara: Müzik Eğitimi Yayınları, s. 272-280.