Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, üç haftalık ara öncesi yeni sezonun ikinci, Antalya Altın Portakal Film Festivali öncesi de son konserini önceki akşam gerçekleştirdi. Ne yazık, bu konserden sonra yine üç haftalık aralardan ilkini yaşamış olacağız. Bitti mi? Bitmedi; henüz tarihi paylaşılmış olmasa da Aralık ayındaki Uluslararası Antalya Piyano Festivali var bir de.

ADSO DenizBank Konserleri serisinde uluslararası başarılarıyla tanınan iki genç sanatçıya eşlik etti. Orkestrayı Nil Venditti yönetirken, solist olarak Elvin Hoxha Ganiyev(keman) ve Aykut Köselerli(vurmalılar) yer aldılar. Başkemancı sandalyesinde Deniz Türeli oturuyordu.
Antalyalı sanatseverler, Fazıl Say (1970-…)’ın Harem’de 1001 Gece adıyla bilinen 1. Keman Konçertosu’nun “Antalya’da ilk seslendirilişi”ne (prömiyeri) yine bu salonda, 26 Kasım 2010 tarihinde 11. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin “Açılış Konseri”nde tanıklık ettiler. Bu konserde yine ADSO görev almış ve şef Howard Griffiths yönetmişti. Solist sanatçılar ise, Patricia Kopatchinskaja(keman) ve Aykut Köselerli(vurmalılar) idi. 2008 yılında bestelenen bu yapıtın Türkiye’de ilk seslendirilişi de, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda aynı yılın 21 Aralık’ında gerçekleştirildi. Aynı konserde Fazıl Say’ın “Nirvana Burning” adlı senfonik eserinin de Türkiye’de ilk seslendirilişi yapılmıştı.(*)

Konserin ilk bölümünde sahneye Aykut Köselerli ve kemancı Elvin Hoxha Ganiyev birlikte çıktı. Genç keman virtüozü eserin icrasında, kadansında muazzam bir performans sergiledi. Osmanlı saraylarının görkemini, hareketliliğini ritimlerde, vurmalılarla hissettik. Keman hem anlatıcı gibi hem de hikaye kahramanı gibiydi âdeta. Üsküdar’a Gider İken salonu dolduran dinleyicilerin kulağında en fazla yer eden tınılar olmalıydı.

Dramatik son bölümün son notasının ardından kopan alkış tufanı, genç sanatçımızı epeyce mutlu etti. Bu mutluluğu şef Nil Venditti, Aykut Köselerli ile birlikte paylaştılar.
Harem’de 1001 Gece’nin bölümleri:
*Harem’de Sahneler(Allegro-Cadenza)
*Gece Boyunca Parti(Allegro assai-Cadenza)
*Sabahın Sesi ve Halk Ezgisi(Andantino)
*Dramatik Final(Coda)

Aradan sonra Venditti J.Brahms (1833-1897)’ın 2.Senfonisinin seslendirilişi öncesi kısa açıklamalar yaptı. “Besteci senfoni yazmaya başlıyor. 1. Senfoni’yi 20 senede yazıyor; zorluyor, yapamıyorum falan, filan derken tamamlıyor. 2. Senfoni’yi 3 saatte tamamlıyor. Mutsuz besteci, 1. Bölümde bulutlar var, sanki yağmur yağacak…4. Bölümün sonuna kadar pastoral…hadi başlayalım.”
Kır yaşamına övgü diyebileceğim senfoni dört bölümüyle de enfes seslendirildi.

Ekstra detay:
Harem’de 1001 Gece ve Antalya’daki ilk seslendirilişle ilgili soruma Google Gemini’dan Müzikal Doku ve Üslup başlıklı şu yanıtı aldım:
“Say, bu konçertoda Batı senfonik formunu, Türk ritmik kalıpları ve Doğu melodileriyle sentezlemiştir.
Vurmalılar, yalnızca eşlik değil, müziğin “hikâye anlatan” unsurlarıdır.
Armonik olarak modal dizi (örneğin Hicaz, Kürdi) kullanımı göze çarpar.
Aynı kaynak yapıtın bestecisi Fazıl say’ın bir röportajında şunları söylediğini de belirtiyor: “Harem’de 1001 Gece, doğunun büyülü atmosferinde bir kadının, bir halkın, bir medeniyetin sesidir.” Ve şu dip notu düşüyor: “Eserdeki ‘harem’ kavramı tarihsel değil, daha çok simgeseldir — kadının anlatısı, hikâyenin özü anlamında kullanılmıştır.”
Gelecek Konser:
7 Kasım Cuma, Atatürk’ü Anma Konseri. ADSO üyesi Anıl Edebale’nin düzenlemelerini yapıp piyano ile eşlik edeceği konserde, “Atatürk’ün Sevdiği Şarkılardan Seçmeler” var.
HASAN HÜSEYİN DULUN
13 Ekim 2025, Antalya




























