Ekim ayıyla birlikte Antalya’da kültür-sanat yaşamı da canlanmaya başladı. Özel ve resmi sanat kurumları/kuruluşları birer birer sezon açılışlarını gerçekleştiriyor. Üç kültür-sanat sezon açılışına tanıklık ettim, onlara değineceğim.
RE22 SEZON AÇILIŞINI KOMİKLASİK İLE YAPTI
Re22 Kültür-Sanat sahne konseptini değiştirmiş ve güzel bir ergonomi örneği olmuş. Salonun uzun duvarı önüne alınan piyano ve sahne hem izleyenin görüş açısını genişletmiş, hem alanda bir rahatlık sağlamış. Salonun o muhteşem tablolarla süslü görünürlüğü muazzam bir ambians yaratmış.

KomiKlasik üç değerli sanatçımız tarafından gerçekleştirildi; Efdal Altun(viyola), Hakan Şensoy(keman) ve Kandemir Basmacıoğlu(piyano).

Efdal Altun ve Hakan Şensoy’un G.F. Handel ve J.S.Bach öyküleriyle başladığı programda, Efdal Altun’un özellikle konserlerde dinleyici/izleyici davranışlarını hicvettiği bölümlerle çok beğenildi. Kandemir Basmacıoğlu ile Efdal Altun’un piyanistlerin, Hakan Şensoy-Efdal Altun atışmalarında da viyolacıların ti’ye alındığı bölümler keyifle izlendi. Ülkemizde televizyon yayınlarının başladığı ilk yıllarda hafızalarımıza kazınan Danny Kaye gösterilerini anımsatan bir müzikal yolculuk oldu hepimiz için.
Chopin, Şostakoviç eserlerinden bölümlerle ve ikili, üçlü çalgılarla güzel bir konser akşamı yaşadık.

Konser öncesi Re22 Kültür Sanat yöneticisi Rengin Ekmekçioğlu bir de müjde verdi salondaki sanatseverlere; 18-19-20 Kasım 2025 tarihlerinde üç günlük bir oda müziği festivali başlatacaklarını, ayrıntıları yakında paylaşacaklarını duyurdu.

ANTALYA OPERASI’NDAN MÜZE KONSERİ’YLE SEZON AÇILIŞI
Antalya Devlet Opera ve Balesi 2025-2026 sanat sezonunu Nekropol Müzesi’nde düzenlediği konserle açtı. Konserde, Sevinç Bilgin(soprano), Tuğçe Oğuzülgen(mezzosoprano), M.Koray Damcıoğlu(tenor), Devrim Demirel(tenor) ve Yücel Yalçın(piyano) görev aldı.
Yerli yabancı tüm sanatseverlerin adeta yuvası olan Antalya Arkeoloji Müzesi, bizzat Antalyalı Kültür ve Turizm Bakanı çabalarıyla yerle bir edildikten sonra, AntDOB “Müze Konserleri” için mekan olarak Nekropol Müzesi seçilmiş. Ekim ayı programındaki iki müze konseri daha bu alanda yapılacak.

Mekan ilginç; altımız insan, üstümüz çelik konstrüksiyon mezarlığı. Nekropol’ün belki de tam karşılığı tamamlanmış “ölüler şehri”. O mezarların üstüne kondurulan düşük kapasiteli bir amfi. Doğu Garajı, ana arter sayılır mı bilmem ama, trafiğin en yoğun olduğu caddelerden biri Ali Çetinkaya Caddesi’nin tam kenarı ve çatı kaplamalı, bildiğiniz açık alan. Hatta, çatıya konan kuşların dışkıları korkunç boyuta ulaşınca bir de file gerildi çatıya, bu nedenle özellikle gündüz konserleri için endişeye mahal yok. Dolayısıyla otobüs, kamyon araç sınırı olmayan bu yoldan gelen gürültü ile amfinin sahne kenarlarına konuşlandırılan ses sistemi muazzam bir armoni oluşturuyor!
AntDOB’un dört değerli ve kıdemli sanatçısı, E.Curtis, G.Verdi, G.B.Pergolesi, G.Bizet, P.Tosti, G.Donizetti, G.Puccini, S.Cardillo, V.Chiara, U.Giordano, E.Kalman, G.Rossini ve E.Capua eserlerinden oluşan 16 parçalık bir repertuvar sundular açılış konserinde. Olağandışı koşullara rağmen başarılı bir etkinlik olduğunu söyleyebilirim. AntDOB açısından eleştirilebilecek konulardan biri, sürekli tekrarlanan repertuvar seçimi. Bir diğeri de, açılışı neden bir opera-bale yapıtı ya da prömiyer değil de konserle yapması olabilir.
Konseri izleyen Antalya Filarmoni Derneği Başkanı müzik eğitimcisi Prof. Abdullah Uz görüşlerini şöyle dile getirdi: “Yeni mekanda değerli sanatçılarımızın başarıyla icra ettiği güzel bir programdı. Sanatçılarımızı kutlarım.
Ancak görsellerde de fark edileceği gibi Nekropol Müzesi’nin konser için uygun olduğunu söylemek güç: Merdiven benzeri oturma yerleri; yoğun otobüs, kamyon, araba vb. taşıt görüntüleri ve sesleri arasında bir konser.
Üstelik yaklaşık 150-200 kişilik izleyici kapasitesiyle.
Bence bir okul salonu bile daha uygun olabilirdi… Böyle incelikleri, duyarlılık gerektiren ayrıntıları olan bir müzik ses sisteminden dinlenmez.”

ANTALYA SENFONİ’DEN GÜLSİN ONAY’LA MUHTEŞEM AÇILIŞ KONSERİ
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası DenizBank Konserleri 2025-2026 konser sezonunu Devlet Sanatçısı, piyanist Gülsin Onay ile açtı. Orkestrayı şef Oğuzhan Kavruk yönetirken, başkemancı koltuğunda Olgu Kızılay oturuyordu.
AKM Aspendos Salonu’nun sezon açılışları öncesi yenilenen sahnesi ve onarılan salon koltukları ve düzeni ilk göze çarpanlardı. Özellikle sahne üstünün karanlık yüzü gitmiş, yerini daha aydınlık ve ferah bir görüntü almış. Işıklarda kısmen sorun devam ediyor.

Konserin ilk yarısında, E. Grieg (1843-1907)’in Op.16 Piyano Konçertosu’nun Devlet Sanatçısı, piyanist Gülsin Onay’la gerçekleşen muhteşem icrası vardı. Yapıtın özellikle kadansında sanatçımızın enfes dokunuşlarını ruhumuzda hissettik.
Yoğun ve dinmeyen alkışlara değerli sanatçımız tam dört kez “bir daha”(bis) ile teşekkür etti;
F. Chopin “Çeşitlemeler”
A.A. Saygun “Prelüd no 12”
W.A. Mozart “Türk Marşı”
F. Chopin “Nocturne opus 9 no 2”
Konserin ikinci yarısında orkestra A.Dvorak (1841-1904)’ın Amerika’da yaşadığı dönemde bestelediği “Yeni Dünyadan” adıyla tanınan 9. Senfoni’sini seslendirdi. Bu sevilen senfoninin özellikle son bölümü Allegro con fuocu’yu, uzun yıllar önceden TRT’nin haber bültenlerinde sinyal müziği olarak anımsıyoruz.
DenizBank kurumun destekçisi(sponsor) olmuştu, ADSO konserleri artık DenizBank Konserleri olarak anılacak.
Antalya’nın bu konuda bir de utancı var aslında, değinmezsem olmaz; konaklama destekçiliği!.. Belgeli 2700 konaklama tesisi olan Antalya, Türkiye’nin en yüksek yatak sayısına sahip turizm kenti ve bu sayı 600 bini geçiyor. Yıllardır ekonomik güçlükler yaşayan kurum, böylesi yüksek potansiyelli bir kentte konuk sanatçılar için konaklama sorunu yaşıyordu. Turizmciler bırakın konaklama desteğini, sektöre lokomotif olan sanat kurumlarımızı her açıdan desteklemeliydi, şu ana kadar yapmadılar. Umarım DenizBank örnek olur sektör temsilcilerine.
ADSO daimi şefi Oğuzhan Kavruk, bundan sonra konuk sanatçılara çiçek sunumu yerine “fidan ekim beratı” verileceğini açıkladı. Önemli ve kutlanası bir karar. AKM’nin yönetimini elinde bulunduran Anset yönetimi kiracısı ADSO’ya hep güçlükler çıkartmış, zor zamanlar yaşamasına sebep olmuştu. Kavruk’un açıklamalarından Anset yönetimi ile iyi ilişkilerin geliştirildiği kanısı hepimizi umutlandırdı. Aslında Anset’in yeni Genel Müdürü Vahdet Narin’le çıkacağı bir seyahat öncesi ben de kısa bir görüşme yapıp, hem kutlamış hem de kısa bilgiler edinmiştim. İçeriği izin almadığım için eklemiyorum. En azından Antalya Piyano Festivali için umutlandığımı söyleyebilirim.
ADSO önümüzdeki hafta iki genç ve değerli sanatçıyı konuk edecek; ülkemizde Fazıl Say’la verdiği konserlerle tanınan şef Nil Vendetti, solistler ise Elvin Hoxha Ganiyev ve Aykut Köselerli. Konser programında, Fazıl Say’ın Harem’de 1001 Gece adıyla bilinen “Keman Konçertosu No. 1” ve J.Brahms’ın kır hayatına övgü diyebileceğimiz “2. Senfoni”si yer alıyor.
Başlıkta bir de Danse Macabre (“ölüm dansı”, “ölülerin dansı” ya da “iskeletlerin dansı”)ekli, ne alâka diyen mutlaka olmuştur, anlatayım. Hani Nekropol Müzesi’nde AntDOB’un Müze Konseri’ni izlemiştik ya, Mâhi(eşim) de konuya müdahil olup, “madem altımız mezar, üstümüz mezar, Camille Saint Saens’ın Danse Macabre’na bir klip te burada çekseler ya” demez mi!.. Alâkası buydu.
Tüm kültür-sanat kurumlarımıza, kuruluşlarımıza sezon boyu başarılar diliyorum.
HASAN HÜSEYİN DULUN
5 Ekim 2025, Antalya




























