Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bir Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı var. Belediyeler siyasi yerler, tercihleri farklı olabilir. ABB de böyle bir daire başkanlığı varken, saygınlık kazanmış festivallerinin organizasyonunu ANSET adlı şirketine vermiş.
ANSET: Antalya Özel Sağlık ve Eğitim Kültür İnşaat Ticaret Limited Şirketi.
(Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin hedeflerine paralel olarak, ulusal ve uluslararası düzeyde ürettiği ve hayatta geçirdiği projeler ile şehrin gelişmesi ve marka değerinin yükselmesi, turizmin kent ekonomisine daha fazla katkı sağlaması, eğitim, sağlık ve kültürel alanlarda kentimizin ve belediyemizin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.)
*Peki, sizin bu festivalleri kotaracak, yönetecek kapasitede/yeterlilikte yöneticiniz, personeliniz var mı?
*Varsa, piyano festivali için öngördükleri sanatçılara bir aydan az bir süre kala teklif götürülmesi nasıl izah edilir?
*Aradıkları sanatçılara yöneltilen, “siz grup musunuz?”, “ne çalıyorsunuz?” gibi garabet sorular, nasıl izah edilir?
Bu şirkette görev alanlar mimardır, mühendistir, bilmiyorum. İnşaatla, kültürü aynı potada erittiklerine göre... Kendi alanlarında başarılı da olabilirler. Ancak sanat ve müzik, dolayısıyla organizasyon konusunda ortaya saçılan koskoca bir cehalet, liyakasizlik, beceriksizlik!
ANSET’in yöneticileri de bir sır olmalı; Ne ABB sayfalarında ne de kendi sayfalarında yönetici bilgilerine ulaşmak mümkün olmadı. Yapay zeka ile denedim, olanaksız.
ANSET ve Antalya Devlet Senfoni Orkestrası aynı yapı içinde kapı komşusu. Kiracıları olan ADSO yıllık konser programları hazırlanırken eşgüdüm(koordinasyon) yerine, sezon ortasında festivali ilan edip, ADSO’nun konser verdiği salona üsttenci bakış açısıyla “pat” diye el koyuyorlar! Bilgilendirme önceden yapılmadığı için, ADSO da programına aldığı konserler için o saatten sonra salon bulamıyor.
Bu yıl, üç konser iptaline neden oldu bu sorumsuzluk. ADSO’nun ne zaman yıllık program hazırladığı biliniyor, ABB temsilcileri de koordineli olarak ya 1-2 konseri festival kapsamına alır ya da tarihi önceden bildirildiğinde senfoni, festivale denk düşen tarih için salon arayışına girer. Böyle olmuyor tabi, festival başlamasına 1-2 hafta kala salona el konuyor! ADSO da bundan sonra kendine salon bulsun bakalım; Hemen tüm kurumlar salon planlarını/programlarını yapmış, bu dönemde hepsi dolu. Bulamıyor tabi, bu yıl da bulamadı ve üç konser bu nedenle iptal edildi.
*Ülkemizi Avrupa’da başarıyla temsil eden değerli keman sanatçımız Hande Küden’in konseri iptal edilenler arasında yer aldı.
*Festival konuklarından Agora Senfoni Orkestrası’nın başkemancısı Özgecan Günöz de Anset’in gadrine uğrayanlardan.
*Senfoninin iptal ettiği konserlerden en çok 6 Aralık’ta yapılması programlanan “Dünya Engelliler Günü Konseri”ne üzüldüm. Bu konserde, bizim de ilk kez dinleme şansı bulacağımız görme engelli caz piyanistimiz Ali Aykaç, kendi bestesi “Milenyum Rapsodisi”ni seslendirecekti, yazık ettiniz!
O günlerde basına şu ilginç durum yansıdı: 3 Aralık’ta Dünya Engelliler Günü nedeniyle Büyükşehir Özel Eğitim Okulu ve Rehabilitasyon Merkezi’nde konuşan ABB Başkanı Muhittin Böcek; “Aramızda hiçbir zaman engeller olmadı ve hiçbir zaman engeller olmayacak. Asıl engel sevgisizliktir, hoşgörüsüzlüktür. Engelsiz bir Antalya için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Muazzam bir çelişki değil mi?
Peki, konser iptallerinin maliyeti ne ADSO’ya?
Önceden yapılmış anlaşmalar var, sanatçıların kaşeleri var. Konserler iptal olduğunda, işin akçalı kısmını geçelim en azından “ayıp” olmuyor mu, hem sanatçılara hem sanatseverlere?
Hem Kültür ve Turizm Bakanı hem Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ile ABB önemli sorunlar yaşadı. Hem bu nedenle, hem de iş bilmez organizasyon ekibi yüzünden geçen yıl Uluslararası Antalya Film Festivali’ni bile ellerine, yüzlerine bulaştırdılar. Yapamadılar da sonuç olarak.
Sıra piyano festivaline mi geldi şimdi?
Bir zamanlar hem ülkemizin hem Antalyamızın gururu olan festivali utanca dönüştürdünüz, kutlarım.
Çiçek verilmeyenler, çellist Aygü Özhan, bandoneoncu Gustavo Battistessa
Devam eden festival konserlerinden La Fortuna’yı ekran başında canlı yayında izledim. Dört iyi müzikçinin enfes bir konseri, muhteşem iki dansçı vardı. Konser sonrası çiçek sunumuna geldiğinde yine yaldızlarımız döküldü ve getirdikleri çiçekler iki müzikçiye yetmedi, iyi mi? Bir çiçek sunumunu bile krize çevirdiler.
SANATÇI VE SANATSEVELERDEN FESTİVAL YÖNETİMİNE SERT TEPKİ
13 Aralık’taki ADSO konseri iptal edilen değerli keman sanatçımız Hande Küden, sosyal medya hesabında tepkisini bakın nasıl dile getiriyor:
*“Sevgili Antalya'lı müzikseverler, aşağıda yazdığım gibi aylar önceden planlanan konserimizin Antalya Belediyesinin, Piyano Festivali için salona el koyması üzerine konserin nerede nasıl gerçekleşeceği bilinmemektedir. Herhangi gibi bir gelişme olduğunda tekrar buradan duyurusunu yapacağım. Sevgiler”
Ve diğerleri:
* “Antalya Büyükşehir Belediyesinin yetersiz, program yapamayan yöneticileri 3 hafta Antalya Devlet Senfoni Orkestrasının konser verememesine sebep oldu. Konser yapılan AKM Aspendos Salonu, Antalya Piyano Festivali için Senfoni Orkestramızdan alındı. Senfoni Orkestrası Sanat Sezonu öncesi yıllık programını açıkladı, sanatçılar ile anlaşmalarını yaptı, belediye ise Piyano Festivali tarihlerini Kasım ayı içinde açıkladı. Daha önce Altın Portakalı eline, yüzüne bulaştıran bu yönetim şimdi de biz sanatseverlerin elinden konserlerimizi aldı. Piyano Festivali tarihlerini aylar önce neden netleştirilmedi? Antalya Büyükşehir Belediyesi yöneticileri, siz bu şehire YA K I Ş M I Y O R S U N U Z.”
Uğur Candan(Candan Dostlar kültür sanat sayfası yöneticisi)
ABB Başkanı M.Böcek’e güreş (festivale olmayan)sevdası için gönderme:
“Yağlı güreş varken, ne gerek var senfoniye…”
Yusuf Kobal(gazeteci)
"Yapmasınlar zaten sanatın bu kadar ucuzlatıldığı bir ortam ??? hiç yakışmıyor! Sanatçılarımıza saygıda kusur ediliyor."
Rengin Ekmekçioğlu(Re22 Kültür Sanat sahibi)
"Merhaba, festivalin kötüye gidişini ben de üzülerek izlemekteyim... Bana 15 Kasım'da başlayacağını söyledikleri festival için davet mailini 18 Ekim'de göndermişler."
Gökhan Aybulus(Eğitimci-piyanist)
***
Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin bir geçmişine (2014 öncesi) bakın, bir de bugün düşürdüğünüz duruma. Hiç mi hicap duymazsınız bu durumdan? Bu festivale kimler gelmiş, kimler geçmiş(1), bir bakın, belki yüzünüz kızarır!
Eş-dost, senin oğlan, benim oğlan…Festivalde hissettirilen mantık bu. Belli bir zümre için bir müzik programı düzenlenmiş, boş kalan koltuklar da bilet satış kotasına eklenmiş. Görülen, hissedilen tablo aynen böyle. Plan, program yok, kafası estiğinde birileri “piyano festivali düzenledim” diyor. Hem de “uluslararası”.
Festivalin sanat yönetmeni kim?
Sanatçıları kim belirliyor, programı kim belirliyor, sır!
Antalya piyano festivalinde bir ilk seslendiriliş yapmak prestij idi besteciler için, şimdi esamisi okunmuyor bu “itibar”ın.
Mevcut iktidar ile başlayan bir “eleştirilere tınmama” sürecini muhalif belediyelerde de yaşayarak görüyoruz. Eleştiri ya yalanlanır, tekzip edilir ya da açıklama yapılır, anlaşılırlık sağlanırdı. Üsttenci bakış burada da devrede.
Ülkemizde klasik müzik içerikle yayınlanan önemli medya/basın organları var; Andante, Sanattan Yansımalar, Mavi Nota ve Konser Arkası. Hiç birisini temsil eden kimse yok “piyano festivali”nde. Neden?
Ulusal medyanın önemli organları/temsilcileri ve konuya yakın ülkemizde tanınmış simalar mutlaka yer alırdı; hem renk katıyorlar hem de değer katıyorlardı. Artık yok hiç biri.
Festivalin geçmişine ulaşılamıyor. 24.sü yapılan “Uluslararası” Antalya Piyano Festivali’nin dağarcığı yok edilmiş. “Öz” festival Altın Portakal’ın geçmişi Anset’in web sitesinde ulaşılır durumda görünüyor ama, nereyi tıklasanız aynı bilgiler çıkıyor. Neyse, sinema benim ilgi alanımda değil zaten, bilmediğim de bir konu.
6 yıl önce Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimi değiştiğinde umudumu şöyle ifade etmiştim:
Antalya Büyükşehir Belediyesi yeni yönetiminin bu konuyu çözecek kudrette olduğuna inanıyorum.(2)
Önceki yazıda yakındığım uygulamaların geçmişte doğrusu da yapılıyordu:
…festival boyu salon tam kapasite dolduğu gibi, dışarda kalanlar da geri çevrilmeyip aralara alındı. Birçok dinleyici muhtemelen ilk kez klasik müzikle tanıştı. Organizasyonda eksiklikler, acemilikler göze çarpıyordu, ayrı konu. Sanat yönetmeni olmayan bir festival izlediğimizin de altını çizmek isterim. Hiçbir konserin programına konser öncesi ulaşmak mümkün değildi. Programı, akşam konsere geldiğimizde görebiliyorduk…(3)
Piyano festivali konusu, önceki gün Antalya Kent konseyi Kültür ve Sanat Çalışma Grubu’nun da gündeminde idi. Sıraladığım eleştirilerin benzeri orada da konuşuldu, rapor halinde Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne iletilmesinin konsey yönetim kuruluna önerilmesi kararı alındı.
Aynı toplantıda dikkat çeken bir nokta da, Expo 2016 alanındaki 5000 kişilik muhteşem konser salonunun neden işlevsel hale getirilmediği tartışmasıydı. Bu da ilgili birimlere iletilecek.
Yine Kent Konseyi toplantısında, Antalya’nın merkezi bir yerde 2000-2500 kişilik, ulaşılabilir bir kültür salonuna gereksinimi olduğu gündemdeydi. Umarım somut bir gelişme olur.
***
Antalya Filarmoni Derneği Başkanı ve A.Ü Güzel Sanatlar Fakültesi eski dekanı Prof. Abdullah Uz genel bir değerlendirme yaptı, onu da eklemek isterim:
PİYANOLU FESTİVAL: CEHALET, REZALET
Klasik müzik konserleri ciddi sanat etkinliğidir, eğlence değillerdir. Yaklaşık bin yıllık birikimin ürünü, gelişmiş formlarda yaratılmış önemli eserlerin kapsandığı programlardan oluşan önemli etkinliklerdir. Toplumun geniş kesiminin bunları izleyebilmesi gelişmişlik ölçütüdür. Büyük bir ciddiyetle, ilgiyle, nefessiz izlenir.
24. Uluslararası Antalya Piyano Festivali Programı’nın bu özelliklerden uzak, başlıktaki gibi “Piyanolu Festival” olarak adlandırılabilecek bir etkinlik olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Karsu, temelde bir şarkıcıdır ve programı da şarkı programıdır. Ekrandan izleyebildiğimiz kadarıyla piyanoyu şarkılarına eşlik olarak kullanmaktadır.
La Fortuna, Dünya Tango Günü’ne de denk düşen programıyla hem başarılı hem de beğenilir program sundular.
Antalya’da bir senfoni orkestrası varken, bu orkestranın konserlerini iptal etme pahasına başka orkestra (Agora Senfoni Orkestrası) getirilmiştir?
Flamenko esasen İspanyol müzik ve dans topluluğudur. Piyano festivalinde olabilir mi?
Kerem Görsev caz piyanistidir. Kabul edilebilir.
Ferhan-Ferzan Önder festivale uygundur.
Böyle bir etkinliğe “Piyano Festivali” denilebilir mi?
Öte yandan, üç ADSO konserinin iptaline yol açılarak programlanması her halde örneği olmayan bir rezalettir. Bu karara, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, mekânın sahibi olmasının neden olduğu görülmektedir. Ne kadar üzücü bir tutum. ADSO, konserleriyle Antalya kentine çok önemli katkısı olan, Antalya’ya değer katan Türkiye’nin 6 devlet senfoni orkestrasından biridir. Antalya için büyük bir şanstır. Belediye’nin bu kuruluşun çalışmalarını engellemek bir yana, kuruluşu desteklemesi gerekmektedir. Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nı, Uludağ Üniversitesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle kurduk.
Öte yandan bu konser mevsimi programında ADSO’nun 33 konserinden üçü iptal edilerek, esasen az sayıda olan konser programının bir bölümü engellenmiştir. Gelişmiş ülke orkestraları yılda 100’ün üzerinde konser vermektedir.
Özetle; cehalet ürünü denebilecek, Piyanolu Festival rezaleti!
***
NOT:
*Festival yönetiminden eleştirilerle ilgili yanıt veren ya da açıklama yapan olursa yine bu köşede yayınlanacaktır.
*Agora Senfoni Orkestrası Konseri’ni de ekleyecektim, hem yazı uzadı hem olumlu gelişmeler gözlemledim, sonraki yazımda olacak konsere ilişkin değerlendirmelerim.
HASAN HÜSEYİN DULUN
14 Aralık 2024, Antalya