21. Uluslararası Antalya Piyano Festivali Anjelika Akbar-Genç Yetenekler Elif Eroğlu ve Nil Göksel konseriyle sona erdi. Ulusal ve uluslararası alanda tanınmış sanatçı ve toplulukların yer aldığı festival, yaklaşık iki hafta sürdü. Salgın sürecinde Antalya’da gerçekleşen sanat etkinliklerinde, salonun tamamen dolu olduğu bir konserler dizisi izlemiş oldu Antalya’da müzikseverler.
Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda gerçekleştirilen festivalde, konuklar, tüm etkinliklerde HES Kodu sorgulaması yapılarak salona alındı.
Richard Clayderman’ın açılış konseriyle başlayan 21. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, Bilet ya da akreditasyon sorunu nedeniyle izleyemediğim Anjelika Akbar-Genç Yetenekler Elif Eroğlu ile Nil Göksel konseriyle sona erdi.
Festivalde yer alan konserleri kısa kısa değerlendirmem gerekirse:
Duo Blanc&Noir
Organizasyonun 2. konserinde iki yetenekli piyanistimizi dinledik. Seçilen eserlerin tamamı dört el için piyano eserleriydi. Yumuşacık tuşeleriyle ruhumuzu okşadılar. Moritz Moszzkowski’yi tanıdım sayelerinde. Hani derler ya, “beni benden aldı”, aynı duyguları yaşattılar, Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner İkilisi. Kendi ifadeleriyle; Geleneksel Türk müziği ve klasik müziği harmanlayan renkli ve orijinal müzik anlayışlarını yansıttılar.
Konserde seslendirilen eserler:
Moritz Moszkowski: From Foreign Parts (Russia, Germany, Spain, Poland, İtaly, Hungary)
F.Schubert: Fantasie f-Moll, Vocalise
Blanc&Noir: Uzun İnce Bir Yolda(Aşık Veysel)
C.Debussy: Le Petite Suite; En Bateau, Cortege, Menuet, Ballet
L.v.Beethoven/TForster: Beethoven Medley (Fur Elise-5 ve 9. Senfoniden pasajlar, caz düzenlemeleri.)
A.Piazzola: Libertango
Birdaha(bis): Kumru Balad (Fazıl Say)
Queenz of Piano
Alman Jennifer Rüth ve G.Kore kökenli Ming adlı iki “Piyano Kraliçesi”nin oluşturduğu Queenz Of Piano da, şov ağırlıklı bir program sundu sanatseverlere. Rüth, zaman zaman kırık aksanlı Türkçe ile espriler yaparak salonda neşe kaynağı oldu. Yıllar önce ülkemize geldiğini ve İstanbul maceralarından kısa anekdotlar aktardı elindeki Türkçe metinden. Güzel ve nitelikli bir konser dinledik konuk ikiliden. Gelemeyenler için örnek vereyim, “İgudesman ve Joo” tarzı, müzikle mizahı birleştiren bir dinletiydi.
Konser parçaları:
Malaguena (Ernesto Lecuona), Turkish March (W.A.Mozart), On The Fly (Jennifer Rüth), Shape Of You (Ed Sheeran), Reminiscence (Ming), Nocturne/Shape Of My Heart(Chopin/Sting), Smells Like Teen Spirit(Nirvana), Ode To Joy/Happy (L.v.Beethoven/Pharrell Williams), Game Of Thrones (Ramin Djawadi), December Song(Jennifer Rüth), Toccata D-Minör/Thunderstruck(J.S.Bach/Acdc), Two Roads(Jennifer Rüth), No Time To Die (Billie Eilish), Eye Of Tiger/Revolutıonary Etude (Survivor/F.Chopin), Viva La Vida(Coldplay)
Özgür Ünaldı
Festivalin 4. konserinde konuk sanatçı Özgür Ünaldı’ya Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşlik etti. Şef Artun Hoinic, başkemancı Efdal Tekergölü’ydü. Pandemi sürecinde şeffaf kabinlere mahkum olan nefesliler, ilk kez bu konserde özgür kalabildiler.
Programda tek bir eser vardı; P.İ.Çaykovski 1 No. Piyano Konçertosu. ADSO ve solist sanatçımızın iyi bir performans sergilediği konser, dinleyen/izleyenlerden tam not aldı.
Bir konser akşamının, böyle nitelikli bir festivalde yaklaşık 40 dakikalık bir konçerto ile geçiştirilmesi eleştirilebilir, bu kısmını ayrı tutuyorum.
Laura De Los Angeles Piano Flamenco
İspanya’nın en önemli Flamenko sanatçıları arasında yer alan, piyanist/vokal Laura de Los Angeles’in işitsel ve görsel şovu vardı bu konserde. Kendisine dört Flamenko dansçısı ve sekiz müzisyen eşlik etti.
Festivalin geçmişinde de yer verilen flamenko danslarında, genel olarak nitelikli ve başarılı gruplar davet ediliyor Antalya’ya. Bu yıl da öylesi bir topluluğu dinledik/izledik.
Program: Mi Nueva Esperanza, Tangoneando, Mar De Esperanza, Entre Dos Duendes, Libertango, Mi Abuela Carmen, Al Garrotin, Homenaje A Lorca, Tarantas, El Callejon Del Agua, Tacita De Plata, Al Compas De La Plazuela
Can Çakmur
Antalya Piyano Festivali’nin yabancısı olmayan bir dünya yurttaşı/sanatçısı Can Çakmur’u dinledik. Onu, ilkin çok genç yaşta, festivalin 13.sünde, 2012 yılı Kasım’ında dinledi Antalyalı sanatseverler. O gün, “genç yetenek” olarak dinlediğimiz Çakmur, bugün dünya çapında bir virtüoz olarak çıktı Aspendos Salonu’nda karşımıza. 24 yaşında ve sanat yaşamı başarılarla, ödüllerle dolu; Donizetti Klasik Müzik Ödüller’nde, “Yılın Genç Müzisyeni” , gerçekleştirdiği kayıtlarla ICMA Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nde “Yılın Genç Sanatçısı Ödülü”, İKSV(İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) Aydın Gün Teşvik Ödülü’nü almış ve dünyanın en prestijli yarışmalarından Hamamatsu Piyano Yarışması’nı 95 piyanist arasından birincilikle tamamlamıştı. İşte, sanat yaşamı başarılarla dolu bu genç müzik adamını dinledik, gururla.
Üç eser seslendirdi Can Çakmur. R.Schumann “Papillions Op.2 ve Sonata No.2 Op.22 ile F. Schubert Sonata D 959 La Majör. Her üç eseri de açıklamalı olarak seslendirdi genç virtüozumuz.
https://www.sanattanyansimalar.com/video-detay/can-cakmurun-antalya-festival-konseri/102/
Anjelika Akbar ve Genç Yetenekler Nil Göksel ile Elif Eroğlu
21.Uluslararası Antalya Piyano Festivali kapanış konserinde besteci/piyanist Anjelika Akbar ve genç yetenekler; piyanist Nil Göksel ile kemancı Elif Eroğlu yer aldılar. Salonda izleyemediğim bu konseri, evden AntalyaBB TV’den canlı izliyorum.(*)
Nil Göksel’i hiç dinlememiştim, çok beğendim. 10 yaşında ve çalgısına hakim bir virtüoz adayı dinledik sanki. Elif Eroğlu’nu başka konserlerinde dinlemiştim, çok yetenekli ve başarılı bir gencimiz. Elif’e, Antalya Operası’nın korrepetitörü A.Sait Karabulut eşlik etti. İki sanatçı daha önce de birlikte konserler vermişlerdi. Elif, katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalarda elde ettiği derecelerle, adından söz ettiren bir kemancımız. Umarım aynı disiplinle geleceğine yön verir. Özetle, iki harika çocuk dinledik konserde.
Gençlerden sonra Anjelika Akbar geldi piyanonun başına. Yaklaşık iki haftadır ağır bir hastalık geçirdiğini, bu konsere gelememe olasılığı olduğunu, ancak, konsere katılabilecek düzeye geldiğini hissettiğini ifade etti. Geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim değerli sanatçımıza. A.Akbar da seslendirdiği tüm eserler hakkında dinleyiciyi bilgilendirerek sürdürdü konserini.
Konuk sanatçı, Rus ve Türk bestecilerden/müziklerden seçtiği ve büyük çoğunluğunu piyanoya kendi uyarladığı eserleri seslendirdi. Tüm salonun keyif aldığı bir konser izledik/dinledik diyebilirim.
Konser programı:
Uzun İnce Bir Yoldayım-Aşık Veysel, Uzak Yerlerde-M.Tariverdiyev, Ben Melanet Hırkasını-Anonim, Noctürn- M.Glinka, Severim Ben Seni-Yunus Emre, Zorluklardan Yıldızlara-A.Rybnikov, Hekimoğlu ”Prelüd”-A.Akbar, March Snow-Yury Lyr, Katibim-Anonim, Altın Şehir-V.Vavilov, Pervane-Özdemir Erdoğan, Declaration of Love-A.Schnittke, Gel Gör Beni-Yunus Emre, Yollar-M.Tariverdiyev, Uyur İdik Uyardılar-Pir Sultan Abdal, The Red Tent-A.Zatsepin, Çanakklae Türküsü-Anonim, Pperepeloçka-A.Eshpay, Love-A.Akbar, Rain in İstanbul-A.Akbar, Dalgaların Şarkısı-A.Akbar
***
Festivallerde açılış ve kapanış konserleri önemlidir. İzleyici/dinleyici görkemli olmasından çok etkilenir bu konserlerin, iz bırakır. Festivalimizin kapanış konseri, bu açıdan baktığımda böyle bir etki bıraktı diyemem. Bunun, değerli sanatçımız besteci/piyanist Anjelika Akbar ve programını eleştirmek için değil, organizasyon için olduğunu belirtmeliyim. Kapanış konserinde, ister talihsizlik, ister acemilik diyelim bir gelişme oldu; Anjelika Akbar, son eserin duyurusunu yapmaya başlamış, “son olarak…” diyordu ki, sahneye genç yeteneklerle, plaket-çiçek taşıyan görevliler ve peşinden de sunumu yapacak ABB Genel Sekreteri Cansel Tuncer geldiler. Sunumlar, teşekkürler sonrası, A. Akbar son eseri sanki “birdaha”(bis) gibi seslendirmek zorunda kaldı. Daha özenli davranılması gereken bir durum sessizce atlatılmış oldu.
Festivali organizasyon açısından değerlendirirsem, biri hariç tüm konserlerin biletleri neredeyse festival başlamadan tükenmişti. Bilet fiyatlarının önemli ölçüde etkili olduğunu düşünüyorum, çünkü herkesin ulaşabileceği miktardı fiyatlar. Biletleri en geç tükenen Can Çakmur konseriydi. C. Çakmur olayını ayırdım ki, festivalde dinleyici profilinin değiştiğinin altını çizmek için. Çünkü programı, tam klasik bir programdı. Buna bir de konçerto dahil, çalınan eserlerin bölüm arası alkışları eklediğimde sonuç daha iyi anlaşılacaktır. Bu duruma olumlu bakanlardanım. Etken ne olursa olsun, festival boyu salon tam kapasite dolduğu gibi, dışarda kalanlar da geri çevrilmeyip aralara alındı. Birçok dinleyici muhtemelen ilk kez klasik müzikle tanıştı.
Festivalin yedi konserinin de sahne üstünde mükemmel olduğunu söyleyebilirim. Organizasyonda eksiklikler, acemilikler göze çarpıyordu, ayrı konu. Sanat yönetmeni olmayan bir festival izlediğimizin de altını çizmek isterim. Hiçbir konserin programına konser öncesi ulaşmak mümkündeğildi. Programı, akşam konsere geldiğimizde görebiliyorduk..
Ülkemizde klasik müzik alanında, basılı ve sanal ortamda yayın yapan dergi ve portallerle ilgili bir eksiklik göze çarpıyordu. Bu organizasyonda, Andante olmalıydı, Habitat TV olmalıydı örneğin. Sanattan Yansımalar adına izlemek için iletişimde güçlükler yaşasam da, sorunu büyük ölçüde gideren APF organizasyondan Fulya İnandıklı'nın desteğini belirtmem gerek. Ülkemizin ve Antalyamızın yüzakı Antalya Piyano Festivali’nin 21. si sona erdi. Geçmişinde ulusal ve uluslararası alanda büyük başarı sağlayan festivalimizin eksiklerinin giderilerek, sonraki organizasyonlarda mükemmeli yakalamasını diliyorum. Emek verenlere teşekkürlerimle…
H.HÜSEYİN DULUN
25 Aralık 2021, Antalya
(*) Kapanış konseri kaydı: https://www.youtube.com/watch?v=pHCtPmBUs0w