11 Ekim 2024 Cuma akşamı MEB Şura Salonu’nda özel bir ödül töreni vardı. Sunuculuğu yapan değerli Yekta Kopan’ın belirttiği gibi ‘ilkine tanık olduğumuz, ben o gece oradaydım’ denilecek bir törendi. Bu yazımda sizler için o akşamı canlandırmaya çalışacağım.
Ancak, töreni anlatmadan önce ödülün verilme süreci hakkında biraz bilgi vermem gerektiğini düşünüyorum.
10 Mayıs 2022 tarihinde kaybettiğimiz Ahmet Say’ın (d.1935) dostları ‘edebiyat ve müzik’ alanlarında bir ödül verme düşüncesi ile konuyu önce Çankaya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ethem Torunoğlu’na açıyorlar. Daha sonra Belediye Başkanı Hüseyin Can Güler konuyu sahipleniyor.
‘Ödül Koşulları’ belirleniyor: ‘Ahmet Say Edebiyat ve Müzik Ödülleri her yıl edebiyat ve müzik alanlarında başarı sağlamış kişi ya da kuruma veriliyor’.
‘Ödüle önerilebilmek için ülkemiz kültür ve sanatının niteliğini yükseltmeye katkıda bulunmak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya ülkemizde kayıtlı bir kurum olmak ön koşul olarak’ kabul ediliyor.
Seçici kurulların ödüle değer görülen kişi ya da kurumların isimlerini, birer gerekçeli karar ile birlikte açıklaması, gerekçeli kararın bir ‘Onur Defteri’ne kaydedilmesi ve kazananın alacağı ödüller belirleniyor.
‘Seçici Kurullar’ oluşturuluyor: Edebiyat ödülü kurulunda Ali Cengizkan, Aydın Çubukçu, Oğuz Demiralp, Yekta Kopan ve Fahri Özdemir; Müzik ödülü kurulunda Çağatay Akyol, Kadir Dursun, Bülent Evcil, Görgün Taner ve Fazıl Say yer alıyor.
Seçici Kurullar bu yıl birincisi dağıtılacak ödüllerin piyanist Can Çakmur (d.1997) ve şair Ahmet Telli’ye (d.1946) verilmesini kararlaştırıyor.
Çankaya Belediyesi’nin düzenlediği ödül takdim töreni 1200 kişilik MEB Şura Salonu’nda yapıldı. ‘Yer fişleri’nin ücretsiz olduğu ve saat 16.00’dan itibaren gişeden dağıtılacağı ilan edilmişti. Sıraya girip 45 dakikalık bir bekleme sonucu yer fişimi aldım. (‘Kişi başı bir yer fişi verileceği’ keşke daha önceden belirtilmiş olsa idi. Eşimin yer fişi için 30 dakika daha bekledik).
Saat 19.00’da başlayacak tören öncesi fuayede Ahmet Say kitapları ve ‘Fazıl Say tarafından özel olarak imzalanmış kitap ve albümler’ satışa sunulmuştu. Çankaya Belediyesi ise Ahmet Say’ın Bingöl Hikayeleri (1980) kitabının İngilizcesini (From Where the Sun Blows) ücretsiz olarak dağıtıyordu.
Tören Ahmet Say’ın hayatı ve eserlerini anlatan 10 dakikalık bir film gösterisi ile başladı. 2021 yapımı bu filmin yönetmen ve metin yazarı Taner Alp, seslendiren Levent Üzümcü. Müzik olarak ilk filmde Chopin’in Noktürn No:20 isimli eseri vardı; törende gösterilen kopyaya Fazıl Say’ın Babam Ahmet Say isimli eseri eşlik ediyordu.
Filmde Ahmet Say ‘öğretmeye sevdalı bir öğretmen, eserleri ile iz bırakan bir müzik adamı, sahip çıktığı değerler için bedel ödeyen bir Cumhuriyet aydını’ olarak tanımlanıyordu. Yekta Kopan, filmde hep gülümseyen fotoğraflarının seçildiğini anımsatarak Ahmet Say’ın ‘omuz omuza direnmek kadar omuz omuza kahkaha atmanın da devrimci bir eylem olduğuna inandığını’ söyledi.
Aile adına söz alan eğitimci, yazar Fahri Özdemir bu ödül ile ‘Ahmet Say’ın düşüncesini ve ismini yaşatmayı’ amaçladıklarını belirtti ve yukarıda özetlediğim ödül oluşum sürecini anlattı.
Ödüllerin düzenleyicisi Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güler konuşmasında ‘Çankaya’da yaşamayı da çok severdi’ dedikten sonra ekledi; ‘Çankaya Cumhuriyetin kalesi olarak varoldukça Ahmet Say adı da kalbimizde yaşayacak’.
Başkan Güler sözlerini Ahmet Say’dan ‘mücadeleye çağrı’ içeren bir alıntı ile bitirdi: ‘kötümserlik ya da karamsarlık işi oluruna bırakmaktır, başa geleni ve başa geleceği kabullenmek demektir. Ben iyimser olmak zorundayım’.
Daha sonra, ‘ödül heykelcikleri’ni tasarlayan Metin Yurdanur (d.1951) ‘ülkemizin yetiştirdiği en önemli heykeltraşlardan, Ahmet Say’ın da çok yakın arkadaşı’ anonsu ile sahneye davet edildi.
Yurdanur yaptığı konuşmada tesadüflere değindi; ‘Bugün tasarladığım ödülü alacaklardan Ahmet Telli ile 45 yıl önce Ankara Gazi Eğitim’de birlikte öğretmenlik yaptık, 1980 darbesinden sonra birlikte kovulduk. 1979’da görevli olduğum 19 Mayıs toplu gösterilerinin yaratıcısı bakan Yüksel Çakmur idi. Bugün onun torunu Can Çakmur da burada, benim tasarladığım ödülü alacak’.
Fahri Özdemir, bu kez edebiyat alanı seçici kurul sözcüsü olarak söz aldı. ‘Ahmet Telli’nin şair olarak gerçek çıkışının Ahmet Say’ın Ankara’da yayınladığı Türkiye Yazıları dergisi ile olduğu’ hatırlatılarak Telli’nin ‘zorbalara karşı ezilenlerden yana tavrı’, ‘şiirin referanslarını özgürlük, adalet ve vicdan olarak belirlediği’ gerekçeleri ile seçici kurulun ödüle karar verdiği açıklandı.
Söz alan Telli ‘bunun aslında bir hakbilirlik ödülü olarak önemli olduğunu’ belirterek ‘ödülü 30 yıldır cezaevinde bulunan İlhan Sami Çomak (d.1973) adına aldığını’ söyledi. Daha sonra, istek üzerine, son kitabına ismini veren ‘Arkadaşlık Günleri’ şiirini okudu. Bu şiirde amacının ‘o günleri okura hatırlatmak, cesareti kıvılcımlamak’ olduğunu açıkladı.
Müzik dalındaki ödül Can Çakmur’a verilecekti; seçici kurul üyesi Fazıl Say (d.1970) söz alarak kurulun gerekçeli kararını okudu. ‘Çok önemli yarışmalarda kazandığı birincilik ödülleri, dünyanın her yerinde başlayan konser kariyeri’ nedeniyle ‘Ahmet Say’ın da çocukluk yaşlarından itibaren merak ve ilgi ile takip ettiği’ Can Çakmur’un bu ödülü almasının oybirliği ile kararlaştırıldığını belirtti.
Sahneye gelen Çakmur teşekkür konuşmasında ‘Benim kuşağım umutsuz günlere doğmuş bir kuşak’ sözlerinden sonra Ahmet Say’ın kendisi için önemini açıkladı. ‘Biz de varız, biz de geçmişi biliyoruz ve geleceğe ayni ümidi taşıyacak üyeleriz diyen bir insan.’
Buraya kadar olanlar ödül töreninin ‘konuşmalar’ bölümü idi. Bundan sonra ‘dinleti’ kısmı başladı.
Ödülünü aldıktan sonra Can Çakmur dinleyicilere küçük bir konser sundu. İlk olarak Fazıl Say’ın, artık yabancı piyanistlerin repertuarlarında da yer alan, Kara Toprak (1997) isimli eserini çaldı. Sonra Avusturyalı besteci Franz Schubert’in (1797-1828) Impromptu (doğaçlama) (Op.90) No:3 (1827), son olarak da Polonya asıllı Fransız besteci Frederic Chopin’in (1810-1849) Ballad No:4 (Op.52) (1842) eserlerini seslendirdi.
Dinletilerin ikinci bölümünde Fazıl Say ve mezzo-soprano Seda Kırankaya (d.1988) eşliğinde bir konser daha yer alıyordu. İkili ilk olarak Nazım Hikmet (1902-1963) şiirinden bestelenen Memleketim’i seslendirdi. İkinci eser bir Metin Altıok (1941-1993) şiirinden alınmıştı; Düşerim. Üçüncü eser ilk kez seslendiriliyor yani dünya prömiyeri oluyordu; Ahmet Erhan’dan (1958-2013) Yaşlılık. Son olarak Ahmet Telli şiirinden alınan Yorgun Çocuklardık.
Dinletiler Fazıl Say’ın flüt sanatçısı Bülent Evcil ile birlikte 2022 yılında yaptığı Portreler albümünde yer alan bir parça ile sonlandı; Babam Ahmet Say.
Açılış sırasında Yekta Kopan’ın dediği gibi, sahiden de, ‘ilkine tanık olduğumuz, ben o gece oradaydım’ denilecek bir ödül töreniydi.
Emeği geçenlerin, ödül alanların, yüreğine sağlık…
Levent TOSUN
14 Ekim 2024, Ankara