Devlet Sanat Kurumları'nda çalışan müzisyenler için konserlere ara vermenin yarattığı bir maddi kayıp yok. Maaşlarını ya da 4-B sözleşmesinden doğan ücretlerini almaya devam edecekler. Ama pek çok müzisyen, Borusan, CRR Senfoni, Tekfen gibi özel orkestralarda çalarak yaşamlarını kazanmaya çalışıyorlar. Yani verdikleri konser ve provaları için belirlenen ücretleri alıyorlar. Konser yapılmayınca para da kazanamıyorlar. Yurt dışında da verdikleri resital ve katıldıkları konserlerden elde ettikleri gelirle yaşamını sürdüren pek çok müzisyen var. İşte Covid-19'un pandemi (uluslararası salgın) ilan edilmesi ve yayılmasının önlenmesi için haklı biçimde alınmaya başlanan önlemler, etkinliklerin iptal edilmesi bu müzisyenleri hasta etmese de kazançlarından yoksun bıraktı.
Bu konuya nasıl dikkat çekilebilir, nasıl çare bulunabilir diye düşünürken, uluslararası kemancı ve pedagogumuz Cihat Aşkın'ın notunu gördüm. Bakın ne diyordu Cihat:
“Dünya çapında başgösteren Korona virüs salgını dolayısıyla bir çok müzisyen işini kaybetti. Karantina ve izolasyon dahilinde kalan tüm müzisyen ve dostlarımla dayanışma içinde olarak, bizleri izleyemeyen seyircilerimize hem moral vermek hem de meslek grubumuzla ilgili bilinç uyandırmak maksadıyla bir mini resital veriyorum.”
CİHAT AŞKIN KENDİNİ KARANTİNAYA ALDI
Ben kaçırdım, izleyemedim ama Cihat Aşkın, evinden “live stream” denilen anında canlı kayıt ve yayını gerçekleştirmiş. Kendisini telefonla arayarak kutladığımda, yurtiçinden ve dışından 1200 kişinin bu canlı yayını izlediğini, İngiltere ve Hollanda'dan arayarak teşekkür edenler olduğunu, camiaya ve müzikseverlere moral olması için yaptığı yayının amacına ulaştığını söyledi.
Kendisinin, Covid-19'a karşı tüm önerilere uyduğunu anladım. Cihat da birkaç gün önce Viyana'dan dönmüş ve kendisini evinde karantina altına almış. İyiymiş ama önerilere uyarak 14 gün boyunca evden çıkmayacak, bu sürede ileriye dönük bazı düşünceleri üzerinde çalışacakmış. O da bir başka yazı veya haber konusu olur zamanı gelince.
Cihat'ın 15 Mart 2020 Pazar günü 12.30'da Instagram üzerinden yaptığı bu canlı resitalden sonra, sosyal medyayı iyi izleyen ve kullanan Gülsin Onay da, sosyal medya kanallarından canlı bir Chopin resitali vereceğini duyurdu. Bunlar dinleyiciye ulaşmak ve moral vermek bakımından örnek olabilecek girişimler.
KONSER-TEMSİL İPTAL, YA PROVALAR?
Ama aklıma takılan bir başka konu oldu. Devlet Sanat Kurumları denilince Opera-Bale, Devlet Senfoni Orkestraları ve Devlet Tiyatroları'nı anlıyoruz. Kültür Bakanlığı da Nisan sonuna kadar bu kurumlarda konser ve temsillere ara verilmesi kararını aldı.
Covid-19'un bir epidemiye (yurt içi salgın) dönüşmemesi için, alınan tedbirler çerçevesinde, insanların birbirine bir metreden fazla sokulmaması, yaklaşmaması bilim kurulunca öneriliyor, devletimiz tarafından tavsiye ediliyor.
Peki bir senfoni orkestrası ile opera orkestrasında, diyelim ki kemancı ya da viyolacı olan müzisyen arasındaki fark nedir? Soruyu kendi kendime Covid-19'a karşı alınan önlemler ve yapılan uygulamalar çerçevesinde soruyorum ve görüyorum ki, senfoni orkestrası kemancısı Nisan sonuna kadar evinde oturup kişisel çalışmasını sürdürecek, kendini koruyarak bekleyecek. Opera orkestrası kemancısı ise temsile değil ama kalkıp hazırlanmakta olan eserin provasına gidecek.
Bırakın bir metre mesafeyi, orkestrada müzisyenler kendi gruplarında neredeyse omuz omuza otururlar, her rahlede iki kişi. Hemen yanlarındaki rahleyle de aralarında bir metre yoktur!
İTALYAN REJİSÖR GELEMEDİ
Örneğin Ankara Operası'nda birer perdelik Cavalleria Rusticana ile Palyaço operalarının provaları devam ediyor. Eserleri sahneye koymak üzere bir İtalyan rejisörle anlaşılmış ama İtalya'nın kendini izole etmesi ve Türkiye'nin de karşılıklı geliş-gidişleri askıya alması nedeniyle gelememiş. Bu hafta Pazartesi, Çarşamba ve Cuma orkestra provası var. Orkestra listesinde yaklaşık 70 kişi bulunuyor ve bu müzisyenler omuz omuza oturup saatlerce şef Antonio Pirolli yönetiminde prova yapacaklar. Neyse ki Pirolli, bizim kendi İtalyanımız, Ankara'da oturuyor ve yurtdışından yakın zamanda gelmediği için kendini karantina altında tutmasına gerek yok!
Eh, bunun korosu da var, onlar da topluca çalışıyorlar. Orkestra ve koroda 60 yaşın üzerinde, yani devletimizin “risk grubunda” diye ilan ettiği kişiler de bulunuyor. 14 yaşından küçük çocuğu olanlar da var. Belki aralarında yakın zamanda yurtdışında bir etkinlikten dönmüş olanlar da vardır. Devletimiz ve bilim kurulu yurtdışından gelenlerin kendi kendilerini 14 gün süreyle izole etmelerini tavsiye ediyor. Ama ya listede adı var ve provaya gitmek zorundaysa? 70 kişi bir arada yapılacak provada, öteki müzisyenler acaba kendilerini nasıl hissederler?
Maçlar seyircisiz oynandı ama önümüzdeki hafta başında futbol, basketbol, voleybol, hentbol liglerinin ertelenme ihtimali çok yüksek. Sebebi de oyuncuların bir arada antrenman (prova) yapmalarının bir süre için durdurulması ve yurtdışına gidip gelen (ya da gelemeyen) yabancı sporcuların yarattığı endişe.
Eğer, durum Türkiye genelinde kötüye doğru giderse, Mayıs'ta da önlemlerin sürdürülmesi, böylece sezonun kendiliğinden kapanması sözkonusu olabilir. İyiye giderse, sanatçı ve sanatseverleri yoğun bir Mayıs'ın beklediğini söyleyebiliriz. Ama iyiye mi, kötüye mi gideceğini herhalde Nisan başından itibaren görebileceğiz.
Bilim Kurulu'nun önerileri doğrultusunda yapılan tavsiyelere, alınan kararlara uyarak bu dönemi de atlatacağımızı umalım.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
15 Mart 2020, Ankara