Son yıllarda aldığı irili ufaklı her rolü başarıyla oynayıp söyleyen soprano Görkem Ezgi Yıldırım (d.1981) bir önemli sınavı daha tam not alarak verdi. Alman-Leh anne babadan olma, Kiev'de doğma, Rus ve Sovyet besteci Reinhold Gliere'nin (1874-1956), enstrüman olarak insan sesini kullandığı “Koloratura soprano ve orkestra için konçerto”yu Antonio Pirolli'nin yönetimindeki CSO eşliğinde kusursuza yakın seslendirerek bir ilke imza attı.
Genellikle solistler, orkestra eşliğinde seslendirecekleri eserleri kendileri seçerler. Eğer bu eseri de Yıldırım kendisi seçtiyse, bunun için de ayrıca kutlamak gerek. Çünkü, sanıyorum ki eserin tamamlanışından, yâni 1943'ten 72 yıl sonra Türkiye'de ilk kez seslendirilişi yapıldı.
Gliere, harp, viyolonsel ve korno için de konçertoları bulunan bir besteci. Kolaratur soprano ve orkestra için konçertosunu 1944'te yayımlarken Debhora Jakobwewna Pantofel-Netschezka'ya ithaf etmiş. 1951'de yazdığı Korno Konçertosu'nu da 27 Nisan 2016'da iyi kornocu Cem Akçora HSO eşliğinde icra edecek.
Yörük ve hızlı iki bölümden oluşan yaklaşık 13 dakikalık konçerto bir kolaratur sopranonun hünerini gösterebileceği özelliklere sahip. Mozart'ın “Gece Kraliçesinin Aryası”, Delibes'nin Lakme operasındaki “Çan Aryası” türü, solistin ajilitesini, yükseliş ve inişleri sergileyebileceği bir parti. Ancak sözsüz yâni vokal.
Görkem Ezgi Yıldırım, istikrarlı bir gelişim gösteren, CSO ile de yıldızı barışık bir soprano. Ankara Devlet Operası'nın yanı sıra, yurtdışında da Avusturya, Almanya, Danımarka, Lüksemburg'da değişik operalarda rol aldı. CSO'nun Japonya turnesine katıldı. 2012'de 7.Uluslararası Leyla Gencer Yarışması'nda çeyrek finalistti.
Yıldırım, Gliere kolaratur konçertosuyla kariyerini zenginleştirdi. Kendisini, istikrarlı gelişimi, eser seçimi, sahne egemenliği ve başarılı icrası nedeniyle kutluyorum.
Konserde Gliere konçerto, Debussy'nin iki eseri arasında sunuldu. Açılışta, bestecinin “Orkestra için İmajlar” dizisinin ikincisi olan İspanyol esintili, üç bölümden oluşan “Iberia” sunuldu. İkinci yarıda ise bestecinin hayli meşhur, betimleyici “La Mer /Deniz” başlıklı senfonik eseri vardı. Gliere'nin konçertosu da romantik Fransız tarzına uyduğundan, âdeta bir Fransız gecesi sunulmuş oldu CSO'da...
Debussy'nin her iki eseri de çok iyi seslendirildi. Şef Antonio Pirolli, iki eseri de içeriğindeki ayrıntıları orkestraya belli ki çok iyi çalıştırmıştı. Tüm grupların özenli seslendirmesi, dengelerin gayet iyi gözetilmesiyle, orkestra, şef ve dinleyicinin memnun kaldığı bir konser oldu.
CSO'nun konzertmeister sandalyesinde Jülide Yalçın Dittgen oturuyordu. Bu konuyu yazmaya hiç niyetim yoktu ancak bilgi kirliliği olduğunu gördüğüm, çeşitli kişilerden aldığım iletilerle sorulduğu için kısaca belirtmekte yarar görüyorum.
İki konzertmeister yardımcısının sözlü erteleme istekleriyle iki kez ertelenen başkemancılık sınavına Jülide Yalçın tek başına girdi. Jüri, sınavı başaramadığına karar verdi. Jülide Yalçın mahkemeye başvurdu. Sınav bandı bilirkişilere inceletildi ve bilirkişinin “başarılıdır” raporu üzerine mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karardan sonra da Yalçın, başkemancılık kadrosuna atandı. Ancak hukukî süreç devam ediyor. Durum kısaca budur.