Pandemi her ne kadar devam etse de, önlemler hafifletilince, DOB büyük yapıtları yeniden gündemine alınca, aradan geçen iki buçuk yılda Kuğu Gölü'nde durum nedir, değişen ne var? diye bir bakalım diyerek, 2 Nisan 2022 akşamı Congressium'daki temsile gittim. Gördüm ki, bir kaç rolün dansçısı dışında değişen bir şey yok. Bale tarihinin iki kişiliği birden canlandırması nedeniyle en zor rolü olarak kabul edilen Odette-Odille'de Sultan Menteşe'yi (d.1996) başarılı etkinliğiyle izleyerek mutlu olduk.
Kuğu Gölü, bugünlerde adı uluslararası siyasete karıştırılmaya çalışılan Piyotr İliç Çaykovski'nin yazdığı ilk bale müziğidir ve Petipa-İvanov koreografisi temel alınarak pek çok koreograf tarafından değişik yorumlarla ele alınmıştır, bale tarihinin en sevilen beyaz balesi olarak olarak ününü sürdürmektedir.
Bu yapımı, sürekli birlikte çalışan koreograflar Armağan Davran ile Volkan Ersoy, 2017'de Antalya DOB için Petipa – İvanov koreografisinden yola çıkarak, dört perdeyi ikiye indirip bazı kısaltmalarla süreyi net 110 dakikaya indirerek hazırlamışlardı. Çaykovski müziğinde buna göre gerekli düzenlemeleri de Tolga Taviş yapmıştı. Bu yapımı 2019'da pandemi öncesi Ankara'da gene Congressium sahnesinde izlemiştik. 2019'da Odette-Odille'de Özge Onat'ı harika etkinliğiyle zevkle izlemiştik, Prens Siegfried gene İlhan Durgut'tu. Onat'ı Türkiye'nin ilk kuğusu Meriç Sümen çalıştırmıştı. Sümen bu kez Sultan Menteşe için aynı görevi üstlendi.
Menteşe, Odette'de saflığı ve masumiyeti, Odille'de ise babası büyücü Rotbarth'a yakışır biçimde şeytanlığı, baştançıkarıcılığı ile sahnede olmak zorundaydı. Yüz ifadesi ve duyguları dansına yüklemesiyle bu rolün altından başarıyla kalktı. Menteşe yanılmıyorsam 2019 temsillerinde dörtlü dansta sahnedeydi. Böylece çıtasını iyice yükseltmiş oldu.
Prens Siegfried'de İlhan Durgut, 2019'daki formunda gözüktü, Menteşe ile ikili danslarda, kendi varyasyonlarında alkışı hak etti. Büyücü Von Rothbart'ta Berkay Saraçoğlu, bu tiplemeye yakışmıştı, tiyatrosu ve dansıyla yapıtın sacayağı olan üçlüyü iyi tamamladı. Sarayın renkli soytarısında ilk gece Kadir Okurer varmış, onu 2019'da izlemiştim, bu kez Aralcan Kocabey'den seyrettik.
Prens'in öğretmeninde Ertuğrul Bolat, kraliçede Aslı Elat artık hareketi az, mimik ve jestlere dayalı karakter rollerinin vazgeçilmezleri olarak sahnedeydiler.
Kuğu Gölü'nün “beyaz bale” olarak zirvede bu denli kalmasında en önemli etken, tütüleriyle kuğuların toplu danslarıdır.
Pandemi döneminin başlarında formda kalabilmek için oturdukları evlerin koridorlarında kendi kendilerine ders yapmaya çalışan balerinleri anımsadım birden..
Doğrusu herkes formunu iyi korumuştu. “Corps de balet”i daha yukarlardan izleseydim, hiza tutturmaları konusunda daha iyi gözlemiş olurdum, sahneyle neredeyse aynı düzeyden bakınca bu konuyu irdelemek kolay değil.
Ama toplu danslarda kuğular, ışıltılı tütüleri, hüznü ve gerginliği yansıtan yüz ifadeleriyle izleyiciye gerekeni hissettirdiler.
Temsilde orkestrayı Sunay Muratov yönetiyordu. 3000 kişilik Congressium'da müziği doğal akustik olarak vermek mümkün olmuyor, ses yükseltme sisteminin doğallığı zedelemesine karşın, başkemancı Deniz Aydın'ın uzun duygulu sololardaki başarısı, obuada Ulaş Yurtoğlu, klarnette Gültekin Ulutaş'ın, fagotta Engin Güngördü'nün yapıtın önemli ezgi ve renklerini yansıtan mükemmel soloları dikkate değerdi. Arpte Özlem Başabak, çello soloda da, Banu Akkerman Yeşilyurt iyi bir etkinlik sergiledi.
Orkestra, Muratov'un batonu altında genel olarak iyi bir iş çıkardı.
Salon doluydu, en az 2500 kişi vardı. Toplu bilet alarak gelenler dikkati çekti. Örneğin Türk Oftalmoloji Derneği Ankara Şubesi yıllık kurs toplantısında kurs katılımcıları için Kuğu Gölü’ne 200 bilet almış. Temsil sonrası sanatçılarla sahnede topluca resim çektirmeyi bile başardılar. Ne mutluluk, ne güzel bir anı değil mi?
Kuğu Gölü temsillerine, sahne ağzı dar, derinliği az olan Opera Binası'nda devam edilecek. Görmek isteyenlerin açıklanacak temsil tarihlerini izlemesinde yarar var.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
3 Nisan 2022, Ankara