Gözden ırak olun gönülden de ırak olur derler Anadolu’da… Kuşkusuz doğruluk payı var, ama dileyen gözden ırak olanları anımsar, ya da onlar kendilerini anımsatır. Yeter ki gönüller bir olsun.
Yurt dışında, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere çeşitli ülkelerde yerleşik, icracı, besteci, akademisyen pek çok müzisyenimiz var. Öyle sosyal medya üzerinden rastlamak değil, doğrudan yazışıp haberleşmek insanı memnun ediyor. Onlardan biri, ABD’de yerleşik piyanistimiz Zeynep Üçbaşaran’dır.
Uluslararası Ankara Müzik Festivali’ne bir katılımı sırasında tanıştıktan sonra haberleşmemizi hep sürdürdük. Erimtan Salı Konserleri’nin sanat yönetmenliğini yaptığım beş yıl içinde kendisini, yabancı meslektaşlarıyla birlikte iki kez ağırladık. Türk bestecilerinin yapıtları ve Türk icracıların kayıtlarını CD albümü olarak projelendirip yayımladığım dönemde kendisiyle bir proje de yapmıştık.
Lizst İstanbul’da albümünde Üçbaşaran’ın Franz Lizst’in 1847’deki İstanbul ziyaretinde verdiği konserlerde seslendirdiği yapıtlardan bir seçki yer alıyordu. Bu iki ismin ortak noktası neydi? diye sorarsanız, Zeynep Üçbaşaran (d. 1968), konser artisti diplomasını Franz Lizst’in adını taşıyan Budapeşte’deki müzik akademisinden almıştı. Hem besteciyle hem de Macaristan ve Budapeşte’yle duygusal bağları vardı. 1996 Los Angeles Liszt Yarışmasında ikincilik, aynı yarışmada 2001 yılında özel ödül alması da işin cabasıydı.
2012’de o zamanki Budapeşte Büyükelçimiz Kemal Gür’ün düzenlemesiyle Üçbaşaran’ın hem Budapeşte’de Franz Lizst Müzesinde, hem de Miscolc kentindeki Bela Bartok salonunda Lizst İstanbul’da albümünü seslendirmesine tanıklık etmiştim.
Şimdi 12 yıl sonra, Zeynep Üçbaşaran’ın yolu gene Macaristan’la kesişiyor. Üstelik gene Lizst bağlantılı olarak… Çünkü bu kez Lizst’in öğrencisi, İstanbullu piyanist Francesco (Faik Bey) della Sudda'nın (1859–1940) bestelerini seslendirecek. İtalyan asıllı, eczacı bir İstanbul ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Della Sudda, 1880'lerin başında birkaç yıl Weimar’da Liszt ile çalışmış, 1894-95 yıllarında basın tarafından “büyük Türk piyanisti' olarak tanımlandığı Büyük Britanya’da bir konser turu da düzenlemişti.
Franz Liszt, dünya çapında ün kazanan birçok piyaniste ders verdi, ancak Faik Bey Franz Della Sudda, sevgiyle 'Der Paşa' diye çağırdığı Türkiye'den gelen tek öğrencisiydi. Della Sudda, Avrupa konserlerinde “çağın en dikkat çekici, zarif ve parlak piyanisti” olarak alkışlandı. Toplumun seçkinlerine yönelik lirik, pitoresk ancak karmaşık ve alışılmışın dışında besteleriyle Della Sudda, sonunda yalnız ve izole bir şekilde öldüğü İstanbul'a dönene kadar arıstokrat çevrelerin gözbebeklerinden biriydi.
İşte bu kez Zeynep Üçbaşaran, sanatçının kısa karakter parçalarını bir resital için hazırladı ve dünya prömiyeri kaydını da yaptı. Hazırladığı resital programı ve albümde Faik Bey Della Suda’dan vals, mazurka, menuet gibi değişik biçimlerde 14 parça yer alıyor. Konser, 17 Ekim 2024 akşamı Lizst Akademisi’ndeki Solti Salonunda saat 19.00’da.
Albüm ise Naxos tarafından hazırlandı ve bu ay içinde raflara çıkması bekleniyor. Bilindiği gibi Naxos, klasik müzik alanında hizmet odaklı, müzikseverlerin ulaşabileceği ortalama fiyatlarla albüm yayımlayan, bu nedenle de çok yaygınlaşmış bir firma. Katalogunda anıtsal piyanistimiz İdil Biret’in çok sayıda kaydı bulunduğu gibi, daha sonra Biret’in IBA etiketi altında yayımlanan albümlerinin de dünya dağıtımını yapıyor.
Eğer, Faik Bey Della Suda’nın yaşamını, Avrupa’da yaşadıklarını, hakkında yazılıp çizilenleri merak ettiyseniz sizlere bir kitap da önerebilirim: Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan müzik tarihi araştırmacısı Ömer Eğecioğlu’nun Franz Lizst’in İstanbul’lu Öğrencisi başlıklı kitap ayrıntılı bir çalışma.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
11 Ekim 2024, Ankara