İrlandalı besteci Sean Doherty acaba halk arasında “Baba” lakaplı Müslüm Gürses'i hiç dinlemiş midir? Bu soru durup dururken gelmedi usuma... Doherty'nin halkın şairi Orhan Veli'nin (1914-1950) “Anlatamıyorum” şiirine eşliksiz koro için yaptığı besteyi, Devlet Çoksesli Korosu'ndan yaklaşık 500 kişilik dinleyici kitlesiyle birlikte dinlerken geldi. İki ismi yanyana düşünmemin nedeni, yıllar önce Müslüm Gürses'in bu şiiri Burhan Bayar'ın bestesiyle “arabesk” olarak söylemiş olmasıydı...
Devlet Çoksesli Korosu, şef Burak Onur Erdem'in geniş açılı vizyonuyla, bir yabancı besteciye her yıl bir Türk şiirini, bestelemesi için sipariş veriyor. Bu yılki sipariş, henüz 36 yaşındayken Ankara'da bir belediye çukuruna düşerek geçirdiği beyin kanaması anlaşılamayan ve birkaç gün sonra fenalaşıp ölen Orhan Veli'nin “Anlatamıyorum” şiiriydi.
34 yaşındaki besteci Sean Doherty Türkçe şiir üzerinde çalışarak ortaya çoksesli bir koro yapıtı çıkarmıştı. Yapıtın dünyada ilk seslendirilişini 4 Aralık 2021 akşamı Devlet Çoksesli Korosu'nun adı artık “Tarihi Salon” olan eski CSO salonunda, bu sezonun ilk konserinde dinledik. Çağdaş bir koro yazısı olarak etkileyiciydi ama iyice fikir sahibi olabilmek için birkaç kez dinlemek gerek. Bazı yerlerde sözler tam olarak anlaşılamıyordu. Meraklıların ezbere bildiği bu şiiri, neyseki hazırladıkları program kitapçığının içine metin olarak almışlardı:
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Konserin başlığı da, şiirin içinden çıkmıştı: Kelimeler.
Mistik ve çağdaş anlayışlı halk müziklerinden esinli koro yapıtlarının bağlantılı olarak sunulduğu konserin yapısı gayet akışkan, anlamlı biçimde saptanmıştı.
Johann Sebastian Bach'ın(1685-1750) “Gel Tatlı Ölüm”üyle, Gülce Sevgen'in orgu eşliğinde koro üyesi soprano İrem Kırgız'ın etkileyeci söyleyişiyle başlayan konser, Norveçli besteci Knut Nystedt'in (1915-2014) “İmmortal Bach / Bach Ölümsüzdür” başlıklı yapıtıyla gene etkileyici biçimde sonlandı.
Açılışta Bach, İsveçli besteci Gunnar Eriksson'un (1901-1971) üç ayrı halk şarkısının birlikte harmanladığı “Kristallen del fina / Mükemmel Kristal” ve Eston besteci Arvö Parth'ın (d. 935) çağdaş ilahisi “Salve Regina”, birbirine bağlı olarak seslendirildi. Bağlantıyı sağlamada orgun tınıları gayet işlevseldi.
“Anlatamıyorum”, göbekte bir bağımsız prömiyer parçası olarak alkışlandı ve ufak-tefek İrlandalının sahneye gelerek dinleyiciyi selamlamasına olanak verdi.
Sırada ünlü şair Kavafis'in dizelerine bir albüm yapmış olan Yunan besteci 50 yaşlarında görünen Alexandros Karozas'ın (d.?), Kavafis'in “Keria / Mum” başlıklı şiirini yazdığı koral ile Norveçli besteci Bodgar Moe'nin (d.1951) “Sator”u vardı. Keria'da CSO'nun genç klarinet sanatçısı Umay Şafak, seslendirmede yer aldı.
Artık şef Erdem'e bir soluklanma vakti gelmişti. Umay Şafak, Gülce Sevgen'in org eşliğiyle Rus besteci Sergei Rahmaninof'un(1873-1943) , pek çok enstrüman için uyarlamaları bulunan “Vocalise”ini seslendirdiler ve parça bestecinin “Bogoroditse Devo” başlıklı 6 Nolu Vesper'ine bağlandı. Vesper, “akşam duası ya da ilahisi” anlamına gelen bir form.
İtalyan barok dönem bestecisi Antonio Lotti'nin (1667 – 1740) gene bir latince ilahi olan 8 sesli Crucifixus motetiyle, son yapıt olan “Immortal Bach”a bağlanıldı.
Böylece Latince, Almanca, İsveççe, Norveççe, Yunanca, Rusça ve Türkçe dillerindeki mistik ve dünyevi metinler üzerine bestelenmiş koro eserlerinin yer aldığı 75 dakikalık konser tamamlanırken, dinleyicinin yoğun alkışına karşılık “bis / bir daha” yapıtı olarak “Anlatamıyorum” yeniden seslendirildi.
Yaş ortalaması 50'yi bulan DÇK'nun dijital ve açım hava çalışmaları yapmalarına rağmen pandemi dönemi ataletinden hızlı ve iyi biçimde sıyrılmasında sanırım şef Erdem'in uluslararası ilişkilerini de iyi kullanarak sağladığı eğitim olanağı etkili oldu. İngiliz şan ve koro pedagogu Edward Caswell'in kadın ve erkek sesleri için uyguladığı özel ve grup çalışmalarıyla, koro pandemi öncesi performansını yakalamış gibi göründü.
Eski CSO binası DÇK'nun yeni evi olunca, koro yönetimi ilk iş orgu çalışır ve kullanılabilir hale getirmek için çabalamak olmuştu. Orgun, özellikle bas seslerde daha üzerinde teknik çalışma yapılma gereği hissediliyor ama bir konserde kullanılabilir hale getirilmiş olması çok yararlı. Çünkü elektronik değil, özgün bir org tınısı, yapıtlara bambaşka bir hava katıyor.
Konser sonunda şef Erdem, organist Gülce Sevgen, klarnetist Şafak Umay, besteci Sean Doherty ile birlikte arkalardan konseri dinleyen pedagog Caswell'i de israrla sahneye davet etti. Sarfedilen gayret, harcanan emek boşa gitmemişti.
Sonuç olarak, konseri nitelendirmek için “kelimeler kifayetsiz kalmadı”, çünkü “iyi” bir konser oldu.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Aralık 2021, Ankara