Klasik müziğin kısa ömürlü dâhisi W. A. Mozart'ın en sevdiği üflemeli çalgı hangisiydi? Müzik tarihinde bu sorunun yanıtını “klarnet” olarak buluyoruz. Nitekim bu tanta üflemeli çalgı için solo ve oda müziği grupları içinde pek çok eser veren Mozart'ın iki klarnetli beşlisi (kentet) bu dağarın önemli mücevherlerindendir. La Majör KV 581'in ilk bölümüyle, Si bemol Majör olanın tamamını 27 Mart 2019 akşamı Bilkent Müzik Günleri'nde Ayşegül Kirmanoğlu ve CSO Ensemble'dan dinledik.
CSO Ensemble, orkestranın başkemancısı Jülide Yalçın, kardeşi kemancı Mete Yalçın, viyola grup şef yardımcısı Artemis Sis Balkız ile viyolonsel grubu üyesi Köklü Yiğit Tan'dan oluşuyor. Jülide Yalçın, ADK'da ve ABD'ndeki eğitimi sonrası akademik ünvanlarını Bilkent'te aldığı için, topluluk gerekli koşulu yerine getirerek bu programa başvurup kabul edildi. İstanbul DSO'nun grup şefi Ayşegül Kirmanoğlu'yla birlikte hazırladıkları Mozart Klarnetli Beşlileri'nden ikisi birden çok uzun olacağı için, ilkinin sadece birinci bölümünü seslendirdiler. Bütüncül, uyumlu, iyi bir Mozart tınısı yakaladılar. Klarnette Ayşegül Kirmanoğlu, yarışma başarıları ve ödülleri elde ettiği dönemdeki enerjisine eklediği deneyimle, Mozart'ın klarnet sevgisine layık bir seslendirme çıkardı.Bakalım CSO Ensemble uzun ömürlü olacak mı?
Konserin başlığı “Klasikten Romantiğe” idi ve Mozart'ı, bu kez Brahms, Fa minör Piyanolu Beşlisiyle izledi. İstanbul'un oda müziği toplulukları arasında varlığını israrla sürdüren Semplice Quartet de, Bilkent ve Juliard diplomalarına sahip piyanist Çağdaş Özkan'ı aralarına alarak yaptıkları başvuru kabul edilince, bu programda yerlerini almışlardı. Seçtikleri eser, Brahms'ın oda müziğindeki zirvesi olarak kabul edilen beşlisiydi.
Murat Erginol ve Yaren Budak (keman), Pınar Dinçer (viyola), Burak Ayrancı'dan (viyolonsel) oluşan Semplice Quartet, piyanist Çağdaş Özkan ile birlikte enerjik bir seslendirme çıkardı. Semplice'nin 10 yıllık geçmişinde yurtdışında topluluk olarak aldıkları eğitimler, verdikleri konserler de bulunuyor. Türkiye'de bir oda müziği topluluğu için 10 yılı yakalamak önemlidir. Birikimlerine uygun, iyi bir seslendirmeye imza attılar.
Bu konserde daha başlamadan önemli bir kaza atlatıldı. Elinde cam bir su şişesiyle balkona girmiş olan kadın dinleyici, koro balkonunun ön sırası koridorunda ilerlerken elindeki şişeyi aşağı düşürdü. Bilkent'in Steinwey piyanosunun verilmiş sadakası varmış, çünkü şişe piyano taburesinin üzerine, oradan da yere düştü. İkinci bölümde kullanılmak üzere hazırlanmış piyanonun üzerine düşse mutlaka bir hasara yol açacaktı, doğrudan sahneye düşse muhtemelen patlayacak, ortalığa sular ve cam kırıkları saçılacaktı! Konser salonlarına çatırtılarıyla müziği zedeleyen pet şişelerin sokulmaması için salon yönetimlerinin tedbir almasını istiyorduk, şimdi buna bir de cam şişe faciası eklendi.
Eskiden sinemalarda “Kabuklu yemiş yemek yasaktır” diye tabelalar olurdu. Şimdi de konser salonlarına “Salona su ile girmek, yiyecek-içecek getirmek yasaktır!” türünden gayrı medenî tabelalar mı asmalı acaba?
Dinleyici, salonu iyi doldurmuştu ama çoğu kez olduğu gibi, bölüm aralarında alkışlayarak müziğe yoğunlaşmayı zedelediler, işin tadını kaçırdılar. Mozart seslendirmesinde gene koro balkonunda oturan bir genç kız da, elindeki koca telefonu düşürerek bir “vurmalı çalgı” katkısı yaptı müziğe! Neyse ki, tekrarını engellemek için yanındaki erkek arkadaşı telefonu alıp cebine koydu!
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
27 Mart 2019, Ankara