Meral Vural Leblebicioğlu, hocasını Erdener Konçertino'yla andı
Vefa, değerbilirlik önemli duygular. Özellikle mesleklerinde yeni değerlerin yetişmesine “Yolaç”anların unutulmaması, unutturulmaması için çalışmak, tarihsel bağlamda bir zincirin halkalarında kopukluğa yol açmadan anmaları gerçekleştirmek aynı zamanda bir görev.
Bu anlayışla baktığımızda, HÜ Ankara Devlet Konservatuvarı'nın obua öğretmeni Meral Vural Leblebicioğlu'nu gönülden alkışlamak gerek. Cumhuriyet döneminde konservatuvarın kuruluşundan itibaren pek çok obuacı yetiştiren solist ve duayen öğretmen Şakir Yolaç'ı, emeklilik günlerinde, doğum günlerinde unutmadı. Yolaç'ı geçtiğimiz 23 Temmuz'da yitirdik. 22 Aralık ise onun 93. yaşgünüydü. Kurumu ve Meral V. Leblebicioğlu Şakir Yolaç'ı bir konserle andı.
Leblebicioğlu, Yolaç anısına, okulun kompozisyon hocalarından, üçüncü kuşağın önemli bestecilerinden Turgay Erdener'in Obua ve Yaylı Orkestra için Konçertino'sunu seslendirdi. Bestecinin 1992'de yazdığı eserin ilk seslendirmesini belleğim beni yanıltmıyorsa Düsseldorf'ta yerleşik obuacımız Taşkın Oray, şef Rengim Gökmen yönetiminde Almanya'da yapmıştı. Leblebicioğlu bu sevimli, makamsal özellikler de taşıyan eseri, şef Alessandro Cedrone yönetimindeki Hacettepe Yaylıları'nın eşliğinde, nefesine hocasına olan vefa duygularını da yükleyerek seslendirdi. Dinmeyen alkışlar karşısında solist ve yaylılar son bölümü tekrarlayarak dinleyiciyi ödüllendirdi. Başkemancı sandalyesinde bu kez Seda Baykara oturuyordu. Ayşe Akçay, nihayet Ocak ayında yapacağı doğum öncesi izne ayrılabilmişti.
Konserden önce Yolaç'la ilgili fotoğraflardan oluşan bir küçük sinevizyon gösterildi. Eski fotoğrafları izlerken Yolaç'ın işini ne denli önemsediğini ve yaşamıyla özdeşleştirdiğini anımsadım. Yaşamanı "Ben 1922 doğumluyum. Senfoni orkestrasında 33 sene birinci obua çaldım. 54 sene çalıştım, birçok öğrenci yetiştirdim" diye özetleyiveren bu usta, Ankara Üflemeli Beşlisi'nin de üyesiydi. Yolaç'ın da ölümüyle hayatta sadece beşlinin kornocusu, Devlet Opera ve Balesi eski genel müdürlerinden, ADK'nın eski korno hocalarından Erol Gömürgen (d.1933) kaldı. Flütçü Mükerrem Berk, fagotçu Orhan Nuri Göktürk ve klarnetçi Aykut Doğansoy, önceki yıllarda aramızdan ayrılmışlardı. Göktürk'ü öğrencileri her yıl konserler, ustalık sınıfları düzenleyerek değişik illerde anıyorlar. Berk için bilmiyorum sonra kurucu müdürlüğünü yaptığı İDSO'da anma düzenleniyor mu? Doğansoy'u da sanırım öğrencileri ve CSO unutmayacaktır.
Konserden ilk yarının sonunda, bir başka görevim nedeniyle ayrılmak zorundaydım. Baktım Erol Gömürgen de gelmiş, bu anı konserine katılmıştı.
Evet, vefa ve kadirbilirlik, önemli, alkışa değer duygular... Büyüklerini, ustalarını, meslekdaşlarını unutmayanları kutluyoruz.