İsmet İnönü’yü anma konserleri, başta CSO olmak üzere devlet orkestralarınca, kendisini yitirdiğimiz 25 Aralık 1973’den sonra oluşan ve 43 yıldır devam eden bir gelenek haline gelmiştir. Nedeni, İsmet İnönü’nün müzik sevgisi ve CSO için hem her hafta izleyerek, hem de kimi sorunlarını çözerek verdiği destektir.
CSO 2016 yılının “İsmet İnönü’yü Anma Konseri”ni 8-9 Aralık 2016 akşamları verdi. 9 Aralık akşamı İnönü Vakfı’nın davetlileri arasındaydık. İsmet İnönü’nün eski salonda her hafta eşi Mevhibe Hanımefendi’yle oturduğu koltuklarda adları plaket olarak çakılıydı. Salonun yeniden düzenlenmesinden sonra orta koridor güvenlik gerekçesiyle kaldırıldığı için, bu koltuklara karşılık gelen iki koltuğa bu plaketler nakledildi. Konserde İsmet İnönü’nün koltuğunda bir buket kırmızı gül yer alıyordi ve yanında kızı Özden İnönü Toker, solunda ise eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden ve eşi oturuyordu.
Şef Antonio Pirolli, bu haftaki başkemancı Bilgehan Erten’di. Program Mendelssohn’un Fingal Mağarası uvertürüyle başladı. İkinci eser gene Mendelssohn’un 1. Piyano Konçertosu’ydu. Bestecinin iki piyano konçertosunu da repertuarının ön sıralarında bulunduran değerli piyanistimiz Emre Şen (d. 1973) haftanın solistiydi. Biz de, değerli meloman Yüksel Erimtan’la yanyana oturuyorduk.
Kimbilir kaç yıl geçti aradan? Emre Şen'i bir “genç yetenek” konserinde Hacettepe M salonunda gene Yüksel Erimtan'la birlikte dinlemiştik. O zaman “Piyanonun Küçük Prensi” diye yazmıştım. Sonra İtalya'da bir müzik yazarı , Emre’nin pek sevdiği “Piyanonun Şeytani Meleği” diye bir nitelendirme yaptı. Ama şimdi Emre Şen ne küçük prens, ne de şeytani melek, 43 yaşında olgun bir piyanist. Yüksek nitelikli bir icra ile karşımızdaydı gene. Konçertoda beyni ile elleri arasındaki mükemmel uyuma duyguları başarıyla yükleyerek kulaklarımıza ulaştırdı.
Emre Şen’in Türkiye’deki en iyi birkaç Chopin yorumcusundan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yoğun alkışlara Chopin ile karşılık verdi ama dinleyici dahasını isteyince bir Chopin daha çalarak veda etti.
Konserin ikinci yarısında orkestra Brahms’ın “Haydn’ın Bir Temi Üzerine Çeşitlemeler”ini , ardından Liszt’in senfonik şiirlerinden Mazeppa’yı seslendirdi. Ufak tefek bazı sorunlar olsa da, eserlerin bütününü örseleyecek nitelikte değildi. Pirolli, her zaman olduğu gibi CSO ile dinleyiciyi memnun edecek iyi sonucu elde etti.
Konserin sonunda Özden İnönü Toker, o koca demet kırmızı gülü, bu hafta çello grubunun başında olan Pervin Sungar’a verdi. Niye başkemancı değil de, birinci çello? Bilmeyenler için söyleyelim. İsmet İnönü’nün en sevdiği enstrüman çelloydu ve bir süre çalmayı denemiş, dönemin CSO çellistlerinden David Zirkin’den dersler almıştı.
Şefik Kahramankaptan
10.12.2016