5. Antalya Akra Caz Festivali İgor Butman ve Fantine konseriyle başladı. Dünyaca tanınmış saksafoncu İ. Butman ve Mosova Caz Orkestrası, aynı zamanda Fantine’ye de eşlik etti.
Konserler, Beydağları ve Akdeniz, dolayısıyla Antalya Körfezi seyirli Akra Hotels’in ünlü “festival alanı’nda gerçekleştiriliyor.
Festival, sunucu Yekta Kopan’ın açış konuşmasıyla başladı. Kopan “Akdeniz’in muhteşem manzarası, Beydağları’nın eşsiz görüntüleri eşliğinde bir kez daha bu festivalde buluşmanın gururunu yaşıyoruz. Birlikte 5 yılı geride bıraktık. Artık uluslararası arenada bilinirliği artmış, sesi buradan dünyaya yayılan bir festivalimiz var. Geçtiğimiz yıl festivalin tüm geliri ile Manavgat’ta bir hatıra ormanı oluşturuldu. İşte Akra Caz Festivali, bu şekilde şehre dokunduğu için gerçek anlamda Antalya’nın festivali” diyerek, geçen yıl yaşanan orman yangınları için gerçekleştirilen hatıra ormanının görüntüleri eşliğinde bitirdi sözlerini.
İgor Butman, festivalin de “gediklisi” artık. Yanılmıyorsam 4. Kez festivaldeler. İki yıldır da Fantine’ye eşlik ediyorlar Akra Caz Festivali’nde.
Açılış konserinde, orkestradaki çalgı gruplarının soloları, kendi performansı ve vokalde Fantine izleyenlere keyifli saatler yaşattılar. İ. Butman’ın Türkçe konuşarak başladığı konuşmasında, festivalde yer almaktan duydukları hoşnutluğu vurguladı ve “dünyaca ünlü caz yarışmalarında sayısız ödülleri bulunan sanatçılardan kurulu orkestramız ile böyle harika bir seyirci için çalmak paha biçilmez” dedi.
Alanı dolduran sanatseverler gece boyunca hem eğlendiler hem de dans ettiler. Güzel bir konser akşamıydı.
***
Festivalin açılışını takip eden akşam Imany “Voodoo Cello” konseri vardı, Akra Caz Festival Alanı’nda. Gece kraliçesi öncesi, Çağlayan Yıldız kaptanlığındaki Akra Jazz Band, bir bakıma uvertür gerçekleştirdi. Kısa program da olsa, güzeldi.
Festivalde gördüğüm en kalabalık akşamdı sanki dün. Sabırsızlıkla Imany ve arkadaşlarını bekleyen izleyici/dinleyiciye, 15 dakikalık bir sahne-dekor hazırlığı olacağı duyuruldu. Etraftaki kameralar söküldü, sahne düzeni eklentileri ve ses düzeni yukarı kaldırıldı, ışıklar söndürüldü…
Beklenen süre bir hayli aşınca, alandan 3 kez alkışlarla “sahneye davet” yapıldı. Huzursuzluğun dışavurumunu hissediyorduk o anlarda. Neyse ki, akşamın solisti önce sesiyle, sonra da görüntüsüyle sahnede yerini aldı. Hem bekleme süresi, hem ışık, hem de koreografi, solistin kostüm ve şarkı söyleyiş tarzına ilk yorumumuz şu olmuştu: Egolar tavan yapmış! Bunu düşünürken yıllar önce Antalya Piyano Festivali’nde İvo Pogoreliç’in tavrını anımsadım. Konser öncesi, ses ve görüntü kaydı yapılamayacağı duyuruldu, sonra da kayıt aygıtları emanete alındı görevlilerce. Neyse ki, o günlerin yaratıcısı dostumuz, fotoğraf makinemi alabilmemi sağlamıştı ama, uyarı gereği hiç görüntü, ses kaydı yapamamıştım. Sonradan, o değerli sanatçının, o günler öncesinde ağır bir buhran yaşadığını öğrenmiş, durumu saygıyla karşılamıştık.
Konserde, ilk birkaç şarkı darbe yapmış generallerin televizyonlarda bildiri okuyuşunu anımsatan tavırla geçti. Sonra, birden her şey değişti. Girizgahta yaptığım tanıma uyan bir “gece kraliçesi” çıktı ortaya. Muhteşem bir performans, enfes bir ses rengi…ve sahne bir anda şov alanına döndü. Sahnede şarkıcı değil, büyücü vardı sanki. Bazen bir meditasyon hali, bazen sıkı bir dansçı…ama hep var olan, çok iyi bir ses ve enfes şarkılar ve onlara getirdiği yorumlar. Zaten konser programını da “cover şarkılar” olarak belirlemişti konuk sanatçı.
Programını bitirince yaptığı konuşmada Imany: “Küçük bir kızken hayalini kurduğum tek şey şarkıcı olmaktı. Bunu gerçekleştirmek için gece gündüz çalıştım. Sonra ilk albümümü çıkardım ve o albümdeki ‘You Will Never Know’ parçası beni Türkiye ile buluşturdu ve Türk seyircisi ile birbirimizi çok sevdik.” dedi. Imany, konserin sonunda seyircilerin hep bir ağızdan eşlik ettiği “You Will Never Know” ve “Don’t Be So Shy” hitlerini seslendirdi ve “Çok yakında tekrar görüşeceğiz!” diyerek seyircilere veda etti.
Sahne sadece Imany ve arkadaşları için değil, fotoğrafçılar için de bir bakıma “fotoğraf platosu”na dönmüştü. Hem izleyen/dinleyenler, hem de fotoğraf çekenler için unutulmaz zengin bir geceydi. Ölçü alabileceğimiz değerlerle, ışık, kostüm, ses ile muazzam bir konserdi. Hani ego demiştim ya yukarda, valla gördüklerimiz, dinlediklerimiz izlediklerimiz karşısında rahatlıkla, “ az bile” diyebilirim Konser bittikten sonraki “bir daha”lar(bis) o uzun sahne performansına değer düzeydeydi. Başlangıçtaki aksaklıklar da ziyadesiyle düzeltilmiş oldu bir bakıma.
Tanıtımda kullanılan, “Fransız soul müziğinin divası…”nın ne kadar hak edilmiş bir sıfat olduğunu da kanıtladı dün gece Imany.
Konserler dizisi, 8 Haziran akşamı Kokoroko ile sürecek. Kokoroko öncesi, Antalyalı cazcıların oluşturduğu Deli Bakkal topluluğu sahnede olacak.
H. HÜSEYİN DULUN
5 Haziran 2022, Antalya
Fotoğraflar:H.H. Dulun