Bir haftadır sabırla beklediğim İspanyol Senfonisi hayal kırıklığıyla geçti benim için. Beş bölümlü yapıtın “budanmış” halini, üç bölümünü dinleyebildik; 1- Allegro non troppo, 4-Andante ve 5-Rondo-Allegro. Solistimiz, (2) Scherzando ve (3)Intermezzo bölümlerini seslendirmeyi uygun görmemiş.
Konuyu araştırırken, solistin eksik olan iki bölüme çalış(a)madığı ve kısa program çalmak istediği bilgisine ulaştım. Sonuçta, solistin isteği ile böyle bir karar verildiğini anladım. Hatta, konçertonun çok uzun olduğu, bu nedenle kısa çalmak istediği bilgisi de var ulaşabildiğim. Bana tuhaf geldi.
Konserlerde solistlerin böyle bir tercih yapma hakları var mı, bilmiyorum açıkçası. Şunu biliyoruz; özel konserlerde birden çok soliste(özellikle gençlere) orkestra deneyimi için konçertoların 1-2 bölümü çaldırılıyordu. Anlı şanlı bir solistin konçertoyu “kısa” çalmak istemesini anlayamadım.
Canlı olarak en son, ya 2000’lerin başıydı ya da 1990’lı yılların sonlarında kemancı Toğrul Ganiyev’den dinlemiştik Aspendos Salonu’nda, 1874 yılında kemancı Pablo de Sarasate için yazılan bu mükemmel eseri. Geçen yıllarda başka seslendirildi mi, anımsayamadım.
Merhum müzik yazarı Üner Birkan, E. Lalo’nun bu eserini “solistin katıldığı bir orkestra süiti’ denilse yeridir” diye tanımlıyordu. Senfoni formunda yazıldığı için “İspanyol Senfonisi” olarak adlandırılan bu eser, günümüzde keman konçertosu olarak kabul ediliyor.
Girizgâhtan sonra sadede gelecek olursak; Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın “Dünya Kadınlar Gününe” adadığı olağan konserinde, hem kadın şef Lucia Marin, hem de solist olarak kemancı Ellinor D’Melon yer aldı. Başkemancı koltuğunda Semih Kartal vardı.
Sahnede ilk dikkat çeken ayrıntı, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sandalye ve nota sehpalarına iliştirilen kırmızı çiçeklerdi.
Orkestra ilk olarak R. Chapi “La Revoltosa” adlı neşeli, kısa orkestra fantezisini seslendirdi.
Kemancı Ellinor D’Melon sahneye pek sükseli geldi. Konser kitapçığından acı gerçeği konser başlamadan öğrenmiştik; Lalo yaratısını üç bölüm seslendirecekti. Hemen belirteyim, hem solist hem de şefimiz pek sempatiktiler. Başarılı işleri yanında bu yönleriyle de dikkatleri çektiler.
D’Melon, seslendirdiği eserin her notasına âdeta yaşayarak basıyordu. Duygulu yerlerde, neşeli anlarda farklı mimiklerle ifade ediyordu. Zaten yapıt, kermancılar için bir virtüozite gösterisine dönüştürülsün düşüncesiyle yazılmış. Solistimiz de çaldığı bölümlerde bu niteliğini ustaca sergiledi.
Aradan sonra J.Brahms’ın “No. 2 Senfonisi” seslendirildi. Uzun bir eserdi, dört bölümü; Allegro non troppo, Adagio non troppo, Allegretto grazioso, quasi andantino ve Allegro con spirito başlıklarından oluşuyordu.
YALÇIN TURA HAFTASI
Birçok orkestramızın salonlarında hızla yayılan “alkış sorunu”, bütün hızıyla sürüyor burada da. ADSO yönetiminin salonda yaptırdıkları anonslar, konser kitapçığındaki bilgilendirmeler bile kifayetsiz artık.
Önümüzdeki haftanın konseri de Çanakkale Şehitleri’ne adanmış. Üç dev isim geliyor bu konser için; şef Rengim Gökmen ve solistler, piyanist Gökhan Aybulus, flütist Bülent Evcil. Üç Yalçın Tura eseri var programda; Piyano Konçertosu (Türkiye’de ilk seslendiriliş olacak), Flüt Konçertosu (İlk seslendiriliş) ve bestecimizin 5. Senfonisi.
HASAN HÜSEYİN DULUN
10 Mart 2024, Antalya