Türkiye’nin ilk opera sanatçılarından soprano Semiha Berksoy adına kurulmuş olan Semiha Berksoy Vakfı’ın bu yıl 10.su düzenlenen Opera Ödülleri Töreni 19 Haziran 2019 akşamı Kadıköy Süreyya Sahnesinde sahiplerine verildi.
A.A. Saygun’un Özsoy operasının İran Şahı huzurunda ilk oynanmasının yıldönümü olan ve on yıldan beri kutlanmakta olan Semiha Berksoy Opera Ödül töreni açılış konuşması için önce Zeliha Berksoy sahneye çıkarak kısa bir açıklama yaptı. Berksoy “Bu yıl ödül alan sanatçılarımızla birlikte bugüne kadar 117 sanatçıya Opera Ödülleri verildi” bilgisini paylaştı. Atatürk’ün çoksesli müzik ve opera sanatına karşı duyduğu sevgi, inanç ve coşkudan söz eden Berksoy, “Kolay değil bir ödülü 10 yıl devam ettirmek. Son yıllarımızda Denizbank bize destek oldu. Ondan önce kendimiz vakıf olarak büyük zorluklarla yaptık. Ama buradaki en büyük güç, tabii ki jüri üyelerimiz” dedi.
Ardından sıra ile, değişik dallarda sanatçılara ödülleri verildi. İşte bu ödüller:
Denizbank Özel Ödülü / Kamran İnce (Besteci)
Semiha Berksoy Özel Ödülü / Borusan Sanat adına Aydın Dorsay
Ferhan Onat Onur Ödülü / Mine Yenice Kurtoğlu (Soprano, SAMDOB)
Mustafa İktu Onur Ödülü / Murat Duyan (Bariton, İZDOB)
En İyi Orkestra Şefi Ödülü / Alexandu Samuil (ANTDOB)
En Başarılı Opera Rejisörü Ödülü / Recep Ayyılmaz (İDOB)
En İyi Kadın Opera Sanatçısı Ödülü / Ferda Yetişer (Mezzo soprano ANKDOB)
En İyi Erkek Opera Sanatçısı Ödülü / Levent Bakırcı (Bas bariton Staatstheater Nürnberg)
Vakıf Başarı ve Saygı Ödülleri / Soprano Meral Manizade, soprano Işık Kurt, tenor İsmet Kurt, bariton Altuğ Dilmaç ve korrepetitör Elisabetta di Stefano
Türk Operasına Hizmet Veren Yabancı Uyruklu Sanatçı Ödülü / Medine Tuganova (Mezzo soprano ANTDOB)
En İyi Genç Kuşak Opera Sanatçısı Ödülü / Faik Mansuroğlu (Bariton MDOB)
Semiha Berksoy Özel Ödülü’nü Aydın Dorsay’a Zeliha Berksoy ile birlikte sunan İlber Ortaylı konuşmasında devletten görülen desteği değerlendirerek şunları söyledi:
“Bugünün sanatçıları 1960’lı yılların sanatçıları kadar talihli değiller. Türk operasının 85. yılı... Yaşayanlar 15 yıl sonra 100. yılını kutlayacaklar. Ümit ederim, o zaman daha başka bir ortam olacak. Bu (Özsoy Operası), İran Şahı’nın gelişi şerefineydi... Döner dönmez de İran’da operayı kurmak için gerekenleri yaptı. Ve İran’da opera bugün de yaşıyor, ne olursa olsun yaşıyor. Hep de var olacak. Bunun kıvılcımı Ankara’da atıldı. Burada yaşanmıyor derseniz haksızlık etmiş olursunuz. Yaşıyor, insanlar ne olursa olsun opera sanatına hizmet ediyorlar. Dünyanın dört bir yanında Türk opera sanatçıları sahnede. Bu çok önemli bir şeydir. Opera dönemecini dönen toplumlarda organizasyon daha başka oluyor. Ne yaparsanız yapınız, bir gün Verona’daki opera festivalinde temsil bittikten sonra sokaktaki kahvelerde otururken önünden geçen sanatçıları ve onların arasında Türk opera sanatçısını alkışlamak için ayağa kalkanları görürsünüz. Bu durdurulamaz bir akıntı. Bu ödül ve vakıf bu bakımdan çok çok önemli...’’
Semiha Berksoy Onur Ödülü’nü alan İstanbul Şehir ve Devlet Operaları solist sanatçısı soprano Meral Manizade de çok anlamlı bir konuşma yaptı:
‘’Bana bu güzel ödülü veren Semiha Berksoy Vakfı seçici kuruluna ve siz konuklara çok teşekkür ediyorum. Öncelikle şunları söylemek istiyorum, eğer burada bu güzel sanat dalını icra edebiliyorsak bunu yüce Atatürk’e borçluyuz. Onun ileri görüşlü ve atılımcı çalışmalarının bir sonucudur tüm bunlar.
Hiç unutmuyorum, 1994 yılı idi ve AKM’de Verdi’nin Don Carlos operasını oynuyoruz. Temsile hazırlanıyoruz, kapı bir anda bütün ihtişamı ile açıldı ve içeriye tüm şıklığı ile Semiha Berksoy girdi. Harika bir makyaj, muhteşem bir şapka ile karşımda dikildi. Yüzüme bakarak, ‘Biliyor musun, ta AKM’nin önünden buraya kadar sırf senin için geldim.’ Ben de çok teşekkür ederim, dedim. ‘Sana sorularım var!’ deyince, buyurun dedim. ‘Böyle şarkı söylemeyi nereden öğrendin?’ diye sonunca, valla böyle bir şey beklemiyordum, ne diyeceğimi şaşırmıştım. ‘Hiçbir şey söyleme, ben bunun cevabını biliyorum, sen bunu kalbinden söylüyorsun’ dedi. ‘Şimdi ikinci sorum şu, bu Opera seni nerelerde saklıyor? Her zaman hep aynı insanları görüyorum, sen niçin yoksun?’ diye sorunca, bunu bana değil, Opera Müdürlüğüne sormanız lazım dedim. Bunun üzerine o bana ‘Bundan sonra beni tüm oyunlarına çağıracaksın’ dedi. Ben de kendisine, bana çok büyük onur ve şeref verdiniz dedim. Ben şimdi şunu anlatmak istiyorum, ben Semiha Berksoy Onur Ödülünü, 1994’de bizzat Semiha Berksoy’dan aldım.’’
Vakıf Seçici Kurul üyesi ve İZDOB Müdür ve Sanat Yönetmeni soprano Aytül Büyüksaraç da “Ödüle değer bulunan hepsi birbirinden değerli sanatçı arkadaşlarımı Seçici Kurul’un bir üyesi olarak kutluyor, başta Zeliha Berksoy hanımefendi olma k üzere Vakfa ve bu mükemmel organizasyona emek veren herkese Türk Operası adına minnet duygularımı ifade etmek istiyorum’’ dedi.
Ödül alanlar da tek tek teşekkürlerini sundular. Ödül töreninden sonra konser programı vardı. Piyanist Fügen Yiğitgil eşliğindeki program şöyle idi:
G.V erdi / Don Carlos, Rodrigo arya ‘’O Carlo ascolta… Io morro…’’ Faik Mansuroğlu, bariton
P.İ. Çaykovski / Maça Kızı, Paulina arya ‘’Pıdrugi milyye’’ Medine Tuganova, mezzo soprano
A. Thomas / Hamlet, Hamlet arya ‘’O vin dissipe la tritesse’’ Murat Duyan, bariton
G. Verdi / Macbeth, L ady Macbeth arya ‘’Vieni, t’affretta’’ Mine Y. Kurtoğlu, soprano
W.A. Mozart / Don Giovanni, Don Giovanni arya ‘’Finch’han del vino’’
L. Dellapiccola / Il Prigioniero (Bir bölüm) Levent Bakırcı, bariton
G. Bizet / Carmen, Carmen arya ‘’Habanera’’ Ferda Yetişer, mezzo soprano
C. Fracois & J.Revaux ‘’My way’’ Altuğ Dilmaç, bariton
Bu şarkılar ile program sona erdi. Daha sonra tüm sanatçılar sahneye çıkarak birlikte seyircileri selamladılar ve anı fotoğrafları çekildi. Konserden sonra da Süreyya fuayesinde mini bir kokteyl vardı, burada da sanatçı ve izleyenler birlikte sohbet etme olanakları buldular.
Semiha Berksoy Vakfı Opera Ödülleri ülkemizde çok önemli bir misyon üstlenmektedir. Genç sanatçıları yüreklendirirken, yaşı biraz ilerlemiş olanlara da saygı adına, onları da unutmadıklarından yola çıkarak bu ödülleri düzenlemektedirler. Ben de kendi adıma, başta Zeliha Berksoy olmak üzere Vakıf yönetimi ile jüri üyelerine teşekkür ediyorum.
Semiha Berksoy (1910-2004)
Semiha Berksoy, Türk sahne hayatının ilklerinde olmuş bir sanatçımız. Henüz çok gençken Güzel Sanatlar Akademisi’nde Namık İsmail Atölyesi’nde resme başladı, bunun yanısıra Darülbedayi Tiyatro Okulu’nda oyunculuk ve İstanbul Belediye Konservatuarı’nda Nimet Vahit Hanım’ın yanında şan eğitimini yürüttü. Buradan anladığımız 18 yaşında bir Türk kızının kendi yeteneklerini ciddi bir eğitimle şekillendirmek istemesidir...Berksoy hayatı boyunca bu üç sanat dalını bünyesinde olgunlaştırdı ve ölümünden yıllar önce dünyanın en önemli sanat merkezlerinde kabul gördü.
İlk sesli Türk filminden sonra 1934’de Atatürk’ün emriyle sahnelenen ilk opera temsilimiz olan Özsoy Operası’nda Ayşim rolünde sahneye çıktı ve ilk opera sanatçımız olarak TBMM’den ödül aldı. 40 yıl boyunca Ankara Devlet Operası’nda görev yaptı. Yurt içi ve yurt dışında verdiği konserler ve oynadığı operalarla büyük övgüler kazandı.
Resim sanatımızdaysa kavramsal ressam olarak da tüm dünyada tanındı. Resimleri yurt içi ve yurt dışında birçok sergi ve müzeye davet edildi ve onlarla sergiler düzenlendi.
İsmail Hakkı Aksu