10 Nisan 2015 tarihinde dört yıldır sürdürmekte olduğum Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü görevimden istifa ettim. Dört yıl boyunca Ankara Üniversitesine hak ettiği ve gurur duyabileceği bir kurum kurmak için çaba gösterdim. Dört yılın ardından yapılanları ve yapılamayanları, nedenleri ile bilmek yalnız Ankara Üniversitesi Rektörü ve üniversite bileşenlerinin değil tüm yurttaşlarımızın da hakkıdır diye düşünüyorum. Bu yazı, muhasebeyi herkesin gözü önünde açık bir şekilde yapabilmek amacıyla yazılmıştır.
Konuya yabancı olanlar için Ankara Üniversitesi maceramızdan öncesi hakkında kısa bir bilgi vererek başlamakta fayda var sanırım.
BAŞLANGIÇ
1992-2011 yılları arasında İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevliliğinden profesörlüğe yükselen akademik kariyerimin yanı sıra solo ve oda müziği çalışmalarımı da yürüttüm. 2011 yılında dönemin Ankara Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Cemal Taluğ konservatuvarlarının arzu edilen düzeyde olmadığını, bir atılım yapmak istediklerini ve kurumun müdürlüğünü kabul edip etmeyeceğimi sordu. Yaptığım inceleme ziyareti sonrasında konservatuvarın o anki fiziki şartlarının başkente yakışır ideal bir konservatuvar için yetersiz ama ülkemizdeki pek çok küçük konservatuvardan daha iyi durumda olduğunu gördüm. Konservatuvarın kuruluşundan o güne yeterli destek alamadan geldiği, buna rağmen genç, dinamik ve gelişmeye açık bir kadroya sahip olduğunu anladım. Bu ortamda bile pek çok güzel şeyleri yapmaya çalışmışlardı. Cumhuriyetin ilk üniversitesinde, fiziki koşulların iyileştirilmesi, öğretim elemanı zenginleşmesi ve akademik yapılanma açısından verilecek güçlü destekle iş başına geçecek bir idare, Türkiye’nin belki de en iyi konservatuvarını oluşturabilirdi. Benim göreve gelişime kadar ve sonrasında, yüz akı bir eğitim kurumu olması için tüm güçleri ile ve büyük bir sabırla emek vermiş olan öğretim elemanlarımıza bu vesileyle teşekkürlerimi sunuyor ve kendilerini kutluyorum.
Ankara ziyareti sonrası nasıl bir konservatuvar düşündüğümü ve acil gereksinimleri Sayın Rektör ile görüşüp desteğini alarak bu görevi kabul etmeye karar verdim. Geçici görevle Ankara Üniversitesi’ne gitmek üzere izin istemek için DEÜ Devlet Konservatuvarı Rektörü Sayın Prof. Dr. Mehmet Füzün’e gittiğimde kendisi beni kendi konservatuvarlarına müdür atamak niyetinde olduğunu iletti. Ben ise güvenine teşekkür ederek başkentte ve cumhuriyetin ilk üniversitesinde "Devlet Konservatuvarı" adına yakışır yeni sayılabilecek bir okul kurma şansının her zaman yakalanamayacağını ve bu proje için gitmek istediğimi söylediğimde beni anlayışla karşıladı. 2011 yılı nisan ayında Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na Müdür olarak atandım.
AÜD Konservatuvarı Müdürlüğü’nü bir makama gelmek için değil hep hayal ettiğimiz üstün nitelikli yeni bir konservatuvar kurabilmek ve uluslararası standartlarda nitelikli öğrencilerin yetişeceği bir kurum oluşturabilmek için kabul ettim. Cumhuriyetin ilk üniversitesinde bu imkanı yakalamak bir şans olduğu gibi büyük bir sorumluluk da yükledi omuzlarıma. Bu sorumluluğun farkında olarak, yeniden yapılanması zorunlu olan AÜDK’nı arzu edilen düzeye getirmek için çalışmaya başladık.
Yeniden yapılanma süreci olarak adlandırdığımız bu süreçte öncelikle konservatuvarın var olan bölümleri için neler yapılabileceği gerçekçi bir şekilde masaya yatırıldı. 2011 yılına gelindiğinde Konservatuvar, eğitime başladığı günden 2010 yılına kadar geçen 10 yıl boyunca, kendine yakışmayan biçimde sadece Koro ve Modern Dans ile sınırlı eğitim vermişti. Opera Anasanat Dalı ise yeni kurulmuş ve giriş sınavını kazanan üç ama kayıt yaptıran iki öğrenciyle ilk yılını tamamlamıştı. Dans Bölümü’nün kadrolu sadece iki öğretim üyesi ve bir öğretim görevlisinden oluştuğu ve “bölüm” sıfatını kaybetme tehlikesi yaşadığı görüldü. Koro Anasanat Dalı’nın Türkiye ve dünya gerçekleriyle uyuşmayan müfredatının düzeltilmesi denendi ama ne öğretim elemanı sayısı ne de fiziki mekanın buna el vermediği ortaya çıktı. Yeni açılmış olan Opera Anasanat Dalının, ilk sınavına nitelikli öğrenci çekemediği anlaşıldı. Bu değerlendirmeler ışığında, Ankara Üniversitesi’nin, ülkenin en eski, köklü ve başarılı müzik eğitim kurumları olan Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi gibi kurumlarla rekabet edebilmesi, üniversitesinin yüzünü ağartabilecek bir konservatuvar olabilmesi için Koro Anasanat Dalı’nın Opera Anasanat Dalına dönüşmesi, Dans Bölümü’nün Modern Dans Anasanat Dalına dönüşmesi, bu Anasanat Dallarının Sahne Sanatları Bölümü çatısı altında toplanması, nitelikli öğrenci çekebilmek ve rekabet imkanımızın artması için de Devlet Operası ve Balesi solist sanatçılarından öğretim elemanı desteği alınması gerektiğine karar verildi.
Diğer önemli bir karar da Müzik Bölümü’nün kurulmasıydı. Müzik Bölümü Çalgı ve Bestecilik Anasanat Dalları olarak yapılandı. Çalgı ASD 2011 eylül ayında ve Bestecilik ASD da 2012 yılında ilk öğrencileri alınarak okulumuzda eğitime başlandı. Müzik Bölümünde bu hızı yakalamamızda ve sonrasında akademik ve sanatsal ilgiyi üzerimize çekebilmemizde büyük pay sahibi olan Müzik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Ahıskal’a, Çalgı Anasanat Dalı Başkanı Doç. Sinan Dizmen’e, yabancı uzman olarak bizimle birlikte çalışan Ellen Jewett’a ve Bestecilik Anasanat Dalı Başkanı Yrd. Doç. Mert Karabey’e şükranlarımı sunuyorum.
Akademik şeması tamamlanan konservatuvarımız kadrolu ve kadrosuz öğretim elemanı takviyeleriyle birlikte eğitim-öğretime tüm hızıyla başladı. Bu kadar kısa bir zamanda hızlı bir başlangıç yapmamızda bana çabalarıyla büyük destek veren ve yardımlarını asla unutmayacağım Müdür Yardımcıları Öğr. Gör. Özlem Rumeli, Öğr. Gör. Özlem Özdemir, Öğr. Gör. İsmail Sezen ve Konservatuvar Sekreteri Ayfer Yakar’a minnet duygularımla teşekkür ediyorum.
BİLİNİRLİK
AÜDK’nın bilinirliğini artırmak önde gelen hedefimiz oldu. Ankara Üniversitesi’nin sanat alanında var olduğunu kendi ve ülke kamuoyuna duyurmak için üniversitenin adını taşıyan ve Müzik Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Orhan Ahıskal, Ellen Jewett, Prof. Çetin Aydar ve Doç.Sinan Dizmen’den oluşan “Ankara Üniversitesi Solistleri” oda müziği grubunu kurduk.
Kurum dışından davetimizle gelen öğretim elemanları da konservatuvarımızın bilinirliğini artırmakta çok yardımcı oldular. Bu güne kadar bize destek veren Ankara Devlet Operası’nın seçkin solistleri Eralp Kıyıcı, Sim Tokyürek, Arda Aktar, Ünüşan Kuloğlu, Erdem Baydar ve Ankara Devlet Operası’nın değerli Rejisörü Zeynep Çelen Tamer, Ankara DOB Orkestrası Konzermeister Yardımcısı Aslı Özsoy, kontrabasçı Özgür Uluçınar, Anadolu Üniversitesi Öğr. Üyesi viyolacı Doç. Eda Aslanoğlu ve Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Öğr. Gör. piyanist Sanem Berkalp Egesel’e en derin şükranlarımı sunuyorum. Onların da destekleriyle yeniden yapılanma sonrası Opera ASD giriş yetenek sınavlarında Ankara’da en çok başvuru alan konservatuvar olduk. Çalgı AS Dalında da önemli bir başlangıç yaptık.
Üniversitemiz içinde de bilinirliğimizi ve yaptığımız çalışmaları tanıtmak için gayret gösterdik. AÜDK öğrencileri ve öğretim elemanları, üniversitemizin pek çok biriminin bilimsel etkinliklerinin açılışlarında yer alarak üniversitemize sanatsal boyut katmalarının yanı sıra bilinirliğimizin artmasına da katkıda bulundular.
TANITIM
Tanınırlığımızın artırılması için sanat kurumlarımızla yakın temasa geçildi. Başta Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü olmak üzere Ankara Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Devlet Çoksesli Korosu ile kurumsal iletişim kuruldu. Yöneticilerine okulumuzun son durumu hakkında bilgi verildi, öğrencilerimizle ilişki kurmaları için ortam yaratılmaya çalışıldı. Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve ilgili daireleriyle görüşmeler yapıldı. Sanat kurumları dışında yurt dışı bilinirliğimizi artırmak için tüm büyükelçiliklere tanıtıcı mektuplar yazıldı, birçoğuyla yüzyüze görüşmeler yapıldı. TÜRKSOY ile iletişim kuruldu.
Bir yandan özel sektörle ilişkiye geçildi ve bu girişimlerin sonucunda GAMA Holding ile ortak projeler gerçekleşti. Yurt dışındaki konservatuvarla ilişki kurulmaya çaba gösterildi, ziyaretler yapıldı, ziyaretçilerimiz oldu. Goethe Enstitüsüyle dans alanında var olan ilişkilere müzik de eklendi. Bunlardan daha da önemlisi Ankara’da müzik eğitimi veren tüm kurumlarla ilişki kurularak ileride yapılabilecek ortak çalışmalar görüşüldü, yaptıklarımızdan haberdar edildi ve başta TÜSAK olmak üzere müzik eğitim kurumlarının sorunlarına ortak tavır alınması ve çözümler aranması için girişimlerde bulunuldu.
Modern Dans mezunlarımızın DOB sınavlarında başarılı olmalarına engel olan klasik bale ağırlıklı müfredatın değişmesi için tüm DOB müdür ve genel müdürleriyle görüşme yapılıp konu hakkında bilgilenmeleri sağlandı.
Üniversiteler Arası Kurul Sanat Dalları Eğitim Komisyonunda aktif olarak yer alındı. Konservatuvar sorunlarına çözüm önerilerinde bulunuldu.
FİZİKİ ŞARTLAR VE BİNA SORUNU
AÜDK halen Gümüşdere Yerleşkesi’nde Zirai Donatım Genel Müdürlüğü olarak yapılmış bir binada faaliyet göstermektedir. Bir Genel Müdürlük binasından ne kadar konservatuvar olabileceği cevabı belli olan bir sorudur. Sayın Rektör Prof. Dr. Cemal Taluğ’dan bina konusunda bir dilekte bulundum; Cumhuriyetin ilk konservatuvarı için yapılmış Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Cebeci’deki tarihi binasının Ankara Üniversitesine tahsisi. Rektörümüz ilgilendi ve bir gerekçe hazırlamamızı istedi. Hazırladığımız gerekçe, bu binanın tarihsel olarak Ankara Üniversitesini oluşturan fakültelerle yaşıt olduğu ve aynı amaçlarla kurulduğu, mimarının Ankara Üniversitesi için de pek çok bina yapmış olan İsviçreli Mimar Egli olduğu, ilköğretim ve lise seviyesinde de eğitim verdiği için Ankara Üniversitesi kurulurken içine alınmadığı ancak binanın bu gün Ankara Üniversitesi’ne devri ve konservatuvar için tahsisinin tarihsel, mimari ve eğitim açılarından doğru olacağı şeklindeydi. Milli Emlak Genel Müdürlüğüne başvurularak istek yapıldı. Ancak Sayın Cemal Taluğ’un görev süresi sona erdiğinden sonrasında konunun takibi mümkün olamadı.
Eldeki bina ise bütçe olanakları çerçevesinde fiziksel mekân ve donanım yönünden bir plan çerçevesinde yenilendi. Kullanılamayan boş alanlar çalışma odası ve dersliklere dönüştürüldü. Ne yazık ki bütçe elvermediğinden arzu edildiği kadar ses yalıtımı yapılamadı. Yine bütçe elverdiği ölçüde çalışma piyanoları alındı. Modern dans stüdyoları ve içindeki ses sistemleri ile konser salonunun ses sistemleri yenilendi.
Konservatuvarımızda konser piyanosu bulunmaması nedeniyle okulda sanatsal etkinlikler gerçekleştirilememekte, yine konser piyanosu yokluğu yüzünden, okulumuzda yapılması planlanan Üniversiteler Arası Kurul doçentlik sınavları üzüntü ve mahcubiyet içinde geri çevrilmekteydi. CSO’ndan devralınan hurda konser piyanoları bir buçuk sene süren bir çalışma sonucu yenilenerek hizmete sokuldu ve konservatuvar kurulduktan 15 yıl sonra üniversiteden temini için destek alınamayan iki konser piyanosuna bu şekilde kavuşulabildi.
EĞİTİM-ÖĞRETİM
Göreve geldiğimde öğretim elemanı ve öğrencilerin ders devamlılıkları konusunda sıkıntılar olduğu ortaya çıktı. İyi bir eğitimin yanı sıra düzenli bir eğitimin de önemli olduğu düşünülerek yoklama düzeni getirilip öğretim elemanı ve öğrencilerin devamlılığı ve ek ders ödemelerinin de sağlıklı yapılması sağlandı.
Görev süremin sonlarına doğru İTÜ MİAM ve BORUSAN Kültür, aralarında imzaladıkları bir protokolle, kütüphanemize 153’ü CD olmak üzere 1024 adet nota ve kitap materyali devretti. Olası pek çok devredilebilecek kurum arasından konservatuvarımızın bu devir için düşünülmesinin, kurumun bilinirliğine dair yaptığımız çalışmaların ve harcanan yoğun emeğin bir ürünü olduğunu düşünmekteyim.
Yukarıda sunulan çalışmaların çok büyük bölümü ilk çalışma yılımızda gerçekleşmiş işlerdir. Bütün bu çalışmalar yönetime geldiğimiz sırada önceki yöneticilerin karşılıklı sorunları hakkında üniversite içinde süren soruşturmalar ve mahkemelerde süren davalar arasında gerçekleşmiş, kurumda süren huzursuzluk, objektif bakış açısı ve liyakat esas alınarak yapılan uygulamalarla sona erdirilmeye çalışılmıştır. 2011 yılına kadar kurum içi çekişmeler kaynaklı açılmış çok sayıda soruşturma ve dava olmasına karşın 2011 yılından sonra bu yönde açılmış hiçbir soruşturma bulunmaktadır.
Özlük hakları konusunda çok titiz davranılmış, öğretim elemanlarının süresi içinde yükselmeleri için kadro temin edilmeye çalışılmıştır.
Eğitim kalitesi ve disiplini konusunda gösterilen çabalar sonuç vermiş, etkinliklerimizin sayısında büyük artış olmuş, öğrencilerimizin ulusal yarışmalarda aldığı ödüller bizim ve üniversitemizin tanınmasına ve bilinirliğinin artmasına neden olmuş, bizi gururlandırmıştır. Bestecilik ASD nın açılmasından sonra öğretim elemanlarımız ulusal düzeyde yapılan bestecilik yarışmalarda önemli başarılar kazanmışlardır.
Modern Dans ve Bestecilik ASD Hocalarımızın ortak projesi olan “Arda Boyları” Ankara DOB Modern Dans Topluluğunun repertuvarına alınmış ve sergilenmiştir.
Eramus koordinatörü Öğr. Gör. Arda Erdem’in çabaları ile yurtdışı anlaşmalarımız ve öğrenci hareketliliği belirgin bir şekilde artmış, sadece öğrenciler değil ilk defa olarak öğretim elemanlarımız da Erasmus Hareketliliği kapsamında yurt dışında konser ve ders vermişlerdir. Farabi programı ile konservatuvarımıza gelen öğrenciler olmuştur.
Kurumsal ilişkilerin sonucunda düzenlenen etkinlikler arasında Chopin Derneği ve Polonya Büyükelçiliği ile ortak bir etkinlik olarak Leonardo Da Vinci’nin tasarladığı ve bu yüzyılda tekrar hayat bulan “viola organista” enstrumanı ile yapılan bir konser, Iowa Üniversitesi profesörü Volkan Orhon’un kontrabas ve dünyaca ünlü çellist Johannes Moser’in çello kursları, Modern Dans ASD Öğr. Gör.Özgür Adam İnanç’ın büyük çabası ile Hollandalı, Alman ve İsrailli dansçılar ile yapılmış pek çok workshop sayılabilir.
TÜSAK
Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) adıyla çıkarılması düşünülen ve yurdumuzda özellikle müzik ve dans alanında faaliyet gösteren tüm devlet kurumlarının kapatılmasına ve bizlerin yetiştirmeye çalıştığı öğrencilerin geleceğinin yok olmasına neden olacak yasa tasarısı taslağına kurumsal olarak tepki gösterilmiştir. Kurumsal görüşümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletilmiş, bakanlığın yaptığı toplantılarda tepkimiz dile getirilmiştir. Üniversitemiz senatosunda da bu konuda senatörlere bilgi verilmiş, Konservatuvarlar ve sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalar yürütülerek konunun kamuoyuna mal olması ve farkındalık yaratılması için çalışmalar yürütülmüştür.
ETKİNLİKLER
İlk yıl çok hızlı bir çalışma ile geçti dedik. Bu kadar işi bir yılda yaparken aynı zamanda ağır bir ders yükü ve AÜS oda müziği grubunun konserleri de sürmekte idi.
Ankara Üniversitesi Solistleri ilk konserini, bazı eleştiriler de alsa Cumhurbaşkanı, YÖK Başkanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, rektörler ve diplomatların katıldığı bir etkinlikte Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde verdi.
Daha sonrasında İstanbul, İzmir, Ankara, Afyon ve yurt dışında Bosna Hersek, Cezayir, Almanya ve ABD’nde, İdil Biret, Ruşen Güneş, Özgür Aydın, Emre Elivar, J. Moser gibi önemli müzisyenlerle birlikte konserler verdi, dünyada piyasaya çıkan, Naxos Music Library, Itunes, Spotify ve Deezer dağıtımcıları üzerinden ulaşılabilen ve üzerinde Ankara Üniversitesi’nin isminin de yer aldığı bir CD kaydetti, ilk seslendirilişler gerçekleştirdi, Donizetti Ödülleri 2013 yılı en iyi oda müziği gurubu ödülünü kazandı. Yapılan bu çalışmaların, konservatuvarımızın ve üniversitemizin adını yurtiçinde ve yurtdışında duyurma açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak, bazı konserlere rektörlüğümüz tarafından izin verilmemesi ile başlayan süreçte, bizim için çok önemli olan kurumsal bilinirlik ve üniversite temsiliyeti hassasiyetlerimizin, üst makamlar tarafından paylaşılmadığını gördük. Bu ilgisizliğe yabancı uzman ücretlerinin artırılması gereği hakkında rektörlüğümüze yaptığımız tekliflerin kabul edilmemesi ve Ellen Jewett’ın kurumdan ayrılması eklenince AÜS, çalışmalarını 2014 yılında durdurma kararı almak zorunda kaldı.
AKADEMİK KADRO
Eğitim kalitesini sürdürmek iyi hocalara sahip olmakla mümkündür. AÜDK görev süremde 20 civarında kadrolu, 40 civarında ücretli hoca ile eğitimini sürdürdü. Göreve gelişimiz ile AÜDK üniversiteden Prof. Dr. Cemal Taluğ döneminde daha önce hiç olmadığı kadar kadro almıştır. Bir yıl içinde 4 öğretim üyesi, 3 yabancı uzman ve 2 öğretim görevlisi kadromuza katılmış, kurum içi yükselme için 3 profesör kadrosu çıkmıştır. Yaptığı büyük atılımla dikkat çeken kurumumuza kadrolu ya da ücretli olarak çalışmak isteyen çok sayıda ve yurdumuzun son yıllarda yetiştirdiği en nitelikli diyebileceğimiz müzisyenler başvuru yapmıştır. Saat ücretli olarak bizimle çalışmaya başlayan bu genç sanatçı akademisyenler doğal olarak kadro da istemektedirler. Biz de onları kadroda görmek istemekteyiz. Ancak Taluğ’un rektörlüğünden sonra kuruma sadece bir öğretim görevlisi kadrosu alınabilmiştir. Çok olmasa da az ve düzenli kadro almamız yeni bir kurum için yaşamsal bir durumdur. Kurumumuza yeni kadro verilmediğinden başvuru sahipleri ümitlerini kaybetmekte, başka kurumlara gitmekte ve yeni başvuru da olmamaktadır. Bu duruma rağmen büyük güçlüklerle de olsa nitelikli saat ücretli hoca bulma konusunda başarılı olduk. Bunda akademisyen ve sanatçı kişiliğimize duyulan güvenin büyük payı olduğunu söylemeliyim.
LİSANSÜSTÜ PROGRAMLAR
Eğitim ve öğretim konusunda yaptığımız ikinci büyük atılım ise Sosyal Bilimler Enstitüsü çatısı altında kurduğumuz Çalgı Anasanat Dalı “Müzik Yorumculuğu Programı” oldu. Piyano, yaylı, nefesli çalgılar ve şan dallarında eğitim veren programda ders vermek için kurumumuz öğretim üyeleri dışında Ankara Devlet Operası Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarından her biri kendi alanında Türkiye ve dünya çapında başarılara imza atmış birbirinden değerli sanatçılar olan Prof. Toros Can, Doç. Gökhan Aybulus, Erden Bilgen, Cem Akçora, Gürel Ünver, Engin Güngördü, Gültekin Ulutaş, Selçuk Akyol, Cem Önertürk, Doç. Özgül Gök davet edildiler. Önce tezli daha sonra tezsiz olarak da açılan programlar tahminimizce Türkiye’de en çok başvuru alan program oldu. Hocalar açısından maddi neredeyse hiç getirisi olmayan bu programa gönülden destek veren hocalarımıza katkıları için kendim ve Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı adına teşekkür ederim.
Hedeflerimizin çoğuna ulaşmak için çok önemli bir yol kattetiğimize inanıyorum. İsteyip de yapamadığımız şeyler de var tabi. İzin verirseniz ikinci yazıda da biraz bunlardan bahsedelim ve neden gerçekleşemediğini görelim.