Geçtiğimiz hafta CNN Türk televizyon kanalında Enver Aysever’in hazırladığı “Aykırı Sorular” programında kısmen TÜSAK gündemdeydi. Diğer konukların yanı sıra programın TÜSAK ile ilgili katılımcıları Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, Baş Rejisör Yekta Kara ve DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş idi. Programın fonunda ise Devlet Operası’nın değerli sanatçıları vardı.
Bu program gerçekleştirilmeden kısa bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü kendine bağlı müdürler ile bir toplantı gerçekleştirdi ve artık TÜSAK’ın rafa kalktığını, sanatçıların tedirgin olmalarına gerek kalmadığını, işlerine güçlerine bakmalarını, programlarını uygulamalarını ve geliştirmelerini söyleyen bir konuşma yaptı.
Sanatçılar arasında bir umut dalgası yaratmadı değil bu görüşme. Ama görüşme sözeldi, herhangi bir yazılı ve bağlayıcı bir karar yoktu. Görüşmede sanatçı yöneticiler bakanlığa güvensizliklerini de bildirmiş ve TÜSAK bakanlık web sayfasından kalkmadan ve bakanlık yetkililerince geri çekildiği ilan edilmeden kimseyi inandıramayacaklarını söylemişlerdi.
Güzel Sanatlar Genel Müdürü bu açıklamayı yaparken, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen gerek kurumunda gerekse de “Aykırı Sorular” programında böyle bir bilgiyi paylaşmadığı gibi bakanlığın TÜSAK’ı çıkaracağına inanmadığını, sanmadığını belirten sözlerle böyle bir bilgisinin olmadığını gösterdi.
Programdan bir hafta sonra konuyu yakından takip eden gazeteci Selda Güneysu Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan haberinde bakanlığın TÜSAK konusunda revizyona gitme kararı aldığını ve önümüzdeki yasama yılında revize edilecek taslağın meclise getirileceğini duyurdu.
Eh, o zaman gazetecinin bildiğini genel müdürlerimiz bilmiyor mu diye sormak da bizim hakkımız. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü bilmiyor, Güzel Sanatlar Genel Müdürü yanlış biliyor, Tiyatro Genel Müdürü ne biliyor ne bilmiyor.
Bütün bunları yan yana koyduğumuzda TÜSAK konusunda yaz tatiline hazırlık yapıldığını, Cumhurbaşkanlığı seçimleri geçene kadar bu konuyla uğraşmak istemeyen siyasetin kamuoyu ve sanatçılara “yaz tatili ayarı” vermek için bu yöntemi seçtiğini düşünebiliriz.
Aykırı sorular programına geri dönecek olursak:
DenizBank’ın harika bir genel müdürü var. Programı izlerken sanat kurumlarımızda da böyle kişilerin yöneticilik yapmasını diledim. Hakan Ateş açık sözlülükle TÜSAK konusunu tarihsel, sosyal ve ekonomik yönleriyle kısaca değerlendirip gerçekçi bir şekilde neden ve niçin ülkemizde uygulanamayacağını kısa bir süre içinde açıklayıverdi. Devlet Opera ve Balesinin Genel Müdürü ve Baş Rejisörü ise sabahın ilk ışıkları parlarken hala sayın bakanımız, zannetmiyorum, yok canım olmaz, zaten festivaller de bu yasa çıkarsa yaşamaz gibi sözlerle ne kadar iyi birer “idareci” olduklarını kanıtlamakla meşguldüler.
Son söz;
Festivallerin de tehlikeye girebileceğini fark edene kadar basına ve televizyonlara çıkma konusunda isteksiz olan idarecilerin tam da TÜSAK’ın rafa kalktığı söylentileri piyasaya sürülmüşken, yaz tatili başlarken, seçim sürecine girilirken, “ılımlı ve olumlu” mesajlar vererek arz-ı endam etmeleri zamanlama açısından manidardır. Bir süre öncesine kadar taşeron sistemini olumlayan, sistemi sovyetik olarak eleştiren bir Baş Rejisör’ü hala görevde tutan bir Genel Müdür’ün, tanıdık yazarların köşelerinde ve televizyonlarda kişisel tanıtım kokan şekilde boy göstermeye başlaması büyük talihsizliktir. Artık sanatsal ve idari olarak yönetiminde bulunduğu kurumlarda güvenilirliğini yitirmiştir. Bu güveni geri sağlaması mümkün müdür, bilemiyorum. Ama eğer böyle bir niyet var ise bunu göstermenin en açık yolu, önce TÜSAK için “ara yol arayan” ve “AKM’yi yıkıp tanıdık mimara yenisini ısmarlayan” bir Baş Rejisör’ü görevden almasıdır. Daha sonra da tribünlere oynamadan, kendi bakanlığının TÜSAK tasarısını “yapıcı uyarılarla yönlendirmek” yerine “kabul edilemez ve derhal geri çekilmelidir” diyerek açık bir şekilde eleştirmesidir.
Eğer bunları yapılamaz buluyorsa, yönettiği Cumhuriyet Sanat Kurumlarının tarihsel ve manevi miraslarına daha fazla zarar vermemek için görevden ayrılması en doğru hareket olacaktır.