Onur Yürüyüşü, Âkil Adamlar ve Normal Yürek
Önyargıları bir yana bırakıp, gerçek bir demokratik düzende varolması gereken insan hakları ve özgürlükler çerçevesinden bakıldığında, Kürt sorunu ile LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender, interseksüel) hak arayışı aynı istikameti işaret ediyor: Hiç kimsenin etnik köken, dil, din, cinsel yönelim, yaşam tarzı ya da başka nedenlerle ayrımcılığa maruz kalmaması; bu tarz davranışların nefret suçu olduğu konusunda toplumsal mücadele verilmesi.
Her ne kadar toplu yürüyüş polis ve TOMA engeliyle yarıda kesilmiş olsa da, LGBTİ'nin Onur Haftası etkinliğini bu yıl 22. kez düzenlenmesi bile tabu olarak görülen bir meselenin açıkça dile getirilmesi anlamında başarıdır. Ancak kamuoyunu özgürlükler konusunda bilinçlendirme iddiasıyla vitrine çıkartılan Kürt barış sürecindeki "âkil adamların" böyle bir harekete kayıtsız kalması enteresan bir çelişkidir. Özgürlükler en temel hak ise, ülkenin tamamını kapsayan bir sorunda öne çıkmak için ille resmi makamların talimatı mı gerekiyor?
İstanbul'daki yürüyüşü bir özgürlük arayışı olarak gören CHP'nin destek açıklaması ise "yabancılaştırma" efektiyle bezenmişti sanki. Sürekli olarak "LGBTİ"den sözeden bir metindeki bu kısaltmanın ne anlama geldiği sorusunu cevaplayamayan CHP'li varsa hiç şaşmamak gerekir. İnternette "lgbti ne demek" başlıklı çok sayıda sorgulama sayfasının olması zaten durumu yeterince açıklıyor. Türkiye'de insan hakları algısı "Güneydoğu sorunu" söyleminden "Kürt meselesi"ne geçildiğinde nasıl ilerleme kaydetti ise, eşcinsel hakları için de maskeleyici ifadelerden kaçınmak ve deyim yerindeyse "kediye kedi demek" gerekiyor.
Larry Kramer'ın sahne oyunundan uyarlanan "Normal Heart / Normal Yürek" filmi[*] işte tam bu noktadan yola çıkarak derdini anlatıyor. Aids salgını ilk ortaya çıktığında Amerikan kamuoyunu bilinçlendirmek ve hükümeti önlem almaya zorlamak için verilen mücadele esnasında "eşcinsellik vurgusu sürece zarar verir" yaklaşımını benimseyenlerle "kendimizi açıkça ortaya koymaktan korkarsak en baştan kaybetmeye mahkumuz" diyenler arasında ciddi bir taktik savaşı yaşanıyor. Sonuçta kendini ifade etmekten çekinmeden toplumda yaygın olan "aids bir gay hastalığıdır" önyargısının üzerine gidenler sayesinde mücadele kazanılıyor. Ağrı kesici hap Tylenol'un yan etkilerini araştırmak için milyonlarca dolarlık fon ayıran hükümetin, binlerce Amerikalının ölümüne sebep olan yeni bir salgın hastalık karşısında yaklaşık 10 yıl kayıtsız kalmasına dikkat çekilen filmde, laboratuvar ortamında üretilen bir virüsün eşcinseller üzerinde denenmesiyle bilinçli bir kıyım yapılmış olabileceği de ciddi bir sav olarak ortaya atılıyor.
"Normal Yürek" gibi bir başka yürekli film de Can Candan'ın yönetmenliğini yaptığı, çocukları lezbiyen, gey, biseksüel veya trans olan ailelerin yaşadıklarını anlatan 2013 tarihli "Benim Çocuğum" isimli belgesel. Candan bu filmi çekmeye nasıl karar verdiğini anlatırken, aslında meseleyi de özetliyor: "Yetişkin bir çocuk ve aynı zamanda bir baba olarak, onları dinlerken, kendi benzersiz kişisel deneyimlerini anlatıyor gibi görünmelerine rağmen, aslında her insanın kendisiyle ilişkilendirebileceği bir şeye de değindiklerini fark ettim: Bir insanın ailesi içinde ve toplumda kendi olma mücadelesi ve olduğu gibi kabul edilme ihtiyacı ve isteği."
[*] Normal Heart (2014) Yönetmen: Ryan Murphy. Oyuncular: Mark Ruffalo, Julia Roberts, Matt Bomer, Jim Parsons, Jonathan Graff.