“Müzikte rekabet yoksa rehavet kaçınılmaz oluyor! Bu durum festivaller için de geçerli. Dünyadaki tüm müzik festivalleri giderek “ilginç kişiliklere bürünüp” olabildiğince özgünleşirken bunu yapamayıp, rehavete kapılanlar izleyicisini giderek yitiriyor. Başarılı festivallerin her biri sanat yönetmenlerinin damgasını taşıyor. Giancarlo Menotti, Şlomo Mintz, Julian Rachlin gibi isimler ilk akla gelenler…
Ülkemizde buna örnek verilecek tek festival, Fazıl Say’ın yönetmenliğinde , bu yıl onuncu yaşına varan Uluslararası Antalya Piyano Festivali. İlk yıllarında “Fazıl Say ve arkadaşları” diyebileceğimiz, çoğu Kâmuran Gündemir’in yetiştirdiği genç virtüozlarımızdan oluşan programları ile ilgi çeken etkinlik, bugün gerçek anlamda özgün ve uluslararası nitelikte bir festivale dönüşmeyi başarmış görünüyor ki, burada Fazıl Say’ın uluslararası vizyonu öne çıkıyor.” (1) Kemal Küçük
“Bir kentin gelişimine kültür-sanat yatırımlarının katkısı açısından belki de en güzel örnek Antalya…Fazıl Say ve Kadir Dursun’un girişimiyle Antalya Piyano Festivali başlatıldı… Açılışlarını bizzat Fazıl Say’ın yapması, giderek daha nitelikli seçimlerle program düzenlenmesinin de olumlu etkisiyle; kendisine tüm salonu dolduracak biçimde dinleyici oluşturdu.” (2) Şefik Kahramankaptan
“Fazıl Say’ın 13 yıl önce fitilini ateşlediği Antalya Piyano Festivali zaman içinde ülkemizin en iddialı klasik müzik buluşmalarından birine dönüştü. Bu başarıdaki pay sahipleri, başta dünyaca ünlü piyanist-bestecimiz olmak üzere organizasyonu yürüten Kadir Dursun ve ekibi; Volkswagen’,in başını çektiği sponsorlar; ilk yıllarından itibaren etkinliği sahiplenen yerel yönetimler ve elbette Antalya halkıdır”.(3) Serhan Bali
Uluslararası Antalya Piyano Festivali bir zamanlar basında böyle yer alıyordu. 13 yılda kat ettiği mesafenin takdiri ve övgüleri vardı. Alıntıladıklarım üç önemli yazara ait ve ülkemizin o gün için tek klasik müzik dergisi olan Andante’de yayımlanıyordu. Aynı dergi, farklı dönemlerde 3 kez festivalle ilgili “özel ek” yayınladı.
Bu festival 2013 yılında, “Yılın Müzik Etkinliği” dalında Andante Dergisi’nin verdiği Donizetti Ödülü’nün de sahibi oldu.
Çok sayıda sanatçı ve topluluk, birçok eserin Türkiye ve dünyada ilk seslendirilişlerini gerçekleştirdiler festivalde. Fazıl Say da pek çok yaratısının Türkiye’de ve Antalya’da ilk seslendirilişlerini yapmıştı. 12. Festivalin bitiminde 13. nün hangi eserle ne zaman açılacağı duyurulmuştu. (5)
Açılış ya da kapanış…bazen her ikisi de özellikle ulusal kanal, NTV de yayınlanırdı.
O görkemli döneminde festivalden, “ülkemizin ve Antalya’nın yüz akı” diye yazmaktan büyük keyif alıyordum.
Festivalin yaratıcıları, işlerini belli bir disiplin içinde ve ciddiyetle yapıp programlarını ve içeriğini aylar öncesinden basın/medya yoluyla sanatseverlere duyuruyorlardı. Hazırlık aşamasından, festival sonuna kadar her şey, adeta imbikten geçirilircesine özenle yapılıyordu.
1 Kasım 2012 tarihinde, festivalin sanat yönetmeni Fazıl Say da, sosyal medya hesabında heyecanını şöyle dile getiriyordu:
“Antalya Piyano Festivali programı ilginizi çekecektir. Türkiye'nin en büyük Festivallerinden biridir. 13. yılındayız...Toplam 15 konser, 30 workshop, ve Üniversitelerde, liselerde, kenar semtlerde (ve Alanya'da) konserler...
16 Kasım'dan itibaren Festivalimiz başlıyor.
Efsanevi kemancı Gidon Kremer ile birlikte müthiş genç Gürcü piyanist; Katja Buniatishvili,
Spivakov ile Moskova Virtüzleri,
çılgın bir piyanist Tzimon Barto,
Yunanistan'dan gelen derin müzisyen Pappas (programında, dinleyip hayran kaldığım "kara toprak" da var )
Caz severler için Chick Corea, Brad Meldau, Buika gibi büyük isimlerin yanısıra, Gülsin Onay Debussy çalacak, her yıl olduğu gibi yetenekli Genç sanatçılarımız konser verecek. Açılış konserinde ise (16-17 Kasım) Mezopotamya Senfonisini Antalya ilk kez dinleyecek, Borusan Orkestrasını festivalimize davet edebilmekten onur duyduk.”
***
Şimdi sanat yönetmeni bile olmayan 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin açılış konserinin, Anadolu Rock ya da Türk Halk Müziği hatta pop da söyleyen dev bir sanatçı tarafından açılıyor olması, olayın vahametini ortadan kaldırmıyor artık.
Selda Bağcan kendi alanında, toplumda, hatta dünyada özel ve önemli bir yere sahip çok değerli bir sanatçımız. Onu sahneye çıkarttığınız etkinlik Antalya Piyano Festivali!..
Etkinliğin bir başka solisti, yine alanında çok başarılı bir pop ve caz söyleyen Candan Erçetin.. Festivalin adı, “Piyano Festivali” ama! Üstelik, piyanolu programlarda Havasi ve Can Saraç dışındaki sanatçılar ve topluluklar en az ikinci defa gelenler. Sürekli kendini yenileyen değil, tekrarlayan bir festival.
AKM Aspendos Salonu ile Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılan festivalde bilet fiyatları tam 30, indirimliler 25 TL’den satıldı. 11 yıl önce gerçekleşen 12. Piyano Festivalinde ise balkon 35, salon 45 TL idi. 11 yıl önce 45 TL’ye satılan biletin son festivalde 30 TL’den satılmasını popülizm olarak da yorumlamak da mümkün, festivalin değersizleştirildiğini söylemek de!
Festival, AKP’li Menderes Türel’in Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından sonra ivme kazanmış, dev adımlar atarak çıtayı epeyce yükseltmişti.(4) Sonrasında yerine gelen CHP’li Mustafa Akaydın da bu çıtayı düşürmeden, festivalin 14.süne kadar zirveye taşıdı. M. Türel ikinci kez seçildiğinde, siyasi bağının olduğu gücün de etkisiyle, bu kez ellerinde büyüttüğü festivali, elleriyle boğmaya başlamışt ı(6). Adeta bir intikam süreci yaşıyor, yaşatıyordu; İlk icraat olarak da festivalin iki önemli ismi, Fazıl Say ve Kadir Dursun’la yollar ayrıldı.
Festivalin Sanat Yönetmenliği bir başka değerli sanatçımız Gürer Aykal’a verilmiş, organizasyon da İstanbul merkezli bir şirkete havale edilmişti. İşler istenildiği gibi yürümedi tabi. Önemli irtifa kayıpları başlamış, rezaletler peş peşe yaşanıyordu festivalde (6-7).
Belli bir süre sonra Seren Akyoldaş’la devam etti festival, Muhittin Böcek’in belediye başkanı seçilmesiyle de “Sanat Yönetmenliği” sonlandırılmış oldu. Niye böyle bir tercih yaptılar, bunu bilmek olanaksız.
Festivalde düşüş tüm umutlanmalarımıza karşın sürdü. Oysa, Böcek yönetimiyle festivalin eski ivmesini yakalayacağına çok inananlardan biri de bendim. İşi ehline teslim ederler diye düşünüyordum; 5 yıl boş umutlarla geçmiş oldu. 14.sünde tavan yapan Antalya Piyano Festivali, bu süre içinde “dip” yaptı ve adeta mutasyona uğrayarak “Piyanolu Festivale” dönüştü.
Şimdi şöyle bir anımsayalım isterseniz, Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin 14.süne kadar kimler gelmiş, kimler geçmiş:
İdil Biret, Ayşegül Sarıca, Ferhan-Ferzan Önder, Uri Caine, Jean Philippe Collard, Verda Erman, Michel Camilo ve Tomatito, Miriam Mendez, Patricia Kopatchinskaja, Gülsin Onay, Ju Hee Suh, Aziza Mustafa Zadeh, Siiri Schütz, Lise de la Salle, Alexander Gindin, Sa Chen, Ivo Pogorelich, Gonzalo Rubalcaba, Chano Dominguez, Cihat Aşkın, Genco Erkal, Mihaela Ursuleasa, Olga Kern, Yosuke Yamashita, Yeol Eum Son, Boris Berezovsky, Olli Mustonen, Nobuyuki Tsujii, Katia ve Marielle Labeque, Dezsö Ranki, Ufuk ve Bahar Dördüncü, Gabor Boldoczki,
Midori-Özgür Aydın, Buika, Andreas Staier, Chick Corea, Gidon Kremer, Khatia Buniatishvili, Ferhan-Ferzan Önder ve Güher & Süher Pekinel kardeşler…
İbrahim Yazıcı, Gürer Aykal, Vladimir Spivakov, Rengim Gökmen, Artem Markin, Naci Özgüç, Howard Griffitths…
Moskova Virtüozleri, İberia (Rosa Tores Pardo, Lola Greco), Igudesman ve Joo, Dorantes with Galvan ve Grilo, Brad Mehldau Trio, Boganyi&Boldoczki.
***
Festivalin sonuncusunda yer alan sanatçı ve topluluklarla ilgili görseller, 6 Aralık’ta sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Program da 1 Aralık tarihinde ancak açıklanabilmişti. Festivalin sanat yönetmeni yok, kim tarafından hazırlandığı da muamma.
Şu an için festivali gerçekleştiren organizasyonun https://apf.com.tr/ web sitesine girin, hiçbir detaya ulaşamazsınız. 23. kez yapılan organizasyonun geçmişi de yok edilmiş!
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası programları, yalap şalap hazırlanan festival programı nedeniyle iptal oluyor, dolayısıyla İsmet İnönü’yü anma konseri de devre dışı kalıyordu. Antalya Büyükşehir Belediyesi ya da adına organizasyon yapanlar, kiracısı olan kurumla ortak bir planlama yapmış olsaydı, yıllık konserleri festivale dahil edilebilirlerdi. Önceden örnekleri var bu uygulamanın.
Festivalde basın/medya temsilcisi yok. Yerel yayın organları bile popüler konserlere ancak buyur ediliyordu anladığım kadarıyla. Bunu şöyle yorumluyorum; Ne yaptıklarının/yapamadıklarının farkındalar; beceriksizlikleri, festivali eline yüzüne bulaştırdıkları görülsün istemiyorlardı.
23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, değerli piyanistimiz Devlet Sanatçısı Gülsin Onay ve oğlu kemancı Erkin Onay’la birlikte verdikleri konserle sona erdi. Açılış konseri dışındakilere gitmediğim için “konser notlarım” yok bu yazıda. ABB’nin canlı yayınladığı bazı konserleri sadece bilgisayardan izleyebildim.
Geriye dönüp yine yüz akı festival günlerinden söz edersek;
Değerli Müzikolog ve müzik yazarı Ersin Antep: “Yalnızca bu festival sayesinde dahi olanak bularak serpilen birçok müzisyen var. Ayrıca festival, yurtdışında piyano alanında referans haline gelmiş bir niteliğe de kavuştu…” (1) diyordu.
Antep’in söz ettiği “genç yeteneklerden anımsadıklarımı yazayım: En başta Can Çakmur, Iraz Yıldız, Lara Melda, Ayşegül Yörükoğlu, Eylül Esme Bölücek, Mertol Demirelli, Buğra Yüksel ve Elif Işıl Karakaş(ABD)
Artık “Genç Yetenekler Konseri” yok festivalde. Konservatuvar, Güzel Sanatlar Lisesi ve kolejlerde yapılan “Atölye Çalışmaları” da yok.
Serhan Bali son olarak şu notu eklemiş aynı sayfadaki(3) yazısına: Çalışkanlık timsali organizatör Kadir Dursun’un gelecekle ilgili birtakım tasarıları var kafasında. Önümüzdeki yıldan itibaren festivalin kanatları altında bir uluslararası piyano yarışması düzenlemek, A sınıfı sanatçıların sayısını biraz azaltıp kaliteli ama adı daha az duyulmuş solistleri de Antalyalılara dinletmek, festivalin süresini birkaç gün uzatmak, okurlarımıza çıtlatabileceğimiz planlar arasında.”
Ancak, ülkemizdeki siyasi atmosfer, sonrasındaki gelişmeler ve yönetimlerdeki beceriksizlikler hem bu planları hem de uluslararası ve prestijli bir piyano festivalini yok etti!
Bu irtifa kaybında siyasi yelpazedeki tüm unsurların payı var ve yazık ettiler Uluslararası Antalya Piyano Festivali’ne. Bütün bu olan bitenden sonra, yeni seçilecek belediye yönetimi bir ders çıkartıp, festivali yine o eski düzeye çıkartabilirse bir Antalyalı olarak büyük mutluluk duyacağım.
Özetle; bu festival ya esas formuna geri döndürülmeli, yahut da adını Ş. Kahramankaptan’ın önerdiği gibi (8) “Antalya Müzik Festivali” veya benim önerimle, “Antalya’nın Piyanolu Festivali” olarak değiştirmeli.
HASAN HÜSEYİN DULUN
25 ARALIK 2023, ANTALYA
1* Andante, yıl 2009, sayı: 42
2* Andante, yıl 2014, sayı: 86
3* Andante, yıl 2013, sayı:75
4* http://blog.milliyet.com.tr/piyanonun-basinda-bir-belediye-baskani/Blog/?BlogNo=143201
5* https://www.mavi-nota.com/yazi/ayrinti/4532
7* http://blog.milliyet.com.tr/gorgusuzun-bir-festivali-olmus/Blog/?BlogNo=479401