2015 yılında Murat Göksu tarafından Mançalı Şövalye adıyla sahneye konulmuş olan, Cervantes'in ünlü eseri Don Kişot romanı üzerine, metin ve şarkı sözlerini Dale Wasserman ile Joe Darion kaleme aldığı, Mitch Leigh tarafından bestelenen, başkahramanı Mançalı Şövalye'nin işlendiği iki perdelik "Mançalı Adam" müzikali, 24 Mayıs 2019 Cuma akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Güngör Dilmen’in metnini çevirdiği müzikalin yönetmenliğini gene Murat Göksu yaparak eseri yeniden yorumladı. İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan'ın "Don Kişot"u canlandırdığı müzikalde, "Sancho" rolünde Çağrı Köktekin, "Aldonza" rolünde Şebnem Ağrıdağ Kışlalı, "Hancı" rolünde Gökçe Şenyüz, "Rahip" rolünde Serkan Bodur, "Dr. Carrasco" rolünde Can Reha Gün, "Antonia" rolünde Begüm Karacasu sahneye çıktı. Gösterimde ayrıca Engin Yavuz (berber) Özlem Abacı (Kahya kadın), Eda Erdaş (Hancının eşi Maria), İris Arıkan (Fermina), Ali Haydar Taş (Engizisyon subayı), Cengiz Arslan Bahadır Özkoca, Hakan Ceyhan, Fatih Çakmak, Okan Fidan, Utku Bayburt, Zeynep Aslan da rol aldı.
Müzik sorumluluğunu ve orkestra yönetimini Hüseyin Kaya'nın yaptığı müzikalin dekor tasarımını Ferhat Karakaya, kostüm tasarımını Gizem Betil, ışık tasarımını ise Taner Aydın hazırladı.
İki perdelik müzikalde, çoğunluğu genç sanatçılardan oluşan kadroda herkes görevini çok iyi yaptı. Oyunun kurgusu gereği, başlangıç sahnesinden itibaren, değişen her sahnede tüm sanatçılar iyi oynadılar. Bas Suat Arıkan, esere daha önceden de deneyimli olduğu için, oyunculuğu ile büyük beğeni topladı. Bu eser bir müzikal olduğu için, şarkılarda şan tekniği beklemek gereksizdir. Ancak yine de solistler ve koro doğru tonda ve formatta şarkı söylediler. Solistlerin şarkı söylerken dans sahnelerindeki başarıları da olumlu bulduğum ayrıntılar. Tüm şarkılardan sonra seyircilerin oyun ve oyunculara gösterdiği ilgi onların alkışlarının birer göstergesiydi.
Eserin müzik direktörü Hüseyin Kaya, sahne arkasında kurulan orkestranın başında olarak, doğrudan sahneyi göremediği için, görevi sırasında hayli zorlukla karşılaştı. Ancak, o da deneyimi sayesinde bu engellerin üstesinden gelmesini bildi.
Aldonza’da Şebnem Ağrıdağ Kışlalı, Hancı'da Gökçe Şenyüz, Rahip’te Serkan Bodur, Dr. Carrasco’da Can Reha Gün ve diğer solistler de iyi birer başarı çizgisi çizdiler. Bu oyunun rejisini yapan Murat Göksu oyunu iyi kurgulamış. Dekor tasarımında Ferhat Karakaya’nın oluşturduğu ortamda, Gizem Betil’in tasarımlarından oluşan kostümlü sanatçıların performansları, ışıkta Taner Aydın’ın tasarımları ile bütünleşince, seyircinin de beklediği görsel etki kendini göstermiş oldu.
İstanbul Operası’nın kurucusu ve müdürü Aydın Gün’ü, İstanbul Şehir Operası’ndan beri tanırım. O sahnede reji yaparken, reji koltuğunda oturmaz, birebir sahne üstünde sanatçıyı çalıştırır, oyunu yönetirken, sanatçıya hep şunu söylerdi: ‘’Oynayın! Siz zaten şarkı söylüyorsunuz, şarkınızı tiyatro ile birlikte yapın’’. İşte Aydın Gün’ün bu sözü, başta Suat Arıkan ve Şebnem Ağrıdağ Kışlalı ile tüm sanatçılarda vardı.
Dünya prömiyeri ile Broadway prömiyeri 1965'de gerçekleştirilen ve 16. yüzyılın sonlarında geçen müzikalin konusu özetle şöyle:
Vergi toplayıcısı, asker ve yazar Miguel de Cervantes ve yardımcısı Sancho, manastıra karşı geldikleri gerekçesiyle İspanyol engizisyonu tarafından hapse atılırlar. Buradaki mahkumlar Cervantes'in tüm eşyalarına el koyar. Ancak Cervantes, el yazısı metinlerinin kendisine geri verilmesi konusunda onları ikna eder ve Mançalı Don Kişot hikayesini yeniden canlandırarak dramatik bir savunma gerçekleştirir. Şövalyeliğin öldüğüne inanmak istemeyen ve kendi çılgın dünyasında yaşayan onurlu şövalye Don Kişot'un dokunaklı ve tutku dolu hikayesi başlar."
"Mançalı Adam" müzikali 28, 29 ve 30 Mayıs'ta yeniden Zorlu PSM'de tekrar sahnelenecek. Oyun bence olması gerektiği gibi çıkmış. Emek verenleri kutluyorum.
Ancak bir eleştirim var, o da salon akustiği ile ilgili. Zorlu PSM’deki Drama Sahnesi bile akustik sorunları olan bir salon. Eğer, bundan sonra, bu salonda bir etkinlik yapılacaksa, dekor tasarımı, sahnedeki sesleri salonun her yerine yansıtacak, akustik özelliklere sahip, kulis ve frizlerle oluşturmak, ses kaybını kısmen azaltır. Yoksa sanatçıları emeklerine yazık oluyor.
İsmail Hakkı Aksu
27 Mayıs 2019, İstanbul