Sanki herşey tamam, sanata tiyatroya sahip çıkılmış, hâttâ ihyâ edilmiş gibi görünüyor uzaktan, Türkiye' de salgın zamanı tiyatro...
Bakanlık ve tiyatro camiasının bir kısmı elele, kolkola ülkede zar zor yaşayan ve özellikle şirket olmayan gönüllü, amatör dernek, bireysel proje ve çalışanlar tiyatrosu yapanları kayıp kaçak üzerinden ele alarak, yönetmeliklere maddeler ekleyerek destek paketlerine ulaşamaz hâle getirerek şirketleşme dayatıyorlar...
Oysa ki sanatta vergi olmamalı ya da en az dilimden alınmalıdır, çünkü ülkenin sanatı-tiyatrosu yapılıyordur...
Evet destek istendikçe, özellikle şirketleşemeyen tiyatrolar tek tek batarken,esas yapılacak iş bırakılmış, ha bire yönetmelik çıkarılıyor..
Derdimiz tüm tiyatrolara destek... Tiyatro yapılarında ayrımcılık yapmadan, özel-amatör- gönüllü kollektif ve şirket tiyatroları hep beraber... Çağrılar hep beraber diye yapılarak üstelik seyirciden destek diye, imza toplayarak başlandı..
Ama şirket ayrımcılığı, okullu-alaylı ayrımcılığı, herkes işini yapsın şımarıklığı ve nihayet tüm tiyatrolar onaylamış gibi temsilciler gösterip itiraz eden sesler duymazdan gelinerek şirket olma dayatmasına gelindi.
Hâttâ belli bir tarihe kadar tiyatro şirketi kurulmamışsa, dayatma üzerine kurulanların Bakanlığa destek müracaatı bile yapamaması yaşandı...
Ve tüm bunların, desteğin hak ve zorunlululuk olduğu bir salgın döneminde yaşanması daha da yadırgatıcı...
Borcu olanların yapılandırma ile öteledikleri borçlarını böylesi dönemde ödemeye çalışmaları, alınan zorunlu kredilerin ödenmeye çalışılması, saatli yasaklar yüzünden aksak çalışan yarım kapasite seyirciyle yürüyen tiyatrolara ağır yük...
Ve bu hesapların içinde hep tiyatro yapıcı adıyla tiyatro sahipleri, şirket sahipleri var... Oyuncu, yönetmen, teknik kadro yok.. Hâttâ herkes kendi yazdığıyla başvuru kurtarmaya baktığından, yazar dahi yok...
Bireysel, özel-amatör, dernek tiyatroları olanlar bu işin dışında tutuluyor. 2018 yönetmeliğine 2020'de iki ek yapıldı. Şimdi değişen yönetmelikte ise dokuz (9) kişilik komisyona Bakanlığın belirleyeceği dört (4) tiyatrocu girecek, bu iyi haber...
Ama soru şu: Özgür olan ve aslında sanatçının da değil toplumsal olanın aynası tiyatro, nasıl bu kadar tek madde üzerinden, para kazanma-kazanamama üzerinden tartışılıyor?.. Üstelik kazananda kimsenin gözü yok! Ama taşıyıcı kolon olanlar, daima sürekliliği sağlarken hesap yapmayanlardır... Onlara verilen desteklerin kesilmesi ya da "şirket olmayan yapmasın, kayıp kaçak oluyor" diyerek işyeri mantığı güdülmesi ne ola ki...
Şirket yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışmanın sonuçtlarından biri pahalı bilet satmaktır. Dar gelirlilerin çok olduğu bir toplumda bu yapılırsa, tiyatro ya toplumsal niteliğini yitirir, ya da batar... Yani bu işlerin içinden böyle çıkmak zor; hele sanatın hor görüldügü zamanlarda, hele derdimiz tiyatro diyorsak...
Yönetmelik revize ederek ve şirket tiyatroları dışındakileri görmezden gelerek çıkan yönetmeliklerden öte yapılması gereken belli: Ayrıma gitmeden, zor durumda olan tiyatroları ve yine okullu,alaylı,teknik sahne önü ardı vb... ayrımı yapmadan tiyatrocuları destekleyen çözümler bekliyoruz, yasa ve yönetmelik görüşmeleri yerine...
KIMIZ BOZKIR
7 Mayıs 2021, Ankara