Tiyatro ölmez, son iki kişi kalsa da vardır, o da oyuncu ve seyirci olarak. Seyirci bu işin tarafıdır ve o an orada olmalıdır. Bu yüzden dijitalde hiçbir zaman tiyatro olamaz... Şov olur, gösteri vb.. olur . Ayrıca salgın döneminde tiyatro ölmedi... Park, açıkhava, saat ayarlayabilen kapalı salonlarda devam ediyor ve seyirci de gidiyor. Sokaklarda bizler az sayıda da olsak, görünmez (gölge) tiyatro yapıyoruz. Atölyelerin bir kısmı yapılabiliyor. Yani hayat durdurulmadı. Ve çalışanlar varsa biz de varız dedik... Önlem alarak alandayız sonuçta...
Bir de şu konu var; bulaş sahnede ve yakın mesafeden riskli. Şöyle ki, seyirci salonda maske ve mesafe ile yerleşik. Dijitalde de sahneden yayın dendiğinde hangi önlem oluyor sahne üzerinde? Yine aynı...
Sonuçta dijital yapımı para kazanmak için satmak tamam ve gerekli ama; tiyatro seyirci ile oyuncunun o an orada ve birlikte ürettiğidir... Şu anda hayattadır ve seyircisiyle öyle ya da böyle buluşmaktadır.
“Dijital tiyatro”nun tiyatro diye sunulmasına en baştan beri karşıyız. Açıkça "dijital tiyatro" denilen olay tiyatro değildir diyerek, yazdık sosyal medyada ve tiyatro sayfalarında yayınlandı ve söylemeye devam ediyoruz. Dijitalde yapılan gösteri, performans, şov, skeçler, talk show gibi şeyler konumuz dışı ve bunundijitalde gösteri gibi bir ismi olabilir...
Kendi adıma ise arşiv oyunlarına merakım için bakıyorum sabırla ama tiyatro tadını, seyir tadını en iyi tiyatrolar, en iyi oyunlardan bile alamıyorum... Arşivler bize olmadığımız zamanların ya da görmediğimiz oyunların hediye halidir, bir ışık tutandır... Bakanlık ve Belediyelerden destek için alınan oyunlar da umarım böyle bir işe yarar ilerde...
Günümüzde yaşanan salgın ve sorumsuzluk sonucu geldiğimiz durum ortada ve ne acı ki, ne isteyeceğini bilemeyen tiyatrolar ve sanata zaten gereksiz gözüyle bakan politikalardan destek paraları dışında sorumluluk göremedik... Üstelik bulaş sahnede daha yakın mesafede riskli iken, provalar yapılıyor, oyunlar oynanıyor, tiyatrolar resmen açık ama neye yaradığını kestiremediğimiz saat uygulamaları ile seyirciyle buluşamaz durumda... Yine de erken saatlere uyabilen tiyatrolarımız açık ve seyircisiyle buluşuyor... Sokaklarda, metro ve insanların toplu alanlarında gölge (görünmez tiyatro) yapıyoruz, sokak oyunlarımızı biraz daha havalar ısındığı günlere hazırlıyoruz... Ama bunlar kazanç dışı işler... Atölyelerimiz kısıtlı sürüyor, oyunlarımız durdu... Dijitalden verilen okul derslerine bile inanmayan ve eşitsizlik olarak gören bizler, bunları dijitalde yapmıyoruz... Dijitalin sadece söyleşi, konferans ve teorik alanlarda yararlı olduğuna inanıyoruz ve bunları yapıyoruz, katılıyoruz. Çocuk oyunlarının da, "kötünün iyisi gibi"çocuklara ulaşıyor olması ailelere teselli...
Ama tiyatro dendiğinde seyirci tiyatronun tarafıdır, o anda ve orda olmalıdır, bunun dışında yapılan işin adı tiyatro olamaz. Ayrıca en özenli işler bile çatlayan sesler, boğuntuya gelen sözler ve ifadelerle kötü görünüyor, yavan ve tuzsuz... Yapanlara da dijital tiyatro ismini kullanmak yanlış diyoruz ama yapar yapmaz kısmıyla ilgilenmiyoruz... Bir kısım tiyatrocular ve yönetmenler yapmayanlardanız...
Maddi güçlük gerçekten tavan yaptı ve dijital destek almayan, başvurmayan, zaten hak olan şeylerin elimizden alınarak yaptırıma dönüştürülmesini kabul etmeyenler olarak bu zor günleri de dayanışma ve öz gücümüzle açık saatleri kullanarak birebir çalışma biçimleri kurarak atlatmaya çalışıyoruz... Çünkü tiyatrolarımız açık ve bulaş için önlem alınmış alanda seyirciden bize veya bizden seyirciye mesafe koruyor... Asıl bulaş sahnede üzerinde ve sorun mesafe ise dijital çekimler ve dijitalde canlı oyunlar önlem sayılamaz...
Alınan bilet sayısı ve izleme oranı da yaraya çare değil üstelik... Bizlerin tiyatroya bakışı da salt bilet satmak olamadığından konu dışındayız. İşin esprisi de seyirci dijitalde bakıp "amaan bunlara gidilmez noktasına gelmesin." Çünkü dans, müzik, sinema hatta sergi ve müze gezmek bile dijitalde tat vermese de kurtarıyor kendini ama tiyatro kurtaramıyor ve o iş devam etmeli. Bulaşın bir an önce bitmesi dileğimiz ama bir o kadar başa gelenle yaşamaya ve alanlarımızı korumaya çalışmalıyız sanki...
KIMIZ BOZKIR
2 Mart 2021, Ankara